Yedi yıldır ciddi bir ilişki yaşamamış ve bunun eksikliğini hissettiğini kendisine dahi itiraf edemeyen, egosunun yüksek sesiyle dışarıya karşı ''özgürlüğüme çok düşkünüm'' bahanesini haykıran, arkadaşlarına aşk hayatlarında destek olan, ahkam kesen, akıl veren ben.
Şimdi ise bunca zaman sonra ilk defa yakınlık duyduğu hatta hayatını paylaşmayı düşündüğü biri tarafından terkedilmiş ben var. Kalbi kırılan arkadaşlarımın üzüntülerini çok mu yadsıdım yada Evren bana ''sen çok konuşuyorsun biraz da yaşa ve gör'' mü dedi bilemiyorum?
Aradaki süre ne kadar kısa olursa olsun yaşadığım yoğun duygular nedeni ile bayağı bir kalbim kırıldı. Ben kendi üzerime düşeni fazlasıyla yapmıştım oysa ancak elmanın bana ait olamayan diğer yarısına müdahale edemezdim ki.
Düşünüyorum da her şey ne güzel başlamıştı.
Evrene ''kendim kadar sevebileceğim birini hayatıma çekmeye hazırım'' derken sonucun böyle hüsran olacağı hiç aklıma gelmemişti elbette.
Ancak en büyük kazancım şüphesiz bu deneyimden öğrendiğim dersler oldu.
Birincisi iç rehberime güvenmek, onun ışığında ilerlediğim yolda, bilmem gerekenin mutlaka ve en kısa zamanda karşıma çıktığıdır.
İkincisi hayatımın %100 sorumluluğunu almak. Kimseyi suçlamadan, ''bu adamı hayatıma ben çektim, benim de eksik yaptığım veya öğrenmem gereken bir şeyler varmış demek ki'' diyebilmek.
Kim bilir belki de ektiğimi biçiyorumdur.
Üçüncüsü, yedi yıl aradan sonra gerçek aşkı paylaşamaya hazır olduğumu hissetmek.
Dördüncüsü ise hiçbir şeyi kişisel algılamamak. Bunu da bizzat yaşadım ve öğrendim. Onun kendisiyle ilgili çelişkileri vardı. Karşısındaki kim olursa olsun sonuç değişmeyecekti.
Bunu anlamam onu bağışlamamı da beraberinde getirdi. O da böyle bir insandı. Kendi iç çatışmasını çözümleyememiş, düşüncelerini açıkça ifade etmek yerine kaçmayı seçen biri. Buna itiraz edince de bitirme kararı ondan geldi.
Bendeki aşkın mani hali geçince yine bitecekti, çünkü bizim hayata bakışlarımız farklıydı. İyide, benden bu kadar farklı bir insanı hayatıma nasıl çekmiştim? Bunun da bir sebebi vardı mutlaka. Öncelikle bu güzel dersleri (ki şimdiye kadar pek çok yerde okumuştum) yaşayarak deneyimleyebilmek.
Sonrasında bir çeşit ayna misali kendimdeki eksikliklerin farkına varmak. Mesela en basiti birini kırmamak için açık olmadığınızda aslında uzun vadede onu daha fazla kırdığınız ve gerektiğinde insanlara gerçek hislerinizi söyleyebilecek cesarete sahip olmanız gerektiği gibi.
Tüm bunları bizzat kırılan taraf olarak öğrenmiş bulunuyorum.
Sözün özü, her şeye rağmen kendi armağanıyla gelen acı tatlı bütün deneyimlerimi, bana bunları yaşatan herkesi, sevgiyle kucaklıyor ve teşekkür ediyorum. Tekrar ve tekrar ''Kendimi seviyorum ve kendim kadar sevebileceğim birini hayatıma çekmeye hazırım''
alıntıdır