Spor ve Sağlık İçin Motivasyon Taktikleri

Psikolojiyi Kullanarak Spor Yapmaktan Zevk Almak

Bugün size spor yapmaktan keyif almayı öğreteceğim. Yazının tümünü mutlaka okuyun, bu yazı size sadece birkaç günlük değil bir ömür boyu sürecek motivasyonu verecek.

Bazı insanlar koşa koşa gidip spor yaparken, kimisi spordan keyif almaz. Oysa psikolojiyi kullanarak kendinizi kandırabilir ve sporu SEVMEYİ öğrenebilirsiniz.

İlk kural. "Sporumu yaparsam arkasından çikolata yiyeceğim" türü ödüller işe yaramıyor. Düşünün, işinizden nefret ediyorsunuz (ama gerçekten çalıştığınız şirketten, patronunuzdan tiksindiğinizi hayal edin). Maaşı aylık 5bin tl bile olsa, her sabah işe giderken ayaklarınız geri geri gitmez miydi? Yataktan her sabah kendinizden nefret ederek kalkmaz mıydınız?

Bu yüzden spor yapma karşılığında ödül koymak, bilinçaltına sevmediğin bir şeyi yapmak için kendinizi zorlamak mesajını veriyor. Onun yerine, sporu sevin. Keyif alın. Keyif alacağınız bir spor programı bulun. Bu sayede, ödülün kendisi spor olsun. Bu bakış açınızı değiştirmek, koşa koşa spor yapmaya gitmenizi sağlayacaktır. Zorla yaptığınız, keyif almadığınız, sıkıldığınız bir programa devam etmek için kendinizi zorlamayın.

Sevdiğiniz ve keyifle yaptığınız 5 dakikalık bir program, kendinizi yapmaya zorladığınız 1 saatlik programdan daha etkili sonuç verecektir. Çünkü o 1 saatlik programı günler sonra sıkılıp bırakacaksınız ama o 5 dakikalık programa devam edeceksiniz, uzun vadede de size değişimi getirecek.
---------------------------------------------------------------
İkinci kural. Her şey sizin kontrolünüzde. Sağlığınız da, işiniz de, hayatınızın gidişatı da... Kontrolün başkasında olduğunu düşünenler BAHANE üretiyor.
"İşimin kötü olması ekonomiden, sağlığımın kötü olması sürekli yağlı yemekler yapan aile büyüğüm yüzünden, spor yapamamamın sebebi hiç vaktimin olmamasından kaynaklanıyor, hayatımdaki düzensizlik iki çocuk sahibi olmamdan kaynaklı..." gibi bahaneler, işin kolayına kaçmanızı sağlıyor. Suçu üstlenmiyor, sorumluluğu almıyorsunuz. Suçlayacak birini arıyorsunuz. Hayatını kontrol edemeyenler (ya da etmemeyi seçenler) daha mutsuz, daha düşük motivasyonlu, daha şikayetçi, daha sağlıksız oluyorlar.

Oysa sebep sizsiniz, sonucun değişmesi de sizin elinizde. "Sağlığımın kötü olması iyi beslenmeyi seçmediğim için, öyleyse iyi beslenmeyi seçiyorum. Yediklerim benim kontrolümde. Spor yapmamamın sebebi bendim ama artık bu değişecek, çünkü spor yapacağım!" deyip hayatınızın iplerini elinize alın.
--------------------------------------------------------
Üçüncü kural. Spor yapmayı seven insanlarda "özsaygı" var. Kendilerini iyi şeylere değer görüyorlar, kendilerini seviyorlar. Yapabileceklerine inanıyorlar, kendilerine güveniyorlar. Bir programa baktığınızda "Bunu yapamam, bende yeterli irade yok, gerekli disipline sahip değilim, yetersizim, başaramam" diye düşünüyorsanız, o programı neden deneyesiniz ki? Zaten başta kendinizden vazgeçiyorsunuz. Beyninizde başarısız olacağınızı bilerek o işe girerseniz, zaten başaramazsınız.

Şuna inanın, her şey beyninizde bitiyor. Mutluluğunuz, sağlığınız, ilişki durumunuz... Her şeyin durumu, sizin seçimlerinizin sonucu gelişir. Yaşanan her şeyin, sizin kararlarınızın sonucu olduğunun sorumluluğunu alın. Eğer siz değişmeye karar verirseniz, değişirsiniz. Değişmeye karar vermezseniz, hayatınızdan şikayet ederek hayatınızı değiştiremezsiniz. Eğer görüntünüzden, sağlığınızdan, tembelliğinizden gerçekten memnun değilseniz; harekete geçin. Karar verin. Bu kez suçlayacak kimse yok, sorumluluğu üzerinize alın.

2016 KENDİ seçimlerinizin sonuçlarını göreceğiniz bir yıl olsun!
-------------------------------------------------------------------------------
Dördüncü kural. Kendinizi motive edici hedefler koyun. Gerçekçi hedeflere ulaşmak, sizin hevesinizi arttıracaktır. Ama bir günde sihirli değnekle zayıflamak gibi olan hedefler ne yazık ki motivasyonunuzu düşürecek, sizi hayal kırıklığına uğratacak ve vazgeçmenize sebep olacaktır. Sihirli değnek derken, "2 haftada 20 kilo" diyetlerinden bahsediyorum. Benim size koyduğum hedef 1 hafta değil, 1 ay değil. Tam 150 gün.

150 günün hakkını verin, sonuç 150 güne layık ve kalıcı bir sonuç olsun.
-----------------------------------------------------------------------------
Beşinci kural. Yaptığınız egzersizin sonucu beyninizde daima pozitif olsun. Yaptığınız egzersizden sonra koşa koşa gidip tartılmak, kilo veremediğini hatta kilo aldığını fark edip olumsuz düşüncelere kapılmak motivasyonunuzu düşürür. Onun yerine şunu düşünün. Yaptığınız her şeyin bir sonucu, verdiğiniz her emeğin bir karşılığı var. Kilo veremediğinizi düşünüyor olabilirsiniz ama belki de kas kütleniz arttı, sıkılaştınız. Hiç kimse "spor yaptığıma pişman oldum" demez. Pişmanlık veren tek spor, yapılmayan spordur.
--------------------------------------------------------------------------------------
Son kural. Bebek adımları. Minik ve keyif verici adımlarla başlayın. Hedefiniz 1 şınav olsun mesela. 1 dakikacık yürüyüş olsun ilk günlerde. Kar topunun yuvarlanıp büyümesi gibi, her gün tatlı tatlı arttırın egzersizlerinizi. Sıkılmaya, zorlanmaya fırsat vermeyin. Aklınızda olumlu bir şekilde kodlayın her sporunuzu.


Umarım keyif alarak okumuşsunuzdur. İşe yaradıysa haydi günlük sporunuza koşun. Hazirana 150 günümüz var :)
 
Merhaba. Gerçekten motivasyonu artırıcı paylaşımlar yapıyorsunuz, elinize sağlık ve çok teşekkürler :)
Son yazıda bahsettiğiniz şeyleri yaşıyorum dönüp dolaşıp. Kilo problemim yok. Yalnızca daha fit ve biçimli bir vücut istiyorum. Dönem dönem başladığım programları bi şekilde sıkılarak, üşenerek azalta azalta bıraktım. Aylardır spor yapmadım. Paylaşımlarınız sayesinde tekrar başlamak istiyorum. Ama bu kez acele etmeyeceğim, yavaş yavaş kendimi sıkmadan başlamalıyım.
Keyifli yazılarınızın devamının gelmesi dileğiyle :)
 
Leithia Merhaba.

Topic'i en baştan okuyacağım. Bir kaç sayfa okuyunca heyecanlanıp yazmaya karar verdim.

Biraz kendimden bahsedeyim öncelikle sonra sizden yardım isteyeceğim.

2 ay öncesine kadar 49-50 kilo arasında seyrediyordum. Son 10 yıldır o şekildeydim. Son aylarda günlük 8 km tempolu yürüyüş , sağlıklı beslenme, squat ( biraz düzensiz) yapıyordum. Ama son 2 aydır biraz saldım. Sigarayı bırakmamla ve tatlıyla kendimi ödüllendirmem sonucu 5 kilo aldım.
Şu an 55 kilodayım. Minyom bir yapım olduğu için vücudum bana ağır geliyor şu an. Yeniden spora başlayacağım bugün. Birkaç gün tempolu yürüyüşle vücudumu hazırlayacağım. Tatlılara da bu süreçte ara vereceğim.
Çavdar ekmeği tüketiyor, bol sebze ve meyve yiyoruz. Kolayı da bırakmıştık ama son bir aydır onu da ara ara yine tüketmeye başladık.
Şu an bel bölgem , üst bacaklarım ve karın bölgem beni rahatsız ediyor. Yağlandı mı bilemiyorum. Ama hiç sıkı değil. Kalçam biraz daha büyüdü ama o da sıkı değil. Daha da sarkacak diye korkuyorum.

Spor yapmayı çok seviyorum. psikolojim üzerinde ki olumlu etkileri yadsınamaz. Kendime ödül gibi görüyorum. Ama daha bilinçli hareket etmek istiyorum. Sizden ve bilgilerinizden faydalanmak istedim; Ne önerirsiniz bana?

Özellikle bel bölgem ve kalçalarım için nasıl bir program uygulayabilirim. ? Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
 
Hoşgeldiniz :) Aslında size yardımcı olabileceğim pek bir konu yok zira cümlelerinizden zaten vücudunu tanıyan ve onun vereceği tepkileri bilen biri olduğunuz anlaşılıyor. Yazdığınız metinde kendi sorularınızı cevaplamışsınız; kolayı bırakmanız ve tatlıları azaltmanız gerektiğini, nasıl iyi beslenmeniz gerektiğini biliyorsunuz.

Yaptığınız spor da gayet uygun geldi bana ama fazladan bir spor programı önerisi istiyorsanız Jillian Michael'den 30 day shred / no more trouble zones ikilisinden birini önerebilirim. Ekstra olarak pilates de sıkılaşmanızı sağlayacaktır. Kilo fazlanızı yok edecek ağırlıkta kardiyo programına ihtiyacınız yok, beslenmenizi düzene soktuğunuz anda kilo vermeye başlayacaksınız çünkü vücudunuzun olması gereken kilosu 50 civarında, normalinize dönmeniz çok uzun sürmeyecektir. Önerdiğim program sorunlu bölgelerinizi hedef aldığı için zamanla şekle girersiniz. Pilates ekleyebilecek vaktiniz varsa haftada 2 gün pilates de yapabilirsiniz, Ellen Barrett'in yoga pilates sentezini önerebilirim.

Daha hızlı sonuç istiyorsanız, HIIT yapabilirsiniz. 8 kmlik yürüyüşünüz esnasında 30 saniye boyunca koşun, 20 saniye yürüyün, sonra yine 30 saniye koşun ve 20 saniye yürüyün. Bu kuralı 4 dakika boyunca sürdürün. Kalbinizin yerinden çıkacak gibi olması gerekiyor HIIT için, daha ayrıntılı bilgi için TABATA egzersizini araştırın. Bünyeniz uygun görünüyor, uygulayabilirsiniz.
 
Leithia

No more trouble zones uygulayacağım. Yanında yürüyüş ve pilatesle. TABATA egzersizini de araştıracağım.
Çok teşekkür ederim.

:)
 
ay canim bi deneyeyim dedim ne kadar zormus yaaa...
bir de bunlarin arasinda squat cesitleri de var ust bacagi sisirmez degil mi zaten baldirlar balon gibi
 
Bugun motivasyan yokmu. Sporumu yaptım ve huzurluyum 2000 taneip atladım..
Dün misafir ağırladım, benim spor da arada kaynadı hatta. Metnin devamına hemen motivasyon yazacağım :)

ay canim bi deneyeyim dedim ne kadar zormus yaaa...
bir de bunlarin arasinda squat cesitleri de var ust bacagi sisirmez degil mi zaten baldirlar balon gibi
Bu hareketlerin hiçbirinde baldırlara aşırı yüklenmiyorsunuz. Bu hareketlere kıyasla Squat hareketi bile daha fazla baldırlara yüklenir. O açıdan gönül rahatlığıyla yapabilirsiniz, kefilim :) Zaten büyük kısmı pilates hareketleri, pilates de kas şişirmez aksine inceltir.

-----------------------------------------------
Günün Motivasyonu:

-Canınızın sıkkın olduğu, kötü bir gün geçirdiğiniz günler için motivasyon-


Herkesin keyifli olduğunu düşünerek muhteşem bir pazar diliyorum herkese. Pozitif enerjimi saça saça yazıyorum bu satırları. Yüzünüzde dev bir gülümseme olsun, kendinizi seviyorsunuz ve her şey yolunda. Tabii her günümüz keyifli geçmiyor, peki canımız sıkkınken spora devam edebilecek miyiz?

Unutmayın, stres yok. Sıkılmak yok. Kendinize yüklenmek, suçlamak, gerilmek yok. Olduğu kadarını yapmaya çalışalım, olmadığı kadarı ise Allah'ın takdiri. İyi bir gün geçiriyorsanız kocaman gülümseyin ve sağlığınıza, bu güzel hayata şükredin. Kötü bir gün geçiriyorsanız, yüreğinizi ferahlatmak için yapabileceğiniz birkaç madde var.

4 ELEMENT YARDIMI


1- Öncelikle su. Su stresten arınmamıza en büyük yardımcı. Hemen büyük bir bardak su için, ardından duşa girin. İçten ve dıştan negatif enerjinizi atın üzerinizden. Su gerçekten büyük yardımcı bu konuda, olayın stresini üzerinizden atıp rahatlamanızı sağlıyor.


2- Hava. Yani nefes. Stresliyseniz, canınız sıkkınsa derin derin nefes almaya başlayın. Aşağıdaki simulasyonu kullanabilirsiniz. Karnınızı şişirerek, gözlerinizi kapayarak, uzun ve derin nefesler çekin. Pencereleri açın, zihninizin de içi aydınlansın. Rahatlayın.

nefes simulasyonu:




3- Ateş. Yani spor. Canınız sıkkın olabilir ama sporun rahatlamada etkisi büyük. İyi bir spor antrenmanı, hemen arkasından vücudunuza seratonin pompalıyor yani mutluluk hormonu. Bu sayede olayları farklı açıdan görebiliyor, daha iyi kararlar alabiliyoruz. Size bedava mutluluk dağıtacak bir etkinliği esgeçmeyin, sağlığınız için almanız gereken bir ilaç gibi yutun bir egzersizi. Spor vücudunuzu ısıtacak, kaslarınız alev alacak ki beyniniz soğusun, rahatlasın.

4- Toprak. Yani dışarıya çık. Parka git, yeşilliğe bak, dokun çimenlere ve çıplak ayaklarınla toprağa bas. Bırak elektriğini alıp yutsun toprak ana. Bırak tüm dertlerini, bırak tüm sıkıntılarını. Yaşanan her şeyin bir nedeni var, çözemediğin dertlerle sıkma canını. Çözebildiklerini de zamanla çözeceksin, kendine güven.

-----------------------------------------------------------------
İyi günlerin kıymetini bilmeniz, kötü günlerin öğrettiği derslere sabırla yaklaşabilmeniz dileğiyle. Her şey geçer, hayat devam ediyor.


Stresli günlerinizde 4 elemente güvenin, unutmayın. Bu 150 günlük macerada iyi günleriniz ve kötü günleriniz de olacak. Ama spor asla vazgeçmemeniz gereken, bir iki günlük ara verseniz de sürekli geri dönmeniz gereken, sizi iyileştiren, sizi iyi yönde değiştiren, sizi geliştiren bir etkinlik.

Öyleyse haydi.... Spora :)
 
Yarınki günün motivasyonlarını şimdiden ekleyeyim:

Bir tüy kadar hafif ve zarif olabilmek için



Başarı hikayelerini okumak yerine, başarı hikayelerinden BİRİ olmak için,

Kıvrımlarımızı ortaya çıkartan güzel elbiseler giyebilmek için


Dar kotlarla nefis görünebilmek için


Yazın iç çamaşırları ve bikinilerle seksi görünmek için


Kısa üstleri giydiğimizde herkesi deli eden karın kaslarımızı sergilemek için


1 Hazirana geri sayımdayız!
(önceki sayfadaki son mesajda eklediğim squat esprisine bakmayı unutmayın) :)
 
Acımasız Bir Motivasyon Yazısı

İlk sayfalardan beri okuyanlar, genelde olumlu yönde destek veren motivasyonlar yazdığımı biliyor ancak bugünkü yazı sert olacak. Bazen güçlü motivasyonlara, sert sözlere, hayatın tokadına ihtiyaç duyarız. Mesela canım şu an inanılmaz tatlı çekiyor, bunu bastırmam için bu yazıyı yazmaya ihtiyacım var.

Bu yazı bu yüzden zor zamanlarınız için yazıldı;


Canın tatlı mı çekiyor?
Git ye hadi.

Tadı bir saniye sürecek, kalçalarına ise bir ömür yerleşecek, senin peşinden her yere gelecek.
O hamburgeri, çikolatayı, yağlı abur cuburları yerken keyif aldın ama bak, göbeğine yerleşti hepsi.
Her gün sırtında, göbeğinde, yüreğinin üstünde bir çuval dolusu kiremit taşır gibi taşıyorsun yediklerinin günahını.


Şeker seni kölesi haline getirdi.
Onu hayatından çıkaramayacak kadar zayıf mısın?
Artık kontrol et hayatını.
Beynin sana oyun oynuyor, mutluluğu çikolatada bulabileceğini sanıyorsun.
Seni kandırmasına izin verme, ipleri eline al.


Bahanen çok. Suçlayacak bir sürü etken var çevrende, değil mi?
"Regl oldum, dayanamadım"
"Ama arkadaşım ye bir dilim diye ısrar edince çeviremedim"
"Küçük bir tabak yedim, fazla değil"
"Kendimi şımarttım"

Kendine sağlıklı bir beden vererek şımart kendini, yediğin zehirlerle değil.

Suçu kendinde aramaya, sorumluluk almaya ne dersin?
Yemek istediğin için yiyeceksin.
Başkası yüzünden ya da reglden dolayı değil.
Peki, öyleyse bu kararının arkasında dur.
Ve vicdan azabı çekme.
"Yedim, afiyet olsun kendime" diye düşün.
Ancak şunu bil, böyle düşünenler 1 haziranda amaçlarına kavuşamayacak.

Mazeret kabul etmiyoruz!
Kendini kandırmayı kes artık!

Canın tatlı çekiyorsa 3 adım atman gerekiyor.
1- Su iç, susadın büyük ihtimalle ve açlıkla karıştırıyorsun.
2- Gerçekten açsan, düzgünce karnını doyur, abur cubura yeltenme.
3- 20 dakika bekle. 20 dakika sonra istemeyeceksin eğer geçici bir hevesse.


1 haziranda ne düşünmek isterdin?
"Yine başaramadım, denedim olmadı" diye mi?
Hayır, denemedin.
Gerçekten istiyorsan ideal fiziğine kavuşmayı,
Gerçekten istiyorsan incecik belinle dışarıda dolaşmayı,
Gerçekten istiyorsan olman gereken sağlıklı kiloda olmayı,
Gerçekten istiyorsan milleti kıskandıracak kadar zayıflamayı,
150 günlük bu sınavda gerçekten elinden geleni ardına koymamalısın.

Gerçekten istemelisin bunu, yürekten.

Seni şaşırtmak isteyen, yolundan çevirmek isteyen bir sürü tuzak olacak etrafında;
Pastaneler, fast food dükkanları, rengarenk paketli zehirler senin gözünü boyuyacak.
Arkadaşların "Sen yapamazsın zaten ya, sende o irade yok, yüzün güzel, kilo verme boşver" diyecekler.
Merdivenleri soluk soluğa çıkacaksın yine.

Tek ömrünü sağlıksız bir bedene hapis geçireceksin belli ki.
Sürekli bir yere oturmak için yalvaran, çabuk yorulup tükenen vücudunu koltuktan kaldırmayıp onu tembellikle şımartacaksın.
Bunu sen istedin.

Ama bu engelleri aşabilecek güçte ve disiplindeysen,
Alnından akan terlere rağmen bir fazla mekik daha çekebilirsen,
Beynin "Daha fazlasını yapamam" derken, "Yapabilirim" diye haykırıp 1 km daha fazla koşarsan,
1 damla daha fazla emek verirsen her gün,
1 damlalar, damlaya damlaya göl olacak haziranda.
Yapamayacağını düşünenlere "İzleyin ve görün" diyeceksin.


Şimdi evinin salonunda terleyeceksin ki spor kıyafetlerinin içinde,
Bu sayede yazın kumsalda vücudunu saklamak için çıkaramadığın kıyafetlerinin içinde terlemeyeceksin.
Şimdi yemeyeceksin ki o zehirleri,
Bu sayede seni yaza kadar parça parça terk edecekler vücudunundaki her yağ kütleciği.


Şimdi söyle,
Hala yemek istiyor musun o tatlıyı?



 
Hayır
 
Hayırrrrr... Tammm benlik olmuş ya... Bi kez içimden Bi kez de sesli okudum iyicene beynime kazınsın diye...
 
harik
Harikasın..
 
Ben de akşam yemeğinde sadece çorba ve salata yedim emziriyoeum çok da acıktım... Tost yesem mi yemesem mi arada gidip geliyorum, karnımdan da sesler geliyor:)
Emziriyorsunuz, bebeğinizin beslenmeye ihtiyacı var. Önceliğiniz beslenmek, bebeğiniz için gereken gıdaları almak olsun. Yeterli spor yapıyorsanız zaten fitleşir, sıkılaşırsınız.

spor yapsammı yapmasammı diye kendimi sorguluyorum şuannn

Öyleyse motivasyon geliyor. :)
 
Bu programa başlayan herkese duyurudur:
Hazirana 146 gün kaldı.
180 günün 34 günü geçti bile.
Bu bir ay içinde gerçekten kendinizi verdiyseniz, daha başlamayanlardan 1 ay önde ve 1 ay daha fitsiniz.
21 gün spor yapanlar, artık spora bağımlılık seviyesinde bağlı.
Spor yapmadıkları gün hayatlarında bir eksiklik varmış gibi hissediyorlar.
Hareket etmedikleri gün, vicdan azabıyla kıvranıyorlar.

Ya başlamayanlar?
1 Hazirana dek "Öyle oldu da ondan", "Böyle olduğu için yapamadım" gibi bahaneler üretecekler.
Sonra 1 haziranda gruptakiler sonuçlarını paylaşırken, bugünü düşünüp "Keşke ocakta başlasaymışım" diyecekler.
Ya devam etmeyenler?
"O günlere geri dönsem, Ocak ayına geri dönsem ve spora devam etsem şimdi inceciktim" diyecekler.
E başlayın!
E devam edin!
Ocaktayız!
Bu fırsatı kaçırmayın!

Spor yaptıktan sonra nasıl hissediyorsunuz?
Güçlü, sağlıklı, hareketli, canlı, kıpır kıpır...
En önemlisi, mutlu.
Her spor sonrası bir rahatlama hissetmiyor musunuz?
Yapmadığınızda ise nasıl hissediyorsunuz?
Yorgun, kendine olan güveni sarsılmış, mutsuz, pişman, çok pişman.

Spor yaptıktan sonra yaşadığınız kas ağrıları ne kadar tatlıysa,
Spor yapmadığınızda yaşadığınız vicdan azabı da o kadar acı dolu.

Hangi acıyı seçeceksiniz? Tatlı olanı mı, kahredeni mi?
Kilolarla yaşamaya devam mı,
Yoksa bu sene tuttuğunuzu koparacak, istediğinizi elde etmek için var gücünüzle çalışacak mısınız?


Bir psikoloji taktiği:
Her sporda aynı kıyafeti giyin.
Sporla bir kıyafeti özleştirin; tayt ya da spor ayakkabı gibi...
Spor yapmak istemediğiniz günlerde de o kıyafetinizi giyip oturun.
Mutlaka içinizden bir ses spora yöneltecek sizi.
Spor yapmak istemiyorsanız, spor programının videosunun başlama düğmesine basın sadece.
O ekranda oynasın, karşısına geçin izleyin.
Zamanla dayanamayıp siz de spor yapmaya başlayacaksınız.


Daha 145 gününüz var.
Bu günler azalacak,
Geri sayımda 30'lu günlere vardığımızda vücudunuza bakmaya doyamadığınız bir baharı hediye edin kendinize.

"Daha 145 gün varken başlamalıydım" diye vicdan azabı yaşamayın.

Haydi Hazirana...
Haydi spora!
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…