Merhaba geçen ekim ayındadoğum yaptım ve karnım bir türlü inmedi ben ilk doğumum olduğu için zamana ihtiyacım var diye düşündükçe aylar geçti abartısız karnım 7 aylık moddaydı.. kollarım bacaklarım zayıf ama önümde kocaman şişkin gergin balon gibi 7 aylık bir göbek var herkes hamileyim sanıyor..neyse anormal olduğunu farkedince bi hekime danışmak için gittim durumu anlattım ilk defa böyle bişey gördüğünü söyledieliyle kontrol etti ur filan olabilir bi dahiliye bakın dedi. dahiliye gittim ultrason vs bakındım hiç bişey çıkmadı Spastik kolon dedi ne olduğunu bilmiodum tabi ilaç verdi gaz giderici geçicek sandım ama malesef bide uykusakinleştici bi ilaç ama bebeğim olduğu için kullanamadım..hayatım boyunca hep zayıftım en fazla 48 kilo oluşumdur.. Şimdi bu balon gibi göbekle yaşamak inanın bana ölüm zulum gibi.netten araştırdığım kadarıyla tedavisi yok yazılıyor Allah aşkına hiç kurtulan olmadımı bende kabızlık vs hiçbir rahatsızlık yok sadece balon gibi bir karın gazdolu.. sanırım hamileliğimde oldu öncesinde dümdüz göbeğim vardı.şu hayatta şahsi olarak kendim için istediğim tek şey bu lanet göbekten hastalıktan kurtulmak. bu kadarmı umutsuz çaresizim anlamıorum.. bende kabızlık veya diğer rahatsızlıklar olmamasıda tuhaf geldi herkes o şikayetlerden muzdarip.. keşke ağrılarım olsaydı keşke kabızlık yaşasaydım ama bu göbekle yaşamak zorunda kalmasaydım okadar psikiolojim bozuldu düşünün..
bende senelrdir şişerim sebepsiz yere bi anda bi bakmışsın balon gibiyimnefes alamıyorum sürekli bir kabızlık göbek hiç inmiyor.doktora gittim banada bu hastalıktan bahseeti.ilaçverdi bağırsak düzenleyici.stresten uzak dur dedi.amanası olacak bilmiyorum.dicem o ki bu sorun geçmiyor.ben genç kız olduğumdan beri hep böyle devam etti.
Ben de uzun yıllardır aynı sorunu çekiyorum...
Bunun nedeninin çoğunlukla ince bağırsakta kötü huylu bakterilerin ve candida mantarının kontrolsüz çoğalması olduğu söyleniyor. Nefes testi ile kötü bakterilerin çoğalıp çoğalmadığı anlaşılıyormuş... Sadece bağırsakta etkili bir antibiyotik (rifaximin-colidur) + 3 aylık prebiyotik ve mantar karşıtı bir diyet ile şifa bulanlar da varmış. Ancak ilacı keni başınıza almayın, zaten tek başına işe yaramıyor, çünkü iyi bakteriler de ölüyor ve mantarı tetikleyebiliyor bu yüzden doktora nefes testi yaptırmadan asla almayın ve asıl aşağıdaki önerilerine uymaya çalışın...
Dediğim gibi öncelikle doktora gidip nefes testini yaptırın. Bendeki durum da sanırım bu, ama daha testi yaptırmadım ama diyeti uygulamaya çalışıyorum, şişkinliğimi az çok kontrol altında tutabiliyorum, yine de yakın zamanda test için gitmek istiyorum doktora..
Kimi doktorlar lif ağırlıklı diyet verse de ben böyle diyetlerde gerçekten çok fena oluyorum. Ama kabızlık çekenlerin elbette lif tüketmesi lazım, tolere edebileceğiniz kadar tüketebilirsiniz tabi, bir de size dokunmayan lifleri bulmaya çalışın. mesela ben salatalığı kabuğuyla tüketebiliyorum ama kepekli ekmek ya da enginar malesef tüketemiyorum. Siz de hiçbir şey yapamıyorsanız, nelerin zararlı olduğunu tespit edemiyorsanız, 3 ay boyunca tüm işlenmiş gıdaları, buğday ve tahıl ürünlerini, çiğ sebzeleri hayatınızdan çıkarın, vitaminini kaybedecek olsa da birkaç ay sebzeleri çok iyi haşlayarak yiyin, gaz yaptığını bildiğiniz sebzeleri pek tüketmeyin. Dokunuyorsa meyveyi bile hafif haşlayarak yiyin... süt ürünlerini de bir süre tüketmeyin, tüketecekseniz de haftada birkaç kez az miktarda ev yoğurdu ve peynir tüketin sadece.. Ayrıca süt dokunuyorsa hiç içmeyin, gerçekten de yetişkin insan için inek sütünün hiçbir faydası yok. Nişastalı sebzelerden de uzak durun... tolere edebiliyorsanız bol miktarda soğan sarımsak tüketin... mesela ben sarımsağı tüm olarak yuttuğumda dokunmuyor, diğer türlü çiğ soğan sarımsak pek tüketemem, ağrı yapar... İşlenmiş şekeri asla ağzınıza sürmeyin. Şeker yediğinizde zarar verdiğini ya da şişlik hissetmezsiniz belki, ama şeker bağırsak mantarını besler, sorunu kronikleştirir. Ayrıca hayatınızdan yağı asla çıkarmayın zeytinyağı ve tereyağı bağırsak dostudur, ekmeği keseceğiniz için kilo almaz aksine verirsiniz bile, bol bol sağlıklı protein ve sağlıklı yağ kullanın. Zeytini de bol tüketin, ara ara aç karnına keten tohumu ya da keten yağı tüketin (sürekli tüketmeyin, zararları olabiliyor). Bunlar dışında diğer yağları tüketmeyin, soya ürünlerini asla yemeyin. Et sindirebiliyorsanız çok baharatlı vs olmamak kaydıyla tüketin, ama en güzeli balık tüketmek. eti, tavuğu, balığı yağsız tüketmeyin. Ama tabi ki kolesterol vs gbi önemli nedenlerden doktor yasaklamadıysa ve ekmeği hayatınızdan tamamen çıkarmayı başardıysanız.. Mümkünse tavuğunuz da organik olsun. Bizim durumumuz özel olduğu için bir süre o yağlara ihtiyacımız var gerçekten. Ekmek yasak, ille de yiyecekseniz mayasız evde ekşi doğal mayayla pişirin ekmeğinizi... ve günde en fazla 1 - 2 dilim yiyin. Balık yağı ve omega 3 de bağırsaktaki iltihap için faydalı.
Ayrıca kafeini mümkün olduğunca azaltın, işlenmiş kahve yerine türk kahvesi için. siyah çayı birkaç bardakla sınırlayın, yeşil çay, papatya çayı, adaçayı ve ıhlamuru eksik etmeyin. Ayrıca bu üç ay boyunca sık sık kemik suyundan (tavuk, dana, balık fark etmez) hazırlayacağınız çorbaları için. kemik suyu da bağırsak onarımında çok faydalıymış. Mesela kasaptan haftalık kemiğinizi alıp, kaynatıp, buz torbasında buzlukta muhafaza edip yemeklere 2şer 3er tane de atabilirsiniz. Alkol alıyorsanız da 3 ay ağzınıza sürmeyin. Ayrıca sabah aç karnına ılık su için, bir kaç damla limon da iyi gelir. ama yemeklerde asla su, ayran, kola, gazoz, soda içmeyin. En son yemekten yarım saat önce su için, yemek üstüne tam doymuşken asla meyve yemeyin, çayınızı (bitki çayı da olsa yemekten ayrım saat -45 dak sonra için. Yemek vakti dışında da tabi ki bol bol su için. asitli içecekleri de ağzınıza bile sürmeyin.
3 aylık bir sürecin ardından bağırsak kendi yapısını onarmaya başlayacak... gerekirse diyetinizi uzatın, benim okuduğum kaynaklarda bağırsağın tam onarımının 2-3 yılı bulacağı bile söyleniyor. 3 ay boyunca prebiyotik (yoğurt değil, hap ya da toz) alın. 3 aylık diyet bittikten sonra da çiğ sebzeler, bol lifli gıdalar gibi sağlıklı besinleri diyetinize azar azar, deneye deneye, her hafta sadece bir gıda türü olmak üzere ekleyin, dokunan olduğunda çıkarın yeniden... Ayrıca, kısıtlı bir diyet olsa da bu süreçte dengeyi korumaya gayret edin. dokunmayan sağlıklı besinleri sofranızdan eksik etmeyin. Ne olursa olsun tam iyileşseniz de hamurişi ve ekmek ağırlıklı beslenmeye dönmeyin.
Yine de durumunuzu kesinleştirmek için doktordan ince bağırsakta kötü huylu bakter ve mantar (candida) çoğalmasının saptanacağı testleri isteyin... Hiçbir şey çıkmazsa endoskopi ve kolonoskopi isteyin.. Yine bir şey çıkmazsa bahsettiğim şekilde diyetinize dikkat edin... Bu kesinlikle psikolojik bir hastalık değil, ben yabancı kaynakları takip ediyorum, türk doktorları bu konuda ne yazık ki yayınları takip etmiyor, ibs diyip gönderiyorlar, bilgi sahibi değiller, tıbbın yapabileceği şeyler sınırlı diyorlar ama doğru değil... hatta dokunup dokunmadığını sorgulamadan hemen ağır lifli diyet öneriyorlar, ki beni bu hale lif takıntım getirdi. özellikle tahıl ürünlerindeki lifler...
Neticede, bu hastalığın zorlu olsa da tedavisi varmış... yurt dışında bile sırf bu konuda uzman diye başka şehirlerdeki doktorlara giden hastalar var.. Psikolojik olmasa da stres gerçekten zarar veriyor, çünkü vücut bağışıklığını düşürüyor ve kötü bakterilerle mantarların çoğalmasına neden oluyor... Ayrıca sürekli antiasit, aspirin ve nsaid denilen iltihap önleyicilerin kullanımı bağırsak florasının bozulmasını tetikliyor. Bu yüzden ülser hastalarının önce ülserlerini tedavi ettirmesi lazım, çünkü bilinçsiz ve sürekli kullanılan antiasitler zararlı... Ayrıca uyku ve spor da (hiç yoktan yürüyüş) çok önemli.
Bir de vücudunuzda mantar çoğalması olup olmadığını anlamak için basit bir test varmış. sabah kakınca ilk iş su bile içmeden bir bardak içme suyuna tükürün ve 15 dakika gözlemleyin... su rakı gibi kırık beyaza dönüyorsa, ya da bulanıyorsa, ya da tükürüğünüz örümcek ağı gibi ayrışarak dibe çöküyorsa mantar enfeksiyonu mevcut demekmiş. yüzeyde hemen hemen bozulmadan kalıyorsa enfeksiyon yok demek... sık tekrarlayan vajinal mantar enfeksiyonunuz da varsa zaten vücutta sistemin mantar sorunu vardır. Mantar varsa sabahları diş dışında dil temizliğini de ihmal etmeyin.
Ayrıca nette sızıntılı bağırsak sendromu ve gaps diyetini araştırın. Sadece otistik çocuklarda değil, sağlıklı yetişkinlerde de kötü beslenmenin ve kullanılan ilaçların tetiklediği bir durum bu. Bağırsak florasının bozulması sonucu bu yaşadıklarımız gerçekleşiyor ve sızıntılı bağırsaktan kana karışan partiküller beyne toksik etki yaparak depresyon ve anksiyete gibi durumlara zemin hazırlayabiliyor. Bu yüzden ihmal etmeyin ve uygun diyete uyun derim arkadaşlar.
Uzun oldu ama umarım benim araştırmalarım sonucu edindiğim bilgiler işinize yarar...
Allah herkese şifa versin