Bugün bir arkadaşım geldi.
Yanında da yeğeni.
Küçük kiz henüz 5 yaşında.
Ela gözlü sarışın beyaz tenli boncuk bakışlı...
Hic konusmadi benimle sürekli gözleri bir noktaya dalıyor sanki dokunsam ağlayacak gibi hüzünlü bakıyordu gözleri.
Onu gülümsetmek için ne yaptıysam olmadı gülmedi Küçük kız.
Arkadaşıma sordum neden bu kız bu kadar üzgün ve dalgın diye sordum.
Başka odaya geçtik anlattı o anlattıkça benim gözlerim doldu .
Bu Küçük kızın adı Meryem.
Meryem 3 yaşına kadar çok güzel bir bebeklik geçirmiş. Anne baba sevgi dolu her şeye sahip.
Babanın şirketi evinin önünde 2 lüks arabası. Çalıştırdığı bir sürü adamlar...
Bir gün Meryem in babası ayağının uyusmasiyla bacağını hareket ettiremez oluyor.
Sonra 1 hafta icinde dağ gibi adam henüz 37 yaşında yatağa bağlı hale geliyor. Felç ...
Anne henüz 34 yasinda birden kendini is hayatına atılmış buluyor.
Her şey artık bu anneye bakıyor.
Evde 2 tane çocuk ve yatakta eşi.
Dışarıda işi derken psikolojisi alt üst mutsuz bir kadın olup çıkıyor.
Bir gün bu Anne kendisini balkondan atmaya kalkisiyor, kat: 15
.
Adam karısına sesleniyor " yapma gitme sakın atlama , kadın dayanamıyorum artık diyor.
Cocuklar ağlıyor.
Adam kalkamıyor yerinden.
Sonra kadın atlamaktan vazgeçiyor. Ama yaşayan bir ölü gibi .
Çocuklar bir orda bir burda .
Anne çocuğunu benim bu arkadaşa getiriyor sık sık.
Benim arkadaşin da cocuklari var .
O da yorulduğunu kendi çocuklara yetemezken bir de bu çocuğa bakmak zorunda olduğu için yiprandigini anlatıyor.
Anneye üzüldüm babaya üzüldüm. Arkadaşa üzüldüm. Ama en çok o boncuk bakışlı kıza üzüldüm.
Bütün bunları da bu benimle hiç konuşmayan Küçük kiz yani Meryem anlatmış arkadaşıma.
Hala etkisinde ve mutsuz bir çocuk.
Kalbim paramparça oldu. Sadece yazmak istedim.
Bu hikayeden çok ders çıkardım kendime.
İnsan, sağlığını kaybedince dünyaya sahip olsa boş.
Sağlık her şeyin başı.
Çocuklar her daim sevgiye muhtaç.
Bir de bugunumuze asla guvenmemeliyiz, yarını Allah dan başka kimse bilmiyor...