- 2 Mart 2021
- 6.805
- 34.223
Etrafımız ne kadar da kalabalık daha da ileriye gittiğimizde dünya ne kadar da kalabalık.
İnsanlar, farklı kültürlere; inançlara , düşüncelere sahip.
Sessiz film izlediğimde insanları daha iyi anladığımi farkettim. Çünkü anlamak için davranışı çok iyi izlemek şarttı.
Aslında bu bana bir çok şeyi anlatıyordu. İnsanları tanımak için cümlelerine değil davranışlarına bakmak gerekiyordu.
İyiliği savunan birisi bir suç işleyebiliyor ,
Kötü olduğunu söyleyen birisi bir gün geliyor bir kahraman ilan edilebiliyordu.
Belki de insan bile kendi kendisini tam tanimiyordu .
Uzaktan izledim dünyayı kendimi gökyüzünde hayal ettim ve herkesi görebildiğim bir alana sakladım kendimi.
Dünyada çok fazla dil vardı konuşulan .
Ortalama 7000 dil...
Kapadım kulağımı sadece izlemek istedim.
Ağlayan, ağlatan , iyilik yapan, kötülük yapan, çiçekleri sulayan onlara gülümseyen, yetim başı okşayan onlara hediyeler uzatan eller gördüm.
Kedileri seven onlara su veren kuşlar için ağaç başlarına minik barınaklar yapan insanlar gördüm yüzlerinde ve gözlerinde gülümsemeyle yapan insanlar.
Çocuğunu çöpe atan ve ağlayarak giden insanlığını unutan insanlar da gördüm.
Çocuğu aç diye insanların tuvaletini yıkayan Çocuğunu sirtina baglayip kimseye emanet edemeyen kadınlar da gördüm.
Cok güçlü ve merhametli insanlar da gördüm.
Güçlü olup insanlarla dalga geçen insanlar da...
Yalniz kalıp sitem eden insanlar da yalnızlık kendisine ilaç gibi gelen insanlar da gördüm ve daha sayamadığım bir sürü olaylar gördüm kötü ve iyi...
Hiç biri konuşmuyordu.
Ama hareket ediyorlardı.
Gözleri konuşuyordu
Davranışları anlatıyordu.
Kalpleri davranışlarına yansıyordu .
Anladım ki bir bebeğe bir insana ve dünyaya kendimizi anlatmak için konuşmaya gerek yok
Güzel bakmak ve güzel davranmak işin ozetiydi...
Kalp konuşursa dil susarmış.
Davranışın anlattığı güzelliği hiç bir dil öğretemez.
Öğretmek istiyorsak çocuklarımıza etrafımıza anlatmayı bırakalım ama öyle bir davranalım ki o davranış bir asra değil bin asra destan olsun...
İyi geceler kendim, iyi geceler kalemim ve iyi geceler insanlık...
İnsanlar, farklı kültürlere; inançlara , düşüncelere sahip.
Sessiz film izlediğimde insanları daha iyi anladığımi farkettim. Çünkü anlamak için davranışı çok iyi izlemek şarttı.
Aslında bu bana bir çok şeyi anlatıyordu. İnsanları tanımak için cümlelerine değil davranışlarına bakmak gerekiyordu.
İyiliği savunan birisi bir suç işleyebiliyor ,
Kötü olduğunu söyleyen birisi bir gün geliyor bir kahraman ilan edilebiliyordu.
Belki de insan bile kendi kendisini tam tanimiyordu .
Uzaktan izledim dünyayı kendimi gökyüzünde hayal ettim ve herkesi görebildiğim bir alana sakladım kendimi.
Dünyada çok fazla dil vardı konuşulan .
Ortalama 7000 dil...
Kapadım kulağımı sadece izlemek istedim.
Ağlayan, ağlatan , iyilik yapan, kötülük yapan, çiçekleri sulayan onlara gülümseyen, yetim başı okşayan onlara hediyeler uzatan eller gördüm.
Kedileri seven onlara su veren kuşlar için ağaç başlarına minik barınaklar yapan insanlar gördüm yüzlerinde ve gözlerinde gülümsemeyle yapan insanlar.
Çocuğunu çöpe atan ve ağlayarak giden insanlığını unutan insanlar da gördüm.
Çocuğu aç diye insanların tuvaletini yıkayan Çocuğunu sirtina baglayip kimseye emanet edemeyen kadınlar da gördüm.
Cok güçlü ve merhametli insanlar da gördüm.
Güçlü olup insanlarla dalga geçen insanlar da...
Yalniz kalıp sitem eden insanlar da yalnızlık kendisine ilaç gibi gelen insanlar da gördüm ve daha sayamadığım bir sürü olaylar gördüm kötü ve iyi...
Hiç biri konuşmuyordu.
Ama hareket ediyorlardı.
Gözleri konuşuyordu
Davranışları anlatıyordu.
Kalpleri davranışlarına yansıyordu .
Anladım ki bir bebeğe bir insana ve dünyaya kendimizi anlatmak için konuşmaya gerek yok
Güzel bakmak ve güzel davranmak işin ozetiydi...
Kalp konuşursa dil susarmış.
Davranışın anlattığı güzelliği hiç bir dil öğretemez.
Öğretmek istiyorsak çocuklarımıza etrafımıza anlatmayı bırakalım ama öyle bir davranalım ki o davranış bir asra değil bin asra destan olsun...
İyi geceler kendim, iyi geceler kalemim ve iyi geceler insanlık...