sona yaklaşıyoruz ...

Allah sabir versin. Cok zor iyi bilirim ama en iyi karari vermissin. Bu karari vermek de hic kolay degil. Bir anda pat diye verilebilecek bir sey degil. Eminim cok dusunmussundur. Umarim cok mutlu olursun.
 
içten içe sevenlerdenim ben ,belki çok işveli cilveli değilim,anlamam öyle kırmızı geceliklerden bilmem nelerden ama mesela çok güzel nane limon yapardım ona ,sonra sırtına yastık koyardım rahat etsin diye ,ya da masaj yapardım mesela o bizim için para kazanıyor diye ..Ama o işve, cilve, renk ,kırmızı gecelik falan istedi belki de ..Benim nane limonlar arada kaynadı ...

Ah be yüce yürekli, güzel kadın! Bu mesajını sanırım 50 defa tekrar tekrar gözlerimden yaşlar boşanarak okudum. Allah yâr ve yardımcın olsun. Umarım hakkında her şeyin en hayırlısı olur. Gönlündeki o ağırlık tez zamanda hafifler ve sen hak ettiğin güzellikleri yaşarsın umarım ...Kime aitti hatırlamıyorum ama 'Kalbini kırıyor diye üzülme belki de haketmediği yerden çıkmaya çalışıyordur' diye bir söz var ya hani, işte tam da o sözdeki gibi. Rabb'im inşallah senin kalbini hak eden insanlar çıkarır bundan sonra karşına.
 
Gec bile kalmissiniz ama ben uygulayacaginizi sanmiyorum... Herseye tamam ama aldatilmaya hayir demissiniz ve diyorsunuz ama defalarca yakalamaniza ragmen resti cekmemissiniz... Illa yataktami basmak gerekiyor? Yazdiklariniza göre eminsiniz, peki tekrar tekrar niye izin verdiniz? Simdi avukata basvurmussunuz ama dava hala acilmamis, siz dönünce, dönmenize vardi daha yanlis hatirlamiyorsam, kendinizimi kandiriyorsunuz acaba? Zaten yeni bi evlilikte bukadar ayri kalmak olmazdi daha öncede yazmistim... Ben bi gelecek göremiyorum size yani evliliginize ama siz israrla güzel olmasada o gelecegi yasiyacaksiniz esinizle gibi ...:KK14:
 
Dostum, ben onceki konuna da yazmistim, sen bu evlilikten zaten mutlu degildin.

Adamdan ya usandin, ya sevgin bitti, zira kimse sevdigi , yaninda olmak istedigi birini kolay kolay birakip gidemez, 1 yil ayri yasamayi goze kolayca alamaz. Sen zaten mutlu olsaydin macera pesine Cin'e gitmezdin.

Kendini kandirma derim, sen de pek mutlu degildin sadece belki de bitirecek kadar mutsuz degildin , bu is boylece surup gidecekti . Bence boyle olmasi senin icin en hayirlisi oldu, adam da bitirecek cesareti gosteremese de, en azindan yaptigi serefsizlikler senin eyleme gecmeni sagladi. Ulan Cherry aldatildim, ne sacmaiyorsun diye dusunebilirsin . Lakin simdi aldatilmain verdigi sinirlesin, bu zirvalar ortaya cikmadan onceki konularini ac, oku derim. Zaten o zaman da parlak bir evliliginiz yokmus simdi aldatildigin icin uzgunsun ama samimi olarak askini kaybettigin icin uzgun musun ? Sanmiyorum dostum, sen zaten bu adami coktan gozden cikarmistin.Boylesi en iyisi oldu derim. zaten cok mutlu oldugun bir evliligin yoktu.
 
Son düzenleme:
sözün bittigi yer olmus yazınız.salam durusunuzumu takdir edeyim,bu sekilde bitmesinemi üzüleyim,artık mutlu olcagınızamı sevineyim bilemedim.yolunuz açık olsunn insallah mutlu olun.
 
Gözlerim doldu okurken. Mutlaka dayak yemek gerekmez tabiki boşanmak için. Insan ın böyle içinde var olan o koskoca aşkını ilmek ilmek söküyor bazı eşler. Aradan zaman geçince bakıyorsun için bomboş.

Allah yolunuzu açık etsin bundan sonra.
 
İnşallah kararının arkasında durursun ve en az hasarla atlatırsın.Sadakat,saygı her erkeğe nasip olacak şeyler değil.Allah bundan sonra yolun açık etsin.
 
içten içe sevenlerdenim ben ,belki çok işveli cilveli değilim,anlamam öyle kırmızı geceliklerden bilmem nelerden ama mesela çok güzel nane limon yapardım ona ,sonra sırtına yastık koyardım rahat etsin diye ,ya da masaj yapardım mesela o bizim için para kazanıyor diye ..Ama o işve, cilve, renk ,kırmızı gecelik falan istedi belki de ..Benim nane limonlar arada kaynadı ...

ne kadar doğru ayrım yapmışsınız ama erkek beyni malesef ki işve cilve kısmına takılı kalıyor.
bizler gibi anaç ruhlu domestik hatunlar yıprandığı yorulduğu ile kalıyor.
 
Canim seninle daha öncede sohbetimiz olmuştu..esim asker seninde annen veya baban askerdi sanırım,yanlışım varsa ozür dilerim şimdiden...Çok üzüldüm allah yardımcın olsun..Cektigin yükü sen bilirsin en iyi,olmayacak bişey için en güzel çağlarını harcama,harcama ki geç olmadan yeni bir hayat kurabilesin kendine...Madem ki şu dünyaya bir kere geliyoruz,en iyisini en güzelini yasamak herkesin hakkı...Annenin babanın kiyamadigi biricik kızlarına kıymet bilmez bir el oğlunun kıymasına müsade etme..Rabbim yar ve yardımcın olsun...
 
Boşanma kararının arkasında dur bence. Dünyaya bir kere geliyoruz, onu da erkeklere hizmetle geçirirsen çok pişman olursun.
Tabi bu biraz inançla da ilgili bir durum. Ben öteki dünyaya inanmıyorum Benim için cennet de cehennem de bu dünyada. O yüzden hayatımda bana mutluluk vermeyen her şey çıkarıyorum ben hayatımdan.
Bence sen de inancın ne olursa olsun ''Canım zor olan evliliği yıkmak değil, düzeltmek; tekrara tekrar dene'' laflarına aldanma. Böyle düşünene kadınların hayatı hep pişmanlık ve mutsuzluk dolu. Tek bir hayatın var, kıymetini bil. Ölünce ne olacağının garantisini hiç kimse veremez.
 
Dilerim bu mektup oradaki down ruh halini etkiler, olması gereken seviyeye çıkarır, binlerce km ötede olman kafanı da kendinle beraber götürdüğünden bir işe yaramamıştı, bundan sonrası senin için daha çoook güzel olur umarım. :KK36:
Radikal kararlar iyidir, kötü gidişhata alışmaktan çok daha güzel sonuçlar verir. :KK19:


Zaten bildiğin detaylarla boğmak istemedim yorumu ne gereği var, bir de; ne yalan söyleyeyim heeyyyo intikamımızı aldım, istedikleri kadar duvar örsünler dillerini fethedip geri döndüm sevincin mutlu eder beni, ötekisinde ilim çinde olsa bile gidip orada şahsi acabalarınla debelenmenin kime ne faydası vardı allasen? Güçlü witche hiç yakışmıyodu :KK66:
 
Yazınızı okurken aklıma Mehtap Kayaoğlu'nun "Eş Niye Gider?" yazısı geldi:

Evlilik ilişkisinin öyle veya böyle hala en ciddi kabuslarından birisi, eşin diğer kişiyle ilişki yaşamasıdır. Peki, eş niye başka ilişkilere gider?

İnsan psikolojisinin tecrübelerinin büyük kısmı kişide “gerçeklik” duygusunu oluşturduğu gibi, zaman içinde yaşanan tecrübeler nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağı konusunda temel fikirler öğretir.

Evliliğin devreye girmediği, sadece ulaşılması gereken nihai amaç olarak algılandığı bekarlık döneminde, istemekle her şeye ulaşabileceğini zanneden erkek/kadın, evlilik tecrübesinde beklemediği olumsuzlukları yaşadığında, zaman içinde şüphecilik duyguları geliştirerek, kendisini emniyette hissetmemeye başlamaktadır.

Gelenek kültürünün erkeğe/kadına öğrettiği evlilik bilgisi, eşinin kendisine itaat edeceği, evde bir dediğinin iki edilmeyeceği hayali iken, evlendikten sonra -özellikle erkek için- başta annesi olmak üzere yakın akrabaları, en yakın arkadaşları ve bekarlık alışkanlıklarının tamamından istifa edeceği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmaktır.

Evliliklerde iç doyum bitmeye başladıysa eş gider! Hatta öyle bir gider ki; başka bir ilişkiye mi gider, yoksa alıp başını kendi dinginliğine mi gider fark etmez! Giden gidiyorsa, nereye ve kime gittiğinin ne önemi var sizin için? Yalnızlığa gittiğinde daha huzurlu olacaksınız, başka bir ilişkiye gidiyorsa daha az mı üzüleceksiniz?

Size garip gelebilir; ama evlilikten giden insanların ben artık yıkmak, bitirmek, mahvetmek, yok etmek için değil; tam tersine yeniden başlamak, yeni birilerine inanmak için gittiğini düşünüyorum!

Kim isteyerek gider ki? İçinde bulunduğu ilişkiden umudunu kesmese, uğraştığı zahmetlerin işe yaramadığını düşünmese, kendisini anlatamadığına defalarca ikna olmasa, anlatmasına rağmen inatla anlaşılmadığını hissetmese, gelecekle ilgili en ufak ümidi kalmasa..? Kim niye gitsin ki?

Seanslarda -kadın/erkek fark etmez- eşinin kendisinden çekip gitmesini hayretle anlatan, kimi zaman gözünde yaş, kimi zaman dilinde acı dolu kelimelerle çaresizliğini haykıran eşler gördüğümde ben daha çok şaşırıyorum! Zira anlattığı evlilik öyküsünü dinlerken, olayların başından bu güne kadar gelen çizgisinde, eşinin “İmdat..!” ve “Bak, artık ben gidiyorum bu ilişkiden..!” diyen çığlıklarını duyabiliyorum.

“Öyküyü baştan dinlerken ben harfiyen anladım, siz yaşarken nasıl duymazsınız, gerçekten çok ilginç insanlarsınız!” diye feryat etmek geliyor içimden.

Son yılların farkındalık seviyesi yüksek, yaşam kalitesi belirli standartların üzerine çıkmış bilinçli insanları, gitmesi gerektiğinin bilinciyle gidiyor evliliğinden!

Gözlerdeki ışığın söndüğü her bakış; renk vermeden etrafa karşı mutluymuş gibi oynanan sessiz roller; sadece görevlerin yapıldığı, içinde eğlenceli sohbetlerin olmadığı beraberlikler; birbirini özlemeyen saatler; sizin istediğinizi yapmadığı için kalbinizdeki öfkenin bir türlü yatışmadığı ilişkiler... her gidişin sessiz çığlıklarıdır da haberiniz yok sevgili okurlar!

Üstelik hiç kimse durup dururken gitmez. Hele de bizim ülkemizde. Çok çabalar, çok anlatır eş. Kimi hal diliyle, kimi davranışlarındaki agresifliğiyle, kimi sessiz oluşuyla, kimi mutsuz ifadesiyle, kimi kendisini yorarcasına alttan alışlarıyla, kimi sert cümleleriyle, kimi kayıtsızlaşmış duvar duruşuyla. Gidenin gitmesini gerektirecek bir nedeni vardır mutlaka.

Önce belki anlatamaz. Zaman gelir, kendi tarzıyla anlatmanın bir yolunu bulur. Anlattığının anlaşılmadığını fark ettiğinde yıkılır. Yine anlatmak için yeni bir enerji boyutu yakalamaya çalışır. Arar, araştırır, dinler, uygulamaya çalışır. Elinin yettiği, gözünün gördüğü her şeyi uygular. Yeniden yaşanan anlaşılmazlık yinelenen bir ümitsizliğe dönüşür. Ümidi azaldıkça davranışları değişir. Çünkü davranışlarının ardındaki kaygı yükselir.

En tehlikelisi evlilikte geleceğinin olmadığı hissine kapılmaktır aslında. Umut bitince yöntemlerin tükenmesi kaçınılmaz olur. Umut yoksa çaba yoktur. Umut kaybedilmişse, yerine bulunacak yeni bir malzemenin lafı bile olmaz evlilikte.

Diliyle, davranışlarıyla anlatamadığını “geri çekilmesiyle” anlatmaya çalışır eş! Ne kibar ama bir o kadar korkunç bir yöntemdir geri çekilmek! Geri çekilen, kendini ilişkinin dışında tuttuğunda, siz ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız artık! Geçmiş olsun demenin vakti gelmiştir o evliliğe!

Geleneksel kültürümüzde evliliğin bitmesi “yuvanın yıkılması” olarak algılanırken; kişisel hayatlar açısından bakıldığında “bir insan canlısının kurtulması” anlamına gelir çoğu zaman. Zira yuvanın yıkılmaması için nice insan kendisini yıkıyor çaresizce. Sistemi kurtarmak için kendisini feda etmekten vazgeçtiğinde yıkılıyor evlilik. Yıkılan evliliğin yerinde yeni bir canlı nefes almaya başlıyor doğal olarak.

Dikkat ediyorum seanslarda, yuvasını kurtarmak için ne çok çaba harcıyor eşler. Kimi zaman kadın kimi zaman erkek, evliliğinin iyi koşullarda devam etmesi için uğraşıyor makine gibi. Uğraşıyor, uğraşıyor… baktı ki olmuyor… gidiyor.

“Ne oldu, durduk yere gidilir mi? Neyin eksik?” sorularının cevabını, sorunun kendisi veriyor zaten. Durduğu için gidiyor ya evliliğinden, eşinden!

Tek taraflı yorulduğu için gitmek istiyor eş. Durduğu için, yürümediği için, görülmediği ve duyulmadığı için gidiyor giden eş. Durduk yere gitmiyor, durduğu için gidiyor…

Evlilik ilişkisini götüren süreç atla deve değil aslında! İyi gözlemci eşler bilirler. Hatta pratik zekaya sahip olan kişiler hemen anlarlar. Evlilikte biraz anlayış, biraz nükte, biraz arkadaşlık, biraz ikili diyalog, biraz kakara kikiri, biraz ilgi, çokça sevgi ve çokça şefkat götürüyor ilişkiyi.

Kakara kikirinin bittiği, arkadaşlık ilişkisinin olmadığı, birbirine merhamet etmeyen, sadece kendisini düşünen, evlilik ilişkisini tek taraflı bencil beklentilerine oyuncak etmeye çalışan kişilerin eşleri gidiyor. Gitmemeleri hata..! Bence de gitsinler zaten! Allah herkese tek bir ömür vermiş, iki tane değil ki! Hadi iki tane olsa, birisini birilerine feda edelim, diğerini kendi keyfimize göre yaşayalım. Sadece bir tane dünya hayatı! Ve onu eş dahi olsa, anlayışsız ve duygu hoyratı, bencil insanlara harcatacak kadar ucuz değil.

Duymayana duyurmak, görmeyene göstermeye çalışmak, hissetmeyene hissedebileceği tatlı verilerle yaklaşmak gerekir. Duyar, görür, hissederse siz kazanırsınız. Yapılanların boşa gittiği duygusunu yaşıyorsa, o gider… ve geri dönmez…

Bir eş giderse, artık dayanamadığı için gider. Önce evlilik ilişkisinde duvar olmaya başlar. Duvara vursanız ses gelir, ona vursanız ses gelmez.

Bakışlarıyla gider evliliğinden. Gözlerinde ışık göremezsiniz.

Sözleriyle gider evliliğinden. İkinize ve geleceğinize dair ümit cümleleri tükenmiştir.

Canlılığıyla gider evlilikten. Evinizin içinde sessiz bir hayaletle yaşadığınız hissine kapılırsınız.

Kavgaları, dırdırlarıyla gider evlilikten. Evin içinde huzur kelimesinin karşılığını, sadece kitaplıktaki sözlükte bulursunuz. Onun dışında asla bilemezsiniz.

Giden kişi, kendi gitmişliğiyle birlikte tüm yolları denemiş olmanın yorgunluğuyla gider.

Hiçbir eş durduk yere gitmez. Duramadığı için gider.

Nefes almak için değil, evliliğinde nefes alamadığı için gider.

Daha iyi yaşamak için değil, birlikte ite kaka dahi olsun yaşayamadığı için gider.

Sevmediği için değil, sevecek yanlar bulmakta çaresizlik yaşadığı için gider.

Başkasını sevdiği için değil, başkasında kendini sevecek potansiyel gördüğü için gider.

Evlilik hayatını sevmediği için değil, evlilik hayatını sevgiden bir yuvaya çevirmekten ve başaramamaktan yorulduğu için gider.

Üçüncü şahısların varlığı nedeniyle değil, evin içinde ikinci şahıs olamadığı için gider.

“Gidiyorum, dayanamıyorum artık…!” dediğinde, “Gitme, sana ihtiyacım var…” cümlesini duyamadığı için gider.

Bir eş evlilikten gidiyorsa, umut yolundaki tüm malzemesini kaybettiği için gider.

Gitmesin istiyorsanız, gitmemesi için ne yapmanız gerektiğini ona sorabilirsiniz… çeşitli şekillerde anlattığı; ancak sizin ısrarla duymadığınız ihtiyaçlarını duyabilir, karşılıklı yakın hissedeceğiniz tatlı tavırlarınızla onu geleceğinizde yeniden yeşertebilirsiniz.

Sevgiler…
süper
 
Gec bile kalmissiniz ama ben uygulayacaginizi sanmiyorum... Herseye tamam ama aldatilmaya hayir demissiniz ve diyorsunuz ama defalarca yakalamaniza ragmen resti cekmemissiniz... Illa yataktami basmak gerekiyor? Yazdiklariniza göre eminsiniz, peki tekrar tekrar niye izin verdiniz? Simdi avukata basvurmussunuz ama dava hala acilmamis, siz dönünce, dönmenize vardi daha yanlis hatirlamiyorsam, kendinizimi kandiriyorsunuz acaba? Zaten yeni bi evlilikte bukadar ayri kalmak olmazdi daha öncede yazmistim... Ben bi gelecek göremiyorum size yani evliliginize ama siz israrla güzel olmasada o gelecegi yasiyacaksiniz esinizle gibi ...:KK14:


Seninle ayni fikirdeyim hatta bu aldatilma konusunda sanirim kendisiyle tartismistik :)) boyle seyleri basina geldi diye "kocamdir ,o kadinlar gecici ,ben hep varim "desede icleri gun gectikce boyle yaniyor iste bigun patliyor ama yine birsey cikmayacak
 
Gokce seni seviyorum cunku tatli hatunsun seni sevmiyorum cunku her defasinda ne yapayim diye degil ben bunu yaptim buyrun diye bombayi ortaya koyuyosun..

Ben cine gitmeni nasil cok iyi bi fikir bulmadiysam, oradayken bosanma karari almani da o kadar, hatta cok daha fazla yanlis buldum. Su an garip bi ulkede, yalniz basina, sacma bi ruh halindesin. Nasil bosanma gibi cok radikal bir karari sadece doldugun icin verirsin ve bunu sak diye esine yapistirirsin. Keske gelip burda kizlar ben boyle dusunuyorum sunu bi istisare edelim deseydin, yuzde 90 dur bi sakin ol hele derdik..

Ruh hali dingin degilse radikal karar almamak lazim. Simdi geri adim atsan sozunden donen kadin olacaksin, yurusen emeklerine yazik etmis olacaksin.. Poff huzurum bozuldu gece gece
 
Seninle ayni fikirdeyim hatta bu aldatilma konusunda sanirim kendisiyle tartismistik :)) boyle seyleri basina geldi diye "kocamdir ,o kadinlar gecici ,ben hep varim "desede icleri gun gectikce boyle yaniyor iste bigun patliyor ama yine birsey cikmayacak
Saniyorum karistiriliyorum cunku benden kocamdir yapar lafiNi duymaniz icin ya beNim sarhos olmam,ya da kayisi iyice koparmam lazim :KK54:..Boyle bir kadin degilim ben ,ikincisi benim ex zaten 9 yilin icinde bir gun bile senden biktim,seni sevmiyorum ,seni aldattim diye bir kelime kullanmadi,beNim hislerim dogrultusunda ustune gittigim konulardan doneler elde ettim ben ..
Ona kalsa o beni hala aldatmadi,fiziksel olarak yine yapmadi buna da emiNim ama hisleri belli bir donem baskasina kiydi buna da eminim ve buNu yediremiyorum..Bu bana cok agir geliyor,aldatma icin adami yatakta basmam lazim degil bunun bilincindeyim ben ama takdir edersinki ben bir haftada toparlanip cine geldim ,bu biraz kendi kafami dinlemek icindi ..
Ben bosaniyorum dediysem bosanirim,cunku ben evleniyorum dedim ve 20 gun icinde evlendim..Cok uzun kararlar insani degilim .:KK50:
 
Gokce seni seviyorum cunku tatli hatunsun seni sevmiyorum cunku her defasinda ne yapayim diye degil ben bunu yaptim buyrun diye bombayi ortaya koyuyosun..
Asudem bende sana bayiliyorum..Evet cok fikir almam ben,annemin karsisina da anne ben evlendim diyerek ciktim 9 yil once..Zavalli kadin kalp krizi geciriyordu..Evlendikten sonra universiteye gidicem dedim ,herkes hadi be derken iki tane bitirdim..Cin mevzusu gundeme geldiginde herkes emindi ki ne derlerse desinler ben coktan yola cikmistim,fikir alisverisi yapabilecek biri degilim maalesef..
Ama 4 aydir adam her gunaydin askim mesaji attiginda yalan yalan diye sinyaller verdi beynim,ne zaman icime kurtlar dustu o zaman o benim icin miladini doldurmaya basladi..Bayat tadi vermeye basladi ..Sans vermedim ben ona hayatimda ilk defa uzun dusunmek istedim,onun akli baskasina kaymisti ben bunu kaldirabilir miydim onu dusunmek istedim,biliyordum ki kaldiramayacaktim cat diye bosamadim ama cat diye silinMisti beynimden ,farkinda olamadi..
 
Back