insanın çalkantılı hayatı olunca, psikolojisi de bozuksa, birilerinden destek bekleyip insanlara içten içe alınabiliyor. birileri gelsin kurtarsın istiyor, geriye dönüyor şu şöyle yapsaydı, bana şunu gösterseydi, bunu deseydi belki farklı olurdu, kimse umursamadı ve izledi diyerek kızabiliyor. eskiden benim de öyle bir hayatım vardı, kendimden biliyorum. halbuki herkes kendi dünyası içinde yaşıyor. sizin dünyanızla samimi bağ kurmadıkça, sizin dünyanızın içini merak edip, orayı kurcalayıp, oraya kendi dünyasıyla beraber karışmadıkça sizi anlayamaz kimse, belki etrafınızda olurlar, belki sohbet edersiniz yanınızdan ayrılınca unutur, belki kararları size bırakır ve izler sadece, belki yargılar, belki sizi suçlar. bunlar çok normal. insanların içinden gelmedikçe kimseden bir şey bekleyemezsin, kimsenin kimseye de bir sorumluluğu yok sırf tanıyor diye. içten gelmesi ve gerçek samimiyet olması lazım. ne zaman ki yalnız kaldım öyle düzeldim ve iyileştirdim bu kafayı da, çalkantılı hayatımı da. arkadaşı da kendi haline bırakın bence.. her koyun kendi bacağından.