İnsan hayatıyla hayvan hayatını karşılaştırıp insanı üstte tutan sizsiniz. Ben hiç bir zaman böyle bir karşılaştırma yapmadım. Bir canın diğerinden üstün ya da altta olması gerekmiyor. Her can önemlidir. Her canlının yaşamaya hakkı vardır. Kedi köpek besliyoruz diye üzülmediğimizi mi sanıyorsunuz depremde ölenlere? Günümüzde her canı eşit görmek ilerleme göstergesi. Seneler önce kadın içinde erkekten aşağıdadır, oturacak evinde, kocası ne derse yapacak denirdi. Napalım kadın-erkek eşitliği konusunda hayret bişey insanlar ne hale geldi, seneler önce herkes erkeğin üstünlüğünü kabul ederdi mi diyelim?
Merhaba. Barınaktan bir can kurtarmanız çok hoş. Öncellikle şunu söyleyim komşunuz size takıntılı ve muhtemelen başka psikolojik sorunları olan insanlar. Bahane olarak da köpeği seçmişler. Çevre ve şehirciliğin gürültü yasasına göre sabah 10 akşam 19 veya sabah 7 akşam 10 arasında belli bir desibeldeki sesler gürültü kabul edilmiyor. Olaki sizin komşu belediyeye vs şikayette bulunur ve görevliler de gelirse aklınızda bulunsun. Hayvancağız neler yaşadıysa tramva geçiriyor, terk edilme korkusu yaşıyor ve sizinle gelmek istiyor olabilir veya köpekleri günde iki kez çiş kaka için sabah akşam gezdirmeniz gerekir onu yapmanızı da istiyor olabilir. Çil eğitimi baskı ve zorlama şiddet ile verildiyse hayvan huzursuzluk yaşar, eve çişini yapmamak için kendini zorlar, çişini yaptığında ceza alacağını düşünür bu yüzden kendini sıkıyor da olabilir ve bu durum onda strese sebep olabilir bundan da havlıyor olabilir. Aslında hayvan sahiplenmek çok güzel bir fırsat erken kalkmanızı ve hayatınızı düzene sokmanızı sağlıyor. Ayrıca barınakta size karnesini kimliğini de vermiş olmaları gerekir. Yine olaki belediyeden gelirlerse kimliğini gösterdiğinizde kimse sizden o canı alamaz. Size tavsiyem ona bir kaç oyuncak almanız. Peluş bir oyuncak, dişlik tıpkı küçük çocukların kullandığına benzer olabilir kemirmesi için, kurmalı pilli oyuncaklar da olabilir ilgisini çeker. Evden çıkarken de radyo veya tvyi açık bırakmanızı öneririm. Tv niz lcd ise zaman ayarlayıcı ile siz işten dönene kadar açık kalmasını ve evde ses olmasını, aynı zamanda köpeğin ilgisini çekecek görüntü olmasını sağlayabilirsiniz. ÇİZgi film kanalı açmanızı öneririm. İşten döndüğünüzde bol sevgi gösterin ve yanınızda uyumasına izin verme gibi şeyleri yapın. Ben eğitimciyim eğitimde sıklıkla kullanılan yöntemlerden biri koşullanmadır. Klasik koşullanma ve edimsel koşullanma denilen kavramlar hayvan eğitiminde kullanılır. Bunları araştırın ve probleme dönük şekilde uygulamalar deneyin. Ama asla takıntılı bir komşu için o canı terk etmeyin. Ve eşinizin dediği gibi adamı tersleyip onun eline fırsat vermeyin. Çünkü muhtemelen size olan takıntısını bileylemek için bunu bekliyor veya başka kızgınlıklarını size güce yettiği için sizden çıkarıyor. Komşunuzun küçük yaşta çocuğu varsa onu hayvanla oynama yönünde değerlendirin. Belli bir süre sonra komşunuz, çocuğu seviyor istiyor diye şikayetlenmekten vazgeçebilir, çocuğu için susabilir.Herkese selamlar..
Sorunu kısaca anlatmaya çalışıcam. Barınağa terk edilen, 3 yaşlarında bir köpek sahiplendik. İlk zamanlar bize çok yaklaşmıyordu ama daha sonra aramız düzeldi ve ufaklık biz evden çıktığımızda ayrılık anksiyetesi yaşamaya başladı.
Bir gün yalnız kaldığında yan komşum gelip köpek havladı tüm gün, ben uyuyamıyorum. Şikayetçiyim bu köpekten hal çaresine bakın dedi ve ondan sonra çalışmalara başladım, tabiki anında düzelen birşey değil. Az az yalnız kalabiliyor eğitimler sonucunda ama sabah ikimizinde çıkması çok strese sokuyor onu.
Bugün yine yalnız kalması gerekiyordu ve evdeki kameradan takip ettim sabah 3 saat aralıksız havladı, daha sonraki saatlerde sakinleyip arada bir kaç kez havlıyordu. Akşam eve girmemizle komşunun kapıyı çalması bir oldu. Biz gece çalışıyoruz ve uyuyamıyoruz. Köpek tüm gün havladı bu şartlarda uyunmuyor. Buna çözüm bulun dedi. Anlattık ama adam çözün deyip duruyor. Yavaş yavaş öğrenecek desek de anlamadı. Bir dahaki gelişinde (ki kesin gelecekler, 2 gün uzun süre yalnız kaldı ve 2sinde de kapıda bittiler. Köpekten şikayetçilermiş vs vs) benim çocuğum varmış ve ağlıyormuş gibi düşünün. Yapabildiğimi yapıyorum bir daha kapıya gelmeyin deyip konuşmayı bitirmek istiyorum. Eşim öyle dememem yönünde ısrarcı.
Siz olsanız ne yapardınız?
Zorunlu güncellemeler:
1. Köpek 2 gün boyunca yalnız kalmadı.
2. Köpek gün içerisinde ayda 2 kez yalnız kaldı. İlk kez kaldığında ne kadar havladığını bilmiyorum, ikinci kez kaldığında kamera takibi yaptığım için sadece 3 saat havladığını söyledim.
3. Kedi kardeşleri var evde ama sorun insanların gitmesi, terkedildiğini düşünüyor şu an.
4. Evim kapalı, bana ait bahçesi olan bir yer. Burada oturma sebebim de bahçe zaten.
5. Oturduğum semt öyle nezih bir yer değil. Her gün halı silken komşuların, bir sürü iş yerinin olduğu, 3 bahçe yanımda tavuk kümesi olan, sokak hayvanlarının bol olduğu, kentsel dönüşüm bölgesi.
6. Bebek sesine takılanlar için köpek küçük desibel olarak aynı. Kolikse vs geçtim ay içinde 2 kez yüksek sesle bir gürültü çıkarmayan çocuk var mı gün içinde? Beni şikayete gelen komşunun torunu gelince bile kaldıkları süreyi biliyorum ben çünkü çocuk ağlıyor, hopluyor, zıplıyor ve bunlar akşam oluyor. Komşu yaşlı değil bu arada erken evlendiği için torunu var. 40-50 yaş bandındalar karı koca.
7. Ben hayvandan anlamayan, eğitim bilmeyen biri değilim. Veteriner hekimim.
8. Kanunlardaki boşluğu kullanıyorsun diyenlere de şunu söylemek istiyorum. Okb sahibi bir komşunuzu her gün temizlik yapıyor diye nasıl şikayet edip evden attıramıyorsanız, anksiyete hastası bir köpeği de ayda 2 kez havladı diye attıramazsınız.
Başka güncelleme yapmama inşallah gerek kalmaz.
Hayret ettim doğrusu yorumlarınızı okuyunca. Böyle bir mantık böyle bir düşünce yapısı olamaz. Ben felsefe grubu öğretmeniyim. Kullandığınız kavramları anlatmaya çalıştığınız mantığı iyi bilirim. Yalnız birşeyi bilemem-sizin yaptığınız bir fikir savunması olamaz. Her canlı üstündür ve kıymetlidir. Biz insanlara da onları koruyup kollamak doyurmak güvende tutmak bakımlarını yapmak sevgi göstermek düşer. Hani sizin deyiminizle insan hayvandan üstün ya. Üstünlüğü bu şekilde kullanmak gerek işte. Bu arada hayvanlar da düşünebiliyor, eskidendi o hayvanlar düşünemez kitap cümleleri. Siz şu insan hayvandan üstün anlayışınızı tekrar gözden geçirin. Sadece size değil diğer yorumlara da hayret ettim. Kimse gürültüyü çekmek zorunda değilmiş, çocukla hayvan bir tutulur muymuş vd. Bu anlayışlar yanlış anlayışlar.Yapmayin..
Abartmayin.
Yani su msj olayin sadece suyunu cikarmis.
Hayvanla insan esit degildir.
Emin olun hayvanlarin guclu oldugu bi dogada insanoglu sadece yem olurdu, bu dediginiz bidefa dogal seleksiyona aykiri..
Fiziksel gelismislik dogada gucu,zihin gelismisligi ise ustunlugu getirir.
Yasama hakki ise ayri bir konu..
Zehirli bir akrebin yasama hakkini elinden almamak bir ailenin hayatini gayette tehlikeye atar mesela.
Ya da beslenmesi yasak bir kopegi parkta bahcede gezdirmek kucucuk cocuklarin olumune sebep olacak sonuclar dogurur oyuzden her canlinin yasama hakki sadece teoridedir ve pratikte uygulanmasi imkansizdir, zaten boyle biseye hayvanlar kendi aralarinda izin vermez, eminim belgesel izliyorsunuzdur..
Insan hayvandan ustundur,evler kurar para kazanir teknoloji de ilerler vs..
Hayvanlarin yasama hakki var diye kimse saatlerce kopek havlamasi cekmek istemez.
Ayrica kopekler zaten itaat ettigini takar, gucsuz gordugunu iplemez.
Yorumuzun ilk kısmını okuyup fikir beyan etmiştim devamını okuduğumda sizin zaten alanınızda eğitimli olduğunuzu belirttiğinizi yorumu yaptıktan sonra tekrar okuyunca gördüm. Elbetteki sizin düşünceleriniz doğru olan düşünceler. Komşunuzun takıntılı olduğunu, köpeği bahane olarak seçtiğini düşünüyorum. Yasal zemini( karne, kimlik vb) hazırladığınızda komşu fazla birşey yapamaz. Söylenir, sürekli kapınıza gelir havlamaya rahatsız olduk bahanesiyle sizi taciz eder. Bazı insanlar sorunu, kavgayı gürültüyü sever bunlardan beslenir. Belki de böylesi bir niyeti vardır ve sizi zorluyordur.Merhaba. Barınaktan bir can kurtarmanız çok hoş. Öncellikle şunu söyleyim komşunuz size takıntılı ve muhtemelen başka psikolojik sorunları olan insanlar. Bahane olarak da köpeği seçmişler. Çevre ve şehirciliğin gürültü yasasına göre sabah 10 akşam 19 veya sabah 7 akşam 10 arasında belli bir desibeldeki sesler gürültü kabul edilmiyor. Olaki sizin komşu belediyeye vs şikayette bulunur ve görevliler de gelirse aklınızda bulunsun. Hayvancağız neler yaşadıysa tramva geçiriyor, terk edilme korkusu yaşıyor ve sizinle gelmek istiyor olabilir veya köpekleri günde iki kez çiş kaka için sabah akşam gezdirmeniz gerekir onu yapmanızı da istiyor olabilir. Çil eğitimi baskı ve zorlama şiddet ile verildiyse hayvan huzursuzluk yaşar, eve çişini yapmamak için kendini zorlar, çişini yaptığında ceza alacağını düşünür bu yüzden kendini sıkıyor da olabilir ve bu durum onda strese sebep olabilir bundan da havlıyor olabilir. Aslında hayvan sahiplenmek çok güzel bir fırsat erken kalkmanızı ve hayatınızı düzene sokmanızı sağlıyor. Ayrıca barınakta size karnesini kimliğini de vermiş olmaları gerekir. Yine olaki belediyeden gelirlerse kimliğini gösterdiğinizde kimse sizden o canı alamaz. Size tavsiyem ona bir kaç oyuncak almanız. Peluş bir oyuncak, dişlik tıpkı küçük çocukların kullandığına benzer olabilir kemirmesi için, kurmalı pilli oyuncaklar da olabilir ilgisini çeker. Evden çıkarken de radyo veya tvyi açık bırakmanızı öneririm. Tv niz lcd ise zaman ayarlayıcı ile siz işten dönene kadar açık kalmasını ve evde ses olmasını, aynı zamanda köpeğin ilgisini çekecek görüntü olmasını sağlayabilirsiniz. ÇİZgi film kanalı açmanızı öneririm. İşten döndüğünüzde bol sevgi gösterin ve yanınızda uyumasına izin verme gibi şeyleri yapın. Ben eğitimciyim eğitimde sıklıkla kullanılan yöntemlerden biri koşullanmadır. Klasik koşullanma ve edimsel koşullanma denilen kavramlar hayvan eğitiminde kullanılır. Bunları araştırın ve probleme dönük şekilde uygulamalar deneyin. Ama asla takıntılı bir komşu için o canı terk etmeyin. Ve eşinizin dediği gibi adamı tersleyip onun eline fırsat vermeyin. Çünkü muhtemelen size olan takıntısını bileylemek için bunu bekliyor veya başka kızgınlıklarını size güce yettiği için sizden çıkarıyor. Komşunuzun küçük yaşta çocuğu varsa onu hayvanla oynama yönünde değerlendirin. Belli bir süre sonra komşunuz, çocuğu seviyor istiyor diye şikayetlenmekten vazgeçebilir, çocuğu için susabilir.
Bütün canlıların eşit olduğuna bende inanmıyorum. Hepsinin birbirlerinden belli bir üstünlüğü var.Yapmayin..
Abartmayin.
Yani su msj olayin sadece suyunu cikarmis.
Hayvanla insan esit degildir.
Emin olun hayvanlarin guclu oldugu bi dogada insanoglu sadece yem olurdu, bu dediginiz bidefa dogal seleksiyona aykiri..
Fiziksel gelismislik dogada gucu,zihin gelismisligi ise ustunlugu getirir.
Yasama hakki ise ayri bir konu..
Zehirli bir akrebin yasama hakkini elinden almamak bir ailenin hayatini gayette tehlikeye atar mesela.
Ya da beslenmesi yasak bir kopegi parkta bahcede gezdirmek kucucuk cocuklarin olumune sebep olacak sonuclar dogurur oyuzden her canlinin yasama hakki sadece teoridedir ve pratikte uygulanmasi imkansizdir, zaten boyle biseye hayvanlar kendi aralarinda izin vermez, eminim belgesel izliyorsunuzdur..
Insan hayvandan ustundur,evler kurar para kazanir teknoloji de ilerler vs..
Hayvanlarin yasama hakki var diye kimse saatlerce kopek havlamasi cekmek istemez.
Ayrica kopekler zaten itaat ettigini takar, gucsuz gordugunu iplemez.
Herkese selamlar..
Sorunu kısaca anlatmaya çalışıcam. Barınağa terk edilen, 3 yaşlarında bir köpek sahiplendik. İlk zamanlar bize çok yaklaşmıyordu ama daha sonra aramız düzeldi ve ufaklık biz evden çıktığımızda ayrılık anksiyetesi yaşamaya başladı.
Bir gün yalnız kaldığında yan komşum gelip köpek havladı tüm gün, ben uyuyamıyorum. Şikayetçiyim bu köpekten hal çaresine bakın dedi ve ondan sonra çalışmalara başladım, tabiki anında düzelen birşey değil. Az az yalnız kalabiliyor eğitimler sonucunda ama sabah ikimizinde çıkması çok strese sokuyor onu.
Bugün yine yalnız kalması gerekiyordu ve evdeki kameradan takip ettim sabah 3 saat aralıksız havladı, daha sonraki saatlerde sakinleyip arada bir kaç kez havlıyordu. Akşam eve girmemizle komşunun kapıyı çalması bir oldu. Biz gece çalışıyoruz ve uyuyamıyoruz. Köpek tüm gün havladı bu şartlarda uyunmuyor. Buna çözüm bulun dedi. Anlattık ama adam çözün deyip duruyor. Yavaş yavaş öğrenecek desek de anlamadı. Bir dahaki gelişinde (ki kesin gelecekler, 2 gün uzun süre yalnız kaldı ve 2sinde de kapıda bittiler. Köpekten şikayetçilermiş vs vs) benim çocuğum varmış ve ağlıyormuş gibi düşünün. Yapabildiğimi yapıyorum bir daha kapıya gelmeyin deyip konuşmayı bitirmek istiyorum. Eşim öyle dememem yönünde ısrarcı.
Siz olsanız ne yapardınız?
Zorunlu güncellemeler:
1. Köpek 2 gün boyunca yalnız kalmadı.
2. Köpek gün içerisinde ayda 2 kez yalnız kaldı. İlk kez kaldığında ne kadar havladığını bilmiyorum, ikinci kez kaldığında kamera takibi yaptığım için sadece 3 saat havladığını söyledim.
3. Kedi kardeşleri var evde ama sorun insanların gitmesi, terkedildiğini düşünüyor şu an.
4. Evim kapalı, bana ait bahçesi olan bir yer. Burada oturma sebebim de bahçe zaten.
5. Oturduğum semt öyle nezih bir yer değil. Her gün halı silken komşuların, bir sürü iş yerinin olduğu, 3 bahçe yanımda tavuk kümesi olan, sokak hayvanlarının bol olduğu, kentsel dönüşüm bölgesi.
6. Bebek sesine takılanlar için köpek küçük desibel olarak aynı. Kolikse vs geçtim ay içinde 2 kez yüksek sesle bir gürültü çıkarmayan çocuk var mı gün içinde? Beni şikayete gelen komşunun torunu gelince bile kaldıkları süreyi biliyorum ben çünkü çocuk ağlıyor, hopluyor, zıplıyor ve bunlar akşam oluyor. Komşu yaşlı değil bu arada erken evlendiği için torunu var. 40-50 yaş bandındalar karı koca.
7. Ben hayvandan anlamayan, eğitim bilmeyen biri değilim. Veteriner hekimim.
8. Kanunlardaki boşluğu kullanıyorsun diyenlere de şunu söylemek istiyorum. Okb sahibi bir komşunuzu her gün temizlik yapıyor diye nasıl şikayet edip evden attıramıyorsanız, anksiyete hastası bir köpeği de ayda 2 kez havladı diye attıramazsınız.
Başka güncelleme yapmama inşallah gerek kalmaz.
Sizin neyi bilip neyi bilmediğinizin analizini yapacak kadar tanımıyorum sizi. Ama genel olarak yazdığınız cevaplara bakarak insanlara karşı çokta tahammül sahibi olduğunuzu düşünmüyorum. Hayvanlara karşı olan empati ve merhamet duygunuzu insanlara karşı da göstermeye gayret ederseniz ilerleme kat edebilirsiniz.
Havlarsa havlasın modunda değilim. Hayvanı kötü ettiğimde yok.Ben de ilk köpek sahiplendiğimde 3 4 gün gece uyumadı. Havladığı, ağladığı için ben de uyumadım. Şu an 6'dan beri onla ilgileniyorum sırf ağlamasın diye. Hem vicdanen hem de komşumu rahatsız etmemek için yapıyorum. Madem havlarsa havlasın modundasınız almayın köpek. Zaten problemli hayvanmış iyice kötü etmişsiniz.
Ayrıca bebekle köpek de bir değil. Aralıksız 3 saat ağlayan bebeği anne, baba illaki susturmayı deniyor. Eve kapatıp alışır demiyor. Sizinki sorumsuzluk. Nasıl olsa bir şey yapamazlar tavrınız da bencilce. Apartmanda ya da sosyal ortamda yaşamayı öğrenemiyor bazı insanlar ne yazık ki.
Arkadaşlar toplu cevap vereyim. İlk olarak gelen önerilerden başlayayım. Ne oyuncak ne kameradan seslenmem işe yarıyor. Kamera hatta daha da fazlalaştırıyor sesi. Şu an geldiğimiz noktada havlamalar öncekine göre baya azaldı. Evde yalnız durma süresi uzadı. Baya ilerleme gösterdik aslında kısa zamanda. 2 haftalık işimiz kaldı gibi duruyor.
Bebek ağlaması olayına takılanlar için şunu demek istiyorum algıda seçicilik yapmayıp olaya gürültü olarak bakın. Kanunen belli bir gürültü desibeli var, değil mi? Gürültünün nereden çıktığının ne önemi var? İş makinası olur, müzik sesi olur, köpek havlaması yada bebek ağlaması olur. Desibele göre hareket etmemiz gerektiği için hayvan da küçük, iş makinası karşılaştırması olmayacağı için bebek ağlaması gibi ses çıkıyor. Bu konudaki derdinizin ne olduğunu çözemedim. Çıkan seslerin bile aynı olamayacağını savunmanız biraz garip. Gerçekçi ve bilimsel bakın olaya.
Son olarak kim kimden üstündür konulu yorumlara değineyim. Hepimizin belli üstünlükleri var. İnsanlar bile birbiriyle eşit değilken, insan ve hayvan olarak konuyu bu şekilde ele almanız saçma. Sidik yarışına çevirmek aslında tüm kavramları. Yani bu argümana en uygun konuyu kilitleyecek cümle, bir insan depremde koklayarak göçük altında kalan birini bulabilir mi? O zaman hayvanlar üstün! Şimdi bunu okuyunca delireceksiniz ama sizin de bana sunduğunuz argümanlar bu mantıkta. Sadece insan kısmını övüyorsunuz.
Yaşama hakkının, bir yerde bulunma hakkının üstünlükle alakası yok. Her canlı önemlidir. Ama o daha az önemli diye bir şey yok. Sadece bizim verdiğimiz değere bağlı.
Şimdi örnekle anlatayım kendimi. Uçurumdan düşmek üzere olan annem ve köpeğim/kedimse annemi seçerim. Anneme daha fazla değer veriyorum, benim için daha kıymetli. Ama komşum ve hayvanlarım arasında kaldıysam komşu uçurumdan düşer. Sadece insan olduğu için onu seçmem. Hayvanlarım ondan önemli.
Bu konunun sorduğum sorunun nasıl buraya geldiğini de anlamadım ya..
Verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Bunu anlatmak istiyorum zaten. Bir çoban düşünelim koyunlarına da köpeklerine de değer veriyor aslında ama koyunları etleri için satmak zorunda yani onlara ticari olarak değer vermiş ama köpekleri öyle değil. Ormanda onu koruyan, uyuduğunda sürüyle ilgilenen hayvanlar, onların değeri canını emanet ettiği için çok fazla. Yani çoban da uçurumdan köpeğini kurtarır. Giden bir koyun olsun der geçer.Yaa inanılmaz şaşırdım şu yazdığınıza
Peki bir şey sorabilir miyim? Gerçekten bu sorunun cevabını kendi içimde de cevaplandıramadım.
Bir fare de can, bir köpek de. İkisi de hayvan.
Fareleri zehirleyip öldürseler kimsenin umrunda olmaz fakat köpekler olunca iş değişiyor o da bir can deniyor. Kimse kalkıp da fare zehrine hayır demiyor. Yılan akrep Sinek böceğe filan girmeyeceğim. Kedi köpek söz konusu olunca insanla bir tutuluyor o da can deniliyor. Bu tezatlık neyden kaynaklanıyor?
Bir şey sormak istiyorum çok merak ettiğim için... Yukarıda bir mesajınızda yazmışsınız insanla hayvanı eşit görmek gelişmişliğin bir göstergesidir diye. Madem insanla hayvanı eşit görmek gelişmişliğin bir göstergesi, o halde şu anda dünyanın en gelişmiş ülkeleri olan Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkeler neden insanla hayvanı eşit tutmuyor? Neden "önce insan hakları" diye bağırıp duruyorlar? Yani bir kişi bu saydığım ülkelerden birinde insanla hayvan eşittir dese insana hakaretten ceza alır. Bir daha da yazmayacağım iyi günler.Arkadaşlar toplu cevap vereyim. İlk olarak gelen önerilerden başlayayım. Ne oyuncak ne kameradan seslenmem işe yarıyor. Kamera hatta daha da fazlalaştırıyor sesi. Şu an geldiğimiz noktada havlamalar öncekine göre baya azaldı. Evde yalnız durma süresi uzadı. Baya ilerleme gösterdik aslında kısa zamanda. 2 haftalık işimiz kaldı gibi duruyor.
Bebek ağlaması olayına takılanlar için şunu demek istiyorum algıda seçicilik yapmayıp olaya gürültü olarak bakın. Kanunen belli bir gürültü desibeli var, değil mi? Gürültünün nereden çıktığının ne önemi var? İş makinası olur, müzik sesi olur, köpek havlaması yada bebek ağlaması olur. Desibele göre hareket etmemiz gerektiği için hayvan da küçük, iş makinası karşılaştırması olmayacağı için bebek ağlaması gibi ses çıkıyor. Bu konudaki derdinizin ne olduğunu çözemedim. Çıkan seslerin bile aynı olamayacağını savunmanız biraz garip. Gerçekçi ve bilimsel bakın olaya.
Son olarak kim kimden üstündür konulu yorumlara değineyim. Hepimizin belli üstünlükleri var. İnsanlar bile birbiriyle eşit değilken, insan ve hayvan olarak konuyu bu şekilde ele almanız saçma. Sidik yarışına çevirmek aslında tüm kavramları. Yani bu argümana en uygun konuyu kilitleyecek cümle, bir insan depremde koklayarak göçük altında kalan birini bulabilir mi? O zaman hayvanlar üstün! Şimdi bunu okuyunca delireceksiniz ama sizin de bana sunduğunuz argümanlar bu mantıkta. Sadece insan kısmını övüyorsunuz.
Yaşama hakkının, bir yerde bulunma hakkının üstünlükle alakası yok. Her canlı önemlidir. Ama o daha az önemli diye bir şey yok. Sadece bizim verdiğimiz değere bağlı.
Şimdi örnekle anlatayım kendimi. Uçurumdan düşmek üzere olan annem ve köpeğim/kedimse annemi seçerim. Anneme daha fazla değer veriyorum, benim için daha kıymetli. Ama komşum ve hayvanlarım arasında kaldıysam komşu uçurumdan düşer. Sadece insan olduğu için onu seçmem. Hayvanlarım ondan önemli.
Bu konunun sorduğum sorunun nasıl buraya geldiğini de anlamadım ya..
Yazmayın zaten. Biz sizinle anlaşamayız. İnsan olduğunuz için doğuştan gelen bir üstünlüğünüz var sizin. Her canlı sizden aşağıdadır.Bir şey sormak istiyorum çok merak ettiğim için... Yukarıda bir mesajınızda yazmışsınız insanla hayvanı eşit görmek gelişmişliğin bir göstergesidir diye. Madem insanla hayvanı eşit görmek gelişmişliğin bir göstergesi, o halde şu anda dünyanın en gelişmiş ülkeleri olan Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkeler neden insanla hayvanı eşit tutmuyor? Neden "önce insan hakları" diye bağırıp duruyorlar? Yani bir kişi bu saydığım ülkelerden birinde insanla hayvan eşittir dese insana hakaretten ceza alır. Bir daha da yazmayacağım iyi günler.
Verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Bunu anlatmak istiyorum zaten. Bir çoban düşünelim koyunlarına da köpeklerine de değer veriyor aslında ama koyunları etleri için satmak zorunda yani onlara ticari olarak değer vermiş ama köpekleri öyle değil. Ormanda onu koruyan, uyuduğunda sürüyle ilgilenen hayvanlar, onların değeri canını emanet ettiği için çok fazla. Yani çoban da uçurumdan köpeğini kurtarır. Giden bir koyun olsun der geçer.
Benim için de komşu önemsiz. Hayvanlar benim can yoldaşım. Bir sürü ev değiştirdim, bir sürü kişiyle komşuluk yapıyorum ama hayvanlarım hep benimle. Tür ayrımı yapmadan değer skalamıza göre seçeriz. Ben evde fare beslesem biri faremi öldürse ona da üzülürüm. Amaan fareydi ölsün demem.
İnsanlarla ortak duvar ve merdivenlerin paylaşıldığı, çeşitli kurallara uymaya mecbur olduğunuz apartman hayatı size göre değil bu durumda. Müstakil ev seçeneklerini aaştırın derim. Ayrıca İnsanları sevmeseniz de onlara saygı duymak zorundasınız hatırlatmak istedim.Evet çok insan seven bir yapım yok. İnsan sevgimi hayvan sevgime yaklaştırma gayreti içerisinde de olmadım hiç.
Bu konuda haklısın. Kimi kopek seviyorum diyor ama sokak köpeklerine uyuz oluyor. Bana gore hayvan sevmenin ayrımı olmaz. Benim eve fare girdiginde öldürmedim mesela, yakalamaya çalıştım. Gördüm ki o benden daha fazla korkuyor, yakalamadim. Bir sure sonra gelmeyi birakti. Hicbir böceği de oldurmem.Yaa inanılmaz şaşırdım şu yazdığınıza
Peki bir şey sorabilir miyim? Gerçekten bu sorunun cevabını kendi içimde de cevaplandıramadım.
Bir fare de can, bir köpek de. İkisi de hayvan.
Fareleri zehirleyip öldürseler kimsenin umrunda olmaz fakat köpekler olunca iş değişiyor o da bir can deniyor. Kimse kalkıp da fare zehrine hayır demiyor. Yılan akrep Sinek böceğe filan girmeyeceğim. Kedi köpek söz konusu olunca insanla bir tutuluyor o da can deniliyor. Bu tezatlık neyden kaynaklanıyor?