


ne güzel, çevremdeki herkesin ortak sorusu: o kadar filmi kafan alıyor mu, birbirine girmiyor mu, bu kadar filmi izleyip de bir süre sonra kafanda kalmayacak, az izlersin öz izlersin..
şu ana kadar izlediğim filmlerden bir tanesini bile unutmadım, istisnalar dışında, mesela kafa yerinde değilken biri açmıştır, hevessiz yorgun öylesine patlamış mısıra ortak olmak için bakmışımdır, o şekilde harcadığım filmleri hep daha sonra tekrar izledim tamamladım ya da izlerken uyuyakalmışımdır ya da izlerken biri gelmiştir bıdır bıdır konuşmuştur ya da bir baştan bir ortadan denk gelmişimdir, yarım yarım bakılmıştır.. bunlar dışında..
film benim beynimi dinlendiriyor, benim tatil saatlerim gün içinde, bir buçuk saat, iki saat şöyle uzanıp nevalen yanında keyifle filme akıp gitmek rahatlatır adamı
dersler diyorsan, yurtta kaldığım zamanlar yan odamda bir arkadaş vardı, kız hacettepede kafayı yedirtecek bir bölümün yüksek lisansını (bölümünü yazarsam o bölümün öğrencileri kızın kim olduğunu hemen anlayacağı için yazmıyorum, kız bölümün tarihine geçti de :) okuyordu (ben ayrıldığımda doktoraya geçti) ve şu ana kadar bölümünde hocaları da dahil kimse onun kadar yüksek akademik ortalamaya sahip değildi (lisans+yük.lisans), yaz kış yurtta kalırdı, yazın gidecek evi olmadığı için ve bu kız yaz kış hiç durmadan ders çalışırdı, şu ana kadar öyle bir beyin görmemiştim, dersleri sınavları geçmek için değil öğrenmek için çalışırdı, merak ederdi, hani şu dahi bilim adamları olur ya, kafayı kırmıştır alanında uçmuştur sayıları evrenin sırlarını düşünmekten

gün içinde muhakkak en az bir film izliyordu, çok katı birisiydi asla vakit kaybetmez, boşa bir an bile geçirmezdi, yemek saatleri, banyo saatleri, uyku saatleri belliydi. hocalarla görüşeceği zaman bile hocalara o saat olmaz o saatte çalışıyor olacağım şu saat olmaz mı diyen bir tipi hayal et


neyse uzattım, kafanda canlandırabilmişimdir umarım kızı, (benimle de bu film muhabbetlerinden yakınlık kurmuştu, normalde alanlarımız çok farklı sonuçta ben sosyal ve beşeri bilimler, edebiyat, o uzay muzay matematik atom fiziği... konuşacak ortak yanımız sadece filmler) o programının içinde filmlerin önemli bir yeri vardı, tıpkı kitap okumak gibi film izlemek de geliştiriyor beni üstelik geliştirirken bir yandan da rahatlıyorum, okuduklarımı beynim daha iyi alıyor, anlıyor, beynimin buna ihtiyacı var derdi


bak anlattıkça çatlağı özlediğimi farkettim..
ya bir kere kız nasıl hastalanmış doktor ilaç vermiş, içmedi ilacı, neymiş efendim o ilacın içinde bilmemne maddesi varmış uykusunu getirirmiş, çalışamazmış

yoğurt ve elma da yemezdi, belli bir saatten sonra ağzına bir şey koymazdı, performansını etkilermiş, vücuduna zarar beynine de zararmış, ben vallahi canım çeksin gecenin bir yarısı gider pasta yaparım afiyetle yerim, yemekleri ihtiyacım doğrultusunda tüketmediğimin farkındayım

bu arada kinyas ve kayra'cı mısın sen de :)) ben çok tutkun değilim okudum beğendim geçtim ama çevremde onu başucu kitabı yapan çok kişi var, en başta da eşim :)) hatta bizim tanışmamıza vesile olan kitaptır :))