• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Sinema Günlüğümüz

Primer 2004 yapımı bilim-kurgu

İki mühendisin zaman makinesini keşfedişini anlatan film teknik yönden çok eksikti. O kadar kötü bir görüntü yönetmeni var ki düşük bütçeyle bile çekilmiş olsa izleyiciyi rahatsız edecek boyuttaydı. Filmin kurgusu ise daha tuhaf, Lynch filmlerine karışık, anlaşılmaz diyenler bir kez de bu filmi izlemeli:D Teknik terimlere boğulmuş, mühendislerin sanki kendi aralarında sohbetlerini konu alıp izleyiciyi tamamen dışında bıraktığı bir anlatıma sahip. Karmaşık olma suretiyle izleyiciyi çekmek gibi bir gayesi yok, muhtemelen teknik lisana hakim kişiler için çok daha fazla anlam ifade edecektir fakat gerçekten zorlayıcı ve bir kez izlemekle filmi tamamen kavramanın mümkün olmadığı bir film. Tutarlılığı bile sorgulanamıyor.

Zamanda yolculuğu konu alan Los cronocrímenes filmi bana daha etkileyici gelmişti.

Atlantis: 9
 
24 Aralık 2010 – 24 Ocak 2011 sinema günlüğümüz


Sinema Günlüğü Katılımcısı - İzlediği Film Sayısı


  1. guvastanema .....................9
  2. Revolucion .........................2
  3. PrensesPeri ........................4
  4. atlantis .............................9
  5. Liza ..................................4
  6. prensesin.uykusuyum ...........11
  7. orchidea ............................15
  8. Tryamor ............................10
  9. katrem ..............................5
  10. Maip ...................................



Maip, bu güzel paylaşımı sana borçluyuz, katılmana çok sevindim:79::80:
 
Son düzenleme:
Je vais bien, ne t'en fais pas Ne zaman kendime gelirim bilmiyorum. Hala ağlıyorum. :'( Hiçbir şey yazamıcam şu anda. Çok klişe ama herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği harika bir film olmuş. İnsanın içine işliyor. Kalakaldım ben. Eski sevdiğimden ayrıldığımda acısıyla başa çıkabilmek için kendime yaptıklarımı hatırlattı. :(( Soundtrack müthiş ayrıca. :(((

Bu arada film kesinlikle aşk filmi falan değil. Çok başka unsurlar var ama bana hatırlattığı şeyler bambaşka oldu. Herkes farklı hisseder sonuçta.

Tryamor : 10


feci merak ettim ,indiriyorum :)
 
El ángel exterminador

Bunuel'in yine sembollerle burjuvazi dünyasını eleştirdiği sürreal bir film. Film sosyetenin akşam yemeğinde bir araya gelmesiyle başlıyor, nezaketten soğutan bir yapaylık ekseninde ilerleyen sohbetler, nedeni anlaşılamayan bir gücün onların yemek salonundan çıkışını engellemesiyle nezaket ilkel dürtülere bırakıyor yerini.

Ayrıntıları her zamanki gibi çok güzeldi. Bunuel burjuva dünyasıyla uğraşmayı seven bir yönetmen ve izlediğim filmlerinin hepsinde de mutlaka bir yemek masası vardı. Sanırım rutin burjuva hayatının hem kendilerini hem de evlerini sergileyebilecekleri en müsait ortam olduğundan dolayı onları yine yemek masaları ile hedef almayı tercih ediyor ki çok isabetli bir seçim. Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği filminde bir türlü yemek masasına oturamayan kişilere karşı burda da evden çıkma mücadelesi anlatılıyor. Yaşamı kendi kuralları ile o kadar çekilmez ve yapay hale getiriyorlar ki en basit adımları atmaları bile birer seremoniye dönüşerek imkansız kılınıyor. Filmden en sevdiğim replik de "ceketini çıkaracak kadar ileriye gitmeyecek değil mi? " oldu. Gece uyumaya hazırlanan biri için bile üzerinden çıkan ceket burjuvaların anlam dünyasını sarsmaya yetiyor ve Bunuel çok iyi bir gözlem gücüyle filmlerinin mizahi unsurlarını oluşturuyor.

Atlantis: 10
 
Gulliver's Travels

Sinemada iyi ve eğlenceli vakit geçirmek için oldukça ideal bir film, hele ki 3D daha bir şahane oldu , eğlence tavan yaptı .Başlarda komedi adına pek baskın olmasada sonlara doğru kahkaha atmaktan kendimi alamadım . ooh o kadar ağır filmin arasında gerçekten iyi geldi :)))

prensesin uykusuyum : 12
 
teşekkür ederim guvastanema aranıza aldığınız için :)

Black (2005)

Yönetmen - Sanjay Leela Bhansali

doğuştan duyamayan ve göremeyen bir kızın (Rani Mukherjee) hayatı, ona yardım etmek isteyen Amitabh Bachchan.

imdb puanı 8.0

Amitabh Bachchan ağbinin nasıl harika olduğundan bahsetmeme gerek var mı :1:

çok beğendim ama yanınızda peçete bulundurun şahsen ben salya sümük gittim :9:

Maip: 1
 
Son düzenleme:
Je vais bien, ne t'en fais pas Ne zaman kendime gelirim bilmiyorum. Hala ağlıyorum. :'( Hiçbir şey yazamıcam şu anda. Çok klişe ama herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği harika bir film olmuş. İnsanın içine işliyor. Kalakaldım ben. Eski sevdiğimden ayrıldığımda acısıyla başa çıkabilmek için kendime yaptıklarımı hatırlattı. :(( Soundtrack müthiş ayrıca. :(((

Bu arada film kesinlikle aşk filmi falan değil. Çok başka unsurlar var ama bana hatırlattığı şeyler bambaşka oldu. Herkes farklı hisseder sonuçta.

Tryamor : 10



:43: Önce şunu söylemeliyim ki, oyunculuk, kurgu bir yana o şarkının giriş kısmını dahi duyduğumda gözyaşlarımı tutamadım. O nasıl bir sestir öyle, ne güzel sözlerdir:43:

Güzel filmdi... Hastane sahneleri etkileyiciydi, ailenin çaresizliği, tüm iletişim yollarının kapalı olması, katı kurallar vs... Genelde akıl hastanesinde geçen tüm filmler bende aynı hissi uyandırır, çaresizlik, kapana kısılmışlık ve isyan...



( lütfen izlemeyenler devamını okumasın )

Baştan sonuna dair ipuçlarını vermese belki daha sarsıcı olabilirdi finali; yine de özellikle fedakarlık ve çaresizlik temaları çok güzel işlenmiş.
Birkaç ufak nokta beni rahatsız etti; henüz arkadaşının sevgilisiyle tanıştığı ilk sahnelerde göz temaslarından, bakışlardan sonraki ilişkinin zemini hazırlanmıştı, ikizini her sorduğunda anne-babanın birbirine manidar bakışları da çocuğun akıbetini alenen belli ediyordu. Mektuplar için de tek seçenek kalıyordu ki aileden biri yazmıştı. Belki de yönetmen izleyiciyi finale odaklamaktansa tüm ipuçlarını başta verip ana karakterin yas sürecini ve babanın fedakarlığını anlatmak istedi yalnızca...

***


Atlantis:11
 
Son düzenleme:
Je vais bien, ne t'en fais pas bu fılmın adı bumu degılsede fılımın gercek adını yazarmısınız bu fılmı alıcamda
 
A Serious Man: bir coen kardeşleri filmi. imdb puanı da 7.2...
baştan söylemeliyim ki kesinlikle bir komedi filmi değil. ama karakterler benim çok hoşuma gitti. İnsan bi anda bahsi geçen etnik ırkın tüm toplumsal yapısını öğrenebiliyor. Ayrıca younculuklar çok kuvvetli bence. ancak hiçbir gerçek 'sıkıcı' bir film olduğunu değiştirmiyor.


Orchidea:16
 
Son düzenleme:
Je vais bien, ne t'en fais pas Ne zaman kendime gelirim bilmiyorum. Hala ağlıyorum. :'( Hiçbir şey yazamıcam şu anda. Çok klişe ama herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği harika bir film olmuş. İnsanın içine işliyor. Kalakaldım ben. Eski sevdiğimden ayrıldığımda acısıyla başa çıkabilmek için kendime yaptıklarımı hatırlattı. :(( Soundtrack müthiş ayrıca. :(((

Bu arada film kesinlikle aşk filmi falan değil. Çok başka unsurlar var ama bana hatırlattığı şeyler bambaşka oldu. Herkes farklı hisseder sonuçta.

Tryamor : 10

bunu izlemeliyim. hemen ekliyorum listeme.
 
24 Aralık 2010 – 24 Ocak 2011 sinema günlüğümüz


Sinema Günlüğü Katılımcısı - İzlediği Film Sayısı


  1. guvastanema .....................9
  2. Revolucion .........................2
  3. PrensesPeri ........................4
  4. atlantis .............................11
  5. Liza ..................................4
  6. prensesin.uykusuyum ...........12
  7. orchidea ............................16
  8. Tryamor ............................10
  9. katrem ..............................5
  10. Maip ..................................1
 
Son düzenleme:
Black Swan

Açıkçası bir anda sinema sitelerindeki yükselişi ve aldığı abartılı övgüler karşısında daha fazlasını bekliyordum. Görsel olarak doyurucu, müzikleri güzel, Natalie Portman'ın performansı enfes ama konusuna da aşinayız. Tam oscarlık film olmuş, görsel olarak izleyiciyi mutlu eden fakat üzerine derin düşüncelere de boğmayan bir film, ruhsal gerilimin anlatılışından değil daha önce farklı filmlerde üzerine düşünüp tüketişimizden dolayı.

Atlantis: 12
 
Je vais bien, ne t'en fais pas

Tryamor tavsiyesi üzerine izlediğim , sade film.
Müziğiyle , kurgusuyla , senaryosuyla iyi bir dram .
Başından sonunu belli etsede , bir baba ve annenin mücadelesini , dramını izleyene mükemmel geçirmiş.
Filmin nihai sonu oldukça vurucu , vurucu çünkü yalın, duru .
bende ağlayacak kadar lirik bir etki bırakmadı ama , soundtracki defalarca dinleyeceğim sanırım ...

prensesin uykusuyum : "ashes and snow ile birlikte " 14
 
Back