• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Sinema Günlüğümüz

hoşbuldum guvastanema :) sevinirim valla listenize olmaktan ama ben sizin hızınıza yetişemem çok yoğun ders çalışıyorum haftada anca 2-3 film izleyebiliyorum :) ama olsun diyorsanız hemen geleyim :)

tabi ki ekliycem, herkes kendi temposuna göre izlemeye çalışıyo, burda yarış yapmıyoruz ama bi şekilde birbirimizi kampıçaladığımız doğru:) işsizlikten depresyona girmemek için kendimi filmlere verdim, işe başladığımda ben de bu tempoda devam edemeyebilirim o yüzden tadını çıkarıyorum bugünlerimin.
 
Klass

Noi Albinoi adı geçince hemen indirmiştim filmi, fakat hiçbir benzerlik bulamadım. ( önce burdan başlayayım:D ) Noi'deki o bireysel kayıtsızlık, huzurla hüznün karışımı renkler, basit bir öyküsü olmasına rağmen vuruculuğu yakalayamadım. Film yorumum spoiler içerebilir lütfen burdan sonrasını izlemeyenler okumasın:)

***

Film başladığında ve psikolojik işkence sahnesi, cinsel aşağılamalarla ilk aklıma gelen Ben X filmi oldu, Ondskan'la da benzerlik kuranlar olmuş lakin o filmdeki kadar da derdini net ortaya koyamamıştı bana göre. Üçüncü sayfa haberlerinde kimi zaman karşımıza çıkan okul basan öğrencilerin nedenlerine ilişkin bir film yapılmak istenmiş sanırım. Her suçun bir gerekçesi vardır mı denmek istenmiş bilinmez şayet böyle bir savı ileri sürüyorsa suça da meşruiyet kazandırmış olur ama dramatik ögeler üzerinden filmi değerlendirmeyi daha doğru buluyorum.

Sürü psikolojisiyle hareket etmek özellikle de ergenlikte prestij sahibi olmak adına kimi zaman insanın kanını donduran bir vahşete de dönüşebilir. Şiddetin yalnızca fiziksel olanı değil bence daha travmatik olan psikolojik şiddet tüm boyutları ile filmde işlenmiş, öyle bir noktaya geliyor ki seyirci o ana müdahil olmak, dur demek istiyor, sadece bir kurgu olsa izleyip geçmek ve unutmak mümkün lakin bilfiil de devam eden bir süreç ne yazık ki. Olay örgüsünü düşündüğümde gelinen noktaya dek yaşananlar güzel işlenmiş fakat yakın plan çekimler bana dizileri anımsattı. Belki okul ve şiddet temalı çok film izlediğimden birçok sahne de klişe geldi. Ayrıca afişi de fena halde 400 Darbê'yi andırıyor.

Atlantis: 7
 
tabi ki ekliycem, herkes kendi temposuna göre izlemeye çalışıyo, burda yarış yapmıyoruz ama bi şekilde birbirimizi kampıçaladığımız doğru:) işsizlikten depresyona girmemek için kendimi filmlere verdim, işe başladığımda ben de bu tempoda devam edemeyebilirim o yüzden tadını çıkarıyorum bugünlerimin.

Bende boş günlerimde sıkıntıdan sarmıştım filme bir ara ama insan da alışkanlık yapıyor şimdi zaman yaratmaya çalışıyorum film izlemek için yada kendimi ödüllendireyim bu akşam diyip film izliyorum. O zaman hemen listenize gireyim dün gece ;

biz Ne bilebiliriz ki? Tavşan deliğinden aşağı..adında şahane bir kuantum fiziği ile ilgili belgesel izledim. 11 bilimadamı ve 1 kahinin anlatıları üzerine ilerliyor kuantuma meraklı olan arkadaşlarımız çoktan izlemiştir ben geç kaldım sanırım.

Birde Mutluluk filmini ben izlememiştim. Türk filmlerini takip etmem daha zor oluyor pek hoşlanmıyorum ama Livaneli kitabından alıntılanmış bir filmi izlememek eksiklik gibi geldim hasta yatağımda izleyiverdim. Çok klişe gelse de izledim biliyorum demek kafi geldi
 
güzel güzel yazılmışı varken kolaycılığa kaçtım:) Müzikler öyle derinden geliyor ki gözlerimi kapatıp transa geçtim birkaç kez. Her izlediğimde farklı yerlerde transa geçersem filmi tamamlarım:66: Klasik belgesel anlayışının dışında video art tadında fakat bir söylemi olan harika bir belgesel. yine bir teşekkür beni sigur ros ile tanıştırdığın için. 'ben sıradan bir insanım. aptal olmayı da seviyorum' hayran oldum.

guvastanema 9

İzlemiş ve keyif almışsın. Müthiş...

Yann Tiersen'den sonra ilk kez bir grup beni heyecanlandırmıştı, seninde aynı duyguları hissetmen çok hoş, müziğin ritmi insanı farklı bir dünyaya sürüklüyor, farkında olmadan parçası olduğumuz ve ancak müzik büyücülerinin ( yann tiersen'in hep büyücü olduğunu düşünmüşümdür, bu grup içinde aynı kanaatteyim) sihirli tınıları ile açığa çıkan içimizdeki dünyaya. Sahi Yann Tiersen de dinler misin, sever misin ya da dinledin mi hiç?
 
dinlemez miyim tabi ki hastasıyım:) müzik büyücüleri cuk oturmuş:13: yakın zamanda keşfettiğim bi kadın daha var onu da baya beğendim, lhasa de sela, özellikle bir parçası ama aradım taradım şimdi bulamadım, bilare paylaşırım:)
 
bu ayı çooookkkk uslu geçiren ben ancak bir film daha yapabildim biraz önce ismi Ölüm Yarışı 2 vahşeti hızı sevenlere tavsiye birinci filmi zlememiş ama izlenir bu film diyecekler içinde bir tavsiye daha önce ikiyi sonra biri izleyin. bu arada son 10 yılda moda oldu bu sondan başa çekilen filmler.

revolucion : 2 :50:
 
http://www.kadinlarkulubu.com/yardim-melekleri/411317-1-zarf-1-cocuk-yardim-kampanyasi.html#post16952925

belki katkıda bulunmak isteyenler olur :34:
 
The Blind Side:zaman zaman duygusal vuruşlarını hissetsem de yine de bi eksiklik hissettim. biraz daha müzikle daha keyifli hale gelebilirdi.

Happy Feet: biraz eğlenenme hakkı verdim kendime ve bu 'sıcak'animasyonu izledim. zaman zaman aynayı kendime çevirmeme sebep oldu sanki. Onların orda bi hayatı var ve biz mahvediyoruz.

Orchidea:14
 
Sigur Ros u çok severim ben de. :))) Yıllar önceden biliyorum o grubu. Soundtrackini yaptığı bir filmi izlemek de güzel olur o zaman. ;)
 
The big Lebowski

defalarca izlemiştim ama alt yazılı izlemem lazımmış aslında.
bazı şeyler daha iyi anlaşıldı böylece.dahada türkçe dublajlı film izlemem dermişim:)
her canım sıkıldığında açıp izlediğim bir garip komedimsi.
güzel filmdir ama tavsiye etmekten imtina ederim:))
uzun ve sıkıcı gelebilir kimilerine.

(Liza-4)
 
Big Lebowski mükemmel bir filmdir.
Bir Coen kardeşler klasiği, müthiş bir kara mizah örneği
aklıma geldikçe halen gülerim :)
 
Son düzenleme:
4 luni, 3 saptamâni si 2 zile

Romanyada kürtajın yasak olduğu dönemden bir hikaye...
iki arkadaşın illegal yollardan bir otel odası tutup kürtajı gerçekleştirmeye çalıştığı film akıcı ve minimalist bir anlatıma sahip . Dostluk , dayanışma , fedakarlık , fırsatçılık gibi kavramları basit bir dille ve inandırıcı anlatan yönetmenin tarzı oldukça hoşuma gitti.

prensesin uykusuyum : 10
 
The Ghost Writer

Polanski'nin politik gerilimi. Ewan McGregor sevdiğim bir oyuncu zaten, hayalet yazar rolünde de çok başarılıydı. Filmin özgün bir anlatım tekniği olmamasına rağmen genel hatları ile sürükleyici fakat daha kısa olabilirdi, kurguda da kopukluk vardı. Yine de cesur bir çalışma. Konusu; eski bir politikacının anılarını yazmak için tutulmuş yazarın, sırlarla dolu bir geçmiş araştırmasına sürüklenişi ve arka plandaki politik iklim...
Atlantis: 8
 
Son düzenleme:
24 Aralık 2010 – 24 Ocak 2011 sinema günlüğümüz


Sinema Günlüğü Katılımcısı - İzlediği Film Sayısı


  1. guvastanema .....................9
  2. Revolucion .........................2
  3. PrensesPeri ........................4
  4. atlantis .............................8
  5. Liza ..................................4
  6. prensesin.uykusuyum ...........10
  7. orchidea ............................14
  8. Tryamor ............................9
  9. katrem ..............................5
 
Before Sunset

ikinciye izliyorum ve sanırım üç dört beş on defalarca daha izleyebilirim.
Before Sunrise ın devamı olan film ,ilk filme göre kat ve kat daha güzel. Before sunrisein bitimiyle kafamızda oluşan soruların cevabını vermesinin yanında içinde ki hissiyat çok daha gerçek .
Diyaloglar enfes , Paris, şarkılar ... hele birde Nina Simone taklidi vardır ki takdire şayan.

Ve ekran kararır, bir film ancak bu kadar güzel biter . Enfes!!!

prensesin uykusuyum : 11
 
Son düzenleme:
Je vais bien, ne t'en fais pas Ne zaman kendime gelirim bilmiyorum. Hala ağlıyorum. :'( Hiçbir şey yazamıcam şu anda. Çok klişe ama herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği harika bir film olmuş. İnsanın içine işliyor. Kalakaldım ben. Eski sevdiğimden ayrıldığımda acısıyla başa çıkabilmek için kendime yaptıklarımı hatırlattı. :(( Soundtrack müthiş ayrıca. :(((

Bu arada film kesinlikle aşk filmi falan değil. Çok başka unsurlar var ama bana hatırlattığı şeyler bambaşka oldu. Herkes farklı hisseder sonuçta.

Tryamor : 10
 
Son düzenleme:
Je vais bien, ne t'en fais pas Ne zaman kendime gelirim bilmiyorum. Hala ağlıyorum. :'( Hiçbir şey yazamıcam şu anda. Çok klişe ama herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği harika bir film olmuş. İnsanın içine işliyor. Kalakaldım ben. Eski sevdiğimden ayrıldığımda acısıyla başa çıkabilmek için kendime yaptıklarımı hatırlattı. :(( Soundtrack müthiş ayrıca. :(((

Bu arada film kesinlikle aşk filmi falan değil. Çok başka unsurlar var ama bana hatırlattığı şeyler bambaşka oldu. Herkes farklı hisseder sonuçta.

Tryamor : 10

Fransız filmlerini severim, hele ki bu kadar duygu yüklüyse, indiriyorum filmi:)
 
Back