Şu İyi Hissetmek kitabına bir başlayayım diyorum günlük, belki enerji kalkanımı yükseltebilirim ama içindekileri yapmak için hazır olduğumu hissetmem, inanarak yapmam lazım ki daha etkili olsun(üşengeçlik fazla).
Aslında en büyük sorunum iş hayatına atılmak. Bir de annemin enerjisinden bağımı koparmam lazım..
İşi halletsem ve yürütsem geri kalan şeyler hallolur bana göre, muhtaç olmamak temelim olarak geliyor bana.
Okul okudum ama hem hiç sevemedim hem de artık uzağım.
Zamanında "zorla" gönderdiler noldu? Sevmediğim için yapamadım, çünkü sürekli takip, emek ve sayısal zeka gerektiren bir meslek, sevmediğim içimden gelmeyen hiç bir şeyi zorla yapamıyorum başarısız oluyorum, anca çok sıkışmam lazım. Bir de fazla hassas, gereksiz kendime zarar verecek derecede dürüst olma durumum da etkili, iş ortamı bambaşka, galiba en çok da iş ortamlarını sevmiyorum, adaletsizlik, düzensizlik, karmaşık çıkar dolu negatif iletişim.. Gözümde büyütüyorum bir şeyleri, rahat olamıyorum bir türlü. Bir de Türkiye'deki işlerde de her şeyi çabucacık öğrensin istiyorlar bense tam tersi yavaş sindirerek her şeyini öğrenerek sonuçta da rahat bir şekilde her şeyi bilerek o işi yapabilmeyi istiyorum.
Ah ah.. Belki her şeyin böyle şekillenmesinin de bir hayrı vardır ama ben ta ortaokuldan bilmişim ne istediğimi, en çok da ne istemediğimi aslında.. Ama diretememişim çünkü emin davranmak zordu o zamanlar... "Giliciğin misliği" olabilir de benim geleceğimin mesleği değilmiş işte. "Hirkis istidiği misliği mi yipiyir sinki" var bir de. Hırs yok ben de hırs yok.. Sevmem lazım işte... Ya da çok sıkışmış hissedeceğim.
Geçen bir yazı okudum; "Sevdiği mesleği yapanlar çalışmış sayılmaz" gibi bir şeydi.
Ama çok rahatsız hissediyorum artık kendimi, yaş 26. Bir şeyler yapmalı. Mecbur olmasam sanırım daha rahat olurdum ama mecbur hissediyorum işte.
Bu gidişle evlenemem sanmıyorum ama olur da evlenirsem en büyük korkum bir şeylere "mecbur kalmak".
Gerçekten hayatım boyunca deneyimledim, ne kadar zorlamaya çalışsam da kendimi hep kafamda bir noktaya ulaşmadan, hazır hissetmeden işte tamam bu an o an demeden atağa geçemiyorum, geçersem de hüsran oluyor her zaman, iş yerinin bile hayırsız olduğunu anlıyorum benim için. Ama vakit de kaybetmemeliyim artık... Maalesef büyüdüm. Hep dediğim gibi; istemeden dünyaya geldiğim gibi her şeyde çok mecburi geliyor bana. Okumaktan çalışmaya...
Aile evi de rahatsızlık veriyor artık, annemin davranışları özellikle, bir noktaya kadar karşı gelebiliyorsun.
Zaten manen ekside olduğum konularda ailemin payı da yüksek bana göre...