Ne güzeldi benim zamanımda..
Ne anadolu lisesi, ne fen lisesi ne kolej... hepimiz eşit şartlarda okurduk.
Dershane çılgınlığı yoktu o zamanlar.
Yarış atına da çevirmezlerdi bizi.
Stresimiz daha az, başarımız daha çok olurdu.
Çocukların psikolojileriyle böyle oynanmazdı o zaman.
Çok üzülüyorum çocuklarımıza.
Daha 9-10 yaşlarında hayatla savaşmaya başlıyorlar.
Oyun bilmiyorlar, arkadaşlık edemiyorlar... hep bir rekabet... hep bir "ya şimdi ya hiç" duygusu...
Bir tek günü bile ayıramıyorlar kendilerine...
Çocukluklarını yaşayamıyorlar...
Hayat kocaman bir bilinmez ve muamma olarak sürülüyor önlerine .. amman haa denilerek...
Hayattan.. daha 9-10 yaşında korkmaya başlıyorlar.
Hiçbirisi başarısız olursa başına ne geleceğinden haberdar değil.
Tek bildikleri "çok kötü olur çok... başarman lazım...." baskıları.
Tek duydukları "adam gibi yaşamak istiyorsan bunu başarman lazım" replikleri.
Hepsi korkuyor bundan.
Adam gibi yaşamak nedir bilmedikleri halde.
Daha yaşam nedir çözemedikleri halde.
13 yaşında benim kızım.
Şebnem bebeklere elbise giydirirdim ben 13 yaşımda...
Çizgi film izlerdim televizyonda, büyüklerin sohbetlerini dinlerdim gözüm büyük büyük...
"Sen büyüyünce ne olacaksın bakalım" diye sorarlardı bana...
Cevabım bile yoktu... büyümeye o kadar çok vardı ki daha...
Benim kızım 13 yaşında.
Sinir bozucu bir sınavın sinir bozucu sorularını gerektiği kadar bilemediği için ağlıyor 2 gündür.
Benim Şebnem bebekleri giydirdiğim bir yaşta o geleceğinin hesaplarını yapıyor ne olacağını bilmeden.
Gözleri hüzünlü, ağlamaklı... annecim önümüzdeki yıl çok çalışırsam başarırım diyor.
Daha neyi ne için bile başaramadığını bilemeden.
Benim kızım önündeki yıllara şimdiden tecavüz ediyor.
Çıkarmış çocukluğunu gözünden.
Cumartesi öğleden sonraları saklambaç oynamaktan, pazar sabahı pikniğe gitmekten vazgeçmiş.
Tek bildiği yapamazsa hayatı çıkmaza girecek... eksik kalacak bir şeyler... ama ne.
Benim kızım gün gelecek... keşke ben de çocuk olsaydım şimdi yaaa diyemeyecek.
Çocukluğuna dair hatırladığı tek şey hayatını kazanma savaşı olacak çünkü.
Ve ben bunu göre göre buna izin verecek miyim?
Bunun daha az acılı bir yolu vardır...
Ben buna izin vermeyeceğim....