ah ah davulun sesi insanlara uzaktan nekadar hoş geliyor değil mi?
öğretmenlik güllük gülistanlık dert yok tasa yok,ohh 3 ay yat,zaten yarım gün,kar tatil,o tatil bu tatil.işte bitti gitti.
bunu düşünenlere sadece yazık diyorum gerçekten.
atanmadan önce ücretli öğretmenlik yapmıştım ilk olarak.işte o zaman kafama dank etmişti,işim gerçekten zordu.üstelik lise değil ilköğretim 6-7-8. sınıfların dersine giriyordum sadece.müdür yardımcısı acımıştı bana 8.sınıfları vermemişti bile hakkından gelemem diye.annem sabah beni göndermeye korkardı aman kızım bulaşma hiçbirine bir şey yaparlar sana falan diye
arkadaşımız yazmış ya güzel güzel siz gerekirse ders işlemeyecek saatlerce uzun uzun konuşacaksınız diye,acaba kendisi nekadar dinliyordu bir öğretmenin saatlerce yaptığı konuşmayı?zaten dinlemediği belli ki o bizim üzülerek varolduğuna yakındığımız neslin bir neferi gibi görünüyor kendisi de.ve üzülerek söylüyorum gelecekte de varolduğuna yakınacağımız neslin yetiştiricilerinden biri olacağı okadar açık ki
saatlerce konuşacağız ya öğrenci ile ha birde şu var tabii eğer 2 kez konuşursan ders işlemeyip 3.de mutlaka ailelerine söylerler bu hoca ders işlemiyor diye birde bu sebepten ötürü uyarılırsın.sen saatlerce konuşursun,söylediğin her şeye tamam denilir anlaşmaya varılır bu nedense 1 gün sürer.ertesi gün sanki okadar boğazını yırtıp saatlerce dil döken,derdini anlatmaya çalışan,orta yol bulmaya çalışan sen değilmişsin gibi her şey ilk haline döner. ama öğretmen ısrarla hergün her hafta aynı çabayı gösterir.bir yandan bir şeyler öğretmeye,bir yandan iyi bir nesil yetiştirmeye çalışır,boğazını patlatır ama çocuk ailesinde o sevgiyi ve saygıyı göremediği için fatura öğretmene patlar ve aşağıdaki gibi ''ÖĞRENCİLERE BAKIN KENDİ BAŞARISIZLIĞINIZI GÖRÜN' ithamıyla karşı karşıya kalır. ne yazık...
yarım gün diyorsunuz,günde 6 saat derse girmek bile bir insan için nekadar yıpratıcı biliyor musunuz? çünkü okulda olduğunuz süre boyunca,derste olduğunuz süre boyunca aktif olmak zorundasınızdır ve her daim konuşmalı,o gözünüzün içine bakan yada bakmayan 40 kişiye bir şeyleri öğretmek zorundasınızdır.yapamadığımda neden diye sorgularım eve gelip didiklerim nasıl yapsam da bir şeyleri öğretsem diye,ne desem de bunun önemini onlara anlatabilsem diye.çünkü vebalini almak istemez kimse okadar insanın,ben elimden gelen çabayı göstereyim vebali omuzlarımdan kalksın ister.
insan daha 1 ayda faranjit olur mu? yutkunmaya bile zorlanır mı? zorlanıır,çünkü karşındaki öğrenciler okadar saygısız ve sevgisiz yetiştirilmiştir ki,sen ona bu duyguları kazandırmaya çalışırken gırtlak kanseri de olabilirsin,yırtınırsın ama asla bunun değeri olmaz ozaman işin bu yapacaksın tabi yoksa salla başı al maaşı istiyorsunuz siz olur.
aldığımız parayı hak etmek,eğer böyle bir kavram varsa buna öğretmenden daha iyi bir örnek verilebilir mi ? böyle öğretmenliği basit görenleri çok değil 1 hafta derse sokmak isterdim.öğretmen olmadan önce bana da çok eğlenceli gelirdi tabi.hep hayalini kurardım ama iş başa düştüğünde ve tüm sorumluluk omuzlara bindiğinde işin eğlenceliden çıkıp,ağır ve vebali olan bir iş olduğunu,okulda 1 gün bittiğinde insanın eve kendini nasıl atığını anlamalarını gerçekten çok isterdim.
ben işimi seviyorum,öğrencilerimi de seviyorum,eksiklerini elimden geldiğince gidermeye,onlara sadece ders konusunda değil hayat konusunda da verimli olmaya çalışıyorum.ama bunlar tek taraflı olacak şeyler değil maalesef,önce aile...aileden saygıyı,terbiyeyi alan çocuk okadar belli ki,öyle göze çarpıyor ki her ortamda. diğerleri mi? aslında onlar hiçbir öğretmenin gözünde ''diğerleri'' diye sınıflandırılmaz ama onlar diğerleri olmaya okadar çaba harcarlarki...en sonunda da işte bu sayfalarda gördüğümüz gibi isyana sürüklerler öğretmenleri.ama o beğenilmeyen başarısız,mazeret arayan olarak görülen öğretmenler,hayatları boyunca her daim bir şeyleri düzeltme umuduyla yine çabalayacak,yine gerekirse boğazını parçalayacak ama böyle kıymet bilmezler tarafından da eleştirilmeye devam edecek.
konu sahibi arkadaşım sizi gerçekten anlıyorum,mesleğimiz davulun sesi hesabı nedense uzaktan pek hoş görünüyor,iyi yanları inkar etmediğimiz taraflar ama zorluklarını insanlar görmezden gelmek için büyük bir çaba harcıyor gibiler.hele ki bizi bu isyana sürükleyen,böyle zihniyetlerden,ortamlardan yetişen çocuklar olunca,onlardan gelen eleştirilerde daha çekilmez oluyor sanırım.bence bebeğiniz için en doğru olanı yapmışsınız,inşallah maddi sıkıntılarınızı atlatırsınız ve bebeğinizin rızkı size geçim kolaylığı sağlar.tekrar göreve başladığınız zaman iyi ki evimde oturmuşum ve bebeğime sevgimi vermişim diyeceğinizden eminim.Allah analı babalı ve sağlıklı büyütsün inşallah.
Hiç kimse kusura bakmasın hiç kimsenin maazeretlerini haklı bulmuyorum.
Çok zorsa siz yapacaksınız . Gerekirse ders işlemeyecek uzun uzun konuşacaksınız .Salla başı al maaşı istiyorsanız madem öğretmen neden oldunuz ? Zaten tatiller var öğretmenliğin yarım günleri var . Bu iş elbette zor olur ama karşılığınıda aldığınızı düşünüyorum.
Ne demiş Mustafa Kemal
Yani nesil sizlerin eseri olacaktır ...
Öğrencilere bakıp kendi başarısızlığınızı görün o halde ...
Aha işte öğretmen ... Siz böyle olun . sizler EKSİK olduğunuz için üniversite için öğrenciler yok özel ders yok dershane yırtınsın .
Bozup atmak ha .. Asalak bir nesil yetiştirmek yani.
Kınıyorum .
Öğretmen olmamanızada çok sevindim bu arada .. :):):) .
İyi günler .
Konu sahibi hanımefendi .
Kim ne derse desin eğitim sisteminin bozuk olduğunu biliyorsunuz . Sizde bir öğretmen olarak her öğrencinizi evladınızın yerine koymalısınız .. Sanıyorum çocuğunuzun okulda bozulup atılmasını yada öğretmenlerine asi çıkışlar yapmasını istemezsiniz.
Yada sözde bir eğitim ile okul bitirmesini .
Bunlarıda düşünürsünüz umarım .