insanlar keske hep cocukluklarindaki gibi masum günahsiz saygi sevgi dolu merhametli kalabilse
Merhaba
Hoşgeldiniz Sevgili Tweety,
Değil mi? Bu ne kadar açık ve net olarak belli oluyor, yani büyümeden önce ve büyüdükten sonraki "İnsan" arasındaki kocaman farklar.
Ama çocukluğumuza geri dönme imkanımız olamayacağına göre, aslında zaten bizlerde mevcut bulunan potansiyel yüreklerimizi ve insanca özelliklerimizi biraz daha fazla harekete geçirebiliriz belki değil mi?
Muhteşem olur, hiç yoktan iyidir en azından...
Hoş, özellikle son yüzyıldır doğaya verilen bunca tahribatın tamiri ne kadar mümkündür?
Ve tekrar eski haline gelebilir mi hiç bir şey?
Ve de gelebilirse bile, bunun için acaba kaç yüzyıl ve neler neler yapmak, ne gayretler göstermek lazımdır? gibi daha bir dolu üzücü gerçekler son derece düşündürücü...
O da apayrı bir konu ama en azından sevgi, merhamet ve sorumluluk bakımından; tüm insanlar -sürekli küçük küçük de olsa- adımlar atmalı, aynen -hani çocukluğumuzdaki hallerimiz- gibi. :)
bütün insanlar ayni olmuyor malesef,
iyiler kadar kötülerde cogunlukta..
ben yada sen evet belki birseyler yapmak isteriz ama baskasi gelip bozmak ister,
zaten dünya hepimize yetecek kadar büyük 3 gunluk dunyada neyi paylasamiyoruz bilmiyorum...
insanlar kendilerini dusunmuyorlarki dogayi yada hayvanlari dusunsunler,
keske gecmise donus olsa cok degil bi 10 sene oncesi bile daha guzeldi,
teknoloji gelistikce sanki insanlik kayboluyor ruh kayboluyor robotlasiyoruz...
Merhaba şu an okuduğum Türkçe'de Deyimler kitabından, sevdiğim birkaç deyimimizi paylaşmak istiyorum.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma her geleni senden bileyim.
Akşamdan kavur, sabaha savur.
Abacı, kebeci; ara yerde sen neci.
Adı ata bindi, ayağı yerde gezer.
Ağaç ağız, balta dil: Dilini iyi kullanmazsan, yerinde kullanmazsan, bir balta gibi sana zarar verebilir.
Dilenciyi hıyar vermişler, eğri diye beğenmemiş.
Bizim adam yıkanmayı öyle severdi ki, bir doğunca ebe yıkadı; bir de, ölünce hoca. :)
Ağzına bir zeytin verir, ardından tulum tutar.
Acı sakız gibi, yapışır, kedi gibi sırnaşır.
Ağzı büyük olan büzer, gözü büyük olan süzer, vay geldi burnu büyük olanın haline.
Allah insana bir dil, iki kulak vermiş, bir söyleyip iki dinlemeli.
Atma Recep din kardeşiyiz. :)
Şimdilik bu kadar. :)
Sevgili Tweety
Bu arada; "Boşluk Bakışımın Biçimini Alıyor" satırlarından ve konumun ilk bölümlerinden, ne kadar çok yer okumuşsunuz öyle?
Teşekkür ediyorum, sizin de bu satırları okumaya değer bulmanızdan ve beğenilerinizden ötürü...
Biraz yorucu olmuştur. :) Ama bravo size...
Bu başlığın eski adı da böyleydi ve benim çok ama çok sevdiğim ve hiç bıkmadan ara ara defalarca ve her defasında çok severek okuduğum satırlar onlar.
Ayrıca, başlangıçta yer aldığı gibi; benim için ayrıca özel bir hikayesi daha var bu başlığın. Bu güzelliğe sebep olan çok kıymetli "Sevgili dostuma" da teşekkürlerimi ve sevgilerimi bir kez daha tekrar etmiş olayım sayenizde, size de ettiğim teşekkürle birlikte... [/B]
okudum evet :) simdi biraz daha okuyacagim
ben kitaplardan pek anlamam ama okudugum kadariyla kitabi yazan cevredeki gozlemlerini yazmis yaniliyormuyum ?
ha birde dostunuzu skca okudum ama birde kim oldugunu bilsek bakindim ama goremedim adini :)[/QUOTE
Estağfurullah, niye öyle söylüyorsunuz?
Bırakın kitaptan, bir forum içinde eğer benim buraya aktardıklarımı bu denli ilgi ve daha da önemlisi bu kadar sabırla okuyabiliyorsanız "Bence bu konuda kendinize haksızlık ediyorsunuz" o -kitaplardan anlamam- sözünüzle ve yine bence aslında siz eğer isterseniz çok ama çok iyi bir okuyucu da olabilirsiniz rahatlıkla... :)
O bir astrofizikçi, muhteşem bir bilim insanı ve muhteşem bir insan aynı zamanda...
Tüm evren olarak bilimsel gözlemlerini - hayatla böyle bir mozaik içinde, kendi tespitleriyle aynı zamanda şiirsel ve bir nevii kozmik dua gibi aktarmış. Gerçi çok yetersiz kalıyor bu tanımlamalar ama kısaca öyle izah etmiş oldum işte ben de kendi çapımda... :)
Haa, dostuma gelince "Azerinn'in açığı bir başlık vardı, forumda isim vermeden birileri için yorum yapılan" aynı orada merak edilen kişiler gibi oldu değil mi? şimdi. :) ]
okudum evet :) simdi biraz daha okuyacagim
ben kitaplardan pek anlamam ama okudugum kadariyla kitabi yazan cevredeki gozlemlerini yazmis yaniliyormuyum ?
ha birde dostunuzu skca okudum ama birde kim oldugunu bilsek bakindim ama goremedim adini :)[/QUOTE
Estağfurullah, niye öyle söylüyorsunuz?
Bırakın kitaptan, bir forum içinde eğer benim buraya aktardıklarımı bu denli ilgi ve daha da önemlisi bu kadar sabırla okuyabiliyorsanız "Bence bu konuda kendinize haksızlık ediyorsunuz" o -kitaplardan anlamam- sözünüzle ve yine bence aslında siz eğer isterseniz çok ama çok iyi bir okuyucu da olabilirsiniz rahatlıkla... :)
O bir astrofizikçi, muhteşem bir bilim insanı ve muhteşem bir insan aynı zamanda...
Tüm evren olarak bilimsel gözlemlerini - hayatla böyle bir mozaik içinde, kendi tespitleriyle aynı zamanda şiirsel ve bir nevii kozmik dua gibi aktarmış. Gerçi çok yetersiz kalıyor bu tanımlamalar ama kısaca öyle izah etmiş oldum işte ben de kendi çapımda... :)
Haa, dostuma gelince "Azerinn'in açığı bir başlık vardı, forumda isim vermeden birileri için yorum yapılan" aynı orada merak edilen kişiler gibi oldu değil mi? şimdi. :) ]
ilk okudugumda sadece 1 kitaptan bahsediliyor sandim ama sonra baska baska hikayeler sanirim anlik seyler yaziliyor,
mehmet ve fitnat etkiledi beni e hasretinle yandi gönlüm...
dostunuda buldummm bile
ilk okudugumda sadece 1 kitaptan bahsediliyor sandim ama sonra baska baska hikayeler sanirim anlik seyler yaziliyor,
mehmet ve fitnat etkiledi beni e hasretinle yandi gönlüm...
dostunuda buldummm bile
Evet, başlangıçta öyleydi ve sonra böyle bir soluklanmalık, arada uğranan, başka başka her tür şeyin (satır aralarında kaybolmuş ama ana başlık olabilecek şeylerin) yeri oldu, belli standardı olmayan bir yer haline geldi...
Yaa, o hikaye çok etkileyicidir, en az türküsü kadar... Hasretinle yandı gönlüm de aynı şekilde, "Dönüş" filmiyle buluşunca "paket paket kağıt mendil yerine, direk bir rulo kağıt havluyla" oturmak lazım bunların başına...
Kaçar mı? bulurum ve buldum diyorsunuz yani. :) Sağolsun, Sevgili dostum benim tedirginliğimi de gidermek adına düşünceli bir davranışta bulundu... O bölümleri okuyan olursa hemencecik buluyor işte böyle kim olduğunu... :)
Evet, başlangıçta öyleydi ve sonra böyle bir soluklanmalık, arada uğranan, başka başka her tür şeyin (satır aralarında kaybolmuş ama ana başlık olabilecek şeylerin) yeri oldu, belli standardı olmayan bir yer haline geldi...
Yaa, o hikaye çok etkileyicidir, en az türküsü kadar... Hasretinle yandı gönlüm de aynı şekilde, "Dönüş" filmiyle buluşunca "paket paket kağıt mendil yerine, direk bir rulo kağıt havluyla" oturmak lazım bunların başına...
Kaçar mı? bulurum ve buldum diyorsunuz yani. :) Sağolsun, Sevgili dostum benim tedirginliğimi de gidermek adına düşünceli bir davranışta bulundu... O bölümleri okuyan olursa hemencecik buluyor işte böyle kim olduğunu... :)
Ben biraz merakli ve cok arastirmaciyimdir bulmasaydim catlardim...
yeni yazilarini okumaya devam edecegim INSALLAH...
Ben de öyle düşünmüştüm zaten... :) Ve devam ettiğinizde zaten öğreneceğinizi bildiğim için, "bulduğunuzda" bir ohhh çekeceğinizi tahmin etmiştim. Demek ki yanılmamışım... :)
Merak etmek; beraberinde bilgiye açık olmayı da getirirse, bir insan için en güzel ve en işe yarar özelliktir aslında...
Çünkü; Ardından, gelişmeyi de getirir... :)
Çok teşekkür ederim, sağolun, inşallah... Arada ekliyorum bir şeyler. İşin zor kısmını iyi atlattınız. :) Bundan sonrakiler çerez gibi gelir artık... :) Ha, unutmadan, siz de burada yer almasını istediğiniz ne olursa olsun, dilediğiniz zaman, gönlünüzce paylaşabilir, önemli ve faydalı olacağını düşündüğünüz her türlü alıntıyı ekleyebilirsiniz. Buna "mizahi türler" de dahil... İyi geceler diliyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?