selam hanımlar,
çok kısa süre önce biriyle tanıştım ve onun yoğun ilgisinin, benim de yalnızlıktan bunalmış olmamın getirdiği bir gazla sanırım kendimi bir flörtün içinde buldum. şu an birbirimizi çok yeni tanıma aşamasındayız ve en başından beri aşırı flörtöz bir durumdayız. o kadar çok üzerime düşüyor ki daha önce hiç böylesine alışkın olmadığım için açıkçası biraz garip geliyor. ben tabii ki biraz daha ağırdan ve temkinli giden tarafım. çünkü başta ilgili olup sonradan ilgisine karşılık verdikçe uzaklaşan, saçma sapan havalara giren bazı ilişki deneyimlerim olmuştu. sonrasında üzülen ben oluyorum. neyse, bu sabah kendisiyle bir tartışma yaşadık ve acaba hata bende mi ya da hatanın ne kadarı bende olabilir diye merak ettiğim için iç dökme, fikir alma amaçlı bu konuyu açma gereği duydum.
kendisi dışarı çıkarken falan mutlaka haber veriyor, kiminle görüşecek nereye gidecek yani gereksiz detaylar dahil her şeyi söylüyor. bunları ben sormuyorum tamamen kendisi veriyor bilgileri. ben 29 yaşındayım o 32. ben bu kadar detay vermiyorum ona neler yaptığım ya da yapacağımla ilgili. hafta sonu aradığında hazırlanıp dışarı çıkacağımı söylemiştim laf arasında. akşam eve girdiğimde haber falan vermedim, o eve geçtin mi dediği zaman geçtim dedim. telefonda konuşmak istedi, duşa falan girecektim daha üzerimi değiştirmemişim eve girer girmez arayayım mı dedi. önce yarın konuşuruz dedim, bozuldu. sonra ben aradım, konuşmadı trip yaptı, kısa kısa cevaplar verdi hadi git gir duşuna iyi geceler dedi, iyi geceler dedim kapadık. dün akşam da arkadaşımla buluşacaktım, ben bunu yine laf arasında söyledim, işten çıktığını haber verdiği zaman. arkadaşımlayken de yazıp yazıp durdu. o da dışarı çıkıyormuş onu haber veriyor. tamam iyi eğlenceler, dedim arkadaşımla sohbetime devam ettim. 2 saat geçtikten sonra hiç sesin çıkmıyor, yazdı. mesajı açmadım. gece yarısına doğru yine sitem etti ona hiç yazmadığım için. ben de, sen de dışarıdasın, rahatsız etmek istemiyorum o yüzden yazmadım, dedim. yine bi trip yaptı. ve sabah tartıştı benimle bu yüzden.
ben çok umursamazmışım, onu merak etmiyormuşum, o nerde napıyormuş, eve ne zaman girmiş hiç sorduğum yokmuş. tee önceki günlerde olan haber verme konularını bile açtı. ben de, umursamazlık olmadığını, bunaltıp darlamak istemediğimi, birbirimizi çok yeni tanıdığımız için huyunu suyunu bilmediğimi ve bunun üzerinde bu kadar duracağını tahmin etmediğimi söyledim. tanımakla alakası yokmuş, bende öyle bir duygu yokmuş, bi soğuk bi sıcakmışım (ne alaka ben de anlamadım) sonra da lafı, benim kırmızı çizgilerim var, böyle şeyler olunca uzaklaşıyorum, ben böyle devam edemem bana göre değile falan getirdi. sen dedim bu lafı ciddi olarak mı söyledin kızgınla mı? eğer ciddi olarak söylüyorsan, madem uzaklaşıyorsun madem devam edemezsin ben de etmem, dedim. biraz lafı çevirdi saçmaladı. senin kırmızı çizgin varsa benim de var. bu cümle laf olsun diye kurulmaz, neden bu cümleyi kurduğunu düşün ondan sonra konuşalım ben de ona göre davranayım, dedim. buna sakin kafayla cevap vericem sonra dedi (işteydi o da benim gibi) aradan 1 saat sonra normal muhabbet etmeye çalıştı. bu haftanın her gününe bi arkadaş buluşması, plan koymuş ama planların hiçbirinde benimle buluşmak yoktu mesela. ben de fazla sıcak konuşmadım. akşama doğru yine yazdı, soğuk cevap verdim yine.
hanımlar bana gerçekten bu kadarı saçma geliyor. koca insanlarız, hayatımın merkezine alayım istiyor resmen. en ufak bişeyde de trip yiyorum. ve kendimi onunla rahat hissetmiyorum. yeni olduğu için midir bilmiyorum ama öyle. sanki her hareketime dikkat etmem lazımmış gibi bir enerji alıyorum. telefonda konuşurken bişey söylüyorum mesela, alttan alta aksini söylüyor bana. sanki ben ona uyum sağlamalıymışım gibi hissediyorum. buluştuğumuzda sohbet ediyoruz mesela e gülüyorum haliyle, ben neşeli, gülmeyi ve güldürmeyi seven bir insanım. soğuk, enerjisi düşük biri değilim. gülüyorum, ne gülüyorsun diyor bana. ortada gülünmeyecek bişey olsa anlarım, aptal değilim sonuçta bu yaşıma kadar neye gülünür neye gülünmez biliyorum. tam keyfimin ortasında ciddi bi ifade ile niye güldün denmesi rahatsız edici değil mi sizce de? ve bana o kadar çok yazıyor, o kadar çok arıyor ki onu özlemeye fırsatım kalmıyor. uzun zamandır yalnızım, ilişki işlerini unutmuşum. şimdi kendime bile zaman ayıramıyor gibi hissediyorum. yalnızlığı, bireyselliği seven biriyimdir.
uzun oldu farkındayım, iki tane sorum var size:
-sizce sabahki tartışma için ben mi hatalıyım? sahiden umursamaz mıyım?
-diğer sorum ise, yol yakınken bitirsem mi? çünkü kurduğu cümleyi unutup devam etmek, ne bileyim ne kadar içime siner bilmiyorum. biraz daha gözlemlesem mi yoksa kesip atsam mı?
çok kısa süre önce biriyle tanıştım ve onun yoğun ilgisinin, benim de yalnızlıktan bunalmış olmamın getirdiği bir gazla sanırım kendimi bir flörtün içinde buldum. şu an birbirimizi çok yeni tanıma aşamasındayız ve en başından beri aşırı flörtöz bir durumdayız. o kadar çok üzerime düşüyor ki daha önce hiç böylesine alışkın olmadığım için açıkçası biraz garip geliyor. ben tabii ki biraz daha ağırdan ve temkinli giden tarafım. çünkü başta ilgili olup sonradan ilgisine karşılık verdikçe uzaklaşan, saçma sapan havalara giren bazı ilişki deneyimlerim olmuştu. sonrasında üzülen ben oluyorum. neyse, bu sabah kendisiyle bir tartışma yaşadık ve acaba hata bende mi ya da hatanın ne kadarı bende olabilir diye merak ettiğim için iç dökme, fikir alma amaçlı bu konuyu açma gereği duydum.
kendisi dışarı çıkarken falan mutlaka haber veriyor, kiminle görüşecek nereye gidecek yani gereksiz detaylar dahil her şeyi söylüyor. bunları ben sormuyorum tamamen kendisi veriyor bilgileri. ben 29 yaşındayım o 32. ben bu kadar detay vermiyorum ona neler yaptığım ya da yapacağımla ilgili. hafta sonu aradığında hazırlanıp dışarı çıkacağımı söylemiştim laf arasında. akşam eve girdiğimde haber falan vermedim, o eve geçtin mi dediği zaman geçtim dedim. telefonda konuşmak istedi, duşa falan girecektim daha üzerimi değiştirmemişim eve girer girmez arayayım mı dedi. önce yarın konuşuruz dedim, bozuldu. sonra ben aradım, konuşmadı trip yaptı, kısa kısa cevaplar verdi hadi git gir duşuna iyi geceler dedi, iyi geceler dedim kapadık. dün akşam da arkadaşımla buluşacaktım, ben bunu yine laf arasında söyledim, işten çıktığını haber verdiği zaman. arkadaşımlayken de yazıp yazıp durdu. o da dışarı çıkıyormuş onu haber veriyor. tamam iyi eğlenceler, dedim arkadaşımla sohbetime devam ettim. 2 saat geçtikten sonra hiç sesin çıkmıyor, yazdı. mesajı açmadım. gece yarısına doğru yine sitem etti ona hiç yazmadığım için. ben de, sen de dışarıdasın, rahatsız etmek istemiyorum o yüzden yazmadım, dedim. yine bi trip yaptı. ve sabah tartıştı benimle bu yüzden.
ben çok umursamazmışım, onu merak etmiyormuşum, o nerde napıyormuş, eve ne zaman girmiş hiç sorduğum yokmuş. tee önceki günlerde olan haber verme konularını bile açtı. ben de, umursamazlık olmadığını, bunaltıp darlamak istemediğimi, birbirimizi çok yeni tanıdığımız için huyunu suyunu bilmediğimi ve bunun üzerinde bu kadar duracağını tahmin etmediğimi söyledim. tanımakla alakası yokmuş, bende öyle bir duygu yokmuş, bi soğuk bi sıcakmışım (ne alaka ben de anlamadım) sonra da lafı, benim kırmızı çizgilerim var, böyle şeyler olunca uzaklaşıyorum, ben böyle devam edemem bana göre değile falan getirdi. sen dedim bu lafı ciddi olarak mı söyledin kızgınla mı? eğer ciddi olarak söylüyorsan, madem uzaklaşıyorsun madem devam edemezsin ben de etmem, dedim. biraz lafı çevirdi saçmaladı. senin kırmızı çizgin varsa benim de var. bu cümle laf olsun diye kurulmaz, neden bu cümleyi kurduğunu düşün ondan sonra konuşalım ben de ona göre davranayım, dedim. buna sakin kafayla cevap vericem sonra dedi (işteydi o da benim gibi) aradan 1 saat sonra normal muhabbet etmeye çalıştı. bu haftanın her gününe bi arkadaş buluşması, plan koymuş ama planların hiçbirinde benimle buluşmak yoktu mesela. ben de fazla sıcak konuşmadım. akşama doğru yine yazdı, soğuk cevap verdim yine.
hanımlar bana gerçekten bu kadarı saçma geliyor. koca insanlarız, hayatımın merkezine alayım istiyor resmen. en ufak bişeyde de trip yiyorum. ve kendimi onunla rahat hissetmiyorum. yeni olduğu için midir bilmiyorum ama öyle. sanki her hareketime dikkat etmem lazımmış gibi bir enerji alıyorum. telefonda konuşurken bişey söylüyorum mesela, alttan alta aksini söylüyor bana. sanki ben ona uyum sağlamalıymışım gibi hissediyorum. buluştuğumuzda sohbet ediyoruz mesela e gülüyorum haliyle, ben neşeli, gülmeyi ve güldürmeyi seven bir insanım. soğuk, enerjisi düşük biri değilim. gülüyorum, ne gülüyorsun diyor bana. ortada gülünmeyecek bişey olsa anlarım, aptal değilim sonuçta bu yaşıma kadar neye gülünür neye gülünmez biliyorum. tam keyfimin ortasında ciddi bi ifade ile niye güldün denmesi rahatsız edici değil mi sizce de? ve bana o kadar çok yazıyor, o kadar çok arıyor ki onu özlemeye fırsatım kalmıyor. uzun zamandır yalnızım, ilişki işlerini unutmuşum. şimdi kendime bile zaman ayıramıyor gibi hissediyorum. yalnızlığı, bireyselliği seven biriyimdir.
uzun oldu farkındayım, iki tane sorum var size:
-sizce sabahki tartışma için ben mi hatalıyım? sahiden umursamaz mıyım?
-diğer sorum ise, yol yakınken bitirsem mi? çünkü kurduğu cümleyi unutup devam etmek, ne bileyim ne kadar içime siner bilmiyorum. biraz daha gözlemlesem mi yoksa kesip atsam mı?