Popüler Konu Ramazanda İftar Ve Sahur Menülerimiz(2014)

oda doğru :)
öyle deniyim o zaman



kızartmayı çok severim ama annem diyette olduğu için yapmıyorum kızartma. Akşam denemeliyim o zaman .

Hepsini halka halka mı kestin? Sadece yağ mı koydun ?baharat felan koydun mu değişiklik olur iyi olur bu akşama

mesela fırın poşetinde patates yaptın mı hiç köfteli tavuklu güzelce pişip kızartma gibi oluyor. Haa tavadaki gibi hepsi çıtır çıtır olmuyor ama bençok beğendim.

Patatesi yarım ay gibi doğradım , diğerlerini normal yağda nasıl kızartıyorsam öyle yaptım halka hakla. Istersen pul biber kekik filan koyabilirsin ama ben kızartma gibi yoğurtlayacağımı düşünüp yağ ve tuzdan başka bir şey koymadım. Malzemeyi doğradıktan sonra normal yemeğe yağ koyar gibi koy. çok abartma zaten yağ altta biriktiği için pişmesine yetiyor. Bir saat önce orta sıcaklıkta fırına koy. Altı kızarınca anlarsın pişip pismediğini.
 
mesela fırın poşetinde patates yaptın mı hiç köfteli tavuklu güzelce pişip kızartma gibi oluyor. Haa tavadaki gibi hepsi çıtır çıtır olmuyor ama bençok beğendim.

Patatesi yarım ay gibi doğradım , diğerlerini normal yağda nasıl kızartıyorsam öyle yaptım halka hakla. Istersen pul biber kekik filan koyabilirsin ama ben kızartma gibi yoğurtlayacağımı düşünüp yağ ve tuzdan başka bir şey koymadım. Malzemeyi doğradıktan sonra normal yemeğe yağ koyar gibi koy. çok abartma zaten yağ altta biriktiği için pişmesine yetiyor. Bir saat önce orta sıcaklıkta fırına koy. Altı kızarınca anlarsın pişip pismediğini.

hımm ben fırında normal patates yaptım poşete koymadan .

hepsini çğden kyup yağ ve tuzla harmanlayıp poeşete koyayım o zaman . fırına vereyim .

teşekkür ederim .
 
Saygı duyarım efenim:KK1:

Saygılar bizden efenim.. :KK42:

Ayy kokoreç düşürdünüz aklıma evde de yemeğim var yarın akşama kadar sabretmem gerekecek sanırım. Kokoreçle oruç mu açılır diye taa İstanbullardan annem çemkirmezse iyi tabii ama zaten yenmiyor ki evde de onu bitiririm hiç olmazsa şöyle yarım ekmek :KK56:
 
iyi geceler hanımlar başlık çok güzel olmuş....
Allah kabul etsin herkesin orucunu...

yarın akşam eşimin ailesi iftara gelecek biraz kalabalıklar çocuklarla birlikte 25 kişi falan olacağız.. şöyle bi menü oluşturdum ama az mı diye içime sinmiyor fikir verirsniz çok sevinirim...

mercimek çorbası
orman kebabı
nohutlu pilav yanına tavuk
su böreği
z.yağlı sarma
çoban salata
vişne komposto
tatlı olarak da şekerpare

bunları yapıcam yanına bi çeşit daha salata yada z.yağlı eklesem mi yada şeker parenin yanına bi tatlı daha,sütlü bişey de olabilir yada eşime baklava aldırabilirim ne dersiniz?
yada yeterli mi?

canım bence çok yeterli ancak tavuk kebab ve pilava patates püresi de çok yakışır zamanın kalırsa ekleyebilirsin ..
sanırım çalışmıyorsun bu menü gözümü korkuttu açıkcası çoook kolay gelsinn .. :KK9::KK9:
 
İnşallah canım. Ya karnıyarık var dünden bu akşama, ama yarına ne yapsam bilemiyorum çalıştığım için bir gün önceden yapmayı tercih ediyorum işten gidince pek halsiz oluyor insan ancak günlük yenecek tavuk vs. şeyleri işten gidince yaparım ama şu an 2 gün gidecek bir yemek arıyorum her gün yemekle uğraşmıyım diye. Kuru fasulye yapcaktım canım istemedi haftaya yaparım dedim. Dolmalık biberim var ama köfte ve karnıyarık çok etli yemek oldu onu zeytinyağlı yapayım bugün diyorum ama yanına ne yapayım :26:

karnıyarığın yanına makarna ,erişte, ya da pilav ( pirinç ya da bulgur ) olabilir
 
bugünkü iftar menüm


dünden kalan mercimek çorbası
kıymalı patatesli taze fasulye
bunların yanına karışık pizza yapacağım nasipse
içecek
yoğurt
domates -salatalık
güllaç
 
İnşallah canım. Ya karnıyarık var dünden bu akşama, ama yarına ne yapsam bilemiyorum çalıştığım için bir gün önceden yapmayı tercih ediyorum işten gidince pek halsiz oluyor insan ancak günlük yenecek tavuk vs. şeyleri işten gidince yaparım ama şu an 2 gün gidecek bir yemek arıyorum her gün yemekle uğraşmıyım diye. Kuru fasulye yapcaktım canım istemedi haftaya yaparım dedim. Dolmalık biberim var ama köfte ve karnıyarık çok etli yemek oldu onu zeytinyağlı yapayım bugün diyorum ama yanına ne yapayım :26:

Dolma ve zeytinyağlı taze fasulye yapsan:26:
Aslında pilav-makarna vs iyi olur ama sen kalıcı birşey istiyorsun:KK31:
 
konusunu alıntı yapmadım tavuk sucuğunun zararı ne olaki denmiş
sucuğunu bırakın tavuğun kendisini bile alıp yemeye cesaret lazım içerdiği antibiyotikten dolayı
tabi yine yumurtanın da öyle .....:KK31::KK31::KK31::KK31:

ben 2 senedir belki daha fazla köy tavuğu alıyorum ve de köy yumurtası :KK34:
 
konusunu alıntı yapmadım tavuk sucuğunun zararı ne olaki denmiş
sucuğunu bırakın tavuğun kendisini bile alıp yemeye cesaret lazım içerdiği antibiyotikten dolayı
tabi yine yumurtanın da öyle .....:KK31::KK31::KK31::KK31:

ben 2 senedir belki daha fazla köy tavuğu alıyorum ve de köy yumurtası :KK34:

ben de köy yumurtsı alıyrm birkaç aydır rengi tadı başka güzel oluyor çok fark ediyor, sütü de yakınımızda bi aileden alıyoruz, yoğurdu da kendim mayalıyrm baya doğalcı olduk satılanlara güvenemiyor insan, tavuk sucuğu hiç yemedim ama tavuk sosis salamdan da uzak duruyrm ben de , dana etinden olandan alıyrm arada pizza falan yapacaksam
 
dejavu 2gün dayanacak yemek türleri olarak

taze fasulye
makarna
dolma
bezelye
kuzu haşlama
pilav

çorba olarak da şehriye, mercimek ,ezogelin vs düşünebilirsin :KK34:
 
Son düzenleme:
ben de köy yumurtsı alıyrm birkaç aydır rengi tadı başka güzel oluyor çok fark ediyor, sütü de yakınımızda bi aileden alıyoruz, yoğurdu da kendim mayalıyrm baya doğalcı olduk satılanlara güvenemiyor insan, tavuk sucuğu hiç yemedim ama tavuk sosis salamdan da uzak duruyrm ben de , dana etinden olandan alıyrm arada pizza falan yapacaksam

aynen canım ben yaşadığım yer itibariyle doğal ürünler bulabilme açısından şanslıyım ve de bunu sonuna kadar kullanmaya çalışıyorum....

insanlar para kazanma hırsıyla birçok insanımızın sağlığıyla oynuyorlar :KK20::KK20:

bir sürü hastalık türü arttı gitti daha bebek çağından başlayan:KK20:
 
konusunu alıntı yapmadım tavuk sucuğunun zararı ne olaki denmiş
sucuğunu bırakın tavuğun kendisini bile alıp yemeye cesaret lazım içerdiği antibiyotikten dolayı
tabi yine yumurtanın da öyle .....:KK31::KK31::KK31::KK31:

ben 2 senedir belki daha fazla köy tavuğu alıyorum ve de köy yumurtası :KK34:

ben de köy yumurtsı alıyrm birkaç aydır rengi tadı başka güzel oluyor çok fark ediyor, sütü de yakınımızda bi aileden alıyoruz, yoğurdu da kendim mayalıyrm baya doğalcı olduk satılanlara güvenemiyor insan, tavuk sucuğu hiç yemedim ama tavuk sosis salamdan da uzak duruyrm ben de , dana etinden olandan alıyrm arada pizza falan yapacaksam

Çok haklısınız:KK31:Tavuk ve yumurtaya hatta bir çok katkı maddeli gıdaya dikkat etmek gerekiyor:KK19:Göz göre göre zehirliyorlar insanları:KK31:
Ben sütü bir çiftlikten alıyorum yoğurdu kendim mayalıyorum:KK31:Arada tereyağıda alıyorum çok sık gelmiyor yetiştiremiyorlar:KK9::KK9:Sucuk,sosis,salam eve sokmuyorum çocuklarımda yemiyorlar:KK9:
Sucuğu kendim yapıyorum ne kadar çakmada olsa gönülleri geçiyor.:KK56:
Kola ,meyve suyuda neymiş:KK53:Mecburi durumlar dışında alınmıyor,içilmiyor:KK9:
Ama yumurta ve tavuk için aynı şeyi yapamıyorum:KK14:
 
Çok haklısınız:KK31:Tavuk ve yumurtaya hatta bir çok katkı maddeli gıdaya dikkat etmek gerekiyor:KK19:Göz göre göre zehirliyorlar insanları:KK31:
Ben sütü bir çiftlikten alıyorum yoğurdu kendim mayalıyorum:KK31:Arada tereyağıda alıyorum çok sık gelmiyor yetiştiremiyorlar:KK9::KK9:Sucuk,sosis,salam eve sokmuyorum çocuklarımda yemiyorlar:KK9:
Sucuğu kendim yapıyorum ne kadar çakmada olsa gönülleri geçiyor.:KK56:
Kola ,meyve suyuda neymiş:KK53:Mecburi durumlar dışında alınmıyor,içilmiyor:KK9:
Ama yumurta ve tavuk için aynı şeyi yapamıyorum:KK14:

kıl tüy sorununa dikkat çeken bir arkadaşımız vardı kendi bloğunda
özellikle yumurtaya dikkat çeken bir yazı paylaşmıştı
buraya kopyalıyorum


Asırı Tüylenmenin Nedeni Yediginiz Yumurta Olabilir!
Bugün sizlerle paylaşacağım bu yazı oldukça şaşırtıcı ve doğal yaşamın önemini bir kez daha hatırlatır nitelikte!


Son zamanlarda basında sürekli, yediğimiz gıdalarla ilgili can sıkıcı şeyler duyuyoruz. Açıkçası ben bu tür haberleri gördüğümde artık kanalı değiştiriyorum. Ancak şimdi paylaşacağım röportajda özellikle altını çizdiğim bölüm, aşırı tüylenme sorunu olanlarımız için bir çözüm olabilir.


Bu durumun hepimiz için geçerli olmadığı aşikar ama örnekten de anlaşılacağı üzere hepimiz aynı gıdalara aynı tepkiyi vermiyoruz. Tıpkı alerjiler gibi…


Akıllarda soru işareti kalmaması için sadece ilgili bölümü paylaşmak yerine röportajın tamamını aktarıyorum.




"Sağlıklı diye yediğiniz tavuklar tavuk değil"


İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar: "Biliyorum canınız sıkılacak, yüreğiniz kabaracak, üzüleceksiniz ama gerçekleri öğrenmeniz lazım. Daha yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik veriliyor. Kemikleri gelişmesin, sadece et yapsın diye... Tavuklar tarladaki patatesler gibi hiç kıpırdamadan yetiştiriliyor. Bıraksanız bile kıpırdayamıyorlar... Elinize aldığınızda kemikleri kırılıyor... Bu inanılmaz bir vicdansızlık... Sonra, görüyoruz her gün gencecik bir kadın meme kanserine yakalanıyor. Büyük olasılıkla daha sağlıklı diye sık sık tavuk yiyorlardır..."Hocam son dönemde kanser vakalarında patlama olduğunu, lenfoma ve kemik iliği kanserlerinin çoğunun ise Türkiye’nin tarım merkezi olan Antalya-Kumluca’dan geldiğini söylediniz. Peki böyle başka bölgeler var mı?


Var... Mesela 6-7 ay kadar önce Ergene tartışıldı. Orası içler acısı bir durumda. Ergene’de olağanüstü bir çevre kirliliği var. O?zaman Sağlık Bakanlığımız ve Kanser Savaş Daire Başkanlığı dediler ki, “Orada çok sigara içiliyor, çok alkol kullanılıyor, o nedenle bu kanserler çıkıyor.” Böyle bir şey sözkonusu olamaz. Çünkü belgesel bir film hazırlandı bu konuyla ilgili. “Gündöndü” adında... Orada her şey çok açık."İZLEYENLERİN DONA KALDIĞI BİR BELGESEL ÇEKİLDİ AMA TÜRKİYE'DE GÖSTERİLMEDİ"


- Ben izlemedim o filmi...


İzleyemedik, çünkü henüz Türkiye’de gösterilmedi. Kısa versiyonu Marsilya’da bir çevre filmleri festivaline gitti. İzleyenler o kadar etkilenmiş ki, film bittiğinde alkışlayamamışlar, alkışlayacak halleri kalmamış. Deri fabrikalarından çıkan o atık suyun köpükler halinde Ergene’ye bırakılmasını ve bu yüzden ortaya çıkan çevre felaketini öyle bir göstermiş ki film dona kalmışlar... Çiftçi geliyor Trakya’dan, Ergene’den, hepsi hastalarımız zaten bunların. “Hocam” diyor, “15 tane sığırımız geçenlerde öldü. Daha önce de bir 15 tane ölmüştü zaten...” Onbeşer, onbeşer ölüyor hayvanlar. Ama “Aşı reaksiyonu oluştu da ondan” diyorlarmış.


"BAKANLIK 'ÇOK SİGARA İÇİYORLAR, KANSER OLUYORLAR' DİYOR, GERÇEK ÖYLE DEĞİL"


- Kimler diyormuş?


Tarım Bakanlığı yetkilileri! Böyle aşı reaksiyonu oluşmaz. Bunlar bir şeyin üzerini örtme çabaları. Bir aşıda üretim sorunu varsa, zaten o 15 hayvanı değil, çok daha fazlasını etkiler. Bu aşıyla ilgili olan bir durum değil. O çevrede muhtemelen hayvanlar su içerken ya da otlanırken çevreden aldıkları toksinle kaybedildiler. Bir arkadaşımız gitti bölgeye, “Kimse konuşmak istemiyor, korkuyor” diyor. Trakya Üniversitesi’nden öğretim üyesi bir başka arkadaşımız bölgedeki kanserli insanların dokularında ağır metal analizine bakmış, çok yüksek bulmuş... CNN Türk’te yayınlanmış bir canlı yayının bandını izledim. Devletin söylediği şey, “Çok sigara içiyorlar, çok alkol tüketiyorlar, bu kanserler o yüzden.” Halbuki adam anlatıyor, kızı dereye düşmüş, boğulmuş, peşinden gitmiş, girdiği yere kadar bacakları cılk yara. Bu düzeyde bir kirlilik var Ergene’de. Baktığınızda temiz görünüyor ama adamın girdiği yere kadar bacakları ülsere olmuş. Sonuç? Adamın o yaraları iyileşmiyor. Adam yaşıyorsa da şansa yaşıyor. Bu, o bölgede yaşayan diğer insanlar için de geçerli. Bunun öyle sigarayla, alkolle falan kapatılacak bir yanı yok. Bir de oradan ürün geliyor, o ürünün nereye gittiği belli değil.



"PİRİNÇ, AYÇEKİRDEĞİ VE BUĞDAY'DA 2 İLA 8 KAR YÜKSEK KURŞUN ÇIKTI"


- Gelen ürün ne?


Üç ürün geliyor. Pirinç, ayçekirdeği, buğday... Kadmiyum ve kurşun analizlerini yaptırdık. İzin verilenden 2 ila 8 kat yüksek çıktı! Şimdi bu ürün nereye gitti, kim yedi? Bunların hiçbirini bilmiyoruz. Bakanlık her ürünü birebir denetleyemez, orada hakkını verelim. Ama şu önemli; ürüne püskürtülerek kullanılan tarım ilaçları herhalükârda çok kullanılmadıkları zaman kabuğun soyulması, hatta meyvenin sebzenin iyi yıkanılmasıyla uzaklaştırılıyor. Sorun ot ilacında. Çünkü ot ilacından meyve ağacı etkilenmiyor ama onu bünyesine alıyor. Biyolojik sistem bunu içinde biriktiriyor. Bu insanda bir tümör oluşumuna da neden olabilir, hayvanların kaybedilmesine de... Bu ot ilacını, glifosatı pek çok ülke vahşi doğaya da atıyor. Ot kontrolü diye. Nedeni bilmiyorum.


"BÜYÜK HASTANEKER AÇARAK KANSERİ ÖNLEYEMEZSİNİZ"


- Vahşi doğadan ne istiyorlar?


Hiçbir şekilde anlaşılabilmiş değil. Ormanları ilaçlıyorlar. Niye??Belli değil.


- Herhalde bu zirai ilacı üreten firmalar para kazansınlar diye... Başka bir sebep geliyor mu hocam aklınıza?


Büyük olasılıkla öyle. Doğa bu, sen doğaya müdahale edemezsin. İstersen tarlana müdahale et, ama iş ormana geldiği zaman, “Ben buradan yabani otları temizleyeceğim” diyemezsin. Orası yaban. O şekilde kalmak zorunda. Sen ona müdahale edersen olay çığrından çıkar.


"TARIM İLACINI KONTROL EDEN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ TARIM İLACI SATIYOR"


- Biz ne korkunç insanlar olduk böyle?


Maalesef biz korkunç bir ırkız. Bakın, tarım ilacını sonuçta kim tavsiye ediyor? Ziraat mühendisi... Bakıyorsunuz ziraat mühendislerinin büyük kısmı, aynı zamanda tarım ilacı bayiliği yapıyor. Duydum ve inanamadım, tarım ilacı satarken çiftçiye, “Kendin için mi kullanacaksın, yoksa satacağın ürün için mi?” diye soruyorlarmış. Böyle insafsızca bir durum var. Aynı anda bayii olan birisi tarım ilacı satışını kontrol edebiliyorsa eğer, tüketimini nasıl denetler? Adam kendi satışını mı baltalayacak? Oradan bir sıkıntı çıkıyor. İkincisi, tarım ilaçlarının amaç dışı kullanımı var. Bu tavuklarda büyütme amaçlı kullanılan antibiyotik gibi bir durum. Böyle bir şeyi bin yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik vermeye başlıyorlar. Bizim üreticimiz inşallah bu konuda bir düzenleme yapacak, umutluyum. BESD-BİR, “Elimizden geleni yapacağız” dedi. Fakat antibiyotiğin bu şekilde kullanımı kim tarafından akıl edildiyse, bunu Amerikan Akademileri bile anlamış değil...?Siz civcive antibiyotiği verirseniz, civcivin bağırsak sisteminin gelişmesini önlüyorsunuz. Normalde yediğimiz besinlerin önemli bir bölümü bağırsak metabolizmasında kullanılıyor çünkü. Dolayısıyla enerji tüketimi azalıyor. Siz bu civcivi güneşe de çıkartmazsanız, kemikleri de sağlıksız gelişeceği için sadece et yapıyor...


"TAVUKLAR O KADAR ETLİ Kİ KEMİKLERİ KIRILIYOR"


- Hiç anlayamadım hocam...


Aksi takdirde güneşe çıkartırsanız civciv sağlıklı gelişeceği için kemik de yapıyor. Ama kemik yapsın istenmiyor, sadece et yapsın isteniyor. O zaman oradan da tasarrufa gidiyorsunuz, hayvan sonunda patates tarlasında yatan patates gibi hiçbir şekilde kaçamayan, olduğu yerde büyüyen bir hayvan oluyor. Bunu kesimde çalışan bir arkadaşımız anlattı, “Zavallı hayvancağızı yerden alırken kemiklerinin elinizin altında kırıldığını hissediyorsunuz. Kaçamıyor zaten. Bıraksanız da hareket edemiyor” diyor. Çünkü hiçbir şekilde enerji harcamayacak ve et yapacak şekilde yetiştiriliyorlar. Düşünebiliyor musunuz 1.7 kilo yemle 1 kilo tavuk elde ediyorlar. Böyle bir dönüşüm var mı dünyada?


- Tavukların nasıl bir eziyetle yetiştirildiğini biliyordum, bu yüzden de asla yemem, ama bu kadarını bilmiyordum. Para kazanacağız diye nasıl bu kadar vicdansız olabiliyoruz?


Haklısınız, son derece vicdansızlık bu. Bir yandan da baktığımızda bunu yapanlar inançlı insanlar...


"HAYVANLAR DEMİR EKSİKLİĞİ YÜZÜNDEN AHIRIN PASLANMIŞ METAL AKSAMLARINI YALIYOR"


- Prof. Kenan Demirkol yaptığımız bir söyleşide, “Normalde inek ne zaman süt verir? Yavruladığı zaman değil mi? Ama üretici için süt o kadar değerli ki, yavru 10 gün sonra annesinden ayrılıyor ve soya sütüyle besleniyor. Ve günlerce anne ve yavru ayrılık nedeniyle ağlıyor” diye anlatmıştı. Biz ne yapıyoruz böyle? Besleneceğiz diye bu kadar acımasız olmamız gerekiyor mu? Burada çok da büyük bir günah var aslında... Bir din adamının çıkıp bence, “Yapmayın, günahtır” demesi lazım. Belki o zaman insanlar düşünmeye başlar...


Diyanet de maalesef ortadan yanıtlar veriyor. Net bir şey söylemiyor. Biliyor musunuz, buzağılara etleri pembe olsun diye demir verilmiyor. Kırmızı et diye yediğin hayvanın eti niye pembe olsun ki? Efendim böylesinin Avrupa’da 100 Euro’ya kadar ederi varmış. Hayvanlar demir eksikliğinden ahırın paslanmış metal aksamlarını yalıyormuş. Böyle bir zihniyet, böyle bir hayvan yetiştirme olabilir mi? Benzer şey, hormon kullanımında var. Buzağılarda hormon kullanıyorlar. 8 aylık dana küçücük olmalı, koskocaman inek kadar oluyor. Gören korkuyor. Ne veriyorlarsa hayvanlara bu hale getiriyorlar. Şimdi bakanlık çıkıp da, “Biz denetliyoruz, şahane üretim yapıyoruz, bol verim alıyoruz” demesin. Hayır, bol verim önemli değil. Sağlıklı verim alabilmeniz önemli.


- Hep rakamlara bakıyoruz değil mi?


Bu Amerika’nın standart hatasıdır. Bizde de öyle olmaya başladı. Üretim artıyor deniyor. Peki karşılığında ne kadar ilaç parası ödüyorsunuz? Bu yüzden en çok kanser vakası Amerika’da görülüyor.


- Bizde de gün geçmiyor ki gencecik bir sanatçı meme kanserine yakalanmasın. Arkadaşlarımın çoğu meme kanseri. Özellikle meme kanserindeki artışın nedeni ne?


Bilinmiyor. Ama çok büyük olasılıkla bu insanlar sağlıklı besleneceğiz diye tavuk yiyorlardır, tavuktan aldıkları birtakım hormonlar var. Biz bu işin hormon kısmını bilmiyoruz. Ama 8 ayda bu kadar büyütebiliyorsa danayı, mutlaka birtakım hormonal manipülasyonlar yapmak zorunda. Ya androjenle yapıyorlar bunu ya başka bir büyüme hormonuyla... Nitekim bir arkadaşımız 25 sene Hollanda’da tarım bakanlığında çalıştı, “Hocam, özellikle Kurban Bayramlarında hormonsuz hayvan yok. Hepsine büyüme hormonu veriyorlar. Hayvanlar şişiyor, pazara gönderiliyor” diyor.


"ARKADAŞIM KIZINA YUMURTA YEDİRMEYİ KESTİ, ÇOCUK SAĞLIĞINA KAVUŞTU"


- Vallahi yüreğim daha fazla kaldırmayacak. Yazmak da lazım ama...


İnsanların canlarının sıkılması gerekiyor, yürekleri kabaracaksa kabaracak biraz, ama gerçekleri öğrenmeleri lazım. Geçen haftalarda bir arkadaşım anlattı. Çok hazin bir örnek. 10 yaşındaki kızının bacaklarında tüylenme sorunu başlamış. Doktor doktor dolaştırıp bir sonuç alamayınca, “Ya biz bu çocuğa ne yediriyoruz ki böyle oluyor” demişler. Ve geldikleri nokta yumurta olmuş. “Her gün bir yumurta veriyorduk, kestik ve tüylenme geçti. Ondan sonra organik yumurtaya döndük, bir sorun kalmadı” diyor.


- Yumurtada ne var ki?


Günde iki-üç defa yumurtlatabilmek için tavuğa mutlaka bir şey yapmak zorundasınız. Çünkü bu kadar yumurtlama hayvanın doğasının dışında bir şey.


- O yüzden kız çocukları erken adet görmeye başladı, erkek çocukların göğüsleri büyüyor...


Evet. Korkunç bir gidiş var. Bu memleketin beslenmesinin düzelmesi gerekiyor. Büyük hastaneler açarak kanser vakalarını önleyemeyiz. Erken tanı yöntemlerini geliştirerek önlenebilecek bir şey değil kanser. Beslenmemizin düzelmesi gerekiyor. Yediğimiz yumurtadan hormon alıyoruz, süt zaten süt değil, yoğurt desen öyle... Bir yandan tarım ilacını bol miktarda alıyoruz. Bu şekilde beslenen vücut bir kere böyle beslense bunu karşılar, iki kere beslense yine karşılar, ama tek seçenek bu olduğu zaman hastalık kaçınılmazdır. Kanserler patladı. Batman’dan çiftçi telefon ediyor, altıncı düşüğü yapmış eşi... Kars’tan genç bir köylü telefon ediyor, kanser... Marketten alıyormuş tavuğu, çünkü Kars’ta kuş gribi hikâyesinden sonra 2.5 milyon köy tavuğu yakılınca ellerinde tavuk kalmadı...


"GİDİŞ İYİ DEĞİL"


- Nasıl öyle bir şey yapabildik? Tavukları canlı canlı toprağa gömdük, yaktık. Bunun günahı bile bize yeter?


İnanılmaz bir hezeyandı o... Bütün tavukları yaktık. Birkaç yıl sonra aynı hezeyan bu kez domuz gribi olarak geri geldi. Ne zaman bu hezeyan bitti? Başbakanımız, “Ben domuz gribi aşısı olmuyorum!” dediği zaman. Sağlık Bakanı’nı kandırıyorlar. Ne oluyormuş? Aşıda Avrupa’ya örnek oluyormuşuz! Hadi canım! Şu anda millette çok ciddi böbrek hasarı var. Çünkü diyaliz merkezlerinin artmasından bunu görebiliyoruz. Bunun en önemli nedeni; doğru beslenmiyor oluşumuz. Yok işte, çok sigara içti de, ortam kötü de... Bunlarla açıklayamazsınız. Çünkü bu tarım ilaçlarının böbrek toksisitesi yaptığı biliniyor. Kesinlikle Başbakan’ın bizzat tarım ve gıda işine de el atması lazım! Yoksa bu gidiş hiç iyi bir gidiş değil!


 
Son düzenleme:
X