• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Psikoloğumun söyledikleri

Değerli bayanlar...

8 aydır psikologa gidiyorum. 10 günlük bebeğimi kaybettim beyin kanamasından. Bu süreçten sonra eşimle boşandım , sonra onsuz yapamadım tekrar evlendik. Sorunlarımızı tam çözecektik eşim yurt dışına göreve gitti 8 aydır da orda. Son 2 yıldır hayatım inanılmaz inişli çıkışlı bi süreçten geçtim. Simdi tekrar bebek istiyorum. Eşimin dönmesini istiyorum.

Bu arada burdaki yorumlar bana psikologdan daha iyi geliyor .

Sorun aslında şuymuş evliliğimdeki. Eşimle bi aile olamamışız hala sevgili gibiymisiZ. Eşim benim için çok endişelenir günde en az 10 kez arar beni yoğun günlerinde bile ona sürekli mesaj atmamı bekler. Hasta olduğum zamanlarda bile sürekli uyanıp üstümü örter. Aileme tek gitmek istediğimde orda bir şey canımı sikacak diye göndermek istemez, iş yerinde sorun yasasam ve anlatsam hemen gelip müdürümle görüşür. Bi arkadaşımla sorun yasasam bir daha asla onunla görüşmeme izin vermez. Komşuluk ilişkilerime bile mudahele eder. Şununla görüş bu sana zarar vermez, bu kadını gözüm tutmadi vb... Üniversitedeyken ödevlerimi bile o yapardı. Okulda ders aralarım olduğunda gelir benimle yemek yer. İzinli olduğu zamanlarda beni almak için yarim saat önceden okulun kapısına gelir beni bekler. Hatta müdürüm uyarmıştı burasi lise ve arabayla kapının önünde eşinizin beklemesi sorun olabilir diye.

Arkadaşlarımla buluştuğumda beni bırakır ve görüşmem bitene kadar bekler beni. Otobüs dolmuş kullanmamı istemez.

Sürekli hayatımın bütün ipleri onun elinde ve ona aşırı bağımlı bir kişiliğim var.

Aslında anlatınca aşırı sahiplenici biri. Daha ne istersin diyebilirsiniz ama benim bir hayatım yok. Beni kendi halime bıraksa ayaklarımın üzerinde duramayacak haldeyim. Otobüs kullanmayı bile eşimin yurt dışında olduğu 8 ay içinde öğrendim. Sürekli kaybolan biriyim ve sürekli her işimde ya kaziklanirim ya da aptal durumuna düşerim.

Sonra da evde kıyamet kopar sana bu şekilde davranmalarına nasıl izin verirsin diye. Kendimi kafese kapatılmış kuş gibi hissediyorum. Para hesabi bile yapamayan biriyim çünkü ne aldığım maaştan haberim var ne de harcadığımi biliyorum. Eşimin kredi kartıni kullanıyorum.

Biz aile olamamışız hala sevgiliymisiZ. bu kadar kıskançlık ve kavga ergenlerde olurmuş . Bu evliliği yıpratırmış. Gerçekten de bu kadar çok sevildigimi bilmeme rağmen mutlu hissetmiyorum. Çünkü özgüvenim yok. Eşim olmadan hicbir söküğümu dikemiyorum. Allah korusun bazen şehit olsa ben ne yaparım diye ağlıyorum.

Aslında sizden fikir almak istiyorum. Psikolog beni bu durumla yüzleşirdi ama 8 aydır eşimle tartışmalarımız bitmedi.

En son kavgamız da, bana binmem gereken otobüsü ve numarasını söyledi. Yerini tarif etti ama anlamadım. Birine sordum . Sorduğum kişi de karşıdan bineceksin dedi. 4 yoldu ve ben yanlış karşıya geçmişim. Yanlış yere gittim. Esim bu hatamı kabul edemedi. İki gündür küsüz.

Psikologuma mail attım dönmedi de. Kendimi çok mutsuz ve çaresiz hissediyorum.

Bi de psikolog dedi ki, boyle devam ederse aldatilman yakindir. Şimdiye kadar nasıl aldatilmadin hayret dedi.


dipnot: yorumlardan sonra psikoloğumu değiştirmeye karar verdim. tüp bebek sürecine başka bir psikologla devam edeceğim.
Ayyy süper bir aşk...insan daha ne iser ki.benim fikrim beraber psikoloğa gitmeniz.tek başına ilişkinizi düzeltemezsin.esinin de yardım alması gerek.ama gittiğin psikoloğa gidin çünki o seni tanıyo.bir başka psikoloğa gidersen seni en baştan tanımak isteyecek bu da zaman kaybı demektir
Bu arada bebeğin içini üzüldüm her işte bir hayır vardır sıkıntı yapma kendine.beyin kanaması geçirip yaşasaydı çok iyi şeyler beklemiyordu seni arkadaşım.cennette seni bekleyen bir meleğin var..
Tüp bebek tedavisini 2 kez negatif sonuç alarak yaşamış biri olarak söylüyorum garantisi yok.ayrıca aldığın hormonlarda cabası.doğal yoldan deneyin.şu an ben 2 negatif tüp bebek denemesinin ardından normal yoldan gebeyim.
Allah kolaylık versin işlerinde canım.
 
Değerli bayanlar...

8 aydır psikologa gidiyorum. 10 günlük bebeğimi kaybettim beyin kanamasından. Bu süreçten sonra eşimle boşandım , sonra onsuz yapamadım tekrar evlendik. Sorunlarımızı tam çözecektik eşim yurt dışına göreve gitti 8 aydır da orda. Son 2 yıldır hayatım inanılmaz inişli çıkışlı bi süreçten geçtim. Simdi tekrar bebek istiyorum. Eşimin dönmesini istiyorum.

Bu arada burdaki yorumlar bana psikologdan daha iyi geliyor .

Sorun aslında şuymuş evliliğimdeki. Eşimle bi aile olamamışız hala sevgili gibiymisiZ. Eşim benim için çok endişelenir günde en az 10 kez arar beni yoğun günlerinde bile ona sürekli mesaj atmamı bekler. Hasta olduğum zamanlarda bile sürekli uyanıp üstümü örter. Aileme tek gitmek istediğimde orda bir şey canımı sikacak diye göndermek istemez, iş yerinde sorun yasasam ve anlatsam hemen gelip müdürümle görüşür. Bi arkadaşımla sorun yasasam bir daha asla onunla görüşmeme izin vermez. Komşuluk ilişkilerime bile mudahele eder. Şununla görüş bu sana zarar vermez, bu kadını gözüm tutmadi vb... Üniversitedeyken ödevlerimi bile o yapardı. Okulda ders aralarım olduğunda gelir benimle yemek yer. İzinli olduğu zamanlarda beni almak için yarim saat önceden okulun kapısına gelir beni bekler. Hatta müdürüm uyarmıştı burasi lise ve arabayla kapının önünde eşinizin beklemesi sorun olabilir diye.

Arkadaşlarımla buluştuğumda beni bırakır ve görüşmem bitene kadar bekler beni. Otobüs dolmuş kullanmamı istemez.

Sürekli hayatımın bütün ipleri onun elinde ve ona aşırı bağımlı bir kişiliğim var.

Aslında anlatınca aşırı sahiplenici biri. Daha ne istersin diyebilirsiniz ama benim bir hayatım yok. Beni kendi halime bıraksa ayaklarımın üzerinde duramayacak haldeyim. Otobüs kullanmayı bile eşimin yurt dışında olduğu 8 ay içinde öğrendim. Sürekli kaybolan biriyim ve sürekli her işimde ya kaziklanirim ya da aptal durumuna düşerim.

Sonra da evde kıyamet kopar sana bu şekilde davranmalarına nasıl izin verirsin diye. Kendimi kafese kapatılmış kuş gibi hissediyorum. Para hesabi bile yapamayan biriyim çünkü ne aldığım maaştan haberim var ne de harcadığımi biliyorum. Eşimin kredi kartıni kullanıyorum.

Biz aile olamamışız hala sevgiliymisiZ. bu kadar kıskançlık ve kavga ergenlerde olurmuş . Bu evliliği yıpratırmış. Gerçekten de bu kadar çok sevildigimi bilmeme rağmen mutlu hissetmiyorum. Çünkü özgüvenim yok. Eşim olmadan hicbir söküğümu dikemiyorum. Allah korusun bazen şehit olsa ben ne yaparım diye ağlıyorum.

Aslında sizden fikir almak istiyorum. Psikolog beni bu durumla yüzleşirdi ama 8 aydır eşimle tartışmalarımız bitmedi.

En son kavgamız da, bana binmem gereken otobüsü ve numarasını söyledi. Yerini tarif etti ama anlamadım. Birine sordum . Sorduğum kişi de karşıdan bineceksin dedi. 4 yoldu ve ben yanlış karşıya geçmişim. Yanlış yere gittim. Esim bu hatamı kabul edemedi. İki gündür küsüz.

Psikologuma mail attım dönmedi de. Kendimi çok mutsuz ve çaresiz hissediyorum.

Bi de psikolog dedi ki, boyle devam ederse aldatilman yakindir. Şimdiye kadar nasıl aldatilmadin hayret dedi.


dipnot: yorumlardan sonra psikoloğumu değiştirmeye karar verdim. tüp bebek sürecine başka bir psikologla devam edeceğim.
Bu durumda birde çocuk için mi uğraşıyorsun? Nasıl doğuracaksın bu kafayla :( önce kendını hazrla anneliğe...
 
Ayni zamanda terapi veren bir psikiyatra gidin bence. Psikologlarin yetkinliklerine guvenmiyorum 40 ta yilda bir cikiyor duzgunu.
Aile olamamakla alakali bir durumunuz da yok zaten. Siz esinizi sizi kendi ayaklariniz uzerinde durmak icin izin vermemesiyle itham etmissiniz ama biraz da kendinizi sorgulayin ben kendi yetkinligimi neden saglayamiyorum diye. Bu size sikinti verebilir ama terapi surecinde sikintilardan gecilmeden mutlu sona erisilmiyor. Lisede esiniz yokken hic mi sorumluluk almadiniz hayatinizin bir alaninda atiyorum hic mi otobuse binmediniz Bu bence esinizle alakali degil daha oncesine dayanan bir durum. Esiniz de sizi bazi konularda cok cok zayif goruyorsa bir turlu ipleri birakamiyor ve sizi cocugu gibi sahipleniyor ki bence bu onun da cok istedigi bir durum degildir.
Bu arada ben de tup bebek tedavisi gordum yasadiginiz seyi Allah dusmanimin basina vermesin. Ben de senelerce kafaya taktim sonra hayat amacim cocuk olmamali, olup olmayacagi belli olmayan birsey icin kendimi bu kadar yipratmak istemiyorum dedim. Acilariniz en kisa zamanda dinsin insallah keyif alin hayattan
Bu arada evliliklere cocuk katildiginda evlilikler zaten sarsilirken sizin boyle bir acinin ardindan bosanmaniz cok cok normal. Orada bilincalti esi sorumlu tutabiliyor. Ama diyorum ya psikologum diye dolasan tiplerin %90 indan fazlasinin kazandigi para ne kadar hakedilen para tartisilir
 
sen onun avutamısın canım :) burda bir konu var fikir beyan ediyprum...iyi yada kötü herşeye açık olmak lazım...kızıyorum çünkü hemcinslerimin bu kadar aciz olmalarına dayanamıyorummm anladın mııı?? gideceği otobüse sen y.dışındaki kocana soruyprsun hadi bunu anladım neden otobüse binerken şoföre sormuyorsun bilmem nereye gider mi....adam haklı bu bayaın kocası delirmekte haklı yerden göğe haklı
Avuta ne kiz? Memleket nire? Gelmis bi de burda yok hemcinslerim aciz olmasin diye duyar kasiyo. Kadin olma faslindan once insan olma fasli var. Darisi insanligi eksik olanlarin basina
 
orda eksik bir şey var. annemle babamın kaldığı ev şuan tadilatta. rahat edemezsin onlar gelsin dedi. normal zamanda kısıtlamaz. rahat edemezsin dediği şey bu.
iyi de bu kadarını sen de düşünebilirsin.
yani esas olan, kendi kararını kendin vermen.
gidip gitmemek, her durumda kendi kararın olmalıydı onun değil.
 
Senin adına gerçekten çok üzüldüm.

Eşin seni resmen kafese kapatmış.

Sen sürekli hata yapacaksın çünkü hata yapmayayım, eşim yine kızacak düşüncesiyle bu sefer daha fazla hata yapıyorsun.

Bir diğer konu da, neden eşine herşeyi anlatıyoraun. Yanlış yola geçtiysen geçtin, tamam bitti. Bir sonrakine doğrusunu yaparsın.

Ben, bulunduğumuz şehire yeni taşındığımızda, ev-iş arasında 2-3 kez yanlış yola girmişimdir. Her yanlışta doğru yolu daha İyi öğrendim :)

Hani bir söz var ya " bir müsibet bin nasihatten iyidir " diye. Senin tedavin bu müsibetler. Eşin sana nasihat etmeyi bırakıp, bazı şeyleri yaşayarak öğrenmene izin verirse, herşey çok daha güzel olacak.

Psikoloğunun söylediklerine kesinlikle katılıyorum ayrıca. Ergence tartışıyorsunuz belli ki.

Eğer bir komşu sana zarar verecekse, sen bunu önceden göremiyorsan, bırakacak ve sen zarar göreceksin ki anlayasın. Ya da hiç onun düşündüğü gibi olmayacak ve çok iyi arkadaş olacaksınız.

Ayrıca para kontrolü önemli. En azından ilk etapta evin bazı ihtiyaçları için sana sorumluluk vermeli.

Sana tavsiyem, eşin yokken kendini biraz toparla. Yapmaktan korktuğun şeyleri yap. Yanlış yaptığın şeyleri eşine şu süreçte anlatma.

Bin otobüse git, yanlış mı oldu, inip başkasına bin. Ölüm yok ya ucunda. Ne olacak. Git bir kafeye, oturup birşeyler yiyip iç. Kimseye ihtiyacın yok senin. Alış veriş yap. Yanlış birşey mi aldın, birşey mi unuttun, ne olacak tekrar gidip alırsın, düzeltirsin. Yanlış yapa yapa alışacaksın ve bu yanlışını kendin düzeltmelisin. Yanlış yaptıktan sonra eşin halletmemeli.

Onun aşırı sevgisi seni bitirmiş. Eşin hiç de aranılan istenilen özelliklere sahip değil. Buna sahiplenme denmez, kendine bağımlı hale getirme denir.

Arkadaşlarına ve iş yerine müdahale etmesine izin verme. Çık müdüre iki kelime sen söyle ne derdin varsa.


Yalnız doğdun yalnız öleceksin. Hayat müşterek bunu asla unutma. Eşin bile olsa bireysel hak ve özgürlüklerin olmalı.

Biraz uzun oldu, hatta söyleyecek daha çok şeyim var ama uzatmak istemiyorum.

Kendini sev, kendine güven. Yanlış yapmaktan korkma.
 
bizim sorunlarımız da bebeğimizi kaybettikten sonra daha da arttı. bu korumacı tavrı da aynı şekilde arttı. dediğinizi yapacağım. haber vermeden davranacağım. cidden ben de kendimi suçlu hissediyorum ona haber vermeden bir şey yaptığımda. bununla nasıl baş edeceğim?
Eşine her adımını haber vermek zorunda değilsin.
Sen özgür bir kadınsın.
Hayatının sana ait olan kısmını istediğin gibi planlarsın.
Eşinle ortak hayatınızı da ortak planlarsınız.
Sizde bu ayrım kalkmış.
Okula başlandığı an artık aileden ayrı faaliyetler yapabiliyoruz , özgürüz bi ölçüde.
Sen de çocukluktan gelen bir bağımsızlık korkusu olabilir mi?
 
Merhaba, sosyologmuş gittiğiniz kişi. Aile danışmanı sertifikası olsa ne olmasa ne. Ben de sosyoloji mezunuyum. Hayatta anlamadığım şeylerden biridir bu sosyoloji mezunlarının psikolog gibi davranması. Rehberlik bölümlerini parsellemeleri vs. Kesinlikle o kişiye devam etmemelisiniz. Size faydası değil zararı dokunur zira çok hassas ruh haliniz. İyi bir psikolog bulun ve mümkünse bir süre sonra da eşinizle birlikte devam edin. Bir sosyoloji mezunu yan dal yapmadıkça psikolojiyle ilgili bu kadar hassas konularda danışmanlık yapmamalı ya. Nasıl yapabiliyorlar bunu anlamıyorum.
 
Ya kaybolsan ne olacak ki? Bulursun yolunu. Yeni tayinim çıktı İstanbul'un bir ilçesine. Merkeze gideyim derken başka bir ilin ilçesine gittim. Şehirlerarası kayboldum yani. Sonra terminalde indim ve İstanbul aracına binip geri geldim. Sadece para ve zaman kaybı oldu o kadar. Kendinize güvenin. Gerisi gelir.
 
Değerli bayanlar...

8 aydır psikologa gidiyorum. 10 günlük bebeğimi kaybettim beyin kanamasından. Bu süreçten sonra eşimle boşandım , sonra onsuz yapamadım tekrar evlendik. Sorunlarımızı tam çözecektik eşim yurt dışına göreve gitti 8 aydır da orda. Son 2 yıldır hayatım inanılmaz inişli çıkışlı bi süreçten geçtim. Simdi tekrar bebek istiyorum. Eşimin dönmesini istiyorum.

Bu arada burdaki yorumlar bana psikologdan daha iyi geliyor .

Sorun aslında şuymuş evliliğimdeki. Eşimle bi aile olamamışız hala sevgili gibiymisiZ. Eşim benim için çok endişelenir günde en az 10 kez arar beni yoğun günlerinde bile ona sürekli mesaj atmamı bekler. Hasta olduğum zamanlarda bile sürekli uyanıp üstümü örter. Aileme tek gitmek istediğimde orda bir şey canımı sikacak diye göndermek istemez, iş yerinde sorun yasasam ve anlatsam hemen gelip müdürümle görüşür. Bi arkadaşımla sorun yasasam bir daha asla onunla görüşmeme izin vermez. Komşuluk ilişkilerime bile mudahele eder. Şununla görüş bu sana zarar vermez, bu kadını gözüm tutmadi vb... Üniversitedeyken ödevlerimi bile o yapardı. Okulda ders aralarım olduğunda gelir benimle yemek yer. İzinli olduğu zamanlarda beni almak için yarim saat önceden okulun kapısına gelir beni bekler. Hatta müdürüm uyarmıştı burasi lise ve arabayla kapının önünde eşinizin beklemesi sorun olabilir diye.

Arkadaşlarımla buluştuğumda beni bırakır ve görüşmem bitene kadar bekler beni. Otobüs dolmuş kullanmamı istemez.

Sürekli hayatımın bütün ipleri onun elinde ve ona aşırı bağımlı bir kişiliğim var.

Aslında anlatınca aşırı sahiplenici biri. Daha ne istersin diyebilirsiniz ama benim bir hayatım yok. Beni kendi halime bıraksa ayaklarımın üzerinde duramayacak haldeyim. Otobüs kullanmayı bile eşimin yurt dışında olduğu 8 ay içinde öğrendim. Sürekli kaybolan biriyim ve sürekli her işimde ya kaziklanirim ya da aptal durumuna düşerim.

Sonra da evde kıyamet kopar sana bu şekilde davranmalarına nasıl izin verirsin diye. Kendimi kafese kapatılmış kuş gibi hissediyorum. Para hesabi bile yapamayan biriyim çünkü ne aldığım maaştan haberim var ne de harcadığımi biliyorum. Eşimin kredi kartıni kullanıyorum.

Biz aile olamamışız hala sevgiliymisiZ. bu kadar kıskançlık ve kavga ergenlerde olurmuş . Bu evliliği yıpratırmış. Gerçekten de bu kadar çok sevildigimi bilmeme rağmen mutlu hissetmiyorum. Çünkü özgüvenim yok. Eşim olmadan hicbir söküğümu dikemiyorum. Allah korusun bazen şehit olsa ben ne yaparım diye ağlıyorum.

Aslında sizden fikir almak istiyorum. Psikolog beni bu durumla yüzleşirdi ama 8 aydır eşimle tartışmalarımız bitmedi.

En son kavgamız da, bana binmem gereken otobüsü ve numarasını söyledi. Yerini tarif etti ama anlamadım. Birine sordum . Sorduğum kişi de karşıdan bineceksin dedi. 4 yoldu ve ben yanlış karşıya geçmişim. Yanlış yere gittim. Esim bu hatamı kabul edemedi. İki gündür küsüz.

Psikologuma mail attım dönmedi de. Kendimi çok mutsuz ve çaresiz hissediyorum.

Bi de psikolog dedi ki, boyle devam ederse aldatilman yakindir. Şimdiye kadar nasıl aldatilmadin hayret dedi.


dipnot: yorumlardan sonra psikoloğumu değiştirmeye karar verdim. tüp bebek sürecine başka bir psikologla devam edeceğim.
Psikoloji okumadım ama insanın özgüvenini zedeleyen kişilerden uzak durması gerektiğini düşünüyorum . Eşiniz bence size zarar veriyor farkında olmadan :(
 
Bence gun icinde basiniza gelenleri bu kadar esinize.mesela esinizin hatalarini siz ona soyluyormusunuz eger soylemiyorsaniz kendini kusursuz sizi ise her yaptiginiz hatada kusurlu olarak gorebilir.bazi yasadiklariniz kendinize ozek kalsin.yanlis yapa yapa dogruyu bulursunuz.ama esinjz size boyle kizdikca yeniden baslayacak gucu bulamazsiniz kendinizde.
 
Bu durumda birde çocuk için mi uğraşıyorsun? Nasıl doğuracaksın bu kafayla :KK43: önce kendını hazrla anneliğe...

evet çocuk için uğraşıyorum. her şey çok güzel olacak ve çok da güzel doğuracağım. çok da mutlu olacağız ailecek.
 
Bence gun icinde basiniza gelenleri bu kadar esinize.mesela esinizin hatalarini siz ona soyluyormusunuz eger soylemiyorsaniz kendini kusursuz sizi ise her yaptiginiz hatada kusurlu olarak gorebilir.bazi yasadiklariniz kendinize ozek kalsin.yanlis yapa yapa dogruyu bulursunuz.ama esinjz size boyle kizdikca yeniden baslayacak gucu bulamazsiniz kendinizde.

ne yalan söyleyim eşim benim gözümde kusursuz bir insan. henüz verdiği kararlarda hiç hatasına rastlamadım. hep ince eler sık dokur ve doğru karar verir. keşke biraz onun gibi olabilsem. onu böyle görmem benim özgüvenime zarar veriyor.

aslında durumumum, sorunumun , hatalarımın farkındayım. ancak adım atamıyorum. alışmış kudurmuştan beterdir misali.
 
Eşine her adımını haber vermek zorunda değilsin.
Sen özgür bir kadınsın.
Hayatının sana ait olan kısmını istediğin gibi planlarsın.
Eşinle ortak hayatınızı da ortak planlarsınız.
Sizde bu ayrım kalkmış.
Okula başlandığı an artık aileden ayrı faaliyetler yapabiliyoruz , özgürüz bi ölçüde.
Sen de çocukluktan gelen bir bağımsızlık korkusu olabilir mi?

benim her adımımı eşime haber verme içgüdüm yanlış yapma kaygım. ilk başlarda eşim çok güzel nasihat edip akıl verip işlerimi yoluma koymama yardım ediyordu ancak artık bıktı ve isyan ediyor. sürekli kızıyor ve artık kendi işimi kendim halletmemi istiyor. bu bağımsızlık korkusundan nasıl kurtulacağımı bilmiyorum. özgüvenim çok düşük maalesef
 
Senin adına gerçekten çok üzüldüm.

Eşin seni resmen kafese kapatmış.

Sen sürekli hata yapacaksın çünkü hata yapmayayım, eşim yine kızacak düşüncesiyle bu sefer daha fazla hata yapıyorsun.

Bir diğer konu da, neden eşine herşeyi anlatıyoraun. Yanlış yola geçtiysen geçtin, tamam bitti. Bir sonrakine doğrusunu yaparsın.

Ben, bulunduğumuz şehire yeni taşındığımızda, ev-iş arasında 2-3 kez yanlış yola girmişimdir. Her yanlışta doğru yolu daha İyi öğrendim :)

Hani bir söz var ya " bir müsibet bin nasihatten iyidir " diye. Senin tedavin bu müsibetler. Eşin sana nasihat etmeyi bırakıp, bazı şeyleri yaşayarak öğrenmene izin verirse, herşey çok daha güzel olacak.

Psikoloğunun söylediklerine kesinlikle katılıyorum ayrıca. Ergence tartışıyorsunuz belli ki.

Eğer bir komşu sana zarar verecekse, sen bunu önceden göremiyorsan, bırakacak ve sen zarar göreceksin ki anlayasın. Ya da hiç onun düşündüğü gibi olmayacak ve çok iyi arkadaş olacaksınız.

Ayrıca para kontrolü önemli. En azından ilk etapta evin bazı ihtiyaçları için sana sorumluluk vermeli.

Sana tavsiyem, eşin yokken kendini biraz toparla. Yapmaktan korktuğun şeyleri yap. Yanlış yaptığın şeyleri eşine şu süreçte anlatma.

Bin otobüse git, yanlış mı oldu, inip başkasına bin. Ölüm yok ya ucunda. Ne olacak. Git bir kafeye, oturup birşeyler yiyip iç. Kimseye ihtiyacın yok senin. Alış veriş yap. Yanlış birşey mi aldın, birşey mi unuttun, ne olacak tekrar gidip alırsın, düzeltirsin. Yanlış yapa yapa alışacaksın ve bu yanlışını kendin düzeltmelisin. Yanlış yaptıktan sonra eşin halletmemeli.

Onun aşırı sevgisi seni bitirmiş. Eşin hiç de aranılan istenilen özelliklere sahip değil. Buna sahiplenme denmez, kendine bağımlı hale getirme denir.

Arkadaşlarına ve iş yerine müdahale etmesine izin verme. Çık müdüre iki kelime sen söyle ne derdin varsa.


Yalnız doğdun yalnız öleceksin. Hayat müşterek bunu asla unutma. Eşin bile olsa bireysel hak ve özgürlüklerin olmalı.

Biraz uzun oldu, hatta söyleyecek daha çok şeyim var ama uzatmak istemiyorum.

Kendini sev, kendine güven. Yanlış yapmaktan korkma.

çok teşekkür ederim. bütün bu yorumlardan sonra bi silkelendim. adımlar atacağım kendimce. ancak daha önce de çok denedim eşime haber vermeden bir şeyler yapmayı.

mesela bi gün arkadaşıma gittim. gece 2 ye kadar oturduk. sonra eve taksiyle döndüm ve söylemedim. sonra sanki suç işlemiş gibi ağzımdan kaçırdım. bana yine çok kızdı gece 2 de takside ne işin var diye?

sonra en yakın üç gün önce, açtığımbi dava için avukatın ofisine gittim. eşim aramadan gitme demişti. aradım ama ulaşamadım. avukat o gün izinliymiş. eşime haber verdim avukat izinliymiş diye yine kızdı.

pazara gidiyorum aldığım her şey çürük çıkıyor eşim kızıyor artık öğren kazıklanmamayı diye.

bi gün bi ortamda bi arkadaşım bana eşimin yanında çok safsın dedi. eşim bana kızdı "insanlara şu imajı verme artık" diye.

bir gün facebookta kendi branşımdan hocalarla watsup grubu kurduk soru paylaşmak ve çözmek için. tanımadığın insanlara numaranı nasıl verirsin diye kızdı.

yani bu liste o kadar uzar gider ki. sürekli suç işleyen küçük çocuk gibiyim.

eşimi anlıyorum ama beni biraz rahat bıraksa her şey düzelecek mi yoksa kötüye mi gidecek bilmiyorum gerçekten.

bazen ben de kendime çok sinirleniyorum. karşımdaki insanın art niyetini göremiyorum. sürekli borç veriyorumgeri alamıyorum sonra borç verdiğimi unutuyorum falan. bi ara eğlenceli geldi tupper yapmaya başladım. herkes hediye istedi ve çok zarar ettim. eşime hak veriyorum ama kendimi nasıl düzelteceğimi de biliyorum ama nerde ne zaman nasıl tepkiler vereceğimi ayırt edemiyorum.

hem çok kapalı bi ailede büyüdüm babam aşırı otoriterdi hem de ben çocukluğumdan beri hep korkak bir insandım.

lütfen yazın ne söylemey istiyorsanız. ben hepsini okuyorum. çok ihtiyacım var her görüşe. artık sıkıldım bu durumumdan eşimin sinir krizlerinden.
 
Anlattigin bazi seylerden esin hakli bazilarinda degil mesala gece 2 de taksiyle donmen kimisi bunu normal gorur ama sen esini taniyorsun ona gore dusunmek gerekiyor. Valla bizim pek de diyebilcegimiz bir sey yok. Pazarda gorup almiyo musun curuk olani atmiyacan sepete :)) yada pazarci koyuyorsa ben secicem dicen misal. Biraz daha sesin cikmali her seyi insanlarin sana sundugu gibi kabullenme. Esin de olsa rahatsiz oldugun seyleri dile getir.
 
Ayni zamanda terapi veren bir psikiyatra gidin bence. Psikologlarin yetkinliklerine guvenmiyorum 40 ta yilda bir cikiyor duzgunu.
Aile olamamakla alakali bir durumunuz da yok zaten. Siz esinizi sizi kendi ayaklariniz uzerinde durmak icin izin vermemesiyle itham etmissiniz ama biraz da kendinizi sorgulayin ben kendi yetkinligimi neden saglayamiyorum diye. Bu size sikinti verebilir ama terapi surecinde sikintilardan gecilmeden mutlu sona erisilmiyor. Lisede esiniz yokken hic mi sorumluluk almadiniz hayatinizin bir alaninda atiyorum hic mi otobuse binmediniz Bu bence esinizle alakali degil daha oncesine dayanan bir durum. Esiniz de sizi bazi konularda cok cok zayif goruyorsa bir turlu ipleri birakamiyor ve sizi cocugu gibi sahipleniyor ki bence bu onun da cok istedigi bir durum degildir.
Bu arada ben de tup bebek tedavisi gordum yasadiginiz seyi Allah dusmanimin basina vermesin. Ben de senelerce kafaya taktim sonra hayat amacim cocuk olmamali, olup olmayacagi belli olmayan birsey icin kendimi bu kadar yipratmak istemiyorum dedim. Acilariniz en kisa zamanda dinsin insallah keyif alin hayattan
Bu arada evliliklere cocuk katildiginda evlilikler zaten sarsilirken sizin boyle bir acinin ardindan bosanmaniz cok cok normal. Orada bilincalti esi sorumlu tutabiliyor. Ama diyorum ya psikologum diye dolasan tiplerin %90 indan fazlasinin kazandigi para ne kadar hakedilen para tartisilir


benim için gerçekten her şey çok zordu. ayaklarımın üzerinde biraz durabilmek için boşanma kararı aldım. o kadar boğuldum ki sürekli her istediğimin önüme gelmesinden. adım atamıyordum.

sonra boşandım ev tuttum eşya aldım.
eşim yok yanımda.
o ilk geceyi anlatmak imkansız.çaresizlik yalnızlık kimsesizlik hissi. sürekli kaybettiğim bebeğimi düşünüp, eşimin yokluğunu düşünüp saatlerce ağlıyordum. dualar ediyordum iç huzurum olsun diye.

eşimi aradım. ben çok mutsuzum yeniden başlayalım ama lütfen bana biraz yaşama alanı ver dedim. o "her şey senin istediğin gibi olacak" dedi. eskisinden çok daha iyi şuan halimiz ancak hala tartışıyoruz.

bilmiyorum psikolog çözüm mü içimdeki acıları dindirmeye. eksik nerde bulamıyorum bi türlü. eşim yok mesela 8 aydır yanımda. hem rahatlamış hissediyorum hem de çok derin bir acı ve özlem var içimde.
 
Back