canım geç döllenme geç olan 2 oglmda geç döllenmişti nerden biliyorsn diye sorma biliyorum işte
kızımda erken old adet oldum bittim 3 günü ilişki oldu daha olmadı o ay hamile kaldım siz bakmayın ymrta vs takıbine bakın sizlere akıl vermek gibi olmasın dedigimi yapın ben kıza öle hamile kaldım fetsn agırlıgı diye girin canlarım sonra oraya son adet tarihinizi yazın orda ne zaman ymrtladın ne zaman hamile kaldı yazıyor ben öle denedim o ay hamile kalım sogansynuda hafife almayım 2 kere çatlatma ignesi oldum kutu kutu klomen kllandım olmadı sogan kr yaptım o ay hamile kaldım 7 sene tedavi gördüm olmadı sogan kürü mucize
canım benim bende rahim agzı açıklıgı var rahmin bir ay gelince bebekelri taşımıyor dogm ediyorum ilk oglmda bilemedik 2 oglmda dikmediler kızmda diktiler 25 gün dayandı dikişim gene durmadı kaybettim işin kötüs bebeklerim 20 haftalıklılardı kaybettikelrimde
ömürümü gördüm dogmdan sonra ama ogullarımı göremedim
kızım çok güzeldi simsiyah saçları vardı öle yatıyordu yemyeşil örtünnün üstünde içim halen acıor allah nasip ederse marta vesile olcez bebege
kanda pırtılaşma çıktı şimdi 4 ilaç içiyorm hamil ekalıyım 9 çıkıcak ilaç 3 igne vrncam kan slandırıcıları hergün düşük ignesini haftada bir ayda bir adet pelisilin anlıcagın işim zor bende pko oldgundan doktorum ddiki paşacım rahimin güzel dikilmiş olabilir canım ama pko öle bir hastalıkki dedi hemen rahim boynu kısaltabiliyor dedi onun için bana şeker hapoi verdi derimki hamileler doktora her gittiginizde rahim boynza baktırın
işin kötüsü ney biliyormsn bebeklerim canlı dogup ölüyorlar oda canımı acıtıyor
Evladını yitirmek ömrünü yitirmektir…
Canının, canına-cana hasret kalmasıdır… Sevgiliyi, canı, kanı, hayatı, aşkı toprağa gömmektir bir daha görememek bilinciyle… Kabullenememektir… Nefes alamamaktır….
Burun direği sızlamasının alasıdır… Her sabah kalbe bıçak saplanmasıyla uyanmaktır… Feryat etmektir, haykırmaktır… Ama isyan etmemeyi başarmaktır !
Evlat gider bayram biter… Artık ne bayramın vardır ne seyranın, ne düğünün ne derneğin… Her bayram sana cenazenin ilk gününü yaşatır…Evladının gömülü olduğu şehirden uzaklaşamamaktır…
Uzaklaşırken de ilk durak evladının mezarı başıdır…
Her şehir dönüşü ilk uğrak yer evladının yine başucudur… “Allaha ısmarladık!”’ın karşılığı “Güle güle”yi duyamamaktır. “Ben geldim yavrum!”un cevabı “Hoş geldin anne!”yi duyamamaktır… Sırlarını sadece onunla paylaşmaktır… İlk evi mezarı ilan etmektir…
Yediği her lokma boğazında dizilir… Uyuduğu her an vicdanı boğazına çöker… Her uykuya geçerken Allahına yalvarır yavrusunu “bir kerecik bile olsa rüyasında görebilmek” için…
Kaybettiği evladının akranlarını sessizce izler… “Benim yavrum da yaşasaydı şimdi şöyle olurdu böyle olurdu”lu cümleleri asla tükenmez…
Her çocukta, her yetişkinde, her nefeste onun kokusunu, dokusunu aramaktır, hissetmektir…
Her kabristan ziyaretinde toprağa kapanmaktır, teselliyi toprağa sarılıp, o buz gibi mezar taşında sıcaklığını aramaktır… Bir ana-babanın öpmeye hasret kaldığı o yanak artık mezar taşıdır…
Gözlerinden sel olup akarken haykırarak “Annemmm, ben geldim, kalk yavrum!” demektir…
Onun için hayat biter… Yavrusuyla beraber toprağın altında kalmıştır hayat… Sonrasında yaşadığı zorakidir, zorunluluktur… Allah korkusudur…
Anneler Günü – Babalar Günü’nü unutmaktır… Boynu bükük, gözü yaşlı geçirmektir… 10 tane evladı daha olsa, o bir eksikle hiç birinin yerini dolduramamasıdır…
Her ana ile yüreği bir olur…
Ateş düştüğü yeri yakarken o acıyı yaşamışları sadece yakar geçer çünkü bilir o acının ne olduğunu… Gerisi laftır, sözdür…
benim hayatım bundan ibaret malesef
şimdi ise koryorm ya gene giderse diye