- 6 Eylül 2011
- 5.307
- 84
:) bnm kutular biraz kçk. nettn geldi bütük sanıyodum:) gömlek sığmaz:) orta boy bi kavanoz gibi düşün en büyüğünü:) o boş kaldı:)
nerdesn bakim dn yoktun:)
Anladım canım. cidden küçükmüşler... berfomm şiir gibi bişe düşünür müsünn? ben şiirle ilgiliyim istersen sana şiir bulabilirim güzel anlamlı:) bi kağıda şiiri ya da düz yazıyı yazarsın üstüne deeeeee çilekli jelibonlar serpistirirsin:) jelibon sever mi bilmiorum enişte ama bizim özel yiyeceklerimizden biri jelibon onu ilk gördüğüm gece jelibon aldımdı
e sizin için de çilek önemli çilekli jelibon iyi olur :)
bugun izne cıkıorum canım yogunluk var o yuzden dun giremedim
yıl donumumuzde kalpli kutunun içinee Ahmet Altan'ın bu yazısını koymustum canım fikir olsun sana da..
Sen, belki de bu mektubu aslında sana yazdığımı hiç bilmeden okuyacaksın.
Ben, senin bunu okurken parmağınla yanağına dokunduğunu, gözlerini hafifce kıstığı,görmeyeceğim.
Elimin uzanamadığı ellerine kelimelerimle sokulmaya çalışmamın, kırılgan harflerden kurulmuş görünmez bir köprüden sana doğru yürürken düşmekten böylesine korkmamın, sana tek bir bakışla anlatabileceğime inandığım ve bir çoğunun belki bir ismi bile olmayan bir çok duygunun her birine isimler bulmaya uğraşmamın beni nasıl yaralayıp yorduğunu bilmeyeceksin.
İlerde bir gün bana çok karmaşık ve anlaşılmaz gözükecek olsalar da şu anda bana ,kendime saplamak için elimde tuttuğum çelik bir bıçak gibi sade ve içmeye hazırlandığım zehirli bir su gibi berrak gözüken duygularımın, keskin ve yakıcı tadını onların üstünü örten sözcüklerin altından çıkarıp çıkarmamakta duyduğum kararsızlığı da herhalde sana hiç anlatamayacağım.
Halbuki bütün korkunçluğu sadeliğinde gizli olan duygularım o kadar açık ki.
Yorulduğumda, bıktığımda, yenilginin tam kıyısında durduğumu hissetiğimde, beni sadece seni düşünerek iyileştirebiliyorum.
Yalnızım.
Benim yalnızlığımı ve kendimi yalnız hissetmemin yalnızlıktan da kötü olduğunu anlayacak senden başka kimse yok.
Ve sen de yoksun.
Belkide hiç olmayacaksın.
Sözcüklerden oluşturmaya çalıştığım bir köprüden sana ulaşmaya çalışacağım.
Ve biliyor musun, sen bütün bunları okurken, ben yazdıklarımı şakacı gülüşlerimle reddeceğim.
Beni bir gün görürsen, gördüğünün bu satırları sana yazan ben olduğuma inanmayacaksın.
Duyduğum aşkı, özlemi ve bunları duymaktan duyduğum korkuyu güvenli bir duruşun ardına saklanacağım.
Yüzümde satırlarımdan bir iz aradığında, onlar orda ormayacak.
Seni nasıl özlediğimi hiç işitmeyeceksin, sıradan bir 'Nasılsın' sözcüğü saklayacak o özleyişi.
Ama bütün bunlar, bu sahte kibir, bu şakacı gülüş, bu sıradan 'Nasılsın' sözü, bu güvenli duruş, içimdeki sesi dindirmeyecek.
Aralarında dolaştığım kalabalıklar içinde benim yanlızlığımı gören ve kendimi yanlız hissetmemin yanlızlıklardanda kötü olduğunu sezen bir tek sen varsın.
O kadar sade ki duygularım.
Kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum.
Sana ulaşamazsam, sesim ve kelimelerim sana değmezse ve bir daha ellerini tutamassam, işte o zaman, korkarım sonsuz ve sensiz bir boşluğa yapayalnız düşeceğim.
Beni tut, herşeye rağmen tut...
Son düzenleme: