- 12 Kasım 2010
- 2.873
- 16.549
- 39
Valla yok öncedende yokluk vardı, alım gücü yoktu diyen arkadaşlara hitaben yazıyorum. İşçi emeklisi bir babanın kızıyım. Babamın maaşı asgari ücretin bir tık üstüydü zamanında ona rağmen hem beni hem kardeşimi okuttu birde daire sahibi oldu babam. Öyle herşey bol bol olmasada en azından geleceğimizi kurabildik.Öyle ne köyden gelen birşeyimiz vardı, ne dededen kalma evimiz. Şimdi hangi işçi bunları yapabiliyor. Mesela kendimden örnek vermem gerekirse de 2003 yılında öğrenciyken dil kursu almak için marketlerde stant elemanı olarak çalıştım hafta sonları. Aldığım günlük altı sıfır atılmış haliyle 25 TL idi. 2002 yılında öğrenim kredisi 90 TL idi. Bir tane çeyrek altın ise 30 TL. Bakın dünyada ülkenin refah seviyesi ve alım gücünü en iyi yansıtan kıstas altındır. Bence herkesi geçmişte aldığı maaşı altına vursun. Görsün alım gücünün ne kadar eridiğini.Ayrıca şu Avrupada yaşayıp, Türkiyeye dönmeyip orayı kötüleyenlerede ayrıca hastayım. Adam bir litre paketli yağlı süte 1 euro, iki aylık çamaşır deterjanına 5 euro, peynire 3 euro öderken ya da bir aile herşey dahil aylık market masrafını kısmadan 300-400 euroya hallederken, biz pahalılıktan yakınınca ama bizde de zor dediğinde komik oluyor. Geçen bir gurbetçi akraba asgari ücretle ancak düşük model araba alabildiğinden yakınıyordu ( düşük model ve kalite dediğide fransız araba markaları)şaka gibi, burada adam asgari ücretle bırak arabayı, aylık akbil kart alamıyorlar dediğimde de vatanını sevmeyen biz oluyoruz.