- 31 Aralık 2017
- 6.447
- 22.144
- 28
Teşekkür ederim daha önce yazdığınız halde açıkladığınız için. Her yorumu okuyamadım maalesef. Benim annem aşırı çok titizdi. Ben de olabildiğince tersiyim, elimden gelse ev çöp eve döner yani, o derece. Annemin fazla titizliğine bir tepki olduğunu fark ettiğimden beri biraz dizginlemeye başladım. Burada da okumuştum benzeri durumları. O yüzden aklıma geldi sizin tutumlu oluşunuza bilinçsiz bir tepki olabilir diye.Aralarda hep yazdım sorulara cevap olarak. Eşimin babası zengin. Yokluk nedir görmemiş. Benimle evlendiği için ailesi artık musluğu kesti.Sevmiyorlar beni görüşmüyoruz. Arada bir arsa payı falan geliyor şuana kadar 3 kez falan gelmiştir en fazla. Hepsini de har vurup harman savurdu. Evimiz bile yok.
İlk yıllar çok iyiydi aşkın da verdiği cesaret ve çalışkanlık vardı. Senin çalışana bile gerek yok ben yeterim herşeye diyordu. Zamanla böyle oldu ben de anlamadım.
Doğru söylüyorsunuz birkaç kişi daha yazdı. Ben ne kadar tutumlu davrandıysam o da o kadar savurganlığa düştü. İkimiz de birbirimizi tanıyamaz olduk.
Ay babamın sanayide ortağı da böyleydi. İşinde iyiydi. Ama bir gün çalışır üç gün o parayı yer, bitince gelirdi.Tembel derken sinirle öyle söylüyorum.Sanayide çalışıyor. Bu işe sonradan girdi. Parası varken çalışmıyor geziyor parası bitince işe gidiyor. Bu yüzden benim gözümde tembel.
Paramız hiç ortak olmadı. Başta o istemedi ben çalışır eve bakarım erkeğim modundaydı. Sen maaşını kendi keyfince harca dedi. Sonradan huyu değiştikçe ben de değiştim.
Ay şimdi bayılıcam benDedim demezmiyim. Ev almak çok saçma diyen bir kocam var. O parayla 30 yıl kira verirmişiz.
İkimizin de arabası var. Dün diyor ki ben artık işe gitmeyeceğime göre satayım arabamı o parayı da hobi bahçesine gömelim, senin arabayı ortak kullanalım. Bir bakış attım.
Konudan alakasız kendi aileniz size neden bu kadar kötü davrandı ?Selam millet. Eşimle aramızdaki bitmek bilmeyen konularla bilirsiniz beni. Bu sefer de farklı bir konuda görüşlerinizi almak istiyorum.
Ben doğduğum günden beri ailemden sevgi görmedim. Dayak, aç bırakma, evlat ayrımcılığını dibine kadar yaşadım. Bu yüzden hep çalıştım para biriktirdim bir gün kendime küçük bir şehirde yeni bir hayat kurmak için. Gençlik hevesi deyin, şımarıklık deyin, çok klasik deyin nasıl bakarsanız artık. Sonuçta artık para biriktirmek bende takıntı haline geldi sürekli hesabımda para olması gerekiyor hissi yerleşti.
Giyimime kuşamıma dikkat ederim iş yerine her zaman şık gitmeye çalışırım ama bu konuda da takıntım var 10 15 yıllık kıyafetlerime bile özenle bakarım.(bu konuda terapi görüyorum ama sadece 36 beden olanlardan kurtulmama yetecek kadar iyileşme gösterebildim). Bu yüzden de hep diyet yaparım aynı kıyafetlere girebilmek için. Kendime yeni kıyafetler de alırım ama minimum düzeyde yılda 5 i geçmiyor.
Neyse çok uzatmak istemezdim. Konunun bütününü kapsıyor bunlar.
Eşim olacak insan da benim tam tersim. Parası varsa bitene kadar asla çalışmaz. İyi bir bölüm mezunu yüksek lisansını yapmış ama kendi isteğiyle ilkokul mezunu birinin yapacağı işleri yapıyor. Sebebi de basit çok tembel. Kısa yoldan zengin olma peşinde:). 100 bin tl si olsun birkaç haftada yer bitirir. Nasıl yapıyor anlamıyorum ama harcıyor. Bu süre zarfında asla işe gitmez. Ben zorladığım zaman gidiyorum der gitmez gezer.
Zorlandığımız zamanlarda benim birikimimden borç veririm ödediği zamanlar oldu ödemediği de oldu. Bir sürü borcu var zaten. Keyfi kredi çeker ödemez. Ben de bu yüzden artık ona para vermiyorum. Herkese anlatıyor Marsis bana para vermiyor diye.
Ben bekarken evlilikte ortak bütçe olmasından yanaydım. Ama eşim nişanlandığımız günden beri tersini savunuyor. Evin geçimi onunmuş herşeyi erkek karşılarmış. Zorla kredi kartımı ödemeler harçlık vermeler falan. Şuan ben de onun bu davranışlarından dolayı evin asgari geçimine normalde katkıda bulunmuyorum. Bazen evin geçimi tamamen benim üzerimde olduğu zamanlar oldu o zamanları saymıyorum tabiki.
Neyse gelelim bu güne. Eşimin eline yüklü bir miktar para geçti kısa bir süre önce. Sen hemen harcarsın para yönetimin yok diye sürekli söylendiğim için şu ana kadar harcamadı. Şimdi de diyor ki "bu para benim param. Eğer elindeki son kuruşa kadar bunun içine koymazsan benim olmaya devam edecek. Kira okul masrafları vs hiçbirşey için kılımı kıpırdatmam" diyor.
Sizce onun dediğini yapmalımıyım? Onun eline geçen paranın yanında benimki devede kulak. Kabul etmezsem paranın hiç lafını ettirmeyecek ve harcayacak. Daha önce de bunu yaşadık. Sizce eşim haklı mı?
Not: Birkaç ay önce boşanmanın eşiğinden döndük. Sorunlarımız onun sinirlendiğinde hakaret etmesiydi ve çalışmamasıydı. Düzelmek istediğini aramızı hep anne babasının bozduğunu söyledi. Anne babası bunu yüzüme de söylediği için ve davranışlarında da düzelme gördüğüm için şimdilik rafa kaldırdım.
Şimdi elimdeki parayı istemesinin bir sebebinin de boşanmaya yeltenmemem olduğunu düşünüyorum.
"Benim maaş kartım eşimdedir. O ne derse odur. Paragöz kadın" diyen pembik gelinler az ötede durun. Sizinle uğraşamam.
Aynen benim annem de aşırı titizdi herşeyi atardı. Ben de başak burcu olmama rağmen çok pasaklıyım ve atamıyorum saklıyorum.Ay babamın sanayide ortağı da böyleydi. İşinde iyiydi. Ama bir gün çalışır üç gün o parayı yer, bitince gelirdi.
Ben de normalde eve giren tüm para ve tüm giderler ortaktır derim. Ama siz bu şekilde davranıp evin masraflarına ortak olsanız ya da tamamını karşılasanız eşiniz hiiç çalışmaz bu sefer. Zor gerçekten böyle bir evliliği yürütmesi. Ben böylesi hayat görüşü farklılığı varken devam edemezdim sanırım.
Ay şimdi bayılıcam ben. Ne demek o parayla 30 yıl kira verilir? E o 30 yılın sonunda ne olmuş olacak, elin evine parayı gömmüş olacaksın. En azından o 30 yıllık kira kadar parayla bir ev sahibi olursun, ödemen bittiğinde elinde somut bir şey olur. Eşinizin akli melekeleri yerinde mi acaba? Yani mantıklı düşünen bir insan dediğim gibi somut bir sonuç olup olmadığına bakar çünkü. Gerçekten çok ilginç. Acaba eşiniz şu karavanla dünya turu yapmak isteyen tarzda kişilerden mi? Tlc’de falan var artık malzemelerden hareket eden küçücük ama fonksiyonel lüks evler yapıyorlar. Bu denli farklı beklentileriniz mi var hayattan gerçekten?
Aynen öyle. Küçük bir hobi bahçemiz var ben almıştım o da heryerini baştan yaptırmak istiyor bütün parasıyla. Orda hayatını geçirebilirmiş. Yani filmlerde olsa tamam da gerçek hayatta o kadar zor ki bu dediği. Bilinç ve ciddiyet aşısı olsa da yaptırsam bu adama. Yakında salacağım ipini gitsin mağara adamı olsun kurtulayım.MrsDelfino o küçücük ev karavanlardan alacağım ama onlar bile bir ev parası. Demem o ki bu mümkün değil konu sahibinin eşi için. O anladigim kadariyla varsa yiyen yoksa bulan sonra yine yiyen bir kısır döngü içerisinde.
Bunu o kadar çok merak ediyorum ki2 uçta 2 insan.
Nasıl bulacaksınız orta yolu?
Sevilmeyen çocuğum ben. Annem doğmamı istememiş aldıramamış da. Hep anlatır ölmeni bekledim ama ölmedin diye. Keşke doğumda ölse diye çok dua etmiş her fırsatta anlatır. Hayatım da böyle geçti. Çok dayak yedim annemden babamdan herşey suçtu bizim evde. Arada bir haber vermeden bütün eşyalarımı atardı. Böyle böyle tutumlu atamayan birisi oldum. Erkek kardeşim evin kıymetlisidir. Ben aramasam bile arada bir beni arayıp onu över bana. Tamam başarılı bir insan ama yurt dışında yaşıyor yine annemin ihtiyacı olduğunda yaninda olan ben ve ablam.Konudan alakasız kendi aileniz size neden bu kadar kötü davrandı ?
Annenizden mi şiddet gördünüz
Acaba kalitesiz mi aldığınız kıyafetlerin malzemeleri? Çünkü ben annemin benim yaşımdayken giydiği kazaklarını falan giyiyorum. Hâlâ taş gibiler. Ben de elimden geldiğince en düzgün malzemeli kıyafetleri almaya çaba gösteriyorum. Modası geçecek tarzda şeyleri dandik alıyorum, yıllarca giyebileceğim klasik parçalara yatırım yapmaya çalışıyorum.Ha anladım,özel bilgilerin var sandım
4-5 yıkamadan sonra çoğusu eskimiş geliyor gözüme sinir oluyorum ya,yeni kıyafet tazeliği bir başka
Eski kıyafetler vs daha dayanıklı imiş ya. Ben de annemin birçok kıyafetini giyiyorum sapasağlam. Benim aldıklarım değil çocuğuma falan bana zor kalıyor valla.Acaba kalitesiz mi aldığınız kıyafetlerin malzemeleri? Çünkü ben annemin benim yaşımdayken giydiği kazaklarını falan giyiyorum. Hâlâ taş gibiler. Ben de elimden geldiğince en düzgün malzemeli kıyafetleri almaya çaba gösteriyorum. Modası geçecek tarzda şeyleri dandik alıyorum, yıllarca giyebileceğim klasik parçalara yatırım yapmaya çalışıyorum.
Tabi Türkiye’de öyle maalesef. O tarz programlarda 10-60 bin dolar arasında bir fiyata hazırlıyorlar evleri. Benim merak ettiğim o derece mi özgür ruhlu, sorumluluktan kaçmak isteyen birisi diyeydi. Ye, iç, gez nereye kadar yani, hayali ne, ne yapmak istiyor onu merak ettim.MrsDelfino o küçücük ev karavanlardan alacağım ama onlar bile bir ev parası. Demem o ki bu mümkün değil konu sahibinin eşi için. O anladigim kadariyla varsa yiyen yoksa bulan sonra yine yiyen bir kısır döngü içerisinde.
Evet o da var maalesef. Onu da yazacaktım aklımdan çıktı yorumu yazarkenEski kıyafetler vs daha dayanıklı imiş ya. Ben de annemin birçok kıyafetini giyiyorum sapasağlam. Benim aldıklarım değil çocuğuma falan bana zor kalıyor valla.
Sınıfta direkt sormak doğru değil. Ancak öğrencilerin ailesini de tanımamız gerekiyor. Aile üyelerinin eğitimi, kardeş sayısı, ailenin aylık geliri, evin kira mı olduğu vs bilgileri anket yoluyla öğrenmek daha doğru.Baban ne iş yapıyor diye soran öğretmen mı kalmış ki
Evet öğrenci tanıma formu oluyor sınıf öğretmeni öğreniyor arayarak. Sonra şök toplantısında ifade ediyor tabii hepsini değil ama daha dikkatli davranılması gereken yerleri.Sınıfta direkt sormak doğru değil. Ancak öğrencilerin ailesini de tanımamız gerekiyor. Aile üyelerinin eğitimi, kardeş sayısı, ailenin aylık geliri, evin kira mı olduğu vs bilgileri anket yoluyla öğrenmek daha doğru.