Merhaba.
O kadar canım sıkkın ki. Bir an önce konuya girmek istiyorum. Daha önceleri eski bir konumda anlatmıştım; eşimin ailesiyle aynı apartmanda oturduğumuzu ve sıkıntılarımı. Orada 2 sene sonunda eltim büyük bir kavga yaşadık ve kiraya , başka bir eve taşındık. 1 hafta içinde toparlandık, ev bulduk ve taşındık. Bulduğumuz ev de şehrin neredeyse bir ucunda oldu. Ve yine 1 senedir kirada oturuyoruz. Ama yemin ederim 1 senede benim durumum daha kötüye gitti. Yani şuanda tam anlamıyla depresyondayım. İlaç kullanıyorum. Zaten evlenmeden önce manik- depresif tedavisi görüyordum. Şimdilerde hastalığım azıtmış durumda. Şuan yazsam yazsam sayfalar almaz. Eşimden başka kimseyi görmüyorum. Kimseyle konuşmuyorum. Çünkü buradaki apartmanda komşuluk diye bir şey yok. Ç.'de mi komşuluk yok bilmiyorum ama elimden gelen her şeyi yapmama rağmen kimseyle görüşemedim. Zaten merkeze çok uzak bir ev. Otobüsten otobüse atlayıp anca çarşıya gidebiliyorum. Ki bu da ayda 1 oluyor. O kadar bunaldım ki ! İnsan istiyor 1 tanecik yaa.. çok değil 1 tanecik kafa dengi bi arkadaş. Bir dost .. kahve içerken sohbet edebileceğim. evimden , çocuğumdan bahsedebileceğim. Yeri gelip dedikodu yapabileceğim. yani en azından hayata bağlanabileceğim biri olsun. Ama YOK !
Evlendiğime o kadar pişmanım ki ! Bu düşünceyi yazarken bile vicdanım acıyor resmen.. Ama öyle pişmanım. Çünkü eşim tamamen klasik bir Türk erkeği. Belki de ideal olan budur. Yani eşimin her hangi göze batan bir sorunu yoktur. Ama benim yalnızlığım, bunalımlarım, depresyonlarm, sıkıntılarım artık onu da bayılttı. Alıp başını gidiyor. Ya arkadaşlarıyla bi yerlerde sohbet etmeye, ya da balık tutmaya ya da başka bi şeye vs. vs. Çünkü onun bir hayatı varmış. YAni kısaca ben eşimin dünyasını yaşıyorum. Benim bir dünyam yok. Kimseyi görmeden, kimseyle konuşmadan günlük ev işlerini yapıyorum. Her gün aynı şeyleri.. Robot gibiyim. Duygum da kalmadı. Artık eşimden de koptum. Cinsel hayatım kalmadı. Çünkü içimden gelmiyor.
Ben bu memlekete üniversite okumak için geldim . Yurtta kaldım 4 yıl . 250 kişilk yurtta tanımadığım yoktu. O kadar güzelmiş ki o günler. Şimdi o gnlere o kadar alışmışım ki, yalnızlığı hazmedemiyorum. Annem başka memelektte, ablam başka memlekette. Tek başıma o kadar çaresiz hissediyorum ki kendimi. Farkındayım çok uzun yazdım ama anlatmazsam ölücem. Mesela bugün sabahtan beri evdeyim.Eşim işten geldi oltalarını aldı ve balığa gitti. gece geç gelecek doğal olarak. Ve bu haftanın en az 4 günü olağan bir şey. Ben de oğlumu alıp çarşıya ineyim dedim arkasından . Bir baktım 5 kuruş para bırakmamış. Ayrıca otobüs kartıyla gitmiş. Kredi kartını kullanmak istemedim de. of Allahım saçma sapan şeyleri bile yazıyorum, mazur görün ne olur.. çok kötüyüm.. Şuan aptal halime ağlıyorum.Her günüm salak salak geçiyor. Bıktım, bunaldım.. Ne yorum yaparsanız yapın. isterseniz çok boş şeylere üzülüyorsun diye yazın ama bu durumu yaşamanız lazım.
eşimle sohbet bile edmiyoruz. çünkü benm anlatacak bi olayım yok. günlerim aynı çünkü. evet boş durmuyorum el işleri yapıyorum, hobilerimle ilgileniyorum. dünya kadar kitap okuyorum, oğlumla ilgileniyorum, bilimsel araştırmalar bile yapıyorum. ama inanın YAPTIĞIMIZ ŞEYLERİ ANLATACAK, GÖSTERECEK 1 İNSAN BİLE YOKSA ETRAFIMIZDA YAPILAN YAPILMAMIŞ GİBİ OLUYOR. eşimle ortak bir sohbet konusu bile bulamıyoruz. Mesela ben saatlerce tarihten edebiyattan sanattan veya bilimsel konulardan konuşsam, dinlesem bıkmam. ama onunla konuşamıyrum. paylaşımımız sıfır.. hatta eksilerde. Şuan eğer okuyorsanız çok fazla negatif düşünceler oluşturabilirim ama aslında hiç de sıkıcı biri değilim. Sadece çok yalnızım ve yalnızlıktan beynim de duygularım da küfleniyor.. Kendim de küf kokuyorum...
O kadar canım sıkkın ki. Bir an önce konuya girmek istiyorum. Daha önceleri eski bir konumda anlatmıştım; eşimin ailesiyle aynı apartmanda oturduğumuzu ve sıkıntılarımı. Orada 2 sene sonunda eltim büyük bir kavga yaşadık ve kiraya , başka bir eve taşındık. 1 hafta içinde toparlandık, ev bulduk ve taşındık. Bulduğumuz ev de şehrin neredeyse bir ucunda oldu. Ve yine 1 senedir kirada oturuyoruz. Ama yemin ederim 1 senede benim durumum daha kötüye gitti. Yani şuanda tam anlamıyla depresyondayım. İlaç kullanıyorum. Zaten evlenmeden önce manik- depresif tedavisi görüyordum. Şimdilerde hastalığım azıtmış durumda. Şuan yazsam yazsam sayfalar almaz. Eşimden başka kimseyi görmüyorum. Kimseyle konuşmuyorum. Çünkü buradaki apartmanda komşuluk diye bir şey yok. Ç.'de mi komşuluk yok bilmiyorum ama elimden gelen her şeyi yapmama rağmen kimseyle görüşemedim. Zaten merkeze çok uzak bir ev. Otobüsten otobüse atlayıp anca çarşıya gidebiliyorum. Ki bu da ayda 1 oluyor. O kadar bunaldım ki ! İnsan istiyor 1 tanecik yaa.. çok değil 1 tanecik kafa dengi bi arkadaş. Bir dost .. kahve içerken sohbet edebileceğim. evimden , çocuğumdan bahsedebileceğim. Yeri gelip dedikodu yapabileceğim. yani en azından hayata bağlanabileceğim biri olsun. Ama YOK !
Evlendiğime o kadar pişmanım ki ! Bu düşünceyi yazarken bile vicdanım acıyor resmen.. Ama öyle pişmanım. Çünkü eşim tamamen klasik bir Türk erkeği. Belki de ideal olan budur. Yani eşimin her hangi göze batan bir sorunu yoktur. Ama benim yalnızlığım, bunalımlarım, depresyonlarm, sıkıntılarım artık onu da bayılttı. Alıp başını gidiyor. Ya arkadaşlarıyla bi yerlerde sohbet etmeye, ya da balık tutmaya ya da başka bi şeye vs. vs. Çünkü onun bir hayatı varmış. YAni kısaca ben eşimin dünyasını yaşıyorum. Benim bir dünyam yok. Kimseyi görmeden, kimseyle konuşmadan günlük ev işlerini yapıyorum. Her gün aynı şeyleri.. Robot gibiyim. Duygum da kalmadı. Artık eşimden de koptum. Cinsel hayatım kalmadı. Çünkü içimden gelmiyor.
Ben bu memlekete üniversite okumak için geldim . Yurtta kaldım 4 yıl . 250 kişilk yurtta tanımadığım yoktu. O kadar güzelmiş ki o günler. Şimdi o gnlere o kadar alışmışım ki, yalnızlığı hazmedemiyorum. Annem başka memelektte, ablam başka memlekette. Tek başıma o kadar çaresiz hissediyorum ki kendimi. Farkındayım çok uzun yazdım ama anlatmazsam ölücem. Mesela bugün sabahtan beri evdeyim.Eşim işten geldi oltalarını aldı ve balığa gitti. gece geç gelecek doğal olarak. Ve bu haftanın en az 4 günü olağan bir şey. Ben de oğlumu alıp çarşıya ineyim dedim arkasından . Bir baktım 5 kuruş para bırakmamış. Ayrıca otobüs kartıyla gitmiş. Kredi kartını kullanmak istemedim de. of Allahım saçma sapan şeyleri bile yazıyorum, mazur görün ne olur.. çok kötüyüm.. Şuan aptal halime ağlıyorum.Her günüm salak salak geçiyor. Bıktım, bunaldım.. Ne yorum yaparsanız yapın. isterseniz çok boş şeylere üzülüyorsun diye yazın ama bu durumu yaşamanız lazım.
eşimle sohbet bile edmiyoruz. çünkü benm anlatacak bi olayım yok. günlerim aynı çünkü. evet boş durmuyorum el işleri yapıyorum, hobilerimle ilgileniyorum. dünya kadar kitap okuyorum, oğlumla ilgileniyorum, bilimsel araştırmalar bile yapıyorum. ama inanın YAPTIĞIMIZ ŞEYLERİ ANLATACAK, GÖSTERECEK 1 İNSAN BİLE YOKSA ETRAFIMIZDA YAPILAN YAPILMAMIŞ GİBİ OLUYOR. eşimle ortak bir sohbet konusu bile bulamıyoruz. Mesela ben saatlerce tarihten edebiyattan sanattan veya bilimsel konulardan konuşsam, dinlesem bıkmam. ama onunla konuşamıyrum. paylaşımımız sıfır.. hatta eksilerde. Şuan eğer okuyorsanız çok fazla negatif düşünceler oluşturabilirim ama aslında hiç de sıkıcı biri değilim. Sadece çok yalnızım ve yalnızlıktan beynim de duygularım da küfleniyor.. Kendim de küf kokuyorum...