Diyelim ki turnike yapıldı, öğrenci kimlik belgesini almayı unuttu ve içeri giremedi, ağlaya ağlaya eve gitti, vay sen benim oğlumu/kızımı okula nasıl almazsın diye öfkeyle okula gidip önce güvenlik elemanını sonrasında okul idaresini darp edenler olmayacak mı?
Olur, zira burada bir öğrenci 20 günlük özürsüz okula gitmeme hakkını sonuna kadar kullanıp devamsızlıktan sınıfta kalmış, sınıfta kalabileceği veliye bildirildiği halde okulun son günü tüm sülale okula doluşup müdür yardımcısı hanımı darp etmişler, olay yargıda o yüzden çok derinlemesine anlatmayayım ama epey kötü şeyler yaşanmış.
Önce milletçe eğitilmeliyiz, adam gibi bir eğitim almalıyız, şimdiki nesili bilinçli, kültürlü, eğitimli, usul erkan bilen geleceğin büyükleri olarak yetiştirmek istiyorlarsa önce eğitim sistemindeki çarpıklıkların üstüne düşmeliler.
Tablet, akıllı tahta, sivil kıyafet, turnikeli girişle olmuyor, hiç beğenilmeyen ülkelerde ilkokul çağındaki çocuklar çatır çatır ingilizce konuşuyor, bizim ilkokul öğrencilerimiz özel okula gitmezse 1'den 10'a kadar ingilizce sayabiliyor ancak.
Bizim okullarımız yurtdışında ne kadar itibar görüyor? Yabancı ülkelerde sizin tarihinizi, haritadaki yerinizi bile bilmiyorlarken biz kendi tarihimizi bırakıp yabancı ülkelerin tarihiyle uğraşıyoruz.
Hani kaç öğrenci biliyor, Ali Kuşçu'yu, Kadızade Rumi'yi, Akşemsettin'i.Bu listeyi dahada uzatabilirim, o kadar çoklar ki, Avrupa bilim adamlarından yüzyıllar önce mikrobu, veremi, felsefeyi, matematiği, astronomiyi, kuduzu, matbaayı, uçmayı, dünyanın kendi ekseni etrafında dönüşünü bulmuşlar, Amerika ve Japonya'yı keşfetmiş birbirinden değerli alimler, Avrupa'ya bilimi öğreten dahiler.
Avrupa bizden alıp ilerletmiş, bizse kendi aramızda kapışıp kılık kıyafete takılıp yerimizde saymışız, sayıyoruz, şimdi Avrupa'yla ilimde, eğitimde tekrar aşık atmak istiyorsak önce kaybettiklerimizi geri almalıyız, saçla başla, kılık kıyafetle olmaz bu işler...