• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

öğretmen olmak istiyorum, desteğe ihtiyacım var.. lütfen..

gizem00

..
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
22 Ağustos 2011
297
0
96
Aydın
kızlar merhaba. ben şuan 25 yaşındayım. 2008 yılında 4 yıllık bir bölümden mezun oldum (mühendislik ). 2 sene iş aramamdan sonra 2010 yılında mesleğimle ilgili olmayan bir iş buldum ve iki senedir bu işte çalışıyorum. Allaha şkür işimden memnunum ama çalışma saatlerimiz çok fazla. çıkış saatlerimiz hiç belli değil. geçen sene evlendim. eşim öğretmen çalışma saatlerimiz biribiryle alakasız benim 4'te birim kadar çalışmıyor diyebilirim. sabahları ben ondan önce evden çıkorum ve ondan geç eve geliyorum. hatta eşim ben çıkıyorum evde canım sıkıldığı için dışarda dolanıyorum yinede çok geç geliyorsun falan diyor. birde bizim 15 atil ve yaz tatilimiz olmadığı için ilerde evlilikte sıkıntı yaşayacağımızı düşünüyorum.

şuanda 6 aylık hamileyim yakında inş. bebeğim olacak onla birlikteykende bu yoğunlukta çalışması çok zor olacak. zaten bu işten ayrılırsam başka bir iş bulmam biraz zor çünkü mesleğimin sıkıntıları var devlette hiç almıyor.

geçen sene üniversite sınavına girdim ve düşük bi puan aldım. yazabileceğim yerler sınırlı sadece oturduğumuz ildeki üni yazdım bikaç bölüm öğretmenlik. sonra açıköğretim yazıyım en azından onu okurum die. 2009 yılında açılan edebiayt bölümünde öğretmen olma hakkı yazıyordu. ona aldandım son gün tercihimi yaptım. öğretmen olabilmek için formasyon almak gerektiği, ortalamanın kaç olacağı, kaç kişi alacakları formasyon aldıktan sonra ne olacağı bunları hiç düşünmedim. bana geldi aöf edebiyat bölümü. ama sonradan pişman oldum neyin ne olacağı daha hiç belli değildi. kaç kişi alınacak beninm notum yenecekmi o notu almak için nasıl çalışıcam kimbilir. ki zaten bölümde mezunda olmadığı içşn sonunu kestiremiyorum. önümde örnekler yok yani.


bu yıl kredili sisteme geçildi. 1 ay önce vizeler girdim. şuanda işte çalıştığım için çok bakamadım derslere ancak akşam ve hafta sonları bakabildim. ve sonuçlarım pek ii gelmedi. haftaya finaller var onlarda pek çalıştığım söylenemez. en azından şimdi evde akşam ve haftasonları çalışabiliyorum. yazın bebeğim olduktan sonra hiç çalışamıycamı biliyorum..bu bölümü bırakmak istiyorum..
eşime geçen söylediğimde klarşı çıktı. ben sana yazma dedim die. alay etti neredeyse kendi öğretmen olduğu için onu kıskandığımı düşünüyor.

ama ben bebeğim olunca bu bölümü pek okuaybileceğimi sanmıyorum en azından dersleri geçecek kadar çalışsam bile yüksek derece yapamam ve 4 senenin sonunda formasyon alamayacağım için boşuna kendimi heba etmiş olurum.

bu sene öss'ye giremiyorum puan kırıldığı için. seneye 2013 yılında girsem hayata çok mu geç kalmış olurum. keşke hiç tercih yapmasaydım bu sene tekrar girerdim. edebiyatı bırakayım mı yokse devam mı edeyim. yeniden mi sınava gireyim.hangi bölüm tavsiye edersiniz. aklımda pdr, zihin engelliler öğr. ve aöf ingilizce öğretmenliği var sizce yapabilrimiyim bebeğimle birlikte. yada herşey için çok mu geç..tavsiyelerinizi bekliyorum..bir akıl verin ne olur eşimle paylaşamıyorum yardımcı olmuyor çünkü.
 
öğretmen olmak mı?

öğretmenliği istemenin tek sebebi çalışma saatleri mi?

öğretmenlik artık eskisi gibi değil ve şartlar gittikçe zorlaşıyor. eşin öğretmen imiş gelişmelerden az çok haberin vardır.

yoksa da bir daha düşün çünkü artık öğretmenliğin şartları çok çok ağırlaştırıyor.:51:
 
ben şuan ilköğretim matematik öğretmenliği bölümünde okumaktayım daha öncede 2 yıl makina mühendisliğinde okumuştum sonra tekrar sınava girip bu bölüme geçtim. bence iyi düşünmelisiniz çünkü her şeye yeniden başlamak çok zor oluyor ben bile hayata 2 yıl geç başladığım için bazen üzülüyorum. eğer mesleğinizden memnun değilseniz yüksek lisans yapıp okulda kalmayı düşünmez misiniz? sonuçta onda da öğretmenlik yapıyorsunuz üstelik öğretim üyelerinin maaşları bir öğretmenden çok daha yüksek. bir de öğretmenliğin şuan da geleceği çok ümitli değil malesef başımızda kpss gibi bir dert var.
 
öncelikle hayırlısını dileyin bence.
arkadaşların da dediği gibi öğretmenlik çok da özenilecek bir meslek değil.
günümüzde işiniz olan öğretim en sonuncu görev haline gelmiş bulunmaktadır.sistem maalesef bunu desteklemektedir.
ben şu anda 10 yaş daha yaşlanmış hissetmekteyim,artık.stresi çok fazla olan bir meslek.hiç mi iyi öğrenciler yok maalesef azınlıkkta.onları da el üstünde tutuyoruz.
yeri gelecek,kendi çocuğuna göstermedin sevginin,tahammülün fazlasını onlara göstermen istenecek.sonra da o öğrencilerin nankör ve saygısız olduğunu görünce evde patlamalar yaşayacaksın.çok uzun oldu ama,beynin yorulacak.sonrada psikolojini toparlamak için ihtiyacın olan tatil herkesin ağzında bir gereksiz durummuş gibi dolaşacak.
bulunduğun iş şartlarını iyileştirmeye bak.bedenen yorgunluk çok ayrı bir şey.hem bedenen hem zihnen baskı,yorgunluk apayrı bir şey.
 
çok uzun olacak belki yazdıklarım ama,düşüncelerimi de paylaşmadan geçemeyeceğim.
maalesef,işimi çok benimsemiş ve emek vermiş olmama rağmen öğrencilerimin yapmış olduğu nankörlük,yapılan iyi şeyleri görmezden gelmeleri bugün bunları burada paylaşmama neden oldu.
biliyormusun ben bulunduğum okuldan dolayı 2. bir hamilelik düşünemiyorum bile.o kadar çok istememe rağmen.artık planlarımı okulum yönlendiriyor.
iyi düşün derim.
 
Tatlım senin eşin ne öğretmeni bilmiyorum ama ben de öğretmenim ve bu meslekten her geçen gün biraz daha nefret ediyorum. önüme onlarca iş koysunlar yaparım, sabah sekiz akşam beş olsun koşarım ama bu meslek insanı çok yıpratıyor. eve geliyorum 5, 6 saat bilgisayar başında oturup okul işleriyle uğraşıyorum. okulda zaten oturmak yok, bazen ayaktan düşecek gibi oluyorum. ben de uygun bi memurluk olsa arkama bakmadan gideceğim ama yok. düşündükçe uykularım kaçıyor. bu tempoyla daha ne kadar çalışabilirm ki? bir de sistemin çocukları kutsamasından dolayı çocukların tavrı, bu işi hepten bitirdi. hiçbir ciddiyet, gayret, saygı, disiplin yok. her türlü sorun senin üzerine yıkılıyor. çocuk okula terör estirmek için geliyor. kafasına göre takılıyor, sana ders işletmiyor ve sen bu çocuğa hiçbir şey yapamıyorsun. idareye gidiyorsun idare et diyorlar, rehber öğretmene gidiyorsun, pasta yedir, diyor. yani öğretmen olunca, oh ne güzel beni ilgiyle dinleyecek öğrencilere bir şeyler öğretmenin zevkini, heyecanını yaşayacağım diye bekliyorsan, hayal kırıklığı yaşayacaksın. yaz tatiline filan aldanıp da özenme. evine iş getiriyor musun? iş yerinde onurun ayaklar altına alınıyor mu? değilse, devam et. sen bir de edebiyat öğretmeni olmayı istiyorsan hemen vazgeç. liseler de zorunlu oluyor. ilköğretimde zapt edemediğini lisede nasıl zapt edeceksin, sen düşün.
 
Atama bekleyen bir edebiyat öğretmeni olarak burada yazılanlardan gözüm korktu resmen.
Daha mesleğe başlamadan acaba hiç yapmasam mı dedim.
Haksız olduklarını da düşünmüyorum açıkçası, eğitim sistemimiz,çalışma şartları artık eskisi gibi değil. Gittikçe zorlaşıyor.
Bizim lisedeki halimizle şimdikilerin hali çok başka.
Açıköğretimde dersler nasıldır bilemiyorum ama bizim ağırdı. Gerçi hangi bölüm olursa olsun çaba göstermek zorundasınız.
Ayrıca formasyon alımı da artık zorlaşacak diyorlar. Şimdi 2.50 şartı var, tek tek üniversitelere başvurmanız gerekiyor. Onların sıralamasına girip girmediğinize bağlı ve üstelik formasyon bekleyen ciddi bir sayı da var. Diyelim ki hak kazandınız. Bir yıl başka bir şehirde eğitim görme ihtimaliniz var.
Tüm bunların yanında büyük bir sorun da Kpss. Bir de onun için çalışacaksınız. Üstelik bu pek kolay bir süreç de değil.İyi bir puan alsanız bile atamalar pek de iyi değil, yüksek puanlarla bekleyebiliyorsunuz.Bebeğinizle bu sürece girmek istediğinizden emin misiniz? Yapanlar yok mu elbette var ama önce sizin kararlı olmanız gerekiyor.
 
Son düzenleme:
yanıt yazmadan geçemedim.davulun sesi uzaktan hep hoş geliyor.ben matematik öğretmeniyim, devlette filan değil. dersane ve kolejde çalıştım daha önce. eşim de edebiyat öğretmeni bir kolejde çalışıyor. daima çalışma saatleri benden az oldu. bu da onun şansı işte. siz çalışma saatleri için öğretmenlik yapmak istiyorsunuz ancak bu iş öyle değil işte. biraz örnek vermek istiyorum size. birkaç seçenek sunarak.
-edebiyatı bitirdiğinizi düşünelim. dişinizi sıkıp formasyonu da bir şekilde aldınız. gelelim iş hayatınıza. oturup deli gibi çalışıp(bebeğe bakan biri yoksa hiç kolay olmayacak) kpssden iyi bir puan alacaksınız atanabilmek için(şu an için 3aşağı 5 yukarı bir hesap yapalım. geçen atamada 84 ile kapattı. bu puanı almak için genel yetenekten 48net(60 soru), genel kültürden 48net(60), eğitim bilimlerinden 95net(120soru)ten az yapmaman gerekli. bu arada bunu yaparsan muhtemelen doğuda bir yere atanabilme ihtimalin olacak oradan istediğin ile geçmek için de 4 yıl beklemen gerektiğiyle ilgili söylentiler çıkmaya başladı. eğer söylentiler doğru değilse bile 2 yıl gittiğin ilde çalışman gerekecek.
-edebiyat öğretmeniyseniz başka seçeneklerde var tabi önünüzde. bir koleje girersiniz, tabi önce stajyer olarak yaklaşık 1000 lira alırsınız asgari ücretten de sigorta. pazarınız tatil olur. muhtemelen cumartesi yarım gün çalışırsınız ama şansınız iyi giderse cumartesi tatil olan bir yer bile bulursunuz. hafta içi 5 gibi işten çıkarsınız tabi haftalık ve aylık nöbetleri saymazsak. bunun dışında size bir sınıf verirler mart nisan gibi başınıza üşüşür idare kaç kişiyi kayıt yaptırdın, hadi veli aranması yap. diğer öğretmen arkadaşlarım öğrencilerle yaşanılan sıkıntılardan bahsetmiş onlar üzerinde durmuyorum o yüzden. ancak kolej de öğretmenseniz veli de öğrenci de sizin üzerinizde hakkı olduğunu düşünecek, yeri gelecek benim paramla buradasın bile diyebilecek. bu arada yaz tatilini de söyleyeyim sadece temmuz ayı. yarıyıl tatilin de 1 hafta, çünkü zümre çalışmaların olacak diğer tatil günlerinde.
-bir diğer seçenek de bir dersaneye girersin. tabi ilk yılında 900 filan alırsın sanırım bulunduğun yerin koşullarına göre, hatta stajını kaldırıyoruz deyip para vermemeye bile çalışabilirler. 6 gün kesintisiz çalışırsın. sabah 9 akşam 7. özellikle hafta sonu eve geldiğinde bacak ağrısından ağlarsın. öğrencilerin sınav zamanlarını düşünmek bile istemiyorum.
-sunduğum son iki seçenekte sözleşmeler yıllık olduğu için bir sonraki sene işsiz kalma ihtimalin ya da iş arama durumun hep olacak. bir de girdiğin yer iyi bir yer değilse dönem ortasında bile kapanma durumu var ya da maaş alamama. adını iyi bildiğimiz dersaneler bile 2-3 ay personellerine maaş veremiyorlar. ayrıca eğer branş öğretmeniysen kolej de ya da dersanede iş bulma durumun var. bir sınıf, anaokulu ya da ne bileyim zihinsel engelliler öğretmeni olursan dersane işini unut tek seçenek kpss. o da bana artık kumar gibi geliyor.

biraz uzun oldu ama bunları da göz önünde bulundurmanı tavsiye ederim. yoksa hiç bir şey için geç değildir. eğer istiyorsan yaparsın elbette. hakkında hayırlısı olsun.umarım ailen için doğru kararı verirsin.
 
Yazılanların hepsi doğru şeyler beni yanlış anlamayın sakın ama burayı okuyunca valla korkuyorum:18::18::18:
 
8 senedir öğretmenlik eğitimi almış ve 6 aydır bu işi yapan biri olarak artık öğretmenlik bitmiştir bu ülkede diyorum. eğitim fakülteleri kapatılacağına hala yenisini açıyorlar. bu kadar çok işsiz öğretmen varken tavsiye etmiyorum 4 sene sonra mezun olsanız açık kalmamış olabilir o bölümlerde. edebiyat zaten gıdım gıdım alınıyor, ingilizcenin de sonu gelecek yakındır...
 
kızlar merhaba. ben şuan 25 yaşındayım. 2008 yılında 4 yıllık bir bölümden mezun oldum (mühendislik ). 2 sene iş aramamdan sonra 2010 yılında mesleğimle ilgili olmayan bir iş buldum ve iki senedir bu işte çalışıyorum. Allaha şkür işimden memnunum ama çalışma saatlerimiz çok fazla. çıkış saatlerimiz hiç belli değil. geçen sene evlendim. eşim öğretmen çalışma saatlerimiz biribiryle alakasız benim 4'te birim kadar çalışmıyor diyebilirim. sabahları ben ondan önce evden çıkorum ve ondan geç eve geliyorum. hatta eşim ben çıkıyorum evde canım sıkıldığı için dışarda dolanıyorum yinede çok geç geliyorsun falan diyor. birde bizim 15 atil ve yaz tatilimiz olmadığı için ilerde evlilikte sıkıntı yaşayacağımızı düşünüyorum.

şuanda 6 aylık hamileyim yakında inş. bebeğim olacak onla birlikteykende bu yoğunlukta çalışması çok zor olacak. zaten bu işten ayrılırsam başka bir iş bulmam biraz zor çünkü mesleğimin sıkıntıları var devlette hiç almıyor.

geçen sene üniversite sınavına girdim ve düşük bi puan aldım. yazabileceğim yerler sınırlı sadece oturduğumuz ildeki üni yazdım bikaç bölüm öğretmenlik. sonra açıköğretim yazıyım en azından onu okurum die. 2009 yılında açılan edebiayt bölümünde öğretmen olma hakkı yazıyordu. ona aldandım son gün tercihimi yaptım. öğretmen olabilmek için formasyon almak gerektiği, ortalamanın kaç olacağı, kaç kişi alacakları formasyon aldıktan sonra ne olacağı bunları hiç düşünmedim. bana geldi aöf edebiyat bölümü. ama sonradan pişman oldum neyin ne olacağı daha hiç belli değildi. kaç kişi alınacak beninm notum yenecekmi o notu almak için nasıl çalışıcam kimbilir. ki zaten bölümde mezunda olmadığı içşn sonunu kestiremiyorum. önümde örnekler yok yani.


bu yıl kredili sisteme geçildi. 1 ay önce vizeler girdim. şuanda işte çalıştığım için çok bakamadım derslere ancak akşam ve hafta sonları bakabildim. ve sonuçlarım pek ii gelmedi. haftaya finaller var onlarda pek çalıştığım söylenemez. en azından şimdi evde akşam ve haftasonları çalışabiliyorum. yazın bebeğim olduktan sonra hiç çalışamıycamı biliyorum..bu bölümü bırakmak istiyorum..
eşime geçen söylediğimde klarşı çıktı. ben sana yazma dedim die. alay etti neredeyse kendi öğretmen olduğu için onu kıskandığımı düşünüyor.

ama ben bebeğim olunca bu bölümü pek okuaybileceğimi sanmıyorum en azından dersleri geçecek kadar çalışsam bile yüksek derece yapamam ve 4 senenin sonunda formasyon alamayacağım için boşuna kendimi heba etmiş olurum.

bu sene öss'ye giremiyorum puan kırıldığı için. seneye 2013 yılında girsem hayata çok mu geç kalmış olurum. keşke hiç tercih yapmasaydım bu sene tekrar girerdim. edebiyatı bırakayım mı yokse devam mı edeyim. yeniden mi sınava gireyim.hangi bölüm tavsiye edersiniz. aklımda pdr, zihin engelliler öğr. ve aöf ingilizce öğretmenliği var sizce yapabilrimiyim bebeğimle birlikte. yada herşey için çok mu geç..tavsiyelerinizi bekliyorum..bir akıl verin ne olur eşimle paylaşamıyorum yardımcı olmuyor çünkü.

öncelikle düşüncen için ben yanındayım neden dersen bende aynısını çektim ve çekiyorum daha önce özel sektörde çalıştım ama özel sektör çok zor acısını yaşadım yani.... neyse ben üniv eğitimi alamadım zamanında bazı özel sebeplerden şehir dışına çıkamazdım aof yamıştım oda çalıştığım için çok zor geldi çoğu dersi geçemedim ve bıraktım iktisattı benim başarılı bir öğrenciydim hep içimde eğitim fak.vardı ama şartlar olmadı 2010 da evlendim eşim kamu per.özelde çalışsam saatlerimiz hiç uymaz ve zor olacak die işi bıraktım 2009da ama evde çok sıkıldım 2011de dersaneye gidip öss sınavına girdim dil puanım bazı eğitim fak.tutuyodu fakat şehirdışına çıkamazdım tabiki olmadı yine izmirdede puanlar çok yüksek zaten aof yazdım vizeler ii finalleri beklıorum bu bölümü bitircm artık hayırlısıyla ama dedim ya eğitim fak. istiyorum halen yine ygs başvurdum ama yaş 25 geç olurmu die çok düşünüyorum yada formasyon düşünüyorum oda bizim bölümde ataması az vs.vs çok zor ama ne yapıcam bende bilmiyorum ama bnce sende vazgeçme çünkü zaten geciktik biraz daha gecikirsek daha zor olacak burada yazan öğretmenlerdende bize yardımcı olmalarını dilerim ne yapmamız konusunda:40:
 
arkadaşım öğretmenliğin de geleceği belli değilki.yeni bakanımız 8-5 olsun diyor.tatil 1 ay olsun diyor. ben öğretmenim eşim değil. ama çok memnunuz ikimizde.aynı sektör olunca insan aynı şeyleri konuşuyor. bence sıkıcı. ama senin eşin öğretmenmiş. erkeğin eve erken gelmesi daha sıkıntılı.garantisi var mı peki. edebiyatı bitirince atanacakmısın.puanlar uçmuş durumda. eğer illa öğretmen olacağım diyorsan bölümün uyarsa okul öncesi düşün. ataması da kolay.
 
mühendismişsin ne güzel. bizim mesleğimizin hiç saygınlığı kalmadı valla. öğretmen olarak söylüyorum ne yazıkkı.bence bu kadar çaba harcayacağına mesleğinde kendini geliştir. ne mühendisisin merak ettim?
bence eşin o kalan boş zamanlarında kendine bir uğraş bulsun
 
Bence çalışma saatleri uygun ya da tatili var diye öğretmen olmamalısınız.
Çünkü meslek aşkıyla yanıp tutuşan insanlar bile işin içine girdikten sonra meslekten nefret edecek konuma geliyorlar.
Sistemin hali ortada, arkadaşların dediği gibi artık öğretmenin kıymeti yok.Öğrenciyi ne olursa olsun el üstünde tutan, öğretmeni yerden yere vuran bir sistemle karşı karşıyayız.
Tabii bunlar atanabilirseniz karşılaşacağınız şeyler.
Bir de Edebiyat düşünüyormuşsunuz.Dün yapılan atamalarda 81 küsürlerde kaldı.4 yıl sonra alım bile yapılmayabilir çünkü emekli olan öğretmen yok neredeyse.
Diyelim ki alım oldu siz 5-5,5 yıl içerisinde okulu bitirdiniz formasyon aldınız KPSS'den de 85 üstü aldınız ve atandınız.Eşinizi ya da çocuğunuzu 4 yıl bırakıp gidebilecek misiniz?
İnanın değmez. Bakın Türkçe öğretmeniyim ve ATANAMIYORUM...Bin pişmanım hayatımdan kaç yıl çalındı ve daha mesleğime doyamadan hevesim kaçtı, hevesimi kaçırdılar.
Bu yıl son deneyişim. OLmazsa başka şeyler düşünmek zorundayım.Bir daha deneyeyim diye diye yıllar geçiyor ve elimde koca bir hiç.
Ne mühendisisiniz bilmiyorum ama çalışma şartları daha uygun olan bir iş bulabilirsiniz.Ya da alanınızdan KPSS'ye girin yani 4-5 yıl okuyup harcayacağınız emekle mesleğinizle alakalı birçok şey yapabilirsiniz.
Bu yıl hazırlanın KPSS'ye girip normal memurluk deneyin.İnanın düşündüklerinizden daha kolay.
 
Bir öğretmen adayı olarak bu sebeplerden öğretmen olunmak istenmesinden nefret ediyorum! Öğretmenlik kolay görülebilir ama bir sabır işidir, sevgi işidir ve sizin durumunuzda mühendislikle uzaktan yakından alakası yoktur. Ne kadar ayağa düştü artık mesleğimiz ya. Sonra eğitim sistemine kötü derler. Alın işte bundan kötü! Duygusal değil mantıksal yaklaşıldığı ve herkes öğretmen olur mantığı sürdüğü müddetçe bu meslek yerden kalkamayacak da...

Saygılar!
 
Son düzenleme:
Ben üniversite sınavında çok yüksek puan aldım öyle öğretmen oldum. Tatili çalışma saatlerini falan düşünmedim. Sırf sevdim bu mesleği. Ama şimdi keşke hemşire veya eczacı olsaydım diyorum. 8-5 çalışsaydım da bizim hizmetliden az kazanmasaydım. 70 kişilik sınıfta havlama taklidi yapan öğrenciye bişeyler anlatmaya çalışmasaydım. Depresyona girmezdim, ilaç kullanmazdım. Daha çok gülerdim. Çocuğuma,eşime,aileme bağırıp durmazdım .Bizim gibiler bile artık bıkmışken, senin gibi öğretmen olayım da rahat edeyim diye bu işe başlayanlar pişman olurlar. Kendine de o çocuklara da haksızlık etme. Öğretmen olmak kolay değildir ayrıca. Formasyonu almak için mezuniyet puanın iyi olmalı. KPSS den iyi puan almalısın. Öyle açık öğretimle de öğretmen olunmamalı. Yapıyorlarsa da büyük hata.
 
Son düzenleme:
arkadaşlar kpss'de çok uğraştırmadan ataması olan belli başlı branşlar var.
mesela din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğinin baraj puanı pek düşük, hani nerdeyse sınavda rastgele işaretlesen gireceksin.
resim, müzik, beden eğitimi bölümleri de aynı şekilde.
ingilizce ve sınıf öğretmenliği çok yüksek kpss puanı istemeyen, biraz çalışmayla halledilebilinecek branşlar. bir ara okul öncesi öğretmenliği de çok alınıyor diye duymuştum ama araştımak lazım

bunların dışında fzik, kimya, biyoloji dallarına kesinlikle bulaşmayın, bunlardan gıdım gıdım alıyor devlet.
türkçe ve edebiyat öğretmenliğinin de durumu hiç iç açıcı değil, uzak durun. devlet çok alım yapmıyor.
matematik öğretmenliği konusunda da bir bilgim yok ama çok yüksek bir baraj puanı olduğunu tahmin ediyorum. iş kpss'yi kazanmakla da bitmiyor maalesef. ondan sonra zorunlu hizmet ile boğuşuyorsunuz.

bir de zorunlu hizmet muhabbeti var. yanlış hatırlamıyorsam eskiden mahrumiyet bölgesi olarak adlandırılan az gelişmiş bölgelerde en az 4 yıl çalışmanız gerekiyor. bu zorunlu hizmet süresi bölgenin gelişmişliğine göre değişen bir şey. örneğin antep'in köylerinde zorunlu hizmet süresi 4 yıl iken, kasabalarında 6 yıla çıkıyor. antep'in şehir merkezi is zorunlu hizmetten sayılmıyor. antep şehir merkezini tutturup oraya atandıysanız, 2 yıl sonra devlet sizi zorunlu bir hizmet bölgesi seçmeniz için zorluyor. eğer tercih yapmazsanız kafasına göre rastgele bir zorunluluk bölgesine atıyor.

diyelim zorunlu hizmet bölgesi sayılan bir yere atandınız, eş durumundan tayininizi istediniz. bunun için de beklemeniz gerekebilir. eş durumu için şehir tercih edip atama istediğiniz zaman bu talebiniz sıraya konur. hizmet puanınıza göre size atama sırasının gelmesini beklersiniz. zaten 1-2 yıldan önce eş durumundan atama başvurusu yapmanız yasak. mesela siz kasabada 2 yıl öğretmenlik yaptınız, başka bir ilden başka bir öğretmen de bir köyde 2 yıl öğretmenlik yapmış diyelim. ikiniz de 2 yıl sonunda eş durumundan atama talep ettiniz ve ikiniz de istanbul'a tayin olmak istiyorsunuz. bu durumda köyde öğretmenlik yapan kişi sıralamada sizin önünüze geçer, çünkü o sizinkinden daha zor koşullarda öğretmenlik yapmış olduğundan hizmet puanı sizinkinden yüksektir. bu sıralama sistemi yüzünden eş durumundan atama isteme hakkı kazanmış bir tanıdığımızın istanbul'a atanabilmek için 2.5 yıl beklediğini biliyorum ben.

en iyi ihtimalle 3 yılınızı başka bir şehirde geçirmeyi göze almış olmalısınız. benden söylemesi.
 
atama mevzuu artık sorun olacak sanmıyorum çünkü devletmiz öğretmen atamadan kurtulmanın çok iyi bir formülünü buldu. özel okul sayısı arttırılacak velilere eğitim öğretim kredisi verilecek... böylece sınıf mevcutları azaltılıp daha çok öğretmen iş bulabilir. ama sermayenin elinde kaç paraya çalıştırılır o öğretmenler bilemem...
 
Back