- 21 Aralık 2014
- 8.987
- 28.594
- Konu Sahibi streshanim
- #81
İçinizde bir başkası varken ne kimseyi sevin ne de evlenin. Hem kendine hem karşı cinse yazık olur. İçinizde öldürün öyle sevin evlenin, daha sağlıklı.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Bilmediğini nereden biliyorsunuz?Tamam. Kötü temennim için özür dilerim. Gerçekten özür dilerim. Zaten amacım kötü bir temennide bulunmak değildi, asla değildi.
Fakat sizde şurada yazdıklarınızı şu anki sevgilinize bir okutun. Yada aynen anlatın. Uzun uzun bakışmalı, sigara bahaneli konuşma çabalarını aynen anlatın. Köye gittiğimde eski sevgilimle uzun uzun bakışıyoruz, sigara alma bahanesiyle konuşmaya çalışıyoruz deyin bir. O karar versin. İşin temelinde o adam var sonuçta. En çok onun hakkıdır. Anlatın o karar versin.
Eğer o da sizin gibi düşünüyorsa bir kat daha özür dileyeceğim.
Mutluluğunuz daim olsun o zaman.Bilmediğini nereden biliyorsunuz?
Eski sevgilimin köyde yaşadığını, karşı karşıya yaşadığımızı biliyor. Bu bayram gittiğimde konuştuk mesela, o zaman şuanki sevgilim arkadaşımdı. Bahsettim konuştuğumuzdan. Yaşadıklarımızı da biliyor zaten, neden olmadığını da biliyor. Yaşımız küçük olmasına rağmen derin bir ilişki yaşadığımızı da biliyor. Hani adam benim sevgimden ve saygımdan emin ki hiçbirşey söylemiyor, ben onu gerçekten seviyorum. Sevmeseydim hayatımda olmazdı. Siz bunu anlamıyorsunuz işte. Yazdığım 2 3 mesaja bakarak şuanki sevgilime haksızlık ettiğimi, hala çocukluk aşkıma aşık olduğum tanısını koydunuz. Bu doğru değil işte.
Bu konuyu al, biraz mafya bela ekle, 3-5 değişik karakter yetişkin ekle, oldu 2 sezon Türk dizisi. Aşk dediğin şey belki baştaki ilk yıllar olabilir, evet, ama sevgi bu değil.Çoğu kişide vardır bence bu. Evli ya da bekar fark etmiyor. Hani aklınıza gelince hala yüreğinizde sızlama hissettiğiniz... hani hala hayatını merak edip ara sıra sosyal medyada aratıp fotoğraflarına gizli gizli baktığınız... bu başlık böyle insanların dertleştiği yer olsun... izninizle önce ben anlatmak istiyorum... 19 yaşındaydım ilk defa âşık olmuştum birisine. Öyle farklı öyle iyiydi ki.. hayatinda baba eksiği olan bi kız olarak onda baba sefkatini bulmustum sanki. Ilk defa birisi bana paran var mi diye sormuştu örneğin. Gururumdan istememistim ama birisinin beni düşünmesi etkilemisti beni. Ayagimda dandik bir ayakkabı vardi ve maddi durumum yoktu. Durduk yere "ayağın mi üşüyor senin? hadi gidip sana ayakkabi alalim" diyip zorla ayakkabi almıştı. Ve bunu yaparken cebindeki tüm parayi dökmüştü mesela. zengin değildi. ikimiz de üniversite öğrencisiydik. Bos zamanlarımızda part time çalışıp para kazanmaya çalışıyorduk. Öyle saf temiz sevmişti beni. Ve ben de ona deli gibi aşıktım. Ama tecrübesizdim. Bir ilişki nasil yasanir bilmiyordum. Kavga ettiğimiz bir gun sinirden cok ağır laflar söyledim ona. Ve beni o an arkasina bile bakmadan terk etti. Sanki babam ölmüş gibi acı cektim. Cunku benim hayatimda o boşluğu dolduran oydu. Cok özür diledim cok yalvardım. Telefon hattini değiştirdi evini taşıdı ve tamamen ortadan kayboldu. Mailler attim donmedi. Tek bir sinirle söylenen sözlerden sevdiğini bırakıp gidebilir miydi bir insan? Ama öyle lanet bi gururu vardı ki asla hata affetmeyen türden... iyi insan ama zor bir karakter... Üzerine 3 yıl acı cektim. Onun yokluğunu dolduramadım. Kimseyi sokamadim hayatıma. Derken bir gece bi numara aradı beni. Ağlayan bi erkek telefonda ve bu oydu. Hayatımın şokunu yaşadım. Asla bana dönmez dedigim adam dönmüştü. "Koşup geleyim mi sana dedi?" Aynen böyle.. Gel dedim.. ve yıllar sonra tekrar ona kavuştum. Her şey cok güzeldi. Daha çok üzerime titriyor affet gittigim icin diyordu. Bir an once benimle evlenmek istiyordu hatta. O süreçte ben yüksek lisansa başlamıştım ve hala öğrenci olduğum icin evlilige hazır değildim. Benim hazır olmamı bekliyordu. Ama bu süreçte de anlamlandiramadigim sıkıntılar vardi. Bazen gerçeküstü olaylar anlatıyordu. Eve hırsız girdi beni bıçakladı tarzi şeyler. ama bıçak izi yok.. pesimde mafya var tarzı film gibi olaylar. Şizofren olmasindan şüphe etmeye başladım açıkçası. Onunla tanışanlar, bu adamda garip bisey var diyordu ama kimse ne oldugunu anlamıyordu benim gibi. Annem de bakışlarının tuhaf oldugunu söylemişti mesela. Ve hic annemin içine sinmiyordu. Bir gun sabah erken bir saatte evine sürpriz yapmaya gittim beni hiç beklemediği bi vakitte. Birlikte kahvalti yapariz diye düşündüm. Adam beni gördüğünde anlamadığım bi sekilde sinir krizi geçirdi. O kadar saçma ve gereksiz bi krizdi ki... neymis onun planlarının içine ediyormuşum. Çağırdığında geç kalıyormuşum çagirmadiginda ise geliyormuşum. Uzerime yürüdü seni öldürürüm diye tehdit etti. Icimden simdi dayak yiyeceğim dedim. Ben hayatımda öyle bi sinir gormedim. Hatta O an öldürülmekten bile korktum. Koltuğun köşeye sinmiştim adeta. Öyle dehşet bir kriz geçirdi. O bunu yaparken sakinleştirmeye çalışsam da sakinlesmedi ve sonunda beni evden kovdu. Ağlayarak evime geldim. Anneme anlattım. Annem şok oldu. Bu adamin psikolojik sağlığı yerinde degil sakın bununla evlenme bu adam seni döver belki de öldürür dedi. Acı çeke çeke bıraktım. O kadar gururluydu ki benden özür bile dilememişti. Severken ayrılmak zorunda olmak böyle bir şeymiş... aradan 5 yıl geçti. Tekrar karşıma çıktı. Evlenip boşanmış ve beni hic unutamadığını söyledi. Özür diledi 5 yil onceki hareketinden ve gidişinden dolayı. Gel hemen evlenelim dedi. Kabul edemedim... o benim gozumde hala degerli de olsa mantıken kimsenin degisemeyecegini düşündüm ve evlenirsek boşanırız dedim. Kabul etmedim. Yine gurur yaptı ve gitti. 2 yıldır görmüyorum. Yaşım oldu 30. Ben de evlenmedim. Sevdiğim bi adam var hayatimda. Ama hala ara ara aklıma eski sevgilim gelir. O kadar çok şey paylaştık ki. Eskiye dair bi şarkı duyunca bile aklima o gelir. O günlerimizi özlüyorum ister istemez. Hala içimde bi yerlerde belki de bana yaptığı iyiliklerden fedakarliklardan ötürü çok degerli. Geçenlerde 2. evliliğini yaptığını gördüm. Sanki onu simdi sonsuza kadar kaybettim. Bi yandan da o kadar mutlu olmasini isterim ki.. biz birlikte mutlu olamadık. Umarim o mutlu olabilir. Psikolojisi bozuk güzel kalpli bi adam sevdim ben. Bu da benim şanssızlığım. Yarin öbur gun başkasıyla evlensem bile ölene kadar o hep benim içimde olacak. Bazen de diyorum bu kadar mantığımı dinlemeyip son gelişinde evlense miydim onunla? Bir kere de Gerçekten kalbimi mi dinleseydim? Bu sorunun cevabını hic bilemeyeceğim sanırım.
Var mi böyle içinizde kalan aşk hikayesi?
Elleri kırılsınbeni çok seven bir bey vardı. o zamanlar üniversiteliyiz tabi kanımız deli akıyor :) erkek - kız karışık arkadaş grubum vardı ve sevgilim beyefendi erkeklerle olan arkadaşlığımı bitirmemi istiyordu, ben tabi ki arkadaşlarımı bırakmam dedim gel zaman git zaman bu sevgilim beyefendi sosyal medyam da bir kaç erkek kaldı onları silmedim diye benimle tartıştı ve karşısında güldüm diye bana tokat attı.. annem bana dokunmamışken o hadsiz bana vurdu! tabi ki ayrıldım bende seviyordum ama o el kalkmayacaktı bana.
şimdi evliyim mutluyum, çok anlayışlı iyi bir kocam var. hala ara ara o muhterem beyefendinin profiline bakarım ama içimde zerre duygu yok merak ettiğimden. eşimin eski nişanlısının da profiline bakarım ara ara veya ilkokul arkadaşlarımın profiline :) o kadar sıradan yani :)
Sorun değil, sert çıkıştıysam ben özür dilerim. İyi akşamlar.Mutluluğunuz daim olsun o zaman.
Bir kat daha özür dilerim söz verdiğim gibi.
İyi akşamlar.
işte olay tamamen bu..Ay ben de vardı birtane büyük aşk. Ama şimdi aklıma dahi gelmiyor. Bir de saf gibi ağladım günlerce falan
Bence bu tip konularda yüceltilen aşık olunan kişi değil, hayatlarınızdaki “mutsuzluğunuz” ve o kişiyle belki mutlu olabilme ihtimaliniz-di.
Bence siz o adamı seviyorsunuz ben taaaa burdan hissettim bunuVaaavv, süper kurmuşsunuz, hayran kaldım. :) mutlaka kitpa falan yazmalısınız, en azından mini hikayeler falan.
Ben eski sevgilimi unutamadım, ona aşığım, dönse ciddi birşeyler olur dedim mi? Alıntılar mısınız? Öyle bir düşünsem olsaydı zaten bana geldiğinde sevgilim olan kişiyi terkeder onunla olurdum.değil mi?
Evet konuşmaya çalışıyoruz, evet görmek istiyorum ama bu onu sevdiğimden değil, "iyi bir insan oluşunu" özlediğimden. Bakın hanımefendi, sizin hayatınız nasıl bilmiyorum ama benim hayatımda kızla erkek arkadaş olamaz diye bir durum yok. Ben iyi bir insan olduğu için geçmişe saygımdan görmek istiyorum. Çünkü bana yardımı dokundu, yeri geldi annemden babamdan çok yanımda oldu. Ki bakkalda karşılaşınca da
"seni çok özledim yiğidim"
"seni çok seviyorum istanbullum"
Tarzı aşk muhabbetleri dönmüyor, ilk gördüğü anda "Oooo senin buralara yolun düşer miydi zalımın kızı " gibi cümlelerle komiklik yaparak giriyor. Aranızda sandığınız gibi bir özlem yok yani, ne linçi.
Ha şunu da söyleyeyim köy evlerimiz karşı karşıya ve uzaktan akrabayız.
Bunu sevgilimde biliyor ama o ona karşı birşey hissetmediğim, en azından onu sevmediğimi bildiği için birşey söylemiyor. Evet geçmişe özlem var, yaşadıklarımı bendeki hislerini ve onu özlüyorum. Ama bunu o çok iyi bir insan olduğu için yapıyorum. Ki beni burada az çok tanıyanlar bilir, içimde tek bir sevgi kırıntısı dahi olsa ne yapar ne eder onunla ciddi bir ilişki yoluna girerdim. Ama sevmiyorum, aşık değilim. Sana daha bunu nasıl anlatabilirim ama yaşantısını nasıl biri olduğunu veya ilişki dinamiklerini bilmediğiniz insanı hemen linç kültürüne sokmaya çalışıp "umarım sevgiliniz sizden ayrılır" gibi kötü temenniler bulunmamanız. Bu sözlerinizi de iade ediyorum, benim için kalbinizden ne geçiyorsa onu yaşamanızı dilerim. İyi günler.
Katılıyorum. O aşk şekil değiştirebilir, uzaktan duyulan merhamete; aman o iyi olsun hissine; bazen nefrete dönüşebilir ama unutmak diye birşey yok bence.Çok büyük aşk yaşadım ama unuttum gitti diyen hanımlar kusura bakmasın, pek de büyük bir aşk yasamamislar. Yasasalardi ve severken ayrilsalardi, istediği kadar esini, sevgilisini sevsin yine de o sizi kalırdı, tamamen unutamazdi. Unuttum diyenler hiç aşık olmamislar bence. Bunun arabesk yaşamakla falan da alakası yok. Başına gelmeyen anlamaz. Sadece tavsiye verir. Yaşamamış, bilmiyor ki...
Şimdi sizin bu yazınızı okuyunca arkadaşımın “kimse sevdiğiyle evlenemiyor zaten” lafı geldi aklıma.İstisnalar olsa da çoğunluk bu şekilde.Bazıları da amma anlam yüklemiş de burada anlatanlara kızmış falan çok haremlik selamlık ortamlarda yetişenler dışında herkesin vardır aşk deyince aklına gelen biri ya da birileri. Bu çoğunlukla eşimiz değildir, evlenene kadar birine aklımız mutlaka takılmıştır. Ergenlik dönemi denilen , karşı cinsin ilgimizi çekmeye başladığı dönem genelde boş geçmez. Aynı anda iki kişi bile olabilir. İnsan zihni için normaldir her şey
Yani 18 yaşında birini sevmiştim, evlenme ihtimalimiz düşük böyle olunca. İlk sevdiğiyle evlenen çok azdır bence hele ki bu devirde. Sonuçta askerden gelip yavukluyu istetme dönemleri bitti. Herkes üniversiteye gidiyor, atanmaydı kariyerdi ilişkiler zamana ve mesafelere yenik düşebiliyor. Ama eşini sevmen gerekir yani yanlış yönlendirmeyelim bekarlarıŞimdi sizin bu yazınızı okuyunca arkadaşımın “kimse sevdiğiyle evlenemiyor zaten” lafı geldi aklıma.İstisnalar olsa da çoğunluk bu şekilde.