- 16 Aralık 2008
- 42.755
- 11.636
- 823
- Konu Sahibi minik kuslarim
- #5.621
Sevgililer Günüymüş
--------------------------------------------------------------------------------
Hani hasta olmasam çok şey yazacaktım...Esip savuracaktım, kültürümüze "14 Şubat"ları,ve daha bilmem neler gününü sokanlara...Sevmeyi bilmeyip, ömürlük sevgileri bir güne sığdırmaya çalışanları topa tutacaktım...Sevdiklerini , annelerini , babalarını , yaşlılarını sadece senede bir gün hatırlayanlara demediğimi bırakmayacaktım...
ınsanların hayatında dönüm noktası olan özel günler elbette vardır. Ve bu günler hatırlanmalı kutlanmalıdır...Mesela "Doğum Günleri"..."Evlilik Yıldönümleri"..."Seni ilk gördüğüm gün" , "ılk kez gözgöze geldiğimiz gün" ,"ılk yemeğe çıktığımız gün" , "ılk kavga ettiğimiz gün " diye sulandırmamak şartıyla kutlanabilir bu özel günler...Çünkü sene de bir gündür...(29 Şubat'ta doğanlar istisna.)
Gerçi ben derim ki ; uyku bir nevi ölümdür. Ve insan her sabah yeniden dirilir, yeniden doğar.Dolayısıyla her günü doğum günümüz olarak kutlayabiliriz...Bu tezimi henüz kimseye kabul ettiremedim.Malum, cüzdan sağlığı açısından zararlı bulundu...
Şaka bir yana, aslında bizim için hiç bir özelliği olmayan bu "14 Şubat"lar, aynı zamanda alış-veriş çılgınlığının yaşandığı anlar...Birbirimize hediye almak için neden bu günleri bekler olduk bilmiyorum ki...Kurbağaların hikayesi geliyor aklıma...Hani kurbağayı kaynar suya attığınızda can havliyle sıçrar çıkarmış sudan.Ama kurbağayı ılık suya atıp , alttan yavaş yavaş ısıtırsanız, suyun ısındığını farketmez ve haşlanıp ölürmüş.
Bizler de suyu yavaş yavaş ısıtılan kurbağalar gibi olduk.Farkedemiyoruz ve sanki öz değerlerimizmiş gibi kabulleniveriyoruz herşeyi...Yakında bülbüllerimiz de sadece 14 Şubat'ta gül dalına konup ilan-ı aşk ederlerse hiç şaşırmayın...Tabi kış ortasında konacak gül dalı bulabilirlerse...
Hani hasta olmasam daha çok şey yazacaktım,beni hasta eden bu konuda...Benim sevdam ömrüme sığmazken, böyle içimden taşıp duruverirken,sevdiceğime "Seni seviyorum" demeden geçirdiğim günleri kayıp sayarken, "Yeter ki gel bana / Senede bir gün "diyerek, birbirlerini sadece bu ne idiğü belirsiz günde mutlu etmeye çalışanları esefle kınıyorum ...
Sevdiklerinizi öyle sevin ki, onu düşünmeden geçirdiğiniz bir anınız bile olmasın..Senede bir gün değil de, binlerce sene her gün sevginizi belli edin...Ne kadar yoğun olursanız olun, günün bir anında ellerinden tutun ve gözlerinin içine bakın...Sûkutun bile çok şey anlattığı o anda dilerseniz sessiz kalın, dilerseniz bir şarkı mırıldanın..."Tek seni sevdim yar!."
Çoğu insan ,doğru kişiyi bulamadığını düşündüğü için mutsuzdur.Mutluluk belki doğru kişiyi bulmakta değil de , doğru kişi olmakta saklıdır.Mutluluk belki de mutlu edebilme sanatıdır...Sevdiklerinizle bir ömür mutlu olmanız ve sevdiklerinizi bir ömür mutlu edebilmeniz dileğiyle....
Senede bir gün şarkı ne kadar acı değil mi? Sevgilerinizi senede bir güne mahkum etmeyin...Seven senede bir güne razı olsa bile...)
__________________
ALINTI
--------------------------------------------------------------------------------
Hani hasta olmasam çok şey yazacaktım...Esip savuracaktım, kültürümüze "14 Şubat"ları,ve daha bilmem neler gününü sokanlara...Sevmeyi bilmeyip, ömürlük sevgileri bir güne sığdırmaya çalışanları topa tutacaktım...Sevdiklerini , annelerini , babalarını , yaşlılarını sadece senede bir gün hatırlayanlara demediğimi bırakmayacaktım...
ınsanların hayatında dönüm noktası olan özel günler elbette vardır. Ve bu günler hatırlanmalı kutlanmalıdır...Mesela "Doğum Günleri"..."Evlilik Yıldönümleri"..."Seni ilk gördüğüm gün" , "ılk kez gözgöze geldiğimiz gün" ,"ılk yemeğe çıktığımız gün" , "ılk kavga ettiğimiz gün " diye sulandırmamak şartıyla kutlanabilir bu özel günler...Çünkü sene de bir gündür...(29 Şubat'ta doğanlar istisna.)
Gerçi ben derim ki ; uyku bir nevi ölümdür. Ve insan her sabah yeniden dirilir, yeniden doğar.Dolayısıyla her günü doğum günümüz olarak kutlayabiliriz...Bu tezimi henüz kimseye kabul ettiremedim.Malum, cüzdan sağlığı açısından zararlı bulundu...
Şaka bir yana, aslında bizim için hiç bir özelliği olmayan bu "14 Şubat"lar, aynı zamanda alış-veriş çılgınlığının yaşandığı anlar...Birbirimize hediye almak için neden bu günleri bekler olduk bilmiyorum ki...Kurbağaların hikayesi geliyor aklıma...Hani kurbağayı kaynar suya attığınızda can havliyle sıçrar çıkarmış sudan.Ama kurbağayı ılık suya atıp , alttan yavaş yavaş ısıtırsanız, suyun ısındığını farketmez ve haşlanıp ölürmüş.
Bizler de suyu yavaş yavaş ısıtılan kurbağalar gibi olduk.Farkedemiyoruz ve sanki öz değerlerimizmiş gibi kabulleniveriyoruz herşeyi...Yakında bülbüllerimiz de sadece 14 Şubat'ta gül dalına konup ilan-ı aşk ederlerse hiç şaşırmayın...Tabi kış ortasında konacak gül dalı bulabilirlerse...
Hani hasta olmasam daha çok şey yazacaktım,beni hasta eden bu konuda...Benim sevdam ömrüme sığmazken, böyle içimden taşıp duruverirken,sevdiceğime "Seni seviyorum" demeden geçirdiğim günleri kayıp sayarken, "Yeter ki gel bana / Senede bir gün "diyerek, birbirlerini sadece bu ne idiğü belirsiz günde mutlu etmeye çalışanları esefle kınıyorum ...
Sevdiklerinizi öyle sevin ki, onu düşünmeden geçirdiğiniz bir anınız bile olmasın..Senede bir gün değil de, binlerce sene her gün sevginizi belli edin...Ne kadar yoğun olursanız olun, günün bir anında ellerinden tutun ve gözlerinin içine bakın...Sûkutun bile çok şey anlattığı o anda dilerseniz sessiz kalın, dilerseniz bir şarkı mırıldanın..."Tek seni sevdim yar!."
Çoğu insan ,doğru kişiyi bulamadığını düşündüğü için mutsuzdur.Mutluluk belki doğru kişiyi bulmakta değil de , doğru kişi olmakta saklıdır.Mutluluk belki de mutlu edebilme sanatıdır...Sevdiklerinizle bir ömür mutlu olmanız ve sevdiklerinizi bir ömür mutlu edebilmeniz dileğiyle....
Senede bir gün şarkı ne kadar acı değil mi? Sevgilerinizi senede bir güne mahkum etmeyin...Seven senede bir güne razı olsa bile...)
__________________
ALINTI