2.TUR
36/9
3: İfade ve Duyarlılık 6: Sevgi ve İdrak
9: Bilgelik ve Bütünlük
36/9 hayat yolunda olan varlıklar bireysel ifade ve duyarlılıklarını geliştirerek, farkındalık oluşturmak yoluyla kendi iç bütünlüklerini sağlayıp, beraber yürüdükleri diğer varlıklara hizmet etmek üzere burada bulunmaktadırlar. Öncelikle üçüncü çakra üzerinde çalışarak, duygusal hassasiyetlerini hayal güçleri ile şekillendirerek, sanatsal bir ifade geliştirip, konuşarak, resim yaparak, şarkı söyleyerek, dans ederek, yazarak, rol yaparak ya da diğer artistik araçlarla yaratıcılıklarını ifade etmelidirler.
Pozitifte olduklarında hitabet sanatının ustası olan ve çevrelerinde hoş sohbet ve aranan konuşmacılar olan bu varlıklar, negatife düştüklerinde dedikoducu, züppe, kibirli ve abartılı tavırlarıyla iki kelam bile edilemeyecek tek taraflı konuşma otomatlarına dönüşürler.
Normalde kaygılardan uzak ve yaşama sevinciyle dolu, ortaya bir eser meydana getirip dış dünyada fark yaratma arzusuyla hareket ederler. Yaratıcı ifadeleri engellendiğinde, nefes alış kaliteleriyle bağlantılı olarak, panik ataktan ve korkulardan muzdarip olma, despotça kalıba sokma eğilimleri içinde bocalayarak kulvarlarının çukuruna düşerler. Eğer harflerden destek alamıyor ve üçüncü çakrayı sıfırdan açıyorlarsa yolda yakaladıklarına ayaküstü konferans vermek yoluyla, iletişimde doz aşımı halini yaşarlar. Tamamıyla pozitife geçtiklerinde ise kalabalıklara ilham vererek, coşku ve şevkle dolup, büyük idealler doğrultusunda kitleleri arkalarından sürükleyebilirler. Doğru sözcükleri bulma baskısı altında ezilmeyip, doğaçlama tavırlar içerisinde tüm dünyayı bir tiyatro sahnesi olarak görüp, yaşamı oyun oynuyormuşçasına hafife aldıklarında enerji vampiri olmayı bırakırlar.
Üçüncü çakradaki aşırı ısrarın altıncı çakrayı açma yönünde kasıtlı bir çaba olmasından dolayı, kendilerine dair kuşkuları sonucu, yapıcı olsa bile eleştiriyi kaldıramazlar. Altıncı çakrada ise onları ideallerini mevcut gerçeklik ile uzlaştırarak, hayallerindeki mükemmeliyetçilik vizyonundan vazgeçip, şu anda yaşadıkları realitenin olabilecek en mükemmel tasarım olduğunu kabul etmek hali beklemektedir. Bu çakrada ustalaşmak isteyenlerin büyük tabloyu görerek, İlahi İrade Yasalarının bizim üzerimizde devamlı bir işleyişle bizi olgunlaşmaya götürdüğünü fark etmeleri gerekir. Yüksek standartların yarattığı iç baskıyla boğuşan bu bireyler, olaylar bekledikleri gibi gelişmediğinde kendilerini korku, endişe ve evhamlarının tuzağına düşmüş bulurlar. Kıyaslama mantığını bırakıp yeni başladıkları işlerde heveslerini yitirmeden ve keşkeleri bırakarak cesaretle ilerlemeleri gerekir.
Pozitifte olduklarında sevgi dolu, sorumluluklarının farkında, müzikten keyif alabilen, anlayışlı ve sempatik, koruyucu bir ebeveyn, idealist bir tavırla adaleti savunan doğalarıyla hoş ve çekici insanlardır. Eğer harflerden destek alamıyor ve altıncı çakrayı sıfırdan açıyorlarsa, hayal gücünün israfı olan korku, kuruntu, endişe, evham, kaygı, üzerine vazife
olmadığı halde her işe karışma, isteksiz olduğu halde yardımcı olma mecburiyeti hissetme - 63 -
çukurlarına düşerler. Yakın çevresinde ve ailede uyum, huzur ve denge kendiliğinden oluşmadığında zorbalık ve despotça tavırlar sergileme eğiliminde olurlar.
Nihai hedefleri olan dokuzuncu çakrada ise ruh, zihin ve beden bütünlüğünü sağlayıp, sezgiye dayalı bilgelikleriyle, başkalarına ilham olacak örnek bir yaşamı sergileme ödevini, özü sözü bir olan duruşla başarmaya gelmişlerdir. Eğer harflerden destek alamıyor ve bu çakrayı sıfırdan açıyorlarsa aşırı duygusallık, çocuksuluk, saflık, vericilik ve affedicilikten muzdarip olacaklardır. Pozitifte olduklarında bilgi ve deneyiminin tümünü aktarma çabasıyla bütün dünyaya hizmet ederek, yaşamdaki yüceltici unsurların sözcüsü olarak, destek aldıkları evrensel kaynaklara derin bir güven beslerler ve ellerinde bir şey kalıp kalmayacağını düşünmeksizin paylaşırlar. Derin suçluluk duyma kapasitelerinden dolayı kendilerinden başlayarak yargılamayı bırakıp, düşüncelerini meditasyonla yavaşlatmalıdırlar.