2004 Haziran'ın 6'sıydı tanıştığımızda. Üstünde ne var, nerede gördüm, herşey ilk günmüş gibi hatırlıyorum. Daha ilk hafta ayrılmaya karar vermiştik. Sorumsuzdu, kendi kafasına göre ayrılık kararı verebilmişti. İki gün sonra barıştık. Sürekli böyle devam etti ilişkimiz, ama mutluluk gözümüzü daha çok kamaştırıyordu ki bunu farkedememiştik. İlk görüşte aşktı bizimki, ben O'na, O da bana. Sevdik çok, ayrı yapamadık hiç. Çok ayrılıklar yaşadık ama sözdeydi hepsi, kalplerimiz o kadar bağlıydı ki birbirine...
1,5 yıl sonra büyük bi ayrılık yaşadık, ben istedim. Sorumsuzdu, bunun farkına varmaya başlamıştım yavaş yavaş. Olmuyo dedim, yapamıyoruz. Bitirdik, bi süre görüşmedik. Ama telefonla sürekli arıyordu beni. Ben istemiyodum, soğumuştum yaşattıklarından dolayı. Beni sevdiğini çok iyi biliyodum, ama sevgi herşeye çözüm değildi. 5-6 ay sürdü ayrılığımız, ama telefonla sürekli haberleşiyoduk. Barıştık, barışmamıza sebep olan olay evlilikti. Bana seni istemeye gelicez ailemle dedi. Barışalım, evlenip mutlu olalım dedi. Tamam dedim, bu kadar ciddiysen gerçekten, sevdiğine inanıyorum dedim ve kabul ettim. Herşeyimiz çok güzel olucak dedi, inandım. Sözlendik, askere gitti. 15 ay bekledim. Askerden geldi, ne olduğunu anlayamadan ayrıldık. Bir daha kimseyi sevemicem, hayatım o benim diye düşünüyodum. İlişkimizin çoğu gününde bana gözyaşı döktüren bu adam, bana daha büyük acılar yaşatmıştı. Psikolojimi bozdu, hayatın bittiğini sanmıştım ta ki ondan vazgeçene kadar
Nefret bile etmiyodum ki, bitmişti herşey. Bir kaç ay sonra geldi kapıya kadar, yalvardı yakardı, ağladı, özürler diledi. Olmaz dedim, ben seni artık sevmiyorum ki. İçimde bişey bırakmadın ki dedim. Olur dedi, sinirlisin diye böyle düşünüyosun dedi. Tekrar deneyelim dedi, sensiz yapamıyorum dedi. Üzülmesine dayanamadım, kabul ettim. Ailesi tekrar geldi, tekrar yüzük taktık.
Herşey yeniden başlamıştı, güzeldi de. Sonra yine aynı şeyler, ailesi yüzünden herşeyimiz bozuluyodu. Yine onların dolduruşlarına geliyodu. Sürekli tartışır olmuştuk eskisi gibi. Herşeyi atlatmıştık ama biz. 25 Eylül 2010 nikah tarihimizdi. Gelinliğimi diktirmiştim, eşyalarımı toplamıştım, evimizi tutmuştuk. Eylül-Ekim gelinleri başlığında yüzlerce mesajım vardı, heyecanımı dile getirdiğim. Şimdi ordan bu başlığa geçmek kısmetmiş. Ağustosun son günlerinde ayrıldık, nikaha 1 aydan az bi zaman kala. Ailesi yüzünden. Ve ben asla ne O'na ne de ailesine hakkımı helal etmiyorum. Allah'ım diyorum, bana ahımın çıktığını göster. 6. yılımızı doldumuştuk biz, 7. yılımıza girmiştik. Gelinliğimi giyemedim ben, gelin olamadım. Evimde bir kez yemek yiyemedim. Bana kendi evimde, kendi masamda bir lokma ekmek yediremedi bu adam, ailesi yüzünden. Bir bardak su içirmedi aldığımız buzdolabından. Ben bir kez kendi evimde, kendi yatağımda sevdiğim adamla uyanamadım.
1 ay oldu ayrılalı, ilk günkü acım yok artık. Ben bir kez atlattım bu ayrılığı, şimdi biliyorum ki bir kez daha atlatabilicem. Çünkü insan ölüme bile alışıyorken, ayrılığa da alışabilir. Allah'ım böyle insanlarda ahımızı bırakmasın inşallah...