• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

nişanlımın abisi

Zaten şu anda annesi bakıyormuş. Sizlik bir durum yok. Zamanı geldiğinde durumlar nasıl olacak? Zaten bence o zaman siz de bakamayacağınızi anlarsınız. Anne de var. Anne ne durumda olacak o zaman. Belki onun da bakıma ihtiyacı olacak. Belki de sizin anneye bakmanız gerekecek. Tabi Allah kimseyi düşürmesin de. Çok zor...
Siz kimsenin beklentisi yokken kendinizi ağır yükün altına koymayın.
evet şuan benlik bir durum yok, benimki biraz durup dururken dert edinmek sanırım:) doğmamış çocuğa dön biçmek hesabı:) söyledikleriniz doğru belki zamanı gelince annenin de bakıma ihityacı olacak ancak kendisi benimle de uğraşmayın bir yere yatırın arada ziyaret edin yeter diyen birisi. kendisinin de emekli maaşı var yani ne maddi ne manevi yük olmak isteyecek veya olacak birisi değil
 
merhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.

ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.

bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.

ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.

yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.
Sakın
 
Iyi de annesi bakamayacak duruma geldiginde o da bakima muhtac olacak hepsinin altindan kalkabilecek misiniz arti sizinde cocuklariniz olacak suan boyle soyluyorsunuz ama o is ayni evin icine girince ayni olmayacak siz simdiden birsey soyleyip sorumluluk altina girmeyin bence
 
yani karı koca eve giren miktar 10 binden biraz fazla olacak ancak evlilik vs derken borçlar da olacaktır. 5 bin yani gelirin yarısını bakımına verebilir miyiz bilmiyorum. gerçi kendisinin maaşı da var. bakalım her şeyi hayat gösterecek şuan kayınvalide hayatta ve sağlıklı, kendisi bakıyor. ben duygusallıkla biraz doğmamış çocuğa don biçtim
Kayinvalideniz mantikli olani soylemis. Bir savunmasiza annelik yapacaksaniz gercekten bir anneye ihtiyaci olan pek cok cocuk var,onlara yaparsiniz. Kendi cocuklariniz da olacak,belki bir sure calismayip onlara bakmayi tercih edeceksiniz,hayat insana turlu turlu surpriz hazirlar bunlarin disinda. Kendi hayatinizi bir baskasina gore yonlendirmeyin derim. Merhametiniz cok takdir edilesi bir durum tabi o kisimda ayakta alkislasam az ;) insallah guzel kalbinize gore cok daha guzel bir hayatiniz olsun cok mutlu olun
 
Iyi de annesi bakamayacak duruma geldiginde o da bakima muhtac olacak hepsinin altindan kalkabilecek misiniz arti sizinde cocuklariniz olacak suan boyle soyluyorsunuz ama o is ayni evin icine girince ayni olmayacak siz simdiden birsey soyleyip sorumluluk altina girmeyin bence
çok haklısınız, zaten ben hiçbir şey söylemedim, sorumluluk almadım, benden bekleyen birisi de yok bunu. kayınvalide örneğin ben yaşlanır elden ayaktan düşersem beni de bir bakım merkezine yatırın arada ziyaretime gelin diyen birisi. asıl benden mantıklı olan onlar kısacası :) ben de mantıklıyım da içimdeki terk etmişlik hissine yeniliyorum. kaldı ki niyr dert edindim belli değil şuan ikisi de sağlıklı ve bir arada
 
çok benzer durum bizde tam tersi. Benim bir down sedromlu abim var ve yıllarca annem ve babam baktı hala da bakıyorlar. ben cocukken hic bana abimin buyuk sorumluluklarını yuklemediler. en fazla gunduz annemle babam bir yere gidince abimle kaldim 1 2 saat o kadar. zaten cok sakindir ben ders calisirken o da tv izler vs.

evlendikten sonra bile annem ameliyat olunca babamda onun yaninda kalinca 1 2 gunlugune bende kaldı ki babam hemen gelip aldı annem eve cikar cikmaz. bırak kalsin baba dedim olmaz kizim seninde colugun cocugun işlerin var dedi.

esim abimi cok sever aynı sizin gibi. Bayılır abime cunku abim sakin ve tatlıdir abimi sevmeyen aile uyesi yoktur.

siz yapabileceginizden daha fazlasinin altina girmeye calismayin. bir kere sizde kalsa bile onu yikamak nisanliniza düser size degil.

Benim ailemin dusuncesi de bizden sonra bakim merkezine yerlestirin seklinde ama ben birgun dayanamadim hungur hungur agladim esimin karsisinda ona orada kotu davranirlarsa ben bu vicdan azabiyla nasil yasarim dedim.

esim uzulme dubleks bir eve geceriz abine biz isteyeken gelecek bakici tutatiz dedi..

Ama benin ailemin bunu karsilayacak maddi durumlari var. yani babamin bir kendi oturdugu birde kira getirisi olan evleri var. sadece o kiralarla bile abime bakici tutulabilir.

Zaten ailenin sizden abiyi yıkamanız gibi bir beklentisi yok. kendi kendinize daha fazla yukun altina girmeye calismayin.

engelli maasi cok dusuk degil diye biliyorum. babamin maddi durumundan oturu abimin oyle bir maasi yok. olmadi o maasin tamamını bakıciya verir evine kamera takarsınız. sizde yakin bir yerde oturup goz kulak olursunuz ve evin alisverisini yaparsıniz. abiyide bakici yıkar zaten ya da esiniz ama siz degil.
 
çok benzer durum bizde tam tersi. Benim bir down sedromlu abim var ve yıllarca annem ve babam baktı hala da bakıyorlar. ben cocukken hic bana abimin buyuk sorumluluklarını yuklemediler. en fazla gunduz annemle babam bir yere gidince abimle kaldim 1 2 saat o kadar. zaten cok sakindir ben ders calisirken o da tv izler vs.

evlendikten sonra bile annem ameliyat olunca babamda onun yaninda kalinca 1 2 gunlugune bende kaldı ki babam hemen gelip aldı annem eve cikar cikmaz. bırak kalsin baba dedim olmaz kizim seninde colugun cocugun işlerin var dedi.

esim abimi cok sever aynı sizin gibi. Bayılır abime cunku abim sakin ve tatlıdir abimi sevmeyen aile uyesi yoktur.

siz yapabileceginizden daha fazlasinin altina girmeye calismayin. bir kere sizde kalsa bile onu yikamak nisanliniza düser size degil.

Benim ailemin dusuncesi de bizden sonra bakim merkezine yerlestirin seklinde ama ben birgun dayanamadim hungur hungur agladim esimin karsisinda ona orada kotu davranirlarsa ben bu vicdan azabiyla nasil yasarim dedim.

esim uzulme dubleks bir eve geceriz abine biz isteyeken gelecek bakici tutatiz dedi..

Ama benin ailemin bunu karsilayacak maddi durumlari var. yani babamin bir kendi oturdugu birde kira getirisi olan evleri var. sadece o kiralarla bile abime bakici tutulabilir.

Zaten ailenin sizden abiyi yıkamanız gibi bir beklentisi yok. kendi kendinize daha fazla yukun altina girmeye calismayin.

engelli maasi cok dusuk degil diye biliyorum. babamin maddi durumundan oturu abimin oyle bir maasi yok. olmadi o maasin tamamını bakıciya verir evine kamera takarsınız. sizde yakin bir yerde oturup goz kulak olursunuz ve evin alisverisini yaparsıniz. abiyide bakici yıkar zaten ya da esiniz ama siz degil.
Aynen bahsettiğiniz gibi bir gün nişanlım bana ağlayarak ben onsuz ne yaparım onsuz bir hayatı onun olmadığı bir evi bilmiyorum dedi. Maaşı ne kadar diye ne yazık ki çok bilmiyorum ama dediğiniz gibi çok düşük değil sanırım. Ev de olabilir kaliteli bir bakım evi de. Onun rahatını ve em mutlu şekilde yaşamasını düşünmek bize düşüyor. Kendisi şuan annesi ile mutlu bir şekilde yaşamakta. Allah ikisine de uzun sağlıklı ömürler versin. Size hem çekirdek hem kurduğunuz ailenize ve abinize de :)
 
Aynen bahsettiğiniz gibi bir gün nişanlım bana ağlayarak ben onsuz ne yaparım onsuz bir hayatı onun olmadığı bir evi bilmiyorum dedi. Maaşı ne kadar diye ne yazık ki çok bilmiyorum ama dediğiniz gibi çok düşük değil sanırım. Ev de olabilir kaliteli bir bakım evi de. Onun rahatını ve em mutlu şekilde yaşamasını düşünmek bize düşüyor. Kendisi şuan annesi ile mutlu bir şekilde yaşamakta. Allah ikisine de uzun sağlıklı ömürler versin. Size hem çekirdek hem kurduğunuz ailenize ve abinize de :)
merhametli biri olduğunuz cok belli. Sükür benim eşimde öyle. oyle olmasa cok uzulurdum ama sırf merhametli diye ne aiilem ne ben esime kaldiramayacagı sorumluluklar yuklemeyiz. Ailem sirf abimin gelecegi icin ev alip kiraya verdiler mesela bize maddi anlamda zorluk olmasin diye.

maaslari 2 binden fazla diye biliyorum. birde annenin emeklisiyle birlesebiliyor diye biliyorum yani annesinin emeklisinden de kalacak abiye. tum hepsini bakıcıya verip sizde evin mutfak masrafini karsilarsiniz eve kamera takar her aksam ugrar vakit gecirirsiniz tabi bakiciyida siz yönetirsiniz.

Allah herkese mutlu huzurlu yuva nasip etsin. Engellilerimizi de iyi insanlarla karsılaştırsın.
 
merhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.

ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.

bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.

ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.

yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.

Bakim evi cok zor. Orda adapte olamaz. Herkes yabanci hersey yabanci. Hergun her vardiya baska hemsire calisacak. Annesindeki sabir calisan personelde herzaman olmayabilir. Herzaman sevgiyle yaklasan olmaz. Onun evde bir rutini var ve o kendini guvende hissettigi ortamdan koparirsaniz bence cok fazla dayanmaz. Yemek de yemez uzuntuden
 
aslında ne yalan söyleyeyim böyle bir sorumlulıuğu çooook zor buluyorum ve istemiyorum. ki benden bunu bekleyen de yok. ama yüzüne baktıkça, o bana Fear'ım (burada tabiki aslında ismim var) dedikçe onu bırakma düşüncesi öyle zor geliyor ki...

Annesi hayatta olan biri için şimdiden bu kadar düşünmek konu açmak gereksiz eger size kalacak olursa ilerde fikirleriniz değişir.
Bu konu sanki bana nişanlı burayı okusun ve sevinsin diye açılmış gibi geldi nisanliniz üye adınızı keşfetmiştir bu konuda da tartisma olmuştur falan öyle hissettim çünkü hiçbir gelin kocasının engelli abisine bakmak icin ozlemle o günü beklemez. O benim bebegim falan demez .
 
Bence gereksiz bir aksiyon içerisine giriuorsunuz. Nişanlıyken şu an durum size çok kolay gelebilir yani abiaine karşı beslediğiniz o sevgi ağır basabilir ki öyle de ama bir de annesiyle konuşun bakalım ne kadar yıpranmıştır? Dedem felçli ve aklı gidip geliyor 10 senedir, allah korusun ananeme bir şey olsa ne yaparız diye düşünüyorum. Bakmakla ilgili hiçbir çekincemiz yok ama ananemin baktığı gibi bakamayız mesela biz. Siz de öyle. Ayrıca çalışıyorsunuz, böyle bir şeye niyetiniz varsa eğer işi bırakmanız gerekiyor ve hayatınızı tamamen ona adapte etmeniz gerekiyor. Çünkü görünenin aksine o kadar zor ki hasta bakımı. Kendiniz de söylüyorsunuz bir aürü çekinceniz var ki daha işin içine girmeden yüz tane soruyla karşı karşıyasınız. Bir de içine girince işin daha karmaşık olacağını göreceksiniz. Abisine karşı sevgi duyup ilgilenmek ayrı, onun bakımını üstlenmek ayrı bir şey. Bakım evlerine çok soğuğuz ama aslında çok iyi yerler var ve bence onlar da kutsal bir iş yapıyorlar. Tanımadığınız bir insanın banyosundan dışkısına kadar ilgilenmek çok büyük anlayış istiyor. Bana kalırsa bu sevginizi sadece hoş vakit geçirmek ve gerektiğinde yardımcı olmakla sınırlayın. Bakmamak sizi vicdansız biri yapmaz aksinr yanınıza alıp iki ay sonra yapamıyorum gitsin demek yapar ki böyle bişeye alışkın değilseniz aşırı yıpratıcı bir süreç, dışardan göründüğü gibi değil, ben psikolojimin bozulduğunu hatırlıyorum dedemin hastalığında.
 
Fazla romantik bakmışsınız sanki. :) Düşüncesi sizi rahatlatmış, mutlu etmiş olabilir ama insan yeri geldi mi anasına-babasına, çocuğuna bakarken dahi zorlanıyor. Böyle bir yükün altına girerseniz çok yıpranırsınız.
 
merhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.

ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.

bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.

ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.

yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.
1.si şuan nişanlı olduğunuz ve olayın içerisine girmediğiniz için bu şekilde rahatlıkla konuşabiliyorsunuz. Ancak evlendiğinizde ve gerçeklerle yüzleştiğinizde durum hiç de böyle olmayacak.
Eşinizle özel zaman geçirmek isteyeceksiniz.
Ne olursa olsun hasta bir adam ve yaptıkları bir süre sonra batmaya başlayacak çünkü evliliğinize bile alışamamış olacaksınız.
Üstelik inanılmaz bir sorumluluk.
Yarın bir gün bebeğiniz olduğundaki zorlukları siz düşünün.
 
merhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.

ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.

bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.

ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.

yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.
Çok seviyor iyi anlaşıyor ve ona kıyamıyor oluşunuz bu sorumluluğu ölene kadar alabilceğiniz anlamına gelmiyor bence, kv niz allah gecinden versin ama oldu da vefat ederse düşünürsünüz bunları hem belki kadın oğlunu tanıdığı için ona bakımın zor olduğunu bildiği için bakım evini söylemiş , belki şuan ki fikrinizle bundan 5-6 belki 10 yıl sonra ki fikriniz aynı olmıcak evleniceksiniz sorumluluklarınız olucak çalışıyosunuz bide o insanı sabahtan akşama nasıl evde yalnız bırakcaksınız ilerde nasip olursa sizin de çocuklarınız olucak nasıl yetişceksiniz hepsine bence şimdiden bunları düşünmeyin ve kendinize bunu yapmayın kv nizin evladı nişanlınızın abisi onlar herşeyine katlanır ama siz ne kadar sevseniz de bir gün of derseniz bu olmaz
 
sizden tüm kalbimle özür dilerim öncelikle. ben yazdıklarınızda bi yere gelince “ başımıza mı kalacak ? “ gibi bir şey beklerken “ acaba bakımevine bırakmasak biz bakabilir miyiz ?” dediniz ya Allah ayağınıza taş değdirmesin. bu zamanda böyle vicdan kolay bulunmaz.
benim de sürekli bakıma ihtiyacı olan kardeşim var. otizmli ve görme engelli. ve bakımevine bırakma imkanım yok böyle bir şeyi düşünemiyorum bile. yalnız bırakılmış hissini yaşamasını istemiyorum. evliyim, eşim de bu konunun bilincinde. evlenmeden önce ben de aynı eşiniz gibi “ o benim kanım, canım “ dedim. ben ilerleyen sürece dair ise gündüz bakımevine gidip hem sosyalleşmesi hem vakit geçirmesi onun için iyi olacak akşamları da evime getirip ailesinden ayrı kalmayacak bir düzen kurmaya çalışacağım.

Allah yardımcınız olsun, sıkıntılı evet ama evde ya da bakımevinde bi düzen oturunca o şekilde gider. bakımevinde kalmasını seçerseniz de lütfen ama lütfen gözlerinizi dört açın. asla ihmal etmeyin.
 
Simdi olaya duygusal romantik bakiyorsunuz ama lavman yaparken , sifonu cekerken, bicaklari gozunun onunde yıkayıp silerken boyle dusunecegini hic sanmam. Karpuz kabugu düşürme bence njsanlinij aklina
 
Ben 26 erkek kardeşim 24 yasinda. Zihinsel engelli ve otizmli. Ben 6 yillik evliyim, 2 tane çocuğum var. geçmiste anneme babama birsey olsa ben bakarim diye düşünürdüm. Ama zamanla boyle olamayacagini gormeye başladım. Mesela yemek yedigimiz zamanlar eşim onun hep fazla yedigini soyler. Beklemeden yedigini vs. Onun icin kucuk detaylar ama kardesim icin dusunemeyecegi seyler. Kardeşimin de takintilari var. Ama temizlik konusunda degil. Belirli konular hakkinda surekli konusur mesela. Değişik değişik sorular sorar. Bunlara tahammul etmek hic kolay değildir.
Benim kardesim calisabilir durumda. Suan calisiyor.
Yine de ileride bakmayi cok isterim. Ama simdiden bunun muhakemesini yapamiyorum...
Esinizin daha buyuk sorunlari var sanirim
Insan lokmasini saymam icin bayağı sorun gerekir herhalde
 
Güzel yüreğiniz ve iyi niyetinizden dolayı tebrik ederim sizi. Çok sıkıntılı bir durum. Benim de annem rahatsız. Şu anda yürüteçle yürüyebiliyor, ama her geçen sene biraz daha düşüyor hali.Düzenli hastaneye götürüyoruz. Arada zaten ataklar geçiriyor, altından almamız gerekiyor bazen.

ama nişanlınızın kardeşi gibi, hastalığından zor yanı annemin psikolojik sorunları. Maalesef bizi sevemiyor oluşu, en saçma şeye kızdığında küsmesi, bizi evden kovması, evde iş yapanın burnundan getirmesi. Bir keresinde bezini değiştirdiğimde altını temizlemek istediğim için beni evden kovdu yine.

Yanında yardımcı kalıyordu kısa bir zaman kadar. 10 kere filan kadın değiştirdi, hepsini ağlatarak gönderdi, devamlı azarladığı ve hiç teşekkür etmediği için. İnat olsun diye gecenin bir körü kadınları uyandırıyor sebepsiz yere, türlü türlü işler işte. okb olmasa Da, beraber yaşamayı zorlaştıran şeyler.

annemlerin maddi durumu var. O sebeple hep babama, yanında yardımcı olması gerektiğini, eğer biz devamlı bakımıyla yüz göz olursak, çok yıpranacağımızı ve ilişkimizin bozulacağını söyledik.

Yani bir bakım evi filan asla düşünmeyiz ama hep kendi evinde kendi düzeniyle yaşaması gerektiğini düşünüyoruz.

nişanlınızın kendi evi mi bilmiyorum, öyledir inşallah. Eğer öyleyse, devletin bağladığı maaş ve annesinin emekli maaşıyla, bir yardımcı tutabilirsiniz diye düşünüyorum.

bakım evinde mutlu olabileceğini sanmıyorum. Okb siyle kimse ilgilenmez. Tuvalet, sifon, kapı kolu, tabak çatal uğraşmazlar.

mümkünse en güzeli, yine kendi evinde bir bakıcıyla yaşaması. Hatta bakıcı annesi varken de başlayabilir, alışması ve yardımcı olması bakımına belki daha ileride.

maaşları varsın bakıcıya gitsin. Siz evin diğer ihtiyaçlarını bile görseniz, devamlı yanınızda olmasından daha kolay olacaktır. Yine akşamları, hafta sonları ziyaret eder, beraber vakit geçirirsiniz.
 
veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi?
fikir sorduğunuz için gayet açık şekilde söylüyorum. annenin söylediği en mantıklısı...
hele de böyle ilk önce bir denemek sonra bakımevine bırakmak gibi bir hataya hiç düşmemelisiniz...
gerçekten altından kalkamayacaksınız zaten, adama bir düzen sunup sonra aaa olmadı biz seni bırakıcaz demek büyük bir yıkım olur onun için... şimdi anne var her şeyiyle o ilgileniyor ama eğer sizinle yaşarsa siz bunları hakkıyla yapamazsınız diye düşünüyorum.
en güzeli annenin önerisi. zaten bir çocuğun hakkında en iyiyi annesi bilir. ve kadın kararını vermiş zaten.
 
Back