- Konu Sahibi kelebeginkanadi
-
- #101
Son durumu anlatmak istiyorum.
Bunu da anlattıktan sonra bir daha yazmayacağım.
Nişanlım bu olayın üzerinden 3-4 gün geçtikten sonra benimle konuşmak istedi. Kabul ettim. Buluştuk konuştuk. Asla beni aldatmadığını, o siteye en son ne zaman bile girdiğini hatırlamadığını yeminler ederek anlattı. Peki kendisi girmiyorsa kim giriyordu? Onu da teknik bir açıklaması varmış, anlattı. Şimdi uzun uzadıya burda anlatmaya gerek yok. Olabilir mi? Belki. Ya ona inanacaktım ya da sana asla inanmıyorum diyip kesin olarak bitirecektim.
Peki dedim. Sana inanıyorum. Bu konuyu da burada kapatıyorum. Ama bir daha bu tarz bir şeyle karşılaşırsam ne olacağını biliyorsun, dedim.
Bunun üzerine ne olmasını beklersiniz kızlar? Nişanlımın sevinçten deliye dönüp etrafımda pervane olmasını, her şeyin daha iyiye güzele gitmesini değil mi?
Ben de öyle bekledim ama yanıldım.
Nişanlım birdenbire sanki benim yüzümden bu nişan atılmaya kadar varmış da sonra kendisi beni affetmiş gibi derin düşüncelere dalmaya başladı. Sürekli "korkuyorum" lafları. "Sen beni ya yine bırakırsan" lafları.
Buluşup konuştuktan 3 gün sonra, eften püften bir sebeple benimle bütün gün mesajlaşarak tartıştı ve sonuç olarak bir anda "bitti artık kasmaya gerek yok" dedi ve o akşam ailesi geldi. Neye uğradığımı anlayamadan yüzükler, takılar, eşyalar verildi alındı. Bu iş bitti.
Nişanlım aramadı, sormadı, barışmışken neden durduk yere bir anda bitirmeye karar verdi bilmiyorum.
Sonuç olarak bu hikaye böyle sona erdi.
lütfen okuosan ne olduğunu nişan atıldıktan sonra aranıp aranmadığını vs yaz...sana yana yakıla geri döncek çıldırcak ama sen başka rüzgarlara yelken bile açmış olcaksın herşey gönlünce olsun.
Aradan aylar geçti ve neler olduğunu anlatmak istiyorum.
Ayrıldıktan sonra kopamadık. İnternet üzerinden bazı paylaşım sitelerinden birbirimize imalı laflarla sürekli dokundurmalar yaptık. Beni ne kadar çok özlediğini, düşündüğünü, ağladığını yazıyordu. Ben de ölüyordum özlemden ama gururumdan aramıyordum. Bir gün beni aradı. Heyecandan öldüm ama açamadım, elim gitmedi telefona. Sesini duymaya onunla yüzleşmeye eski konuları tekrar konuşmaya cesaretim yoktu. Sonunda 14 Şubat gecesi bana bir mail attı. Ayrıldıktan sonra kimsenin bilmediği gizli bir blog açarak oraya her gün duygularını yazmış. Blogu okuyunca ağlamaktan öldüm. Beni ne kadar çok sevdiğinden, özlediğinden, her gününü aramamı bekleyerek geçirdiğinden, belki ona sürpriz yapıp yanına gideceğimi umduğundan ve daha bir sürü şeyden bahsetmiş. Ona ancak 2 saat sonra cevap yazabildim. Hemen arasaydın diye düşünenler çıkabilir ama yapamadım. Hem gurur, hem korku, hem çok kırgındım. Ona uzun bir cevap yazdım. Böylelikle mailleşmeye başladık. Özlemden ölüyorduk ama hala tartışmadan da duramıyorduk. O beni suçluyor ben de onu.
Böylelikle devam ettik. Mart ayının sonunda İstanbul'a gelecekti. Sonra tamamen haksız ve yersiz bir kıskançlık çıkararak gelmiyorum biletimi iptal ettim diye mail attı. Üzerne aradı. Ben yine açamadım. Üzerine "son kez seni seviyorum demek için aramıştım" diye mail attı. Ben şimdi o zamanki halime bakıyorum da, nasıl bu kadar katı olabilmişim ona bilmiyorum. Sanırım çok ama çok kırgındım ve ondan böyle tavırlar değil yumuşaklık, geri kazanma çabası bekliyordum bu sebeple de inatçılığa devam ediyordum. Sonuçta bana kızdığı için gelmekten vazgeçtiğini söyledi ve hatta iptal edilen biletinin kopyasını mail bile attı. Bunun üzerine 2 gün sonra İstanbul'a geldiğini ben internetten öğrendim.
Mailleşmeye başladığımız tarihten bu yana internetteki sosyal paylaşım sitelerinde bazı kişilerle olan muhabbetleri dikkatimi çekiyordu. Bu kişilerin hemen hepsini tanıyordum ama aralarında ismini cismini daha önce hç duymadığım bir kız ve kızın yakın arkadaşları olduğunu tahmin ettiğim 2-3 kişi daha vardı. Kız eski nişanlıma yakınlık gösteriyordu. Şüphelenip her sorduğumda çok eskiden bir arkadaşı olduğunu vs. söyledi. Tabii ki inanmak gelmedi içimden. Çünkü yalandı. Nitekim Nisan ayında İstanbul'a geldiğinde geldiği günün gecesi bu kız ve arkadaşlarıyla buluştuğunu yine sağolsun internet mucizesi sayesinde öğrendim. Üstelik yine internet ve araştırmacılığım sayesinde bu kızın nerede oturduğunu, ne iş yaptığını vs her şeyini öğrenmiştim. Ertesi sabah sevgilim kızın evine çok yakın bir yerde kahvaltıda olduğunu internette duyurunca içimden bir şeyler koptu. Demek ki gece birlikte geçirilmişti. Bunun üzerine onun anlayabileceği şekilde internete imalı bir şey yazdım. Hemen cep telefonuma inkar mesajı geldi. Bu olaydan bir kaç gün sonra sonunda yüzyüze görüştük. 4 aylık ayrılıktan sonra...
O saatlerin nasıl geçtiğini bırakın anlatmayı şu an hatırladığımda bile yoğun bir ağırlık hissediyorum üstümde. Aşk, sevgi, özlem, kızgınlık, öfke, şüphe, gözyaşı... Ne ararsanız bolca vardı. Ayrılmamıza zemin hazırlayan olayın bana bu konuyu açtıran olay olduğunu unutmuşçasına "bana güvenmediğini, her seferinde söz verip tamam dediğim şeyleri hiç yapmadığımı, ayrılık süresince onu hiç aramadığım için onu gerçekten istediğime inanamadığını" söyledi. Ben de kendime göre sebeplerimi söyledim. Tabii hepsi bahaneydi ona göre, seven insan ne olursa olsun dayanamaz arardı. Şüphelendiğim kızla ilgili sorularıma kaçamak cevaplar verdi, yüzüme bakamadı. Ben iyice üstüne gittim, elde ettiğim bilgileri de kullanarak nokta atışı sorular sordum. O gece evinde kaldın değil mi dediğimde hayır kalmadım dedi. Kaldığını biliyorum, yattınız mı doğru söyle dediğimde hayır evde başkaları da vardı ama yakınlaşma oldu diyerek ağlamaya başladı. Ben o anlarda nasıl sakin kalabildim bilmiyorum ama sevgilim karşımda ağlayarak pişman olduğunu, büyük bir hata yaptığını söylüyordu. Sonrasında ben kendimi kaybettim ve aylardır sadece onu düşünerek, ağlayarak, kendimi yiyip bitirerek, gözüm başka göze değmemişken, beni çok sevdiğini söyleyen bu adam nasıl başka biriyle yakınlaşabiliyor diye hırsla ağlamaya ve burada ben yok muydum diyerek kalbinin olduğu yere, göğsüne vurmaya başladım. O gece "nasıl yapıcaz nasıl tekrar bir arada kalıcaz birbirimize nasıl güvenicez" diye sorarak geçti.
Sonrasında bir kaç kez daha görüştük. Bu arada gün içinde mailleşmeler konuşmalar tam gaz devam ediyordu. Önceden olduğu gibi kıskançlık yapıyor ama hala daha sana güvenemiyorum demeye devam ediyordu. Ben bu süreç içinde eridim, bittim, yeniden bir araya gelelim mutlu olalım diye çırpındım. Onun işiyle ilgili sorunları vardı ve bunları bahane ederek yanında olmadığımı, sürekli sorun çıkardığımı, tek istediğinin ses çıkarmadan yanında duran biri olduğunu söylemeye başladı.
Ben ses çıkarmadan yanında durmaya razıydım ama diğer kız internette benim sevgilim olduğunu sandığım adam için "ben bu adamı seviyorum" ve daha başka bir sürü şey yazma cesaretini gösterecek kadar ileri gitmeseydi...
Sevgilim dediğim adama bunu sorduğumda inkar etti, aralarında hiçbir şey olmadığını kafamda sürekli paranoya kurduğumu, böyle yaparak her şeyi zorlaştırdığımı ileri sürdü. Ben ikilemde kalmış vaziyette çırpınıyordum resmen. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Bazı gün aramıyor sormuyor kendi haline bırakayım diyordum. Bu sefer ilişki için hiçbir şey yapmamakla suçlanıyordum. Bazen de dayanamayıp rest çekiyor, bir ilişkisi varsa aramızda hiçbir şey olamayacağını söylüyordum. Bazen de ilgiyle sevgiyle arıyor soruyordum. Ama hiçbir şekilde yaranamıyordum.
Bütün bu hikaye Mayıs sonuna kadar devam etti. Mayıs başında ona son restimi çektim ve o kızın varlığını inkar etmesine daha fazla dayanamayıp o varsa ben yokum dedim. Bunun üzerine defalarca aradı, onlarca mesaj attı ve en sonunda konuştuğumuzda "tek sorunumuz bu mu bizim?" gibi pişkin bir cümle söyleyebildi. Sonunda da "peki madem aramıyorum seni" diyerek kapattı telefonu. Sonra hakikaten bir daha hiç aramadı. Ben dayanamayıp bir kaç gün sonra aradığımda çok soğuk ve kısa konuştu. İşi vardır diyerek kısa kestim. Sonraki günlerim onun aramasını bekleyerek geçti. Ama bir şekilde anladım ki o kızla birlikte. Ona uzun bir mail attım. Cevap vermedi. Deliye döndüm, defalarca aradım, mesajlar attım. Hiçbirine cevap vermedi. En sonunda şunu yazdı: "Konuşacak hiçbir şeyimiz yok. Her şey bitti." Aramaya, mesaj atmaya devam ettim. Sevgilisi varsa yüzüme söylemesi, öyle bitirmesi için, telefonu açması için yalvardım. Yapmadı. Sonunda pes edip ona uzun bir veda maili attım. Hiç cevap gelmedi. Kalbim tuzla buz öyle günlerce ölü gibi dolaştım. Bu olaydan tam 1 ay sonra internette ilk defa bu şüphelendiğim kızla birbirlerine "sevgilim" diye hitap ettiklerini görünce çılgına döndüm. Kalbim yerinden sökülüyordu sanki.
Biraz uzun yazdığımın farkındayım. Ama olaylar öyle inanılmaz ki...
Devam edeceğim.
Aradan aylar geçti ve neler olduğunu anlatmak istiyorum.
Ayrıldıktan sonra kopamadık. İnternet üzerinden bazı paylaşım sitelerinden birbirimize imalı laflarla sürekli dokundurmalar yaptık. Beni ne kadar çok özlediğini, düşündüğünü, ağladığını yazıyordu. Ben de ölüyordum özlemden ama gururumdan aramıyordum. Bir gün beni aradı. Heyecandan öldüm ama açamadım, elim gitmedi telefona. Sesini duymaya onunla yüzleşmeye eski konuları tekrar konuşmaya cesaretim yoktu. Sonunda 14 Şubat gecesi bana bir mail attı. Ayrıldıktan sonra kimsenin bilmediği gizli bir blog açarak oraya her gün duygularını yazmış. Blogu okuyunca ağlamaktan öldüm. Beni ne kadar çok sevdiğinden, özlediğinden, her gününü aramamı bekleyerek geçirdiğinden, belki ona sürpriz yapıp yanına gideceğimi umduğundan ve daha bir sürü şeyden bahsetmiş. Ona ancak 2 saat sonra cevap yazabildim. Hemen arasaydın diye düşünenler çıkabilir ama yapamadım. Hem gurur, hem korku, hem çok kırgındım. Ona uzun bir cevap yazdım. Böylelikle mailleşmeye başladık. Özlemden ölüyorduk ama hala tartışmadan da duramıyorduk. O beni suçluyor ben de onu.
Böylelikle devam ettik. Mart ayının sonunda İstanbul'a gelecekti. Sonra tamamen haksız ve yersiz bir kıskançlık çıkararak gelmiyorum biletimi iptal ettim diye mail attı. Üzerne aradı. Ben yine açamadım. Üzerine "son kez seni seviyorum demek için aramıştım" diye mail attı. Ben şimdi o zamanki halime bakıyorum da, nasıl bu kadar katı olabilmişim ona bilmiyorum. Sanırım çok ama çok kırgındım ve ondan böyle tavırlar değil yumuşaklık, geri kazanma çabası bekliyordum bu sebeple de inatçılığa devam ediyordum. Sonuçta bana kızdığı için gelmekten vazgeçtiğini söyledi ve hatta iptal edilen biletinin kopyasını mail bile attı. Bunun üzerine 2 gün sonra İstanbul'a geldiğini ben internetten öğrendim.
Mailleşmeye başladığımız tarihten bu yana internetteki sosyal paylaşım sitelerinde bazı kişilerle olan muhabbetleri dikkatimi çekiyordu. Bu kişilerin hemen hepsini tanıyordum ama aralarında ismini cismini daha önce hç duymadığım bir kız ve kızın yakın arkadaşları olduğunu tahmin ettiğim 2-3 kişi daha vardı. Kız eski nişanlıma yakınlık gösteriyordu. Şüphelenip her sorduğumda çok eskiden bir arkadaşı olduğunu vs. söyledi. Tabii ki inanmak gelmedi içimden. Çünkü yalandı. Nitekim Nisan ayında İstanbul'a geldiğinde geldiği günün gecesi bu kız ve arkadaşlarıyla buluştuğunu yine sağolsun internet mucizesi sayesinde öğrendim. Üstelik yine internet ve araştırmacılığım sayesinde bu kızın nerede oturduğunu, ne iş yaptığını vs her şeyini öğrenmiştim. Ertesi sabah sevgilim kızın evine çok yakın bir yerde kahvaltıda olduğunu internette duyurunca içimden bir şeyler koptu. Demek ki gece birlikte geçirilmişti. Bunun üzerine onun anlayabileceği şekilde internete imalı bir şey yazdım. Hemen cep telefonuma inkar mesajı geldi. Bu olaydan bir kaç gün sonra sonunda yüzyüze görüştük. 4 aylık ayrılıktan sonra...
O saatlerin nasıl geçtiğini bırakın anlatmayı şu an hatırladığımda bile yoğun bir ağırlık hissediyorum üstümde. Aşk, sevgi, özlem, kızgınlık, öfke, şüphe, gözyaşı... Ne ararsanız bolca vardı. Ayrılmamıza zemin hazırlayan olayın bana bu konuyu açtıran olay olduğunu unutmuşçasına "bana güvenmediğini, her seferinde söz verip tamam dediğim şeyleri hiç yapmadığımı, ayrılık süresince onu hiç aramadığım için onu gerçekten istediğime inanamadığını" söyledi. Ben de kendime göre sebeplerimi söyledim. Tabii hepsi bahaneydi ona göre, seven insan ne olursa olsun dayanamaz arardı. Şüphelendiğim kızla ilgili sorularıma kaçamak cevaplar verdi, yüzüme bakamadı. Ben iyice üstüne gittim, elde ettiğim bilgileri de kullanarak nokta atışı sorular sordum. O gece evinde kaldın değil mi dediğimde hayır kalmadım dedi. Kaldığını biliyorum, yattınız mı doğru söyle dediğimde hayır evde başkaları da vardı ama yakınlaşma oldu diyerek ağlamaya başladı. Ben o anlarda nasıl sakin kalabildim bilmiyorum ama sevgilim karşımda ağlayarak pişman olduğunu, büyük bir hata yaptığını söylüyordu. Sonrasında ben kendimi kaybettim ve aylardır sadece onu düşünerek, ağlayarak, kendimi yiyip bitirerek, gözüm başka göze değmemişken, beni çok sevdiğini söyleyen bu adam nasıl başka biriyle yakınlaşabiliyor diye hırsla ağlamaya ve burada ben yok muydum diyerek kalbinin olduğu yere, göğsüne vurmaya başladım. O gece "nasıl yapıcaz nasıl tekrar bir arada kalıcaz birbirimize nasıl güvenicez" diye sorarak geçti.
Sonrasında bir kaç kez daha görüştük. Bu arada gün içinde mailleşmeler konuşmalar tam gaz devam ediyordu. Önceden olduğu gibi kıskançlık yapıyor ama hala daha sana güvenemiyorum demeye devam ediyordu. Ben bu süreç içinde eridim, bittim, yeniden bir araya gelelim mutlu olalım diye çırpındım. Onun işiyle ilgili sorunları vardı ve bunları bahane ederek yanında olmadığımı, sürekli sorun çıkardığımı, tek istediğinin ses çıkarmadan yanında duran biri olduğunu söylemeye başladı.
Ben ses çıkarmadan yanında durmaya razıydım ama diğer kız internette benim sevgilim olduğunu sandığım adam için "ben bu adamı seviyorum" ve daha başka bir sürü şey yazma cesaretini gösterecek kadar ileri gitmeseydi...
Sevgilim dediğim adama bunu sorduğumda inkar etti, aralarında hiçbir şey olmadığını kafamda sürekli paranoya kurduğumu, böyle yaparak her şeyi zorlaştırdığımı ileri sürdü. Ben ikilemde kalmış vaziyette çırpınıyordum resmen. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Bazı gün aramıyor sormuyor kendi haline bırakayım diyordum. Bu sefer ilişki için hiçbir şey yapmamakla suçlanıyordum. Bazen de dayanamayıp rest çekiyor, bir ilişkisi varsa aramızda hiçbir şey olamayacağını söylüyordum. Bazen de ilgiyle sevgiyle arıyor soruyordum. Ama hiçbir şekilde yaranamıyordum.
Bütün bu hikaye Mayıs sonuna kadar devam etti. Mayıs başında ona son restimi çektim ve o kızın varlığını inkar etmesine daha fazla dayanamayıp o varsa ben yokum dedim. Bunun üzerine defalarca aradı, onlarca mesaj attı ve en sonunda konuştuğumuzda "tek sorunumuz bu mu bizim?" gibi pişkin bir cümle söyleyebildi. Sonunda da "peki madem aramıyorum seni" diyerek kapattı telefonu. Sonra hakikaten bir daha hiç aramadı. Ben dayanamayıp bir kaç gün sonra aradığımda çok soğuk ve kısa konuştu. İşi vardır diyerek kısa kestim. Sonraki günlerim onun aramasını bekleyerek geçti. Ama bir şekilde anladım ki o kızla birlikte. Ona uzun bir mail attım. Cevap vermedi. Deliye döndüm, defalarca aradım, mesajlar attım. Hiçbirine cevap vermedi. En sonunda şunu yazdı: "Konuşacak hiçbir şeyimiz yok. Her şey bitti." Aramaya, mesaj atmaya devam ettim. Sevgilisi varsa yüzüme söylemesi, öyle bitirmesi için, telefonu açması için yalvardım. Yapmadı. Sonunda pes edip ona uzun bir veda maili attım. Hiç cevap gelmedi. Kalbim tuzla buz öyle günlerce ölü gibi dolaştım. Bu olaydan tam 1 ay sonra internette ilk defa bu şüphelendiğim kızla birbirlerine "sevgilim" diye hitap ettiklerini görünce çılgına döndüm. Kalbim yerinden sökülüyordu sanki.
Biraz uzun yazdığımın farkındayım. Ama olaylar öyle inanılmaz ki...
Devam edeceğim.
vay ş...siz nasıl yapar bunu sana yaaa iğrenç mahluk.çok sinirledim nedense. iyi olmuş kendi gibi birine yamandığı kurtulmuşsun ucuz heriften bence arkana bile bakma güzelim daha neler çıkar karşına.demesi kolay tabi yaşayan bilir ama.sen onun bir gün çok pişman olduğunu duyacaksın ama vakit onun için çok geç olacak...
Bu kadar tecrübesiz olmasaydınız, bir insanın değişmeyeceğini, haklıyken haksız duruma düşülmeyeceğini, gerçekten seven bir erkeğin başka kızlarla samimi olamayacağını bilirdiniz. Bu acı tecrübeniz için çok üzüldüm, yüzsüz bir insana değer verdiğiniz için.
Yorumlarınız için teşekkür ederim. Anlatmaya devam ediyorum.
Birbirlerine sevgilim diye hitap ettiklerini görünce sanki kalbimi yerinden söküyorlar gibi hissettim. O anda kıza ulaşıp her şeyi anlatmaya karar verdim. Nişanlımın, yani eski nişanlımın da göreceği şekilde kızla iletişime geçtim. Nişanlım delirdi, beni aramaya başladı. Hiçbirine cevap vermedim. Kız da bu arada telefon numarasını vererek lütfen beni arar mısın dedi. Aradım. 1 saatten fazla konuştuk. Meğer Şubat'ta sevgilim benimle ilk kez iletişime geçip mail attığında bu kızla da ilişkisi yeni başlamış. O günden beri 1 dakikamız ayrı geçmiyor, Nisan ayında da beni görmek için geldi İstanbul'a dediği anda elim ayağım boşaldı sanki. Ben de ona tüm yaşadıklarımızı anlattım. Şubat'tan beri yeniden görüştüğümüzü, İstanbul'a gelmeden evvel "senin için geliyordum ama kızdığım için gelmiyorum" diyerek biletini iptal ettiğini, geldikten sonra defalarca görüştüğümüzü anlattım. Kız şok geçirdi. Meğer benimki kıza "senin kadar kimseye aşık olmadım, hemen evlenelim" diyormuş! Arkadaşlar yaşadığım ve hala daha yaşamakta olduğum üzüntüyü anlatacak kelimeyi bulamıyorum, yok. Olan biten her şeyi birbirimize anlattık. Bu arada eski nişanlım kızı iş yerinden ve arkadaşlarının telefonlarından ısrarla arıyormuş. Benim yalancı olduğumu, ikisini ayırmaya çalıştığımı, zaten aylardır onu tehdit ettiğimi söylüyormuş. Kız benim değil onun yalan söylediğini anlamıştı ama sevdiği için de ona inanmak istiyordu. Bunun için de mailleşmelerimizden örnekler istedi. Ben de gönderdim. Zaten açık seçik her şey okunabiliyordu maillerde. Diğer kızı sürekli inkar edişi, beni sevdiğini özlediğini söyleyişi... Bu sefer de mailleri benim hazırladığımı, tarihlerini değiştirdiğimi söyleyerek ikna etmeye çalışmış. Tabi kim inanır? Kız benim doğru söylediğime ikna oldu ve onu terk etti. Ben ise hala ısrarla yalan söyleyen ve beni değil o kızı kazanmaya çalışan eski nişanlımdan hırsımı alamayıp uzun bir mail attım ve kızı da maile koydum. Bütün yalanlarını bir bir sıraladım, tarih vererek yaptığımız her şeyi anlattım. İkimizi birden nasıl idare ettiğini ortaya serdim. İnanılmaz ama yalan söyleyerek inkar etmeye devam etti. Sözde bana "benim sevgilim var" demiş ama ben kabullenmemişim peşini bırakmamışım. İlk buluştuğumuz gün o kızla görüştüğünü anladığımı söyleyip "yattınız mı" diye sorduğumda bana "hayır saçmalama ama yakınlaşma oldu" demişti, pişman olduğunu, artık görüşmediklerini söylemişti. Mailime yazdığı cevapta ise o soruma "evet yattık sevgiliyiz biz" diye cevap verdiğini benim bunun üzerine delirip ona vurduğumu ve ağladığımı, bu davranışımdan korktuğu için de sonradan inkar yoluna gittiğini utanmadan yazdı. Daha bir sürü yalnla, inkarla mail silsilesi devam etti. Sonunda diğer kız "bütün bu olan biten iğrençlikleri unutmak istiyorum" tarzı bir şeyler yazarak veda etti. Ben de bir daha ikisini de arayıp sormadım.
Bu olaydan yaklaşık 2-3 hafta sonra, tabii internetteki takip alışkanlığımı ve merakımı henüz bırakamadığımdan gördüm ki bu ikisi yeniden birlikte! Eski nişanlımın ikna konusunda ne kadar maharetli olduğunu bildiğimden böyle bir şeyi tahmin ediyordum ama kız aklı başında, düzgün birine benziyordu ve bana söylediklerinden ve yazdıklarında da böyle bir yalan dalgasını ve aldatılmayı asla kabullenmeyeceği sonucunu çıkardığım için onu affetmiş olmasına gerçekten çok şaşırdım. Dayanamayıp kıza bir mail attım ve onca olana rağmen neden hala onunla birlikte olduğunu sordum. Yoksa benim yalancı olduğuma mı inandırılmıştı? Kız cevabında çok zor zamanlar geçirdiğini ama ondan bir türlü ayrılamadığını, üstelik de yakında evleneceklerini yazdı. Bunun üzerine telefonda konuştuk ve eski nişanlımın o olaydan sonra yine hemen İstanbul'a geldiğini, yalvar yakar ağlayarak bir daha asla böyle bir şey yapmayacağını, çok pişman olduğunu, bütün bunları beni üzmek için yaptığını, bir an önce evlenmek istediğini söylediğini, hatta kızı hemen ailesiyle tanıştırdığını ve nikah gününe karar verdiklerini öğrendim. "2 hafta sonra evleniyoruz ve umarım bir daha hayatımız boyunca böyle bir sorun yaşamayacağız" dedi bana. Oysa o "sorun" yalnızca ikisi arasında yaşanmamıştı. Ben ikinci kez paramparça edilmiştim. Kandırılmıştım. Ona olan inancım ve aşkım kullanılmıştı. Onu asla affetmeyeceğimi, benim ahımı almış olarak bir yuva kuracaklarını söyledim ve yine de mutluluklar dileyerek telefonu kapattım.
Geçen hafta sonu evlendiler. Düğün fotoğraflarını gördüm. Dansederlerken... O günden beri sanki yokum, yaşamıyorum. Neler hissettiğimi, ne düşündüğümü çok az kişinin anlayacağını sanıyorum. Belki bu acılar geçecek, her şey unutulacak. Ama çektiğim acı kalbime öyle derin bir iz bıraktı ki, sanırım sonsuza kadar orası hep sızlayacak...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?