biraz uzun olacak ama sıkmadan anlatmam gerek içimdekileri.
ağrı'nın çok küçük bir ilçesine eylül 2013'te atandım.
geldiğimde sudan çkmış balık gibiydim kime güvenicem nerede kalıcam vs hep sorundu.
öyle bir zamanda tanıştık, bana çok çok destek oldu.
eşyam olsun yerim olsun rahatımı sağladı. bu arada konuşmaya başladık.
ona vuruldum diyemem ama inceden hoşuma gidiyordu birinin benimle bu kadar ilgilenmesi.
derken burası çok çok küçük bir yer olduğu için dedikodular başladı. rahatsız oldum.
farketti hemen benim niyetim ciddi dedi. tanıştıktan 2,5 ay sonra ailesini gönderdi. bizimkilerle tanıştırdı.
bu arada ikimizde ailelerimizden ayrı tek yaşıyoruz. o okulundan bir öğretmen arkadaşıyla evini paylaşıyor.
ailem de süper bulmasa da kötü bir şey de demediler. dindar bir aileyizdir biz. kimsenin hayat şekli beni ilgilendirmez
ama eşimin ve ailesinin ki ilgilendirir o yüzden yazıyorum alkol ve diğer şeyleri.
abim 25 yaşındasın ne bekliyorsun bu devirde senin için sigara alkol kullanmıyorsa daha ne anlaşmasına bak der gibi konuştu.
"yaşın geçiyor ve kimseyi beğenmiyorsun" a getirdi yani. neyse. o da bana alkol sigara kullanmadığını söyledi. namazındaydı.
ailesini gönerdi o kadar falan diyorum içimden. ama gene de bir sıkıntı var işte özgürlüğümü seviyorum. sorumsuz yaşamayı.
tutturdu şubatta nişan yapalım diye. ben mayıs ya da haziran olsun dedim acelem yoktu. güzel laflarla,
herşey çok güzel olacaklarla ikna etti. ama olmadı ya da ben abarttım bilemiyorum.
nişan kıyafeti bakarken 160 tl ye bir bluz beğendim çok pahalı dedi. daha vaktimiz var indirime girerse alırım ya da başka şey bulurum dedim.
indirime girdi aldım ama o zamana kadar ne seçtiysem "pahalı" dendi vs.
1 şubatta nişanlandık. ailelerimiz başka şehirlerde o yüzden ben fotocuyu kuaförü falan ayarladım. fiyatlarını falanda söyledim,hepsine tamam dedi.
nişandan bir gün önce o fotocu pahalı dedi. dış çekim+istediğin kadar foto DVD+ iki aile albümü+1 büyük albüm+1 cep albüm =500 tl idi.
tamam dedim. hala itiraz yok benden. sonra o bir yer buldu son gün ben beğenmedim bu sefer. mecbur kaldık mahallenin fotocusuna.
fonlu çekimler yaptık stüdyoda zevksiz duruşlarımızla. 20 dk ya şipşak demode deriyle kaplı 1 büyük albüme 300 tl verdi.
nişandda alyansım ve kayınvalidenin seçtiği bileklik dışında bir şey olmadı. sonra konu açıldı ben o fotoları beğenmedim dedim. e çektirmeseydin,
bir daha bir şey istemiyorsan o anda söyle dedi. ciddiye almadım geçtim. erken davranalım eşyalarımızı seçelim sonra kampanya flan yakalarsak alalım dedim. çünkü ağustosta düğün planlıyoruz. alacağımızda sadece beyaz eşya, yatak odası ve iki kanepe. çünkü burada uzun süre kalmayacağız.
tayinciyiz ve ev küçük. ağrı gibi bir yerde kurutmalı çamaşır makinesi almak istediğimi söyledim. film ondan sonra koptu.
hep pahalı şeyler istiyormuşum. duygusal davranıyormuşum. onun bütçesi belliymiş vs. sanki her şeyi tek başına alacakmış gibi bir de böbürlenmeler.
sen taksitleri ödeyeceksinde ben armut mu toplayacağım dedim. senin kadar ben de eve para getiricem dedim. olsunmuş o araba almak istiyormuş.
kurutma gereksizmiş ve. neyse küsüp kızıp tartışıp kurutmalı makineye razı ettim daha doğrusu mecbur bıraktım.
bu seferde gene bana sormadan bir marka belirlemiş bunu alıcam diyor. ben süs bebeğiyim zaten bana bir şey danışmasına gerek yok tecrübeli annesi
ile kendisi karar veriyor zaten. ben kimim ki? gelin miyim? o da evleniyormuş o da kullanacakmış bunları, onun da söz hakkı varmış (iyi de bana hiç söz hakkı vermiyorsun ki?!), ben anlamazmışım bu işlerden vs. 1 ay bu çamaşır makinesi meselesi konuşulduktan sonra
gelelim benim için ilişkiyi %100 bitiren harekete: nişanlım yds için erzuruma gitti. ctesi gitti pazar döndü. pazar sabahı dayımı kaybettik.
annem istanbulda ağlıyor ben ağrı'dan oraya gidemiyorum içim acıyor. nışanlım sınavdan çıkınca söyledim sadece başın sağolsun dedi bıraktı. ağrı merkeze geldiğnde bir daha aradı sesin kötü dedi. dayımı kaybettik çok üzgünüm dedim haaa unuttum dedi!! akşam 7 gibi aradı
-napıyosun
-iyiyim yemek yedim oturuyorum
- ohhh sen yemeğini ye bir güzel biz de burada uğraşalım nişanlım ne yiyor diye merak etmek yok. neyse sen beni hiç özlememişsin bir görüşelim demiyorsun
-(sesimi yükselttim) sen benimle dalga mı geçiyorsun? bugün dayım öldü benim seninle keyif çatamam bu halde. ne kadar bencilsin.
-(sözümü keserek) tamam tamam yaa unuttuk
konuşma bu kadar. ardından ne annemi ne babamı arayıp başsağlığı dilemedi. zaten ailesi hak getire.
sizce böyle yapan birisi bana ne kadar değer veriyordur? bence hiç. onun derdi arabası olun, evinde sıcak yemek olsun ve yanında güzel bir kadın olsundu.
bir süre görüşmemek istedim. ikimizde sakinleşelim diye. kabul etmedi. habersiz okula gelmeler kapıma dayanmalar falan. yarım saate kafedeyim gel demeler. dayanamadım verdim yüzüğü. aklım rahat. cidden bu ilişki hiç mantığıma yatmıyordu ama vicdanım ve kalbim susmuyor.
ilişkiye ziyan mı ettim? acaba düzeltebilir miydik? canım acıyor yani....
tebrik ediyorum çok doğru bir karar vermişsin