Neden İnsanları Kırarız?

V

VenhaR

Ziyaretçi
İnsanları kırmak kolay, oysa yeni dost kazanmak
zordur. Her zaman böyle olur, yapmak zor, dağıtmak ise
kolaydır. Bazen bunu isteyerek yaparız. Sonuç da ne
olur? Arkadaşlık ilişkimiz biter. Köprüleri atmış
oluruz. Hiç düşündünüz mü "Neden bunu yaparız?" Bir
sebebi varmıdır? Çoğu zaman sebebini de bulamazsınız.
Bir anlık duygu-davranış durumumuzun sonucudur bu.
Öfke, kin, hırs, intikam bu kararı vermemize yani
köprüleri kolayca atmamıza neden olur.

Bir de olayın başka yönü var. Kimse kimseye mecbur
değildir, kimse kimseyle aynı evde yaşamak, aynı iş
yerinde çalışmak zorunda değildir. İsteyen kapıyı açar
gider. Kapanan o kapı, atılan köprü gibidir. Kapı bir
daha açılmayabilir.

Oysa her bir insan ayrı bir dünya demekdir ve onlardan
öğreneceklerimiz vardır. Bunu da bilmek lazımdır.

Biz ise insanlardan ayrıldığımız zaman nedense onları
cezalandırdığımızı düşünürüz. Oysa bir bakıma
kendimizi de cezalandırırız. Bunun da
farkındamıyızdır? Tartışmada haklı da olabiliriz. Bu
geçerli bir sebepmidir? Önemli olan sebep mi yoksa
sonuç mudur? Haklı olup, dost kaybedip, yalnız kalmak
iyimidir?

Hatırlamak gerekir. "Hayat oyun değildir." Hata yapıp,
affedilme şansımız çoğu zaman yoktur. her şeyi kolayca
silemeyiz.

Mantığımızı ya da çıkarlarımızı her zaman iyi
kullanamayız. Duygularımız çoğu zaman ön plana çıkar
ve duygularımız mantığımızı dinlemez. Bu nedenle
"kafanı kır, ama kalp kırma" prensibine uymamızda
fayda vardır. Çünkü kalp evdeki vazonuz gibidir.
Kırın, dünyanın en yapıştırıcısı ile yapıştırın ilk
hali gibi olmaz, biraz bozulmuştur, kırılmasından
dolayı izler vardır üzerinde, hem de hiçbir şekilde
geçmeyecek olan izlerdir bunlar. Unutmayalım.
 
X