• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ne zaman cikacagim bu cenderenin icinden 😔

Onları kabul etmek bizim en temel görevimiz değil mi? Karın doyurmak nasıl en temel ihtiyaçsa ruh doyurmakta öyle. Bakın ben her istediğini yapın, hiç ağlatmayın demedim farkındaysanız. Disiplin olmalı ama pozitif bir dille olmalı. Çocuk yapmaması gerekeni yine yapmayacak ama öfkelendi ya da üzüldü diye anne sevgisinden mahrum bırakılarak cezalandırılmayacak. Ben bireysel olarak hiçbir annenin çocuğuyla ilişkisine karışma hakkını kendimde görmem ama burayı birsürü anne okuyor. Kafası karışık annelere yanlış tavsiye verilmesini de doğru bulmuyorum. Sözlerimi kişisel algılamayın lütfen.
Hayır onların olumsuz davranışlarını kabullenmek en temel görevimiz değildir. Ama Yaptıkları hataların bedeli olduğunu öğretmek temel görevlerimizden biridir.
 
Benim çocuklarım güvenli bağlanma dönemini geçeli çok oldu. Altta yatanı bulmak tabi ki önemli ama her huysuzluğun altında da böyle şeyler yatmaz tek derdi kendini kabul ettirmektir. Ve bunu görmek çok da zor değildir.
Yalnız ben güvenli bağlanma demedim.
Altta yatan şeyler bu yaşımda bende de oluyor. O gün başka şeye sinirleniyorum herkese soğuk davranıyorum mesela. Yada sinirli oluyorum saçma bir şey sordu diye bağırıyorum. Sizin olmuyor mu?
Çocukların da oluyor. Onları anlamak empati yapmak disiplin kurmak için cezalandırmaktan daha çok işe yarıyor.
 
Hayır onların olumsuz davranışlarını kabullenmek en temel görevimiz değildir. Ama Yaptıkları hataların bedeli olduğunu öğretmek temel görevlerimizden biridir.
Bedel ödetmek göreviniz değil. Sakin bir liman olmak, her zaman yanında olacağını göstermek göreviniz. İleride acımasız dünyayla tanışınca bir limanı olduğunu bilmesi daha güvende hissettirir.
Dediğim kitapta da yazar disiplinli yada ceza sistemi içinde büyüyen çocuklar daha gergin yada sinirlidir. Yada ailesini kısa sürede çözer evde melek okulda daha farklı iki çocuk gibi olur. Kısa süre sonra da siz zaten çocuğunuzun kötü yanlarını sizden saklamasıyla yanlışını doğrusunu çoğu zaman öğrenemezsiniz.
Sert bir ebeveyne mi bir derdiniz olunca gidersiniz yoksa yumuşağa mı? Aman bir de o kızacak şimdi ben kendim hallederim der çocuk.
 
Görmezden gelmek her zaman ceza değildir. Olumsuz davranışı söndürücü olarak kullanırız. Eğitim bilimlerinde de yeri vardır. Yaptığınız açıklamaya rağmen çığlıklar devam ederse görmezden gelirsiniz. Çünkü çocuğun yaptığı insan kullanma yollarını denemektir
Yıllardır kullanılan yöntemlerin tamamı doğru olsa sizce şuan bu kadar psikolojisi bozuk bir toplum olur muyduk? Koşulsuz sevgi istisnasız herkes için şifalıdırlıdır.
Şöyle düşünün sizi çok üzen birşey var ve bu eşinize çok saçma geliyor ama siz gerçekten çok üzgünsünüz. Gidip bir arkadaşına diyor ki poyrazkedi de bu konuyu ne kadar uzattı ağlayıp duruyor ne yapsam? O arkadaş ama ne uğraşıcaksın bırak gözünün görmediği yerde ağlasın sakinleşince gelir diye bir tavsiye vermesini mi istersiniz yoksa sana saçma gelse de üzülmüş belli ki sarıl, sonra yap bir kahve sor bakalım derdi neymiş demesini mi? Hangisi değerli hissettiriyor? Olay tam olarak bu, sadece biraz empati.
 
Görmezden gelmek her zaman ceza değildir. Olumsuz davranışı söndürücü olarak kullanırız. Eğitim bilimlerinde de yeri vardır. Yaptığınız açıklamaya rağmen çığlıklar devam ederse görmezden gelirsiniz. Çünkü çocuğun yaptığı insan kullanma yollarını denemektir

Bakın bir meslektaşınız olarak rica ediyorum. Lütfen thomas gordan ın etkili anne ve baba olmak kitabını okuyun. Tüm bu bahsettiklerinizi anlatıyor. Ergenlikte en çok işinize yarar. Lütfen
 
Yıllardır kullanılan yöntemlerin tamamı doğru olsa sizce şuan bu kadar psikolojisi bozuk bir toplum olur muyduk? Koşulsuz sevgi istisnasız herkes için şifalıdırlıdır.
Şöyle düşünün sizi çok üzen birşey var ve bu eşinize çok saçma geliyor ama siz gerçekten çok üzgünsünüz. Gidip bir arkadaşına diyor ki poyrazkedi de bu konuyu ne kadar uzattı ağlayıp duruyor ne yapsam? O arkadaş ama ne uğraşıcaksın bırak gözünün görmediği yerde ağlasın sakinleşince gelir diye bir tavsiye vermesini mi istersiniz yoksa sana saçma gelse de üzülmüş belli ki sarıl, sonra yap bir kahve sor bakalım derdi neymiş demesini mi? Hangisi değerli hissettiriyor? Olay tam olarak bu, sadece biraz empati.
Bahsettiğim kitapta çok güzel bir kısım vardı. Çocuklar sizce kötü niyetli küçük insanlar mı? Yani dünyayı anne babasına dar etmeye yeminliler mi diyor? Hayır elbette onlar sadece hayatı öğrenmeye çalışan, beynini henüz tam kapasite kullanamayan bu nedenle daha çok yardıma ihtiyaç duyan insanlar. Bu ihtiyaçlarını görmezden gelip onları kötü niyetli olaral baştan hüküm verip anlamadan cezalandırırsak ne olur diye de soruyor. Doğrusu bu evet sert oldukça çocukda aslında uzaklaşıyor. Bize olan güvenini kaybediyor. Bizden bir şeyler saklamaya başlıyorlar.
 
Onları kabul etmek bizim en temel görevimiz değil mi? Karın doyurmak nasıl en temel ihtiyaçsa ruh doyurmakta öyle. Bakın ben her istediğini yapın, hiç ağlatmayın demedim farkındaysanız. Disiplin olmalı ama pozitif bir dille olmalı. Çocuk yapmaması gerekeni yine yapmayacak ama öfkelendi ya da üzüldü diye anne sevgisinden mahrum bırakılarak cezalandırılmayacak. Ben bireysel olarak hiçbir annenin çocuğuyla ilişkisine karışma hakkını kendimde görmem ama burayı birsürü anne okuyor. Kafası karışık annelere yanlış tavsiye verilmesini de doğru bulmuyorum. Sözlerimi kişisel algılamayın lütfen.
Burada herkes disiplinli olmaktan ve davranış düzeltmekten bahsediyor zaten. Ama siz insanları çocuklarına küsmeye ceza vermeye hazır bekleyen insanlar gibi yorumluyorsunuz. Hep melek olunmaz, annelik bu değil. Gerektiğinde çocuğun kokacağı utanacağı insan da olmak zorundasınız. Koşulsuz destek 1.5 yaşına kadar şarttır sonrasında kurallar ve yaptırımlar gereklidir
 
Bahsettiğim kitapta çok güzel bir kısım vardı. Çocuklar sizce kötü niyetli küçük insanlar mı? Yani dünyayı anne babasına dar etmeye yeminliler mi diyor? Hayır elbette onlar sadece hayatı öğrenmeye çalışan, beynini henüz tam kapasite kullanamayan bu nedenle daha çok yardıma ihtiyaç duyan insanlar. Bu ihtiyaçlarını görmezden gelip onları kötü niyetli olaral baştan hüküm verip anlamadan cezalandırırsak ne olur diye de soruyor. Doğrusu bu evet sert oldukça çocukda aslında uzaklaşıyor. Bize olan güvenini kaybediyor. Bizden bir şeyler saklamaya başlıyorlar.
Evet çocuk nedense bizim toplumumuzda dünyaya yanlış gelmiş, sonradan anne babası tarafından düzeltilmesi gereken birşey gibi. El kadar bebeklere bile kucak istedi diye anneyi kullanıyor diye bakan bir toplumuz malesef ama değişecek yavaş yavaş olacak ama değişecek. Tarihte çocuğun değeri ilerleyen her nesilde yavaş yavaş artmış. Biz bir ucundan tutarsak bizim çocuklarımızda tam olmasa da sonraki nesilde çok şey değişecek ben inanıyorum.
 
Burada herkes disiplinli olmaktan ve davranış düzeltmekten bahsediyor zaten. Ama siz insanları çocuklarına küsmeye ceza vermeye hazır bekleyen insanlar gibi yorumluyorsunuz. Hep melek olunmaz, annelik bu değil. Gerektiğinde çocuğun kokacağı utanacağı insan da olmak zorundasınız. Koşulsuz destek 1.5 yaşına kadar şarttır sonrasında kurallar ve yaptırımlar gereklidir
Ben öyle yorumlamıyorum. Ağlayan çocuğu sakinleşene kadar odasına göndermek duygusu için cezalandırmaktır zaten. Disiplin olmalı ama pozitif dille olmalı aksi takdirde dıştan denetimli çocuklar yetişiyor.
Fikrinizi değiştiremeyeceğim net, uzatmak istemiyorum ama tekrarlıyorum lütfen başka annelere bunu tavsiye vermeyin, çünkü yanlış. Türkiye kadınların dışarı çıkmaya korktuğu bir ülke haline gelmeye başladıysa sebep koşulsuz sevgiyle büyütülen çocuklar değil buna emin olun.
 
Bende buradaki yorumları okuyorum bende tecrübesizim
Benim çocuğum daha 1 yaşında
Aşırı aglak o da.
Mesela elinden istemediği birşeyi alınca aşırı tepki veriyor aglamalar felan
Hatta şimdi küsme çıkardı yanimizdan gidip salonda ağlıyor sonra resmen peşime geliyorlar mi diye bakıp kaçıyor.
Ben de ağlamasınin bitmesini bekliyorum mutfağa geçiyorum sonra peşime gelmiş
Bunu sürdürmek zor ama aslinda dediğini yapmamak lazim.
Ağlama onların en büyük silahı.
 
Ortada bir sebep olmadığını nereden biliyoruz?
Bir şey var,ama şimdilik bilinmiyor sadece..

Yazmışım zaten uzmandan yardım alın diye. Siz şimdi neyin tartışmasına girmek istiyorsunuz gerçekten anlamadım. Herkesin çocuk yetiştirme şekli farklı, tek bir doğru yok tek bir çocuk olmadığı gibi. Kendi çocuğunuzu istediğiniz şekilde yetiştirirsiniz ama beni daha fazla böylesine gereksiz bir şekilde eleştirmek amaçlı alıntılamayın lütfen
 
Bende buradaki yorumları okuyorum bende tecrübesizim
Benim çocuğum daha 1 yaşında
Aşırı aglak o da.
Mesela elinden istemediği birşeyi alınca aşırı tepki veriyor aglamalar felan
Hatta şimdi küsme çıkardı yanimizdan gidip salonda ağlıyor sonra resmen peşime geliyorlar mi diye bakıp kaçıyor.
Ben de ağlamasınin bitmesini bekliyorum mutfağa geçiyorum sonra peşime gelmiş
Bunu sürdürmek zor ama aslinda dediğini yapmamak lazim.
Ağlama onların en büyük silahı.
Benimde biri elimden zorla birşeyi çekip alsa çok öfkelenirim bu normal değil mi? Üstelik 1 yaşındaysam ve dünyayı keşfetmek konusunda sonsuz merakım varsa hayat memat meselesi haline getirebilirim.
Bir de merak ettim bebeğinizin en büyük silahı ağlamaksa bu ilişkide sizin en büyük silahınız ne?
 
Iyi aksamlar herkese. Cok doluyum icimi bir yere bosaltmazsam patlayacagim. Benim sorunum cocuklarimin her anlamda sabrimi sonuna kadar zorlamalari. Dayanacak gucum kalmadi yildim tukendim adeta. Belki diyeceksiniz her cocuk boyle ama benimkiler normal boyutta degil inanin. Oglum dogdugundan beri herseye ama herseye aglayan bir cocuk su an 4 yasinda kararlilikla bu huyunu surduruyor. Soyledigim seylerin 99% 'a Itiraz ediyor. En basit ornek okuldan gelince guzellikle hadi sofraya oturmadan ellerimizi yikayalim diyorum kiyameti kopariyor. Banyoya soktugumda basini sampuanliyorum en hassas sekilde ama yinede aglama krizlerine giriyor. Sac taratmiyor yuz yikatmiyor. Oyuncaklarini toplamak gibi bir huyu zaten yok asla elini birseye surmez. Surekli aglamak icin bahane ariyor onun aglamasina gram tahammulum kalmadi 😔 Isteklerini elde etmek icin tum sinirlari zorluyor asla anne baba otoritesini kabul etmiyor. Kizimda 2 yas sendromuna girdi ogluma gore bir nebze daha iyi ama oda gitgide abisini ornek aliyor. Her gordugunu istiyor her istegi yerine gelsin istiyor gelmeyince aglama krizlerine giriyor. Herseyimiz zor geciyor ne yaptigim kahvaltidan birsey anliyorum ne yedigim yemekten. Her sofraya oturusum yemegin (mecazi anlamda) burnumdan gelmesiyle sonuclaniyor. Cocuklarim kendi baslarina uyumazlar oglen kizimin uykuya dalmasi 45 dakikayi buluyor aksam ikisini birden yataga koyup uyumalarini bekliyorum bazen 1.5 saati buluyor uyumalari. Onlar yatana kadar hem fiziken gem ruhen cokme derecesine geliyorum. Kizim hala uyaniyor geceleri 2/3 kez kalkip sut isitiyorum vermesem catlayana kadar agliyor. Sabah 6 gibi uyaniyor uyku resmen haram bana. Esimle bir yildir ayri uyuyoruz cocuklardan dolayi onunlada pek iyi degiliz. Her hafta sonu çocuklari disari cikariyoruz ama eve donene kadar ikimizde pert oluyoruz. Kizim arabada durmuyor gidecegimiz yere varana kadar agliyor. Oglumda gezi boyunca birseyleri bahane edip agliyor. Mizmiz seklinde degil aglamasi kavga cikara cikara bagira bagira agliyor ben boyle birsey gormedim hayatimda. Disari cikmasak olmuyor dort duvar arasinda iyice bunaliyoruz. Ben ne zaman biraz rahat yuzu gorecegim. Cocuklarim ne zaman herseye direnmekten vazgececek. Oglum aglama huyunu ne zaman terkedecek inanin bilmiyorum 😔 Onlarin aglamalarindan kafam agirlasiyor artik sersem gibi oluyorum gurultuden. Sagligimin gunden gune bozuldugunu hissediyorum. Lutfen icimi ferahlatacak birseyler soyleyin inanin buna cok ihtiyacim var.
Uzman desteği alın.
Anne-baba rolleri yok, çocuklar ele almış otoriteyi kendi bildiklerine yürütüyorlar. Bu noktada önce sizin destek alıp kural ve düzeni oturtmanız gerek. Yoksa buradan gelecek tavsiyelerle olmaz.
 
Benimde biri elimden zorla birşeyi çekip alsa çok öfkelenirim bu normal değil mi? Üstelik 1 yaşındaysam ve dünyayı keşfetmek konusunda sonsuz merakım varsa hayat memat meselesi haline getirebilirim.
Bir de merak ettim bebeğinizin en büyük silahı ağlamaksa bu ilişkide sizin en büyük silahınız ne?
Elinden zorla çekmek mi yazdım?
Önce zaten anlatıyorum neyin ne oldugunu
Ya da mesela onun için tehlikeli şeyleri ortadan kaldırdık ama bazen farketmeden elinde ona uygun olmayan birşey var o an anlatıp istiyorum tabiki bu bir ornek.
Fırını da ortadan kaldıramam mesela yada bulaşık makinesini.
O an engel olmam gereken şeylerden kaçırmam gerektiği oluyor
Evin her tarafını kilitleyemem ki zaten belli süre ben yanımda degilim.
 
Bedel ödetmek göreviniz değil. Sakin bir liman olmak, her zaman yanında olacağını göstermek göreviniz. İleride acımasız dünyayla tanışınca bir limanı olduğunu bilmesi daha güvende hissettirir.
Dediğim kitapta da yazar disiplinli yada ceza sistemi içinde büyüyen çocuklar daha gergin yada sinirlidir. Yada ailesini kısa sürede çözer evde melek okulda daha farklı iki çocuk gibi olur. Kısa süre sonra da siz zaten çocuğunuzun kötü yanlarını sizden saklamasıyla yanlışını doğrusunu çoğu zaman öğrenemezsiniz.
Sert bir ebeveyne mi bir derdiniz olunca gidersiniz yoksa yumuşağa mı? Aman bir de o kızacak şimdi ben kendim hallederim der çocuk.
Bu dediklerine çok çok katılıyorum. Kendimden katılıyorum ama. Annem babam bizi böyle yetiştirdi. Ben hiç bilmem bize kızdıklarını, cezalandırdıklarını. Hep sevgiyle şefkatle yaklaştılar. Ve ben bu yaşımda şimdi gitsem anne babama ne yaparsam bana yine kızmayacaklarını bilirim ve bu bence çok kıymetli bir şey.
Biz de onları hiç üzmedik bu arada, karşılığında düzgün, başarılı çocuklar olduk hep.
İnşallah ben de çocuğumu onlar gibi yetiştirebilirim.

strawberry_cake strawberry_cake duyu bütünleme diye bir şey duydunuz mu? Her insanın farklı duyusal hassasiyetlerle doğduğunu ve bu hassasiyetlerine göre ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiğini söylüyorlar. Hiçbir çocuğun “şımarıklıktan, inattan, anne babasına gıcığından” ağlamadığını; sahip olduğu hassasiyetin bütünlenememesi sebebiyle acı çektiği için böyle olduğunu anlatıyor. Siz de bir araştırın isterseniz. Belki sizin çocuğunuzun da bu tip bir hassasiyeti vardır.
 
Çocuğun o biberonu bırakması gerekiyorsa biberonu elinden alırsınız ama ağladı diye cezalandırmazsınız. Evet çok üzüldün biliyorum bırakmak istemedin ama buna izin veremem şeklinde kısa bir açıklama yapılır, sakinleşince de anlatılır. Bu işin doğrusu budur olayı bilmeye gerek yok. Ben o anneye sadece tavsiyesinin yanlış olduğunu söyledim, kendi ebeveynliğine de karışmadım farkındaysanız burda sizi öfkelendiren ne?
Bu arada ben bunları söylüyorum diye herzaman uygulayabiliyorum anlamına gelmez. Sonuçta hiçbirimiz pozitif disiplinle büyümedik ve tetiklendiğimiz noktada sakin kalmak zor oluyor ama benim herzaman doğruyu yapamam doğruyu değiştirmez. Yanlıştan tavsiye olmaz. Bir erkek çocuk yetiştiriyorum ve duygularını tanımayan, öfkesini yönetemeyen bir birey yetiştirmekten deli gibi korkuyorum. Öfkelenmek normaldir, üzülmek ağlamak normaldir. Bu duygular hissedildi diye insanlar cezalandırılmamalı önemli olan yönetmeyi öğretmek. Bunda karşı çıkacak birşey yok doğrusu budur.
Merhaba Kabil'i yetiştirmek kitabını öneririm size
 
Türkiye de 38 yıldan beri pedagoji bölümü alım yapmıyor ki :)
O yüzden herkes pedagogum diyor ama aslında çocuk gelişim mezunu çoğu. Zaten gösterdiği diplomalarda pedagoji üzerine değil.
Pedagog unvanını şu anda sadece adliyede çalışan pdr mezunları kullanabiliyor
 
Bu dediklerine çok çok katılıyorum. Kendimden katılıyorum ama. Annem babam bizi böyle yetiştirdi. Ben hiç bilmem bize kızdıklarını, cezalandırdıklarını. Hep sevgiyle şefkatle yaklaştılar. Ve ben bu yaşımda şimdi gitsem anne babama ne yaparsam bana yine kızmayacaklarını bilirim ve bu bence çok kıymetli bir şey.
Biz de onları hiç üzmedik bu arada, karşılığında düzgün, başarılı çocuklar olduk hep.
İnşallah ben de çocuğumu onlar gibi yetiştirebilirim.

strawberry_cake strawberry_cake duyu bütünleme diye bir şey duydunuz mu? Her insanın farklı duyusal hassasiyetlerle doğduğunu ve bu hassasiyetlerine göre ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiğini söylüyorlar. Hiçbir çocuğun “şımarıklıktan, inattan, anne babasına gıcığından” ağlamadığını; sahip olduğu hassasiyetin bütünlenememesi sebebiyle acı çektiği için böyle olduğunu anlatıyor. Siz de bir araştırın isterseniz. Belki sizin çocuğunuzun da bu tip bir hassasiyeti vardır.
Benim annem ne yazık ki özellikle titizliği sebebiyle evi kurallara boğan, bizi sorumluluk sahibi yapmak adına kurallara boğan bir anneydi. Babamız biraz daha anlayışlı ve destekleyen babaydı. Haliyle şu gün bir hata yapsam, üzülsem annemi değil babamı ararım önce. Ay bi de şimdi annemin dırdırını çekesim gelmez. Kendimden biliyorum ne yazık ki bende…
Ve araştırıp okudukça toplumca çocuk yetiştirmedeki hatalarımızı daha net gördüm. Bu nedenle kendi içimdeki anneme benzeyen yanıma engel olmaya çalışıyorum. O toplumsal kodlar öyle pis işlemiş ki içinize çok zor geliyor. Kızmak, cezalandırmak kolay. Asıl böyle bir yolla girmek daha zor. İçinde kodlarına işlemiş o hatalarına meydan okuyorsun.
Umarım oğlum da gün geldiğinde sizin gibi hisseder🌸
 
Benim bebem henüz altı aylık. Ama ben doğduğundan beri şu yolu izliyorum. Örneğin banyo yaparken çok ağlıyordu bende hemen bir an öncr yapayım bitsin demedim bunu nasıl çözebilirim diye araştırdım bşr kaç yöntem denedim en sonunda ellerini tutma yöntemi bulduk eşim ellerinden tutuyordu bende yıkıyorum o şekilde kendini güvende hissettiği için ağlamıyordu. Bu bizim ilk çözdüğümüz sorundu. İkinci olarak odadan çıktığımda yalnız kalınca ağlıyordu her bebek gibi bende onu şu şekilde çözdüm her odadan çıkacağım zaman oğlum ben mutfağa gidiyorum gelicem tamammı diye bir kaç kez tekrarlardım sonra gittiğim yerden ona seslendirdi sonra geri döndüğümde geldim bak seni yalnız bırakmadım derdim. İlk etapta biraz mızmızlandı tabi küçük olduğu için. Şu an gözüyle aşırı takip ettiği için yine devam ediyorum buna oğlum ben gidiyorum mutfağa gelicem hemen diyorum elimlede işaret ederek ve anlıyor bence bekliyor öyle geldiğimde bak ben geldim seni yalnız bırakmadım söz verdiğim gibi diyorum. Onunla sürekli konuşuyorum anlatıyorum bir iletişim kurduğuma inanıyorum.

Bu örnekleri size neden verdim sebebi şu. Çocuklar bazen kendilerini ifade edemiyorlar ve sürekli bir ağlama mızmızlanma halinde oluyorlar sorunu siz bulup çıkarın ortaya. Sürekli konuşmak sağlıklı bir iletişim kurmak önceliğiniz olsun. Ağlayarak yaptığı her şeyi tek tek düzeltme, neden ağladığını bulma yada o işi eğlenceli hale getirmeye çalışın. O zaman bence herşey daha kolay olacak sizin için. Tabi İki çocuk zor yinede Allah yardımcınız olsun. Sağlıkla büyüsünler evlatlarınız.
 
Bedel ödetmek göreviniz değil. Sakin bir liman olmak, her zaman yanında olacağını göstermek göreviniz. İleride acımasız dünyayla tanışınca bir limanı olduğunu bilmesi daha güvende hissettirir.
Dediğim kitapta da yazar disiplinli yada ceza sistemi içinde büyüyen çocuklar daha gergin yada sinirlidir. Yada ailesini kısa sürede çözer evde melek okulda daha farklı iki çocuk gibi olur. Kısa süre sonra da siz zaten çocuğunuzun kötü yanlarını sizden saklamasıyla yanlışını doğrusunu çoğu zaman öğrenemezsiniz.
Sert bir ebeveyne mi bir derdiniz olunca gidersiniz yoksa yumuşağa mı? Aman bir de o kızacak şimdi ben kendim hallederim der çocuk.
Çocuğun içinde yanlış davranmak varsa her koşulda yapar o sinsiliği. Siz koşulsuz kucaklasanız da haberiniz olmaz.
Yıllardır kullanılan yöntemlerin tamamı doğru olsa sizce şuan bu kadar psikolojisi bozuk bir toplum olur muyduk? Koşulsuz sevgi istisnasız herkes için şifalıdırlıdır.
Şöyle düşünün sizi çok üzen birşey var ve bu eşinize çok saçma geliyor ama siz gerçekten çok üzgünsünüz. Gidip bir arkadaşına diyor ki poyrazkedi de bu konuyu ne kadar uzattı ağlayıp duruyor ne yapsam? O arkadaş ama ne uğraşıcaksın bırak gözünün görmediği yerde ağlasın sakinleşince gelir diye bir tavsiye vermesini mi istersiniz yoksa sana saçma gelse de üzülmüş belli ki sarıl, sonra yap bir kahve sor bakalım derdi neymiş demesini mi? Hangisi değerli hissettiriyor? Olay tam olarak bu, sadece biraz empati.

Bahsettiğiniz sorunlu tiplerin aileleri eğitim yöntemlerini okuyup yetiştirmişti çocuklarını değil mi, çok haklısınız pardon.

Hanım efendi ısrarla anlamadığınız şey arsızlık ağlamasına yapılacak müdahaleden bahsedildiği, ya da çocuğun bilerek yanlış yapmaya devam ettiği zamanlarda yapılacak müdahale. Ne alakası var üzüntüyle. Üzgün çocuğa git odanda üzül diyecek anne değiliz çoğumuz. Siz sözleri istediğiniz yerlere çekiyorsunuz. Ne yapsın konu sahibi arsızlıktan, istediği yapılmadığından ağlayan çocuğu kucağına alıp sakinleşmesini mi beklesin. Sizce bu ağlama krizlerini kesecek mi.
Ben öyle yorumlamıyorum. Ağlayan çocuğu sakinleşene kadar odasına göndermek duygusu için cezalandırmaktır zaten. Disiplin olmalı ama pozitif dille olmalı aksi takdirde dıştan denetimli çocuklar yetişiyor.
Fikrinizi değiştiremeyeceğim net, uzatmak istemiyorum ama tekrarlıyorum lütfen başka annelere bunu tavsiye vermeyin, çünkü yanlış. Türkiye kadınların dışarı çıkmaya korktuğu bir ülke haline gelmeye başladıysa sebep koşulsuz sevgiyle büyütülen çocuklar değil buna emin olun.
Fikrimi değiştiremezsiniz evet çünkü kaprisinden ağlayan çocuğa bu yöntemler sökmez. Kararlı duruş ve gerekirse odasına göndermek söker.

Siz hepiniz birer mükemmel annesiniz çocuğunuz evden bir şeyi hırsından kırdığında, bana su getirmedin diye anırarak ağladığında, istediği oyuncak alınmadı diye çıngar çıkardığında, yarın sınıfta arkadaşına ya da sınıfa defalarca zarar verdiğinde hep sarılarak anlatın, ödevlerini ısrarla yapmadığında da sarılarak anlatın. İnatlaşan çocuklarda sarılmak hep başarılıdır zaten. Siz saeılmaya devam edin
 
Back