Kendime çok kızgınım. Üzgünüm. Sanırım biraz sorunluyum.
Şu an oturduğumuz ev küçük olması dışında yapılı, güzel bir ev. Kirası da çok uygun 600 lira. Ama öyle bir eksisi var ki evin güzel olması bazen tüm anlamını yitiriyor. Yan bina ile çok bitişiğiz balkonlar dipdibe ve karşımda düşman başına bir abla var.Mutfak, yatak odası ve salonun pencereleri onların balkonlarına ve pencerelerine bakıyor o kadar saçma ki. Kadın geçen yıl çocuğumu sevip ona meyve attı düşünün o kadar yakın.
Bu kadının gözü devamlı evimde. Kahvaltı yapıyoruz gözü bizde, bir muhabbet ediyoruz kulağı bizde, evime gelen tüm misafirlerimin dikkatini çekti bu durum. Birkaç yere boş boş laf da vurdu bana kendinin evi iki katlıymış da ona rağmen tertemiz tutuyormuş. Ben pis bir insan değilim. Evet elim pratik değil, ağır hareket ederim çünkü alışkın değilim ama titizim ve küçük çocuğum var bazen ev dağılabiliyor. Gündüz gözü saten perde çekip oturmak zorunda kalıyorum.
Ayrıca ev sahibimiz biraz sorunlu. Bir kez bile geciktirmeden, günü şaşmadan kiramızı ödediğimiz halde her ay arayıp ''ödeyin ha geciktirmeyin ha diyerek tehditvari konuşur.
Kendi evimizde izlenmekten rahat olamamaktan bıktığımız için taşınmak istedik ve zorla bir ev bulduk.
Asıl olay burada başlıyor. Ev 3+1 ama odalar çok saçma sapan küçük. Duşakabin var, ev sahibi tanıdık çıktı iyi anlaştık uyumlu ılımlı bir adam. Ama birinci kat ve ben demir parmaklıklı evde hayatım boyunca hiç oturmadım. Görünce hep ruhum daralırdı hiç istemezdim birinci katta oturmayı. Hiç önemsememiştim çünkü öyle bir evde hiç yaşamadım kafama da dert olmadı. Ve bu kadar ciddi derecede olduğunu şimdi anlamaya başladım. Bunalıyorum nefesim daralıyor. İlk başta birinci kat, çocuğun düşme tehlikesinden dolayı vs iyi olur korunaklı dedim. Parmaklık sevmemem çocuğun güvenliğinden daha mı önemli, alışırım zaar dedim ve aniden gelişti herşey ev tutuldu eşyaları taşımaya başladık yavaş yavaş. Ama içine her girdiğimde daha da darlanıyorum akşam eve temizliğe gittik o kadar daraldım ki temizlik yapmadan geri geldim oturdum ağladım. Eşim de sordu ama anlatmadım çünkü benim hatam. Ne diyeceğim ki pişman oldum desem ne değişecek kontrat falan hepsi yapıldı. Aptalım ben cidden. Böyle de kararsız tutarsız olduğum sürece anca oturur ağlarım böyle. Çek bakalım hatanın bedelini diyorum kendi kendime. Yeni ev eski evimin karşısında. Artık parmaklıkların arkasından eski evime bakar bakar aptallığıma ağlarım.



Belki ciddi bir problem değil ama benim için büyük bir sorun haline geldi o demir parmaklıklar. İçimi dökmek istedim kusura bakmayın. Bu fobinin tıpta bir adı da yok galiba bulamadım. Benim gibi olan var mı merak ediyorum?