Günaydın,
Dün akşam eve gittim kendimi çok kötü hissediyordum.
direk banyoya girdim ben banyodayken kapı sesi duydum anladım eşimin geldiğini.
saat 19:00 falan. tabi ben başka odaya kıyafetlerimi de almıştım.
neyse çıktım banyodan odaya geçtim. yattığım çekyatta yastık ve battaniyem duruyo ama farklı örtüldüğünü fark ettim. battanyeyi kaldırdım bir demet kırmızı gül saklamış battanyeni altına.
hemen yelkenler fora tabi dimi. hayır değil. aldım gülleri odada bulunan sehpanın üstüne bıraktım.
sonra oturdum içimdekileri bi yazdım. tam dört sayfa hem ağladım hem yazdım.
ama vermedim. neden çünkü gururum meğer çok kırılmış onu bile vermek istemedim.
aynen konuşmamaya devam ne o bana gül getirdi ne ben o gülleri gördüm.
ki o değilmiydi kadın kısmı bi buket çiçeğe tav olur diyen olmayan da var işte.
canım o kadar dolmuşsun ki artık basit sevgi gösterileri vs hiçbirşey seni etkilemiyo
yine de yazdıklarını eşine vermen taraftarayım.. tam olarak ne düşündüğünü, ne hissettiğini bilmeli diye düşünüyorum..
biz onunla yazarak anlaşmadık. konuşarak anlaştık. ben onu o beni seçti.
ben konuşulmayacak insan değilim. gelsin bana derdi neyse ne demek istiyosa açsın içini başlasın anlatmaya oda anlatsın bende anlatırım ama gelip bana konuşmaya yanaşmadıkça ben konuşmam.
yazdıklarımı da vermem.
bravo valla bir insan nasıl bu kadar iradeli kontrollü olur. yazdıklarını o anda vermemen iyi olmuş çiçek karşısında yumuşamadığını görmüş oldu. ama daha sonra mutlaka ver duygularını bilsin. ben olsam 5 dk dayanamam (çiçek için söylemiyorum) şimdiye kadar bin kere konuşup tartışırdım.
Günaydın,
Dün akşam eve gittim kendimi çok kötü hissediyordum.
direk banyoya girdim ben banyodayken kapı sesi duydum anladım eşimin geldiğini.
saat 19:00 falan. tabi ben başka odaya kıyafetlerimi de almıştım.
neyse çıktım banyodan odaya geçtim. yattığım çekyatta yastık ve battaniyem duruyo ama farklı örtüldüğünü fark ettim. battanyeyi kaldırdım bir demet kırmızı gül saklamış battanyeni altına.
hemen yelkenler fora tabi dimi. hayır değil. aldım gülleri odada bulunan sehpanın üstüne bıraktım.
sonra oturdum içimdekileri bi yazdım. tam dört sayfa hem ağladım hem yazdım.
ama vermedim. neden çünkü gururum meğer çok kırılmış onu bile vermek istemedim.
aynen konuşmamaya devam ne o bana gül getirdi ne ben o gülleri gördüm.
ki o değilmiydi kadın kısmı bi buket çiçeğe tav olur diyen olmayan da var işte.
Arkadaşım sana söylenecek tek kelime BRAVO..
Bence senin bu tavrın eşinin o odun kafasındaki lambaları birazcık da olsa yakmıştır.
Etekleri tutuşmuştur.
Şİmdi düşünmeye başlamıştır.
O sandi ki , herzamanki gibi seni kıracak edecek sen de paşa paşa susacaksın herzmanki iyi niyetinle.
Böyle devam etmelisin ki, kafası karışsın, n'oluyor diye kendi kendi sorup bi muhasebe yapsın.
Tekrar helal olsun sana.
Seni aptal yerine koyamacağını anlasın.
Aslında takdir edilecek bişey yapmadım. ama uzun zamandır kimse bana bravo falan dememiş ya inanın sayenizde kendimi bişey sandım :)
düşünmeye ne zaman başladı ben yatağımı onunla oturduğum odamı herşeyimi kesince başladı.
ha amacım yuvamı dağıtmak değil. kolay kolay yuva yıkılsın istemem. ki biz inanın okadar zorluklarla evlendik ki. ben evden çıkarken zaten aptalmıyım ben ha, geri zekalımıyım niye bana bunu yapıyosun her defasında diye bağırdım ağladım çıktım.
sudefne iki gündür tüm yazılanları sindire sindire okudum. senin ve evliliğin adına çok üzüldüm. ve okurken şunu farkettim senin eşin ve ailesine yaptığın hareketleri okurken kendimi okur gibi oldum. bu bakımdan seninle birebir aynı durumdayız. ben de senin kadar çok titrerim eşimin üzerine çalışan biri olmama rağmen hayatta yardımı dokunmaz ben de istemem.
eşime gelince senin eşinden sadece 1 adım geride diyebilirim. eğer bunu derecelendirme fırsatı olsaydı senin eşinden 1 tık altta derdim.( o yüzden öncelikle kendi adıma bazı dersler aldım biraz daha kendimi çekmeye karar verdim bir kez daha çok net olarak anladım ki (özür dileyerek söylüyorum ama "deveyi diken, insanı ........ ala olurmuş" ).
sana naçizane bir fikir vermem gerekirse bence o son olan gül konusundaki tavrına hayran kaldım. sakın duruşundan taviz verme, evlenmek evet tam da senin dediğin gibi "sıcak bir yuva ve paylaşım"
ama asıl önemli olan bence iki kişinin de aynı anda bunu düşünüyor olması. sen eşinle bu frekansı yakalayamamışsın bu çok açık. lütfen kendi değerini bil arkadaşım, bu dünyaya bir kere geliyoruz. evet fedekarlık önemli yuva kolay kurulmuyor ama bir kadın (aklı başında bir kadın) evliliği kafasında bitirmişse bunun haklı sebepleri olduğu da muhakkak. ben sana kesinlikle boşan demem. sadece senin yazdıklarından biz ne dersek diyelim bu evlililiği bitireceğini hissettiğim için yukarıdaki şeyleri yazdım.
bence madem eşinin ailesi de senin yanında. eğer işyerinde problem olmazsa tek başına bu hafta sonu şehir dışına çık (annene gideceğini yazmışsın ama eğer haber vermediysen hiç gitme oraya şimdi yanlarına gidersen ister istemez bir şeylerden bahsedeceksin ve bu aşamada bence hoş olmaz bu).
iki gün sadece kendini dinle gerekirse al bir kağıt önüne nişandan başlayarak aklına gelen eksi ve artı en ufak olayları yaz. inan insanın aklına gelmesiyle kağıtta gözünün olması mantıklı dşünmek adına çok farklı. eşine tabiki şehir dışına gideceğini söyle ev terketmiş gibi alıp valizini çıkma bence. sen bu ana kadar sonuna kadar haklıydın. işin bu noktasında haklıyken haksız duruma düşme bence (çünkü yarın bir tartışmada eşin sadece aldı başını gitti der ).
dündüğünde artık daha net görürsün herşeyi. o zaman ister eşinle konuş ister onun ailesini de konuşmaya dahil et. ve bence öyle yada böyle bi sonuca bağlı arkadaşım; çünkü biliyorum ve yaşıyorum ki kararsızlık insanı daha çok hırpalıyor (ne demişler "en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir").
bayağı da yazdım hani :)) ne de olsa iki günlük doldu tabi içimde :))
Allah yardımcın olsun arkadaşım; dualarım seninle...
hele şükür kendinin farkına varmaya başladın. eğer herşey düzelirse eşinin bunu bir daha unutmamasını sağla. sen eşin için teksin özelsin. sen kendi değerini bil onada hissettir. sende bu inat varken burnunu sürte sürte yola getiriceksin gibi geliyor bana :))
Günaydın,
Dün akşam eve gittim kendimi çok kötü hissediyordum.
direk banyoya girdim ben banyodayken kapı sesi duydum anladım eşimin geldiğini.
saat 19:00 falan. tabi ben başka odaya kıyafetlerimi de almıştım.
neyse çıktım banyodan odaya geçtim. yattığım çekyatta yastık ve battaniyem duruyo ama farklı örtüldüğünü fark ettim. battanyeyi kaldırdım bir demet kırmızı gül saklamış battanyeni altına.
hemen yelkenler fora tabi dimi. hayır değil. aldım gülleri odada bulunan sehpanın üstüne bıraktım.
sonra oturdum içimdekileri bi yazdım. tam dört sayfa hem ağladım hem yazdım.
ama vermedim. neden çünkü gururum meğer çok kırılmış onu bile vermek istemedim.
aynen konuşmamaya devam ne o bana gül getirdi ne ben o gülleri gördüm.
ki o değilmiydi kadın kısmı bi buket çiçeğe tav olur diyen olmayan da var işte.
annem küçükken hep keçi st vermiş bana ondanmı ne bazen tutunca tam tutuyo.
ama yufkayımdır bakma asla dayanamıyorum. sadece gururumu geçemem.
Teşekkür ederim ama ben anneme gidicem kalmıcam geri döneceğim.
haklı iken haksız duruma düşürmücem kendimi. onun eline koz vermeyeceğim. ha dört sayfalık yazımda şöyle bir kısım aklıma geldi ben seninle barışıkken de sen tv bilgisayarın karşısındaydın ben bi çekyatta uzanıyodum. şimdi de sen aynı durumdasın ben yine bir çekyatın üzerindeyim. sadece birbirimizi görmüyoruz. bu zamana kadar kararlarımı hep kendim verdim ben kimsenin arkasına sığınmadım.
ha ailesi konuşmak ister konuşur asla umrumda değil. ama benim adıma kimseyi araya koymadım koymam. bir kararım yok gelecek bana herşeyi anlatacak ben ona isteklerimi söyleyeceğim.
eski defne artık yok eski yaptığım hiç bir şeyi yapmayacağım.
ben buyum böyleyim artık dicem haaaa o beni ister tamam der yeter ki barış konuşalım der beni bu halimle yanında daha gururla onurla taşır ise amenna ama yok ben yapamam eski defneyi istiyorum derse allah rahmet eylesin onu pazar günü gömdün derim.1500 kişi gelmişti epey seveni vardı.
sen uzaktan baksanda bile bile öldürdün dicem. yeni bi sayfa açarız artık böyle dicem.
ha yok mok der kavga çıkarırsa inceldiği yerden zaten kopar. anlayacağınız benim kararım değil onun kararı önemli. ben kararımı verdim. buyum böyleyim.
Herkes iyice süründür demiş ama bunun bir kopma noktası olduğunu unutmayın derim ben.
Yani eşiniz zaten ilgisini yitirmiş, birde attığı adımlara ufaktan cevap vermezseniz iyice soğuyayacaktır.
Onlar bizim gibi düşünmüyor..
Ben olsam, sabah evden çıkarken ya da akşam uyumadan; onun için bir kahve, bir sandviç v.s hazırlar gülü yanına koyardım.
(Solmuşsa bile yine yapın bence. )
''Yüreğim okşandı jestin karşısında, ne kadar çok olmuş kendimi kadın gibi hissetirmeyeli bana..Çok geri döndük, geri döndüğümüz yolları tekrar arşınlamak için zaman ve özen lazım. '' şeklinde bir not bırakırdım ve çıkardım.
Aynı tavrınızı devam ettirin fakat arada mutlaka sinyaller verin ona..
........
Eğer tekrar aranız düzelirseki buna inanıyorum ; lütfen artık kararlarınızı alırken eşinize ''sence'' sorusunu sormayın..
Anlamıyorum neden bayanlar giyinice eşlerine ''nasıl oldu, oldu mu ? '' sorusunu soruyorlar.
Zaten bir fikri varsa kendi söyler..Kendimizden eminliğimizi neden elllerine veriyoruz..
Ne kadar çok ilgi verirseniz o kadar çok ilgisizlik gösteriyor, ne kadar çok sorumluluğunu sırtından alırsanız o kadar çok sorumsuzlaşır ve ne kadar çok danışırsanız fikirlerinizi v.s
o kadar çok kendini ulu sanıyor erkekler..
Ve bir süre sona karşısındaki kadının ona bağımlı , asla bırakamayacak bir tip görüp zamanla soğuyorlar..
Bu doğru mu , asla ? Ama biz kadınlar onaların egolarını bu hale getirenler değil miyiz ?
Önce anneler, sonra ablalar, akrabalardaki bayanlar sonra eşler sonra kız çocukları..Böyle kısır döngü ''erkek egosu kabartma kampanyasına'' imza atıyor bayanlar..
Şuan çok sinirim bozuk.
kaynanam aradı naptınız diye bişey yapmadık aynı dedim. çiçek aldığını söylemedim ama o barışmaktan yana ben tavırlı olduğum için barışmadım dedim.
oda ama kızım sen niye uzatıyosun bitsinmi evliliğiniz dedi.
bende biterse biter dedim fedakarlık yapacaksın hem sana elbise için fazla da bişey dememiş sadece surat yapmış kardeşi sizdeydi o anlattı. ablam hemen hırs yaptı çıkarttı dedi.
bende evet bana surat yaptı bi kere de düzgün bişey alın dedi bende iyi çıkartırım beğenmediysen dedim oda bana laf kalabalığı yapma dedi bende çıkarttım dedim. e sende hemen ne çıkartıyosun ne hemen sinir yapıyosun evlilik bu hafta sonu olsun ben sizi barıştırırım dedi. bende hafta sonu yokum ayrıca konuşmucam dedim. şimdi sinirleniyorum ama dedi. yemek falan yapıyomusun dedi hayır dedim açmı duruyo dedi bende çağır yesin dedim. işteyim çalışıyorum ben dedi bende kendi yapsın o zaman dedim yazık kızım dedi. sen alttan al ben yeterince aldım birazda o alsın beni ne hakkı var okadar insanın içinde küçük düşürmeye ya sizde koruyosunuz dedim. keşke hiç birbirinizi tanımasaydınız dedi bende keşke dedim. milletti kendinize güldüreceksiniz yıkacaksınız yuvanızı iyimi olacak dedi bende millet bana çok gülmüştür birazda ona gülsün dedim. al üst kattaki kadın dayak yiyo ama evinde ben onunla bir değilim dedim o can değilmi dedi kendi sorunu ya napiyim ben dedim o benim kadar fedakarmı ha hem siz niye bana illa elbise alalım diye ısrar ettiniz nişanda yaptığınız hatanızı telafi etmek için niye beni kullandınız ben elbise almaya meraklımıydım ya istemedim elbise almayı niye beni zorla götürdünüz şimdi de hep beraber yaşayalım ne yaşanacaksa dedim. iyi tamam dedi iyi dedim kapattım telefonu.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?