• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Mutlu olabilen arkadaşlar sorum sizlere? Nasıl yapıyorsunuz bunu?

1.Cok uzun degil ve gayet okunur, icten cumleler.. .Not dusmek zorunda kalmissin cok sekersin.
.2.Eski sevgilisine de bakabilir insan evliyken.Esine hissettirmeden yalniz.Dusundum ben de bakarim.
3.icinden geceni oldigu gibi paylasmissin bir dosta dokulur gibi...Dusundugun geldigin nokta guzel bir nokta...Evet daha mutlu olunabilir daha yumusak bir kadin olarak...Onceki konularindan biliyorum ki esin bunu hakediyor....

Bir dokulus de benden.Ben son yillardaki sevgili oldugum ve hayatimda tutamadigim sevdigim kisilere gosterdigim olgunlugu onlardan cok daha guvenli ve kaliteli olan eski esimde gosterseydim mutlu olurduk sanki..
Teşekkür ederim tüm yorum için:) eski eşinizle belkide mutlu olmazdınız. Bunu bilemeyiz. Aslında hayatta olay örgüsü o kadar karışıkki asla tahminler tutmuyor. Belki eşiniz sizi aldatırdı belki alttan almanız ters teperdi belkide mutlu olurdunuz ama geçmişe pişman şöyle olmamalıyız keşke şunu yapsaydım dediğimizde sonucun olumlu olacağından emin olamayız.
Bana gelince evet Eşim onu seven ona sadık bir kadını hak ediyor. Hep söylerim iyi bir insandır ama işte biz birlikte iyi olmayı becerebilsek birde..
 
Öncelikle çok teşekkür ederim yorumunuza:) neden eşime sırtımı dayayamıyorum çünkü belki de yarın hayatımda olmayacak. Eğer birine sırtımı yaslarsam o aniden çekilirse düşerim. Eşime güvenmediğimden değil dünyada kimseye yüzde yüz güvenmiyorum. Ya da şöyle söyleyeyim kimseye güvenerek yaşamak istemiyorum. Ama tükketiğimiz duyguların yenisi gelmiyorki. 32 yaşında bir kadın ne ile mutlu olur mesela? Kendini keşfetmiş vücudunu tanımıştır ne istediğini biliyordur işini oturtmuştur falan filan değil mi? Peki sonra??
Bakın o saydıklarınızın hepsi ya tatmin duygusu ise siz hayatta her alanda tatmin olmuşsunuz. Bu çokta güzel gurur verici birşey hemcinsim için gururlandım vallahi öyle yorumlar konular okudum ki bayıldım ayağı sağlam basan birilerini görmeye gururlandım.
Belkide Mutlu edecek şey güven duygusudur. Ama hayat hep yarını düşünmekle geçmez ki. Güvenmek gerek. İnanın erkeğin böyle kendini kadınının kahramanı gibi hissettiği o anı izlemek hem keyif verir,hem Mutlu eder... Güvenmek sadece güvenmek koşulsuz şartsız güvenmek belkilerle yaşanmaz ki...
 
Ama bukadar hirgurde esin bunalip seni terketmiyorsa artik caba goster kaybetme o insani..Cunku geneli hirgur cekemiyor.Bir cekiyor iki cekiyor gidiyor .

Onun erkek oldugunu kabul et..

Ben eski esimde bunu eksik yapmisim.Cunku benim bir erkek icin rol modelim yoktu.Sanki dostummus gibi sadece....Abim yoktu.Babam uzun sureler hastaydi.Hic erkek arkadasim olmamisti..Erkek otoritesi gormemistim
(Feminist,amazon damarlarim vardi yani)....O da bunu anlamadi....
 
Ama bukadar hirgurde esin bunalip seni terketmiyorsa artik caba goster kaybetme o insani..Cunku geneli hirgur cekemiyor.Bir cekiyor iki cekiyor gidiyor .

Onun erkek oldugunu kabul et..

Ben eski esimde bunu eksik yapmisim.Cunku benim bir erkek icin rol modelim yoktu.Sanki dostummus gibi sadece....Abim yoktu.Babam uzun sureler hastaydi.Hic erkek arkadasim olmamisti..Erkek otoritesi gormemistim
(Feminist,amazon damarlarim vardi yani)....O da bunu anlamadi....
Keşke o da çaba gösterse beni kaybetmese:) az değildir oooo :)
 
Aslında şu yazdıklarınızdan sizin de yapmış olduğunuz hataları farkettiginiz anlaşılıyor bu çok güzel bir şey en azından değişime açık öz eleştiri yapabilen bir kadınsınız. Öncelikle sosyal medyada dış dünyaya sergilenen hiçbir hayatın gerçek hayat olmadığını söylemek istiyorum herkes yapmacık pozlar derdinde, insanlara bir şeyleri ispatlama yarışına girmiş vaziyette onlara bakıp da kendinizi boş yere yıpratmayın, güzel olacak olan hayatı karamsarlığa sürüklemeyin. Kimse kolay kolay benim derdim var demez ki burada bile kendi adıyla kim bir derdini anlatıyor ki hepimiz aman şu da bu foruma girip okur da benim olduğumu anlar rezil olurum diye düşünüp nickler kullanmıyor muyuz? O yüzden bırakın bakmayın engel olamıyorsanız da hesabınızı kapatın programı telefondan silin sadece kendi hayatınıza odaklanıp ne yapacağınıza odaklanın. Bir insan inanın mutlu olmak isterse tonlarca şey bulabilir etrafında, üzülmek isterse de tonlarcası mevcut olacaktır. Evladınız varmış bakın bu bile başlı başına bir şükür sebebi kaç kişi evlat hasretiyle yanıp kavruluyo onlarca yol deniyor, sonra işiniz varmış kendi ayaklarınız üzerinde durabiliyorsunuz çok değil bir kaç gün önce 50-100 lira kocasından aylık harçlık alan kişiler vardı burada onları düşünün yaşadığınız hayatın çoğu insanın hayali olduğunu anımsayın, en önemlisi sağlığınız yerinde bir kanserle yahut başka kötü bir hastalıkla imtihan olmuyorsunuz aileniz sevdikleriniz yanınızda.. diyeceğim o ki mutluluk mu arıyorsun hepsi de yanı başında. Ardına dönüp baktığında keşke'lerin mi var onları işte şu an değiştirme şansın da var. Bence acı çektirme kendine silkelenip kendine gelmen için çok sebebin var.. hayat kısa arkadaşım çok kısa:)
 
Aslında kimse mutlu değil ama hayat bu ama öyle,ama böyle bi şekilde geçecek mutlu olmak için hiiiç kimseye ihtiyacım yok hatta mutlu olmak için herkesten uzaklaşıyorum sonra çikolata kahve ve kitap okuyorum..Kendim için birşeyler yapmadığım zaman sinirlerim geriliyor mutlaka kendime,hobilerime zaman ayırmaya çalışıyorum:KK200:
 
cundagg nasıl bir yol izlemeye karar verdin ?
Hala bodrumdayım:)) eşim bugün trip attı gelmiyorum diye. Beni özlemiyorsun bile artık dedi. Benden resmen kaçıyorsun dedi. Sonuçta adam aptal değil. Ciddiye almadım şakaya vurdum ama küstü bana. Bir daha aramadı... Bende aramadım. Gidince giricez yine birbirimize. Böyle zamanlarda arayıp sormaz bir ömür aramasam aramaz şimdi. Nasıl bir yok izleyeceğimi de bilmiyorum henüz.
 
Klasik dışı evlilik nasıl oluyor merak ettim biraz açar mısınız?
- Kadına toplum tarafından biçilen rollerin olmadığı
- kadının kendini yemek-temizlik-ütü vs için paralamadığı
- çiftlerin bireysel arkadaşlarıyla ayrı ayrı vakit geçirdiği gibi örnekleri olan evlilik.

Eşimi zorla arkadaşlarıyla gezmeye yollarım mesela, gideceğim yerler için izin almam haber veririm.. Bir çırpıda aklıma gelenler bunlar, açıklayıcı oldum mu bilmiyorum ama...
 
İkimizde sivriyiz. Bunu tanımlayacak başka sıfat yok. İkimizide yıllardır birbirimizi dize getirmeye çalışarak yıpranıyoruz, yıpratıyoruz... Güç savaşımızın iki kaybedeni birçokta enkazı var.

Ne yapmalıyımki ben mutlu olmayı başarabilmeliyim? Ben neden mutsuz bir kadınım?

En zor kısmı, iki karakterin de kendinden ödün vermeden bir diğerini kendi doğrularına inandırmak?
Ya da ödün versen de içten içe ben doğruyum kafası?
Ben doğru değilsem bile neden hep onun doğrularını yapmak zorundayız?
....

Bunu bu şekilde çoğaltabilirim.

Aslında bütün sorun insanlar aşk evresini geçtikten sonra birbirlerine olan sevgilerinde doğru yolu bulamamış olmaları.
Herkesin sevgisini ifade etme ve sevgiden beklentileri çok farklı.

Ben eşim bana sarıldığı zaman sevildiğimi anlıyorum, eşim ise ona sarıldığımda aynı şeyi hissetmiyor, onun için önemli olan ona bir bardak su getirmem, işten geldiğinde yemeğinin hazır olması.

Yetişkinlerin arasında ki bütün mesele birbirlerini anlayamamaları. Çünkü kendilerine göre hep haklılar. Kendilerine göre yeterince sevgi gösteriyorlar, yeterince anlayışlılar.
Aslında değil.

Sevdiğimiz insanın, onun hissedeceği sevgiyi sırf onu sevindirmek adına yapmıyoruz.
Zaten seviyorum, yanındayım, çalışıp çabalıyorum, yemeğini yapıyorum, ortalığı temizliyorum, arada bir yemeğe çıkartıyorum, daha ne istiyor ki diyoruz.

Aranızda ki sorunun bu olduğunu düşünüyorum cundagg cundagg



Ne yapmalıyımki ben mutlu olmayı başarabilmeliyim? Ben neden mutsuz bir kadınım?

Eşin, senin istediğin gibi senin dilinle seni sevdiği zaman mutlu olacaksın.

Ne yapsaydı mutlu olurdun,
Ne yaptığı zaman mutsuz oluyorsun.

Bu ikisini çözdüğünde daha iyi olacağına eminim.
Çözmek?
Ciddi anlamda.
 
Açıkcası mutlu olanlar nasıl mutlu oluyor bilmiyorum. Konuyu okuyunca biraz da kendimi gördüm. Su an tek mutluluk kaynagım yeni aldıgımız yavru köpek. Evli degilim, evlenir miyim bilmiyorum, evlensem mutlu olur muyum? Evlilige inanmıyorum, toplumsal bir dayatma, sacma bir sey. Aşka inanıyordum eskiden, ama artık aşık olmak da istemiyorum, mutluluk veren bir aşk görmedim hic, verenlerinki de elbet bir gün yerini acı ve gözyaşına bırakıyor. İlk defa birinin beni cok sevdigine inanmıstım, nereden bilebilirdim onceden iki kere evlendigini, evliyken hem karısından hem baskasından cocugunun oldugunu, benimle oldugu halde iki elin parmagı kadar sevgilisi oldugunu, vesaire. Cok uzuldum, cok agladım, cok sey yasadım. Her gun kafamda aynı seyler donuyor, aynı senaryolar, aynı görüntüler. Kandırılmak, aldatılmak, her türlü enayilik belki de.
Su an mutluyum cunku guzel arkadaslarım var, onlarla mutluyum. Bu yanlıs iliskide ailemle nasıl iletisim kuracagımı, neyi anlatıp anlatmayacagımı, ne mesafede duracagımı ogrendim, artık daha saglıklı bir iliskim var ailemle. Olgunlastım. Buyudum. Hayatın bir yuzunu gordum. Diger yuzlerinden korkuyorum.
Calısmıyorum, arkadaslarımla, annemle vakit geciriyorum, köpeğimizle oynuyorum, alısveris yapıyorum, guzel yemekler yiyorum, tatile gidiyorum, yeni yerler geziyorum. Bunlar mutluluk veriyor cunku yasadıgımı anlıyorum, yasamak istiyorum. Cok sey ogrendim, cok bedel odedim. Hala nefes alırken iceriden bir seyler batıyor ama 23 yasındayım daha. Allah ömür verirse bir 23 yıl daha yasayacagım belki. Kimsenin günahlarının bedelini ben ödemek zorunda degilim. Zaman geciyor ve hayat onu yasamamaya bahane bulmak icin cok kısa..
 
En zor kısmı, iki karakterin de kendinden ödün vermeden bir diğerini kendi doğrularına inandırmak?
Ya da ödün versen de içten içe ben doğruyum kafası?
Ben doğru değilsem bile neden hep onun doğrularını yapmak zorundayız?
....

Bunu bu şekilde çoğaltabilirim.

Aslında bütün sorun insanlar aşk evresini geçtikten sonra birbirlerine olan sevgilerinde doğru yolu bulamamış olmaları.
Herkesin sevgisini ifade etme ve sevgiden beklentileri çok farklı.

Ben eşim bana sarıldığı zaman sevildiğimi anlıyorum, eşim ise ona sarıldığımda aynı şeyi hissetmiyor, onun için önemli olan ona bir bardak su getirmem, işten geldiğinde yemeğinin hazır olması.

Yetişkinlerin arasında ki bütün mesele birbirlerini anlayamamaları. Çünkü kendilerine göre hep haklılar. Kendilerine göre yeterince sevgi gösteriyorlar, yeterince anlayışlılar.
Aslında değil.

Sevdiğimiz insanın, onun hissedeceği sevgiyi sırf onu sevindirmek adına yapmıyoruz.
Zaten seviyorum, yanındayım, çalışıp çabalıyorum, yemeğini yapıyorum, ortalığı temizliyorum, arada bir yemeğe çıkartıyorum, daha ne istiyor ki diyoruz.

Aranızda ki sorunun bu olduğunu düşünüyorum cundagg cundagg





Eşin, senin istediğin gibi senin dilinle seni sevdiği zaman mutlu olacaksın.

Ne yapsaydı mutlu olurdun,
Ne yaptığı zaman mutsuz oluyorsun.

Bu ikisini çözdüğünde daha iyi olacağına eminim.
Çözmek?
Ciddi anlamda.
Ne zaman geröek anlamda mutlu olurdum biliyor musunu? Kavgaları sınırında yaşadığımızda, haksızda olsa kendini haklı göstermeye çalışmadığında, kavga bir yerden sonra amacından kopupta can acıtma savaşına dönmediğinde, birbirimize yeniden saygı duymaya başladığımızda. Bunlarda tek taraflı çözülecek şeyler değil. Çünkü ben taviz verdikçe o ohh deyip yayılacak. O taviz verdi bende vermeliyim demeyecekki. O benim onu sevdiğimi ne zaman hissediyor bilmiyorum ama ben onun beni sevdiğini durduk yere gelip saçımı yüzümü okşadığında bana bebeği gibi davrandığında anlıyorum. Bu huyunu severim. Bazen sanki küçük bebekmişim gibi sever. Ayyy bi şu iyi taraflarına odaklanıpta kötü zamanlarını gördüğümde göz yumabilesem...
 
Açıkcası mutlu olanlar nasıl mutlu oluyor bilmiyorum. Konuyu okuyunca biraz da kendimi gördüm. Su an tek mutluluk kaynagım yeni aldıgımız yavru köpek. Evli degilim, evlenir miyim bilmiyorum, evlensem mutlu olur muyum? Evlilige inanmıyorum, toplumsal bir dayatma, sacma bir sey. Aşka inanıyordum eskiden, ama artık aşık olmak da istemiyorum, mutluluk veren bir aşk görmedim hic, verenlerinki de elbet bir gün yerini acı ve gözyaşına bırakıyor. İlk defa birinin beni cok sevdigine inanmıstım, nereden bilebilirdim onceden iki kere evlendigini, evliyken hem karısından hem baskasından cocugunun oldugunu, benimle oldugu halde iki elin parmagı kadar sevgilisi oldugunu, vesaire. Cok uzuldum, cok agladım, cok sey yasadım. Her gun kafamda aynı seyler donuyor, aynı senaryolar, aynı görüntüler. Kandırılmak, aldatılmak, her türlü enayilik belki de.
Su an mutluyum cunku guzel arkadaslarım var, onlarla mutluyum. Bu yanlıs iliskide ailemle nasıl iletisim kuracagımı, neyi anlatıp anlatmayacagımı, ne mesafede duracagımı ogrendim, artık daha saglıklı bir iliskim var ailemle. Olgunlastım. Buyudum. Hayatın bir yuzunu gordum. Diger yuzlerinden korkuyorum.
Calısmıyorum, arkadaslarımla, annemle vakit geciriyorum, köpeğimizle oynuyorum, alısveris yapıyorum, guzel yemekler yiyorum, tatile gidiyorum, yeni yerler geziyorum. Bunlar mutluluk veriyor cunku yasadıgımı anlıyorum, yasamak istiyorum. Cok sey ogrendim, cok bedel odedim. Hala nefes alırken iceriden bir seyler batıyor ama 23 yasındayım daha. Allah ömür verirse bir 23 yıl daha yasayacagım belki. Kimsenin günahlarının bedelini ben ödemek zorunda degilim. Zaman geciyor ve hayat onu yasamamaya bahane bulmak icin cok kısa..
Kötü bir deneyim ama bak ne kadar güçlendirmiş ve hayata bağlamış seni. Aşık olursun mutsuz olursun, aşık olmazsın boşluk hisseder mutsuz olursun.. Aşk işi karışık. Evlilik dışardan insanı heveslendiriyor ama içerden bakınca çok dar bir kalıba sığmaya çalışmak gibi.
 
Açıkcası mutlu olanlar nasıl mutlu oluyor bilmiyorum. Konuyu okuyunca biraz da kendimi gördüm. Su an tek mutluluk kaynagım yeni aldıgımız yavru köpek. Evli degilim, evlenir miyim bilmiyorum, evlensem mutlu olur muyum? Evlilige inanmıyorum, toplumsal bir dayatma, sacma bir sey. Aşka inanıyordum eskiden, ama artık aşık olmak da istemiyorum, mutluluk veren bir aşk görmedim hic, verenlerinki de elbet bir gün yerini acı ve gözyaşına bırakıyor. İlk defa birinin beni cok sevdigine inanmıstım, nereden bilebilirdim onceden iki kere evlendigini, evliyken hem karısından hem baskasından cocugunun oldugunu, benimle oldugu halde iki elin parmagı kadar sevgilisi oldugunu, vesaire. Cok uzuldum, cok agladım, cok sey yasadım. Her gun kafamda aynı seyler donuyor, aynı senaryolar, aynı görüntüler. Kandırılmak, aldatılmak, her türlü enayilik belki de.
Su an mutluyum cunku guzel arkadaslarım var, onlarla mutluyum. Bu yanlıs iliskide ailemle nasıl iletisim kuracagımı, neyi anlatıp anlatmayacagımı, ne mesafede duracagımı ogrendim, artık daha saglıklı bir iliskim var ailemle. Olgunlastım. Buyudum. Hayatın bir yuzunu gordum. Diger yuzlerinden korkuyorum.
Calısmıyorum, arkadaslarımla, annemle vakit geciriyorum, köpeğimizle oynuyorum, alısveris yapıyorum, guzel yemekler yiyorum, tatile gidiyorum, yeni yerler geziyorum. Bunlar mutluluk veriyor cunku yasadıgımı anlıyorum, yasamak istiyorum. Cok sey ogrendim, cok bedel odedim. Hala nefes alırken iceriden bir seyler batıyor ama 23 yasındayım daha. Allah ömür verirse bir 23 yıl daha yasayacagım belki. Kimsenin günahlarının bedelini ben ödemek zorunda degilim. Zaman geciyor ve hayat onu yasamamaya bahane bulmak icin cok kısa..
Köpeğiniz büyüsün, sonrasında onun hislerine güvenin. Bir insanı sevmiyorsa, yanında huzursuz oluyorsa anlayın ki o insandan uzak durmalısınız. Benim de dümyalar güzeli bir köpeğim var, ellerinizden yalar, hiç yanılmadı şimdiye kadar.

Yukarıda yazdıklarınız ise gelip geçici dalgalanmalar. Şu an yüreğiniz, deniziniz dalgalı, sular durulsun hele bir. Ondan sonra hala mutsuzum diyorsanız işte o zaman bir şeyler yapmak şart. Ancak şu an hissettiğiniz yürek darlanmaları çok normal. Geçecek. Gerçekten geçecek.
 
Ne zaman geröek anlamda mutlu olurdum biliyor musunu? Kavgaları sınırında yaşadığımızda, haksızda olsa kendini haklı göstermeye çalışmadığında, kavga bir yerden sonra amacından kopupta can acıtma savaşına dönmediğinde, birbirimize yeniden saygı duymaya başladığımızda. Bunlarda tek taraflı çözülecek şeyler değil. Çünkü ben taviz verdikçe o ohh deyip yayılacak. O taviz verdi bende vermeliyim demeyecekki. O benim onu sevdiğimi ne zaman hissediyor bilmiyorum ama ben onun beni sevdiğini durduk yere gelip saçımı yüzümü okşadığında bana bebeği gibi davrandığında anlıyorum. Bu huyunu severim. Bazen sanki küçük bebekmişim gibi sever. Ayyy bi şu iyi taraflarına odaklanıpta kötü zamanlarını gördüğümde göz yumabilesem...

Bütün evliliklerde bu oluyor biliyorsun değil mi?
Acını hafifletmek, kıyaslamak için yazmıyorum.

Kişiler o çoşkun seller gibi yaşadığı tutkulu duyguyu bir kenara bırakıntığında eski benliklerine geri dönüyor ve bu saygısızlık kaçınılmaz oluyor.

İşte mühim olan senin o saygıyı tekrar kazanmayı düşündüğün gibi eşininde düşünmesi.

Madem gitmiyorsun, gerçek anlamda kafanı topla.
Sen gerçekten mutlu mu olmak istiyorsun, yoluna tek mi devam etmek istiyorsun ona karar ver.

Buna karar verdikten sonra eğer birlikte, severek, mutlu olmak istiyorum cevabı çıkıyorsa eve döndüğünde birbirinize girme olayına artık son ver!
Bu hayat böyle geçmez, yazmışsın işte. Mutsuzluktan başka getirisi yok.

Al bu adamı karşına de ki,
Sen beni gerçekten sevdiğinde, bana bebek gibi davranıp elimi yüzümü okşadığında ben çok mutlu oluyorum.
Ara sıra gelip beni böyle sevmeni istiyorum. Bana sarılmanı istiyorum.
(Fiziksel temaslardan hoşlanıyorsun sanırım?) Ya da ben seninle yürüyüşe çıkmak istiyorum. Seninle basketbol, masa tenisi, bowling vb etkinliklerine katılmak istiyorum. Seninle birlikte zaman geçirdiğim zaman mutlu oluyorum.
Bana bu şekilde yaklaştığında sorunlarımız tam anlamıyla çözülmese bile mutsuz olmayacağımıza inanıyorum.

Ben sana nasıl davrandığım zaman mutlu oluyorsun? Seni sevdiğimi hangi anlarda hissediyorsun. Ne yaparsam kendini iyi hissedeceksin de.
Adam senin ona dokunmandan mı hoşlanıyor?
Seninle sinemaya gitmekten mi?
Ya da ona çok yakışıklısın, bana yardım ettiğin için teşekkür ederim diye gurur verici kelimeler söylediğinde mi?
Gömleğini ütüleyip, yemeğini önüne koyduğunda mı?

Cevabını aldığında istediği gibi davranmaya başla.

İkinizde birbirinizin isteklerinden hoşlanmayabilirsiniz. İşte gerçek sevgi burda açığa çıkıyor bana göre. İsteklerden hoşlanmasakta karşımızdakini mutlu etmek adına bunları yapmak çok önemli.


Ayyy bi şu iyi taraflarına odaklanıpta kötü zamanlarını gördüğümde göz yumabilesem...

Bunu aklından geçiriyorsan uygulamaya da dökebilirsin.

Bir not defteri alıp ikinizde birbirinizin iyi yönlerini listeleyin.
Kötü bir durum karşısında iyi olanı düşünün.

Kötü bir durumda kavga etmeden sakin bir şekilde konuşmanız gerektiğini birbirinize hatırlatın.( ilk başta sinir bozucu oluyor :) tam gazla olaya girip kavga edeceksin ki! eşin seni sakin konuşalım, tartışma yok diye uyarıyor :D zaten her şeyi unutuyorsun ve ister istemez sakinleşiyorsun)

Bir süre denemeni öneriyorum.

Ay terapist gibi şey ettim.

Nedense sana karşı bir sempatim var ve yardımım dokunsun istiyorum.


** tek mi devam etmek istiyorsun diye yazdım ama onunla alakalı yazacaklarım eğer boşanırsan ( ki istemem) olur.
Şuan için gereksiz ;)
 
Bütün evliliklerde bu oluyor biliyorsun değil mi?
Acını hafifletmek, kıyaslamak için yazmıyorum.

Kişiler o çoşkun seller gibi yaşadığı tutkulu duyguyu bir kenara bırakıntığında eski benliklerine geri dönüyor ve bu saygısızlık kaçınılmaz oluyor.

İşte mühim olan senin o saygıyı tekrar kazanmayı düşündüğün gibi eşininde düşünmesi.

Madem gitmiyorsun, gerçek anlamda kafanı topla.
Sen gerçekten mutlu mu olmak istiyorsun, yoluna tek mi devam etmek istiyorsun ona karar ver.

Buna karar verdikten sonra eğer birlikte, severek, mutlu olmak istiyorum cevabı çıkıyorsa eve döndüğünde birbirinize girme olayına artık son ver!
Bu hayat böyle geçmez, yazmışsın işte. Mutsuzluktan başka getirisi yok.

Al bu adamı karşına de ki,
Sen beni gerçekten sevdiğinde, bana bebek gibi davranıp elimi yüzümü okşadığında ben çok mutlu oluyorum.
Ara sıra gelip beni böyle sevmeni istiyorum. Bana sarılmanı istiyorum.
(Fiziksel temaslardan hoşlanıyorsun sanırım?) Ya da ben seninle yürüyüşe çıkmak istiyorum. Seninle basketbol, masa tenisi, bowling vb etkinliklerine katılmak istiyorum. Seninle birlikte zaman geçirdiğim zaman mutlu oluyorum.
Bana bu şekilde yaklaştığında sorunlarımız tam anlamıyla çözülmese bile mutsuz olmayacağımıza inanıyorum.

Ben sana nasıl davrandığım zaman mutlu oluyorsun? Seni sevdiğimi hangi anlarda hissediyorsun. Ne yaparsam kendini iyi hissedeceksin de.
Adam senin ona dokunmandan mı hoşlanıyor?
Seninle sinemaya gitmekten mi?
Ya da ona çok yakışıklısın, bana yardım ettiğin için teşekkür ederim diye gurur verici kelimeler söylediğinde mi?
Gömleğini ütüleyip, yemeğini önüne koyduğunda mı?

Cevabını aldığında istediği gibi davranmaya başla.

İkinizde birbirinizin isteklerinden hoşlanmayabilirsiniz. İşte gerçek sevgi burda açığa çıkıyor bana göre. İsteklerden hoşlanmasakta karşımızdakini mutlu etmek adına bunları yapmak çok önemli.




Bunu aklından geçiriyorsan uygulamaya da dökebilirsin.

Bir not defteri alıp ikinizde birbirinizin iyi yönlerini listeleyin.
Kötü bir durum karşısında iyi olanı düşünün.

Kötü bir durumda kavga etmeden sakin bir şekilde konuşmanız gerektiğini birbirinize hatırlatın.( ilk başta sinir bozucu oluyor :) tam gazla olaya girip kavga edeceksin ki! eşin seni sakin konuşalım, tartışma yok diye uyarıyor :KK70: zaten her şeyi unutuyorsun ve ister istemez sakinleşiyorsun)

Bir süre denemeni öneriyorum.

Ay terapist gibi şey ettim.

Nedense sana karşı bir sempatim var ve yardımım dokunsun istiyorum.


** tek mi devam etmek istiyorsun diye yazdım ama onunla alakalı yazacaklarım eğer boşanırsan ( ki istemem) olur.
Şuan için gereksiz :KK66:
Teşekkür ederim bu gerçekten yok gösterici oldu:) bir de galibe sevildiğini ne zaman hissettiğimi bilmiyprum çünkü buna hiç kafa yormamıştım. Sanki ömrü boyunca beni koşulsuz sevmek zorundaymış yada bana mecburmuş ihtiyacı varmış gibi. İletişim kuramamak ne zor. Bir de ben hiç susmadan isteklerini anlatan bir insanım arada bir de onun isteklerini dinlesem fena olmazmış.
 
Back