- 22 Mayıs 2014
- 2.585
- 1.737
Öldürülen insanların %90'ı erkektir.
Bu doğru bir kıyaslama mı, sence?
Kadınların ve erkeklerin öldürülmesini kıyaslamak istiyorsak, sevgilileri/eşleri tarafından öldürülen erkek oranıyla, sevgilileri/eşleri tarafından öldürülen kadın oranını kıyaslamalıyız.
Yoksa trafikte küfrettiği adam tarafından soplanan heriften bize ne?
Kıyaslama yapacaksak kadının erkeğe gösterdiği şiddeti ve erkeğin kadına gösterdiği şiddetti oranlamalıyız.
Öteki türlü elma armut kıyaslaması olur.
Bunun dışında, çocukların annelerinden daha çok şiddet gördüğü varsayımına ben de katılıyorum, elimde bir istatistik yok, hatta bence bu konudaki istatistikler de güvenli olmaz.
Çünkü bir insana üzerinde sigara söndürmeden de şiddet gösterebilirsin.
Annenin ve babanın gösterdiği şiddet arasındaki fark da burada zaten, anne genel olarak hastanelik etmezken, baba ettiği için istatistik olarak kayda geçiyor.
Ama yine kadına ve çocuğa şiddeti kıyaslamak ne kadar doğru emin olamadım.
Sonuçta
Çocuk zaten yapısı gereği şiddete toplumunun açık kesimidir. Sonra kadın gelir, sonra da erkek.
Çünkü fiziksel olarak kadın ve çocuğun erkeğe oranla bir eşitsizliği var.
Çocuğun da kadına göre bir eşitsizliği var.
Erkeğin de daha kaslı erkeğe göre var vs vs.
Açıkçası erkeğin kadına gösterdiği şiddetin abartıldığını düşünmüyorum. Çünkü ortada iki cinsin doğasından kaynaklanan bir fark var ve şiddete sebep olan da bu fark.
Eğer sevgilisi tarafından öldüresiye dövülen, eve hapsedilen, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan erkek olsaydı da aynı şeyleri söylerdim. Bunun feministik bir kaygıdan çok sosyal ve hukuki adaletsizlikle alakası var.
Kocasını bilmem kaç yerinden bıçaklayan kadına saygın tutum indirimi yapılmazken erkeğe yapılıyorsa orada mücadele edilmesi gereken bir şey vardır, bana göre.
Bu doğrudan cinsiyetçi bir ayrım olduğu için haliyle gösterdiğim refleks de cinsiyetçi gibi görünüyor ama alakası yok, gün olup devran dönse ve aynu ayrımcılık erkeğe yapılsa bu sefer de erkeğin hakkını savununurum erkeğe yönelik şiddetin engellemesi gerektiğini söylerim.
Cinsiyetçi bir algıdan ziyade eyleme karşı bir tutum yani.
Aynı durum, tabiat gereği olamaz ama olsaydı, kadın ve çocuk arasında olsaydı, bu sefer de çocuğu seçerdim.
Mesele zaten bu yazdıklarından ötürü çıkıyor ortaya. Cinsiyetçilik vardır, realitedir, reddedilemezdir. Feministlerin biyolojiyi reddetmesi tam bir safsata. Eşitlik meşitlik diye bir şey yok.
Erkekler daha çok öldürür, çünkü öldürme görevi erkeklerindir. İki taraflı işler, hem erkekler bu görevi üstlenir (hayatlarına anlam katabilme adına) hem de kadınlar bunu erkeklere yükler. Örnegin şu anda PKK'da kadınlar da çatışıyor... Şimdi çıkıp da PKK ile mücadelede yeterince erkek öldü, biraz da kadın ölsün dense.... kaç Türk kadını bunu ister? SIFIR. İyi hadi 1 olsun.
Bir defa şunu kabul etmek lazım; kadınlar erkeklere oranla çok daha garantici, menfaatçi ve çıkarcıdır. Zaten olması gereken de budur. Bu zihniyet yumuşak olmalıdır ama olmalıdır, yoksa erkeklere hiç bir iş yaptıramazsın. Erkekleri motive eder bu. Ha gülünü seven dikenine de katlanır misali, bunun sonucunda tecavüzcülerin büyük bölümü erkeklerdir, katillerin de, öldürenlerin de ölenlerin de... Sahip olan da erkektir, yöneten de...
Ama bu yönetme işini de fazla büyütmenin alemi yok. Erkek egemen demek erkegin sorumlulugunun fazla olması demektir aslında. Yani bir düşün;
Evlenirken en çok erkek harcama yapar, erkege sorulur işin gücün evin var mı diye. Evlilik süresince çalışma mecburiyeti erkege aittir. Boşanırken bile bütün maddi yük erkegin üstündedir. Erkek egemen bu demek işte. Egemenlige bak Ayrıca erkeklerin karar vermesi diye bir şey de yok. Eve alınacak çamaşır, bulaşık makinesi, TV, hatta alınacak ev bile... Hepsine kadın karar verir, erkek de paşa paşa öder parasını. Bu mu yani egemenlik Bu birazcık görünüşte egemenlik aslında. heee tabi şu da var, eger erkek bunca şeyi yapacaksa, kadın da erkege oranla daha itaatkkar olmalıdr... ki bu itaatkarlık bile aslında itaat degildir çogu zaman. Gönlünü almaktan öte bir şey degildir, o bile kandırmaca
Kısacası görev paylaşımı bu çerçevededir. E bu çerçevede ise erkegin kadına daha belirgin şiddet uygulaması kaçınılmazdır. Mesela aldatılan bir erkek ile aldatılan kadın aynı tepkiyi vermez. Aldatılan erkegi tecavüze ugrayan kadınla ilişkilendir. Aynı şoktur aslında görev paylaşımı baz alınırsa.
Şimdi senin dedigine gelirsek, erkekle kadının eşit olmadıgını savunuyorsun yani... iyi tamam. ben de onu diyorum zaten. Erkekler şiddet uygulamasa daha iyidir tabi, ama kadınlar da zırıldanamsın her konuda. Nazı cazı tribi bitmezse adam da patlar bir yerde... ki eger her şeye şiddet diyeceksek naz,caz,trip de şiddettir aslında. Kadınlar bundan vazgeçmedikelri sürece erkeklerin sakin olmasını beklemek boş bir beklenti.
Şiddet, tecavüz... vs. Bunları minimuma indirmenin yolu eşitlikçi ve bireysel erkek yetiştirmektir, ama daha da önemlisi eşitlkçi kadın yetiştirmektir. Ama ikimiz de biliyoruz ki hiçbir kadının eşitlik falan istedigi yok, laf salatasından başka bir şey degil bu aslında.... ki eşitlik anlayışı gerçekten büyük zarar verir kadınlara.
Bir de son olarak şunu söyleyeyim; ben erkek egemen sistemi savunuyorum, ataerkilligi de... ve mantıgım oturdu bu konuda. Ama kendisinin eşitlikçi ya da feminist ya da erkek egemenligini reddeden kadın oldugunu zannedenler aslında dibine kadar erkek egemenler, hem de benden bin kat daha fazla. Bunu da söylemezsem çatlardım yani.