Modern toplum algılarına kurban gidicem

Ben eyt e bile karşıyım tek emekliye vermesi gerekeni çift emekliye veriyor suan devlet ama sosyal devlet olarak ki ornekleri yurt dışında var bu konuda kadınları destekleyen , doğum izinlerini 1 yıla çıkarmayı planlayan yasa tasarilari gundemde.Ayrica sadece calisan nufusun uzerinde degil vergi yükü tüm vatandasin üzerinde maalesef.
 


Size yaptığım ilk yorumda yorulduysaniz ara verin ama komple bırakmayın demiştim. Birçok kişi de aynısını dedi. Şimdi bırakma çocuk olunca ara verirsin diyen oldu vs.

Siz biraz dinlenmek istedim suç mu diyorsunuz. Hayır değil tabi ki. Ama bir yandan da ev hanımı olmak kötü bisey mi diye fikir soruyorsunuz. Öyle olunca da insanlar neden çalışmanız gerektiğini veya çalışmasanıza gerek olmadığını kendi pencerelerinden anlattı. Kimi daha ılımlı kimi daha sert. Herkes kendi gördüğü kötü örnekler üzerinden sizi uyarıyor doğal olarak.

İlk yorumlar sizin kişisel durumunuza yapılsa da sonra olay genel olarak çalışan kadin/ ev hanımı kadın münazarasına dönüyor.
 
Aynen öyle, benim maaşın yarısı daha hesaba yatmadan cayır cayır vergilere gidiyorken neden
 
Sizde haklısınız
 
Tradwife - Traditional wife: Geleneksel eş akımı olarak geçiyor. Sosyal medyada yurtdışında yaşayan genç kadınlar: çalışmak istemediklerini, evlerinin kadını, çocuklarının annesi olmayı istediklerini yazıyorlar. Ve nerde eski erkekler vb temalı yazılar paylaşıyorlar. Ciddi ciddi tarımla geçinen çiftlik evindeki bir kadının, çocuklarıyla fotoğrafını koyarak; o kadınlara özendiklerini yazanlar dahi var.

Tek sorun şu: o kadınlar evde yatmıyordu. Bahçe, tarla vb çalışması dışında evde ekmek, peynir, tereyağ yapımı gibi işlerle de ilgileniyorlardı. Elde yıkanan çamaşır, bulaşık vb de unutulmamalı tabii.
 
Yerinizde olsam konuyu kapattır, normal hayatımda da bu konuyla ilgili kimseye laf ettirmez, kafamı dinlerim bir süre.
Bosverin kim ne düşünmüş, siz dinlemenize, sevdiğiniz şeylerle meşgul olmaya bakın.
Sonrasında işle ilgili başka şeyler yapar, denersiniz.
 
Son düzenleme:
Yoo, cezasını tam olarak kendi çekmiyor. Sığınma evine de gitse, devletten sosyal yardım da alsa onların parasını hep beraber ödüyoruz.
 
Almanya'da yaşayıp bu akıma destek veren kadınlar görmüştüm; çok ilginç gerçekten.
Burada bile var o tip ne diyorsun şaka gibiler
Bir de sosyal devletin olduğu yerde yaşayıp, her türlü sosyal hak ve yardımı alıp Türkiyede yaşayan hemcinslerine çalışma diyen de var. Sanki aynı haklara veya refaha sahipler.
 
Yorum yaparken bu küçük(!) detayları yazmadıkları için bazı üyeler de sanıyor ki olay Türkiye'de geçiyor.
 
Bende çalışmaktan insanlardan bıktım
Kafa dinlemek yeni evimi istediğim gibi dizayn etmek ,yeni yerler görmek istiyorum ölmeden ,çalış çalış nereye kadar
 
Peki insanlar çalışmadan geçimini nasıl temin edecek ? Bekar da olsa evli de olsa insanın hayatını sürdürebilmesi için bir gelire sahip olması gerekiyor.
Şermin kocasının durumu iyi olan ve çalışmayan kişiler akıl veriyor. Kocası o kadar maaş almasa haftada 2 gün çalışma ( çalışmama) lüksünü görürüm
 
Evet tam olarak anlatmak istediğim bu ortada tek maaş varsa sadece yaşıyorsun harciyamiyorsun . Hayatını idame ediyorsun . Bunun için kendine kıyafet, makyaj malzemeleri bile almamalisin . Hadi ben kıyafet ve kişisel bakım ürünlerine aşık oldugum için iki gardorap malzemem vardı idare edebiliyorum . Ama hala sinirlerim bozuluyor kendime özgürce para harcadigim günleri özledim . Rahatça tatil planı yapmayı, dışarıda canım her sıkıldığında yemek yemeyi . Bu benim kişisel tercihimdi . İlk iki sene çocuğuma bakmak istedim . Ama para kazanmak bir insanın hayattaki en büyük lüksüymüş bunu anladim
 
çocuk olsa anlayacağım ama çocuk yok yeni evlisiniz. Evde 2 kişisiniz. Nedir bu ev işi yemek aşkı. Ev ne kadar kirlenebilir zaten. En azından çocuk olana kadar çalışıp aldığınız parayı altına çevirip, kendinize yatırım yapsaydınız. Bir de size babanız bakmamış 17 de çalışmaya başlamışsınız, elin adamının bakacağının garantisi var mı
 
kimsenin sizin evinize ve tercihlerinize karışma hakkı yok. ablanız ise 1. derece yakınınız olarak fikrini söylemiş.

ancak;

3 asgari ücret dediğiniz 50 bin TL civarı bir şey. hayattan beklentileriniz, yaşam şekliniz nasıldır bilemem, yetiyorsa ne ala.

ancak ben bir kadın olarak öncelikle özel sağlık sigortası, emeklilik ve hesap vermeden harcama özgürlüğüne sahip olmak için yeni bebeğim olmasına rağmen çalışmayı bırakmayı düşünmüyorum.
çalışmayan eşe karşı zamanla birlikte saygının da azaldığını düşünüyorum.
bir de benim harcamalarım, beklentilerim, yaşam şeklim için çalışmak durumundayım.

yani bir başka kadına vereceğim naçizane tavsiyem evet bir erkeğe bağlı kalmaması, emeklilik hakkını kaybetmemesi, ekonomik özgürlüğü elinde tutması yönünde olurdu.

hakkınızda hayırlısı olsun
 

Olay bunun da ötesinde ne yazık ki.
Dediğiniz gibi o kadınlar evde yatmıyordu. O kadınların yaptıkları işleri "Bahçe, tarla vb çalışması dışında evde ekmek, peynir, tereyağ yapımı gibi işlerle de ilgileniyorlardı. Elde yıkanan çamaşır, bulaşık vb de unutulmamalı tabii." şeklinde çok güzel özetlemişsiniz.

Ancak buradaki daha da çarpıcı ve gözden kaçırılmaması gereken nokta o kadınların kendi emekleri üzerinde bir haklarının olmaması. O kadınlar kocalarının bahçelerinde çalışıyorlardı, kocalarının evi için çamaşır bulaşık yıkıyorlardı, yaptıkları ekmek, peynirleri kocalarının kararı üzerine satılıyor ya da tüketiliyordu. Kadınların mülk sahibi olamadığı, sahip oldukları mülklerin kocasına ya da babasına ait olduğu devirlerdi o zamanlar. Kadının kendi kaderini kontrol edemediği bu düzenlemeler ise kadınının kendi iyiliği için, kadını korumak için yapılıyordu (!). Kadının iyiliği (!) için yapılan bu düzenlemelerin kadın güçsüzleştikçe kadını daha da kısıtlayan, her anlamda hapseden bir yapıya bürünmesi ise çok da şaşırtıcı değil elbette.

Kadınların mülkiyet sahibi olma ve çalışma hayatında yer alma mücadelesi uzun ve zorlu bir mücadeledir. Yazarlık gibi evde yaptığı işten bile kazandığı serveti kontrol edemeyen kadınlar var mesela. Söz konusu paranın kontrolünün evin erkeğine ait olduğuna söylemeye bile gerek yok. Ya da ülkemizde çok da eski bir denilemeyecek zamana kadar kadının bir işte çalışaabilmek için eşinin iznini alması yasal bir zorunluluktu.

Tüm bu mücadeleleri düşününce kadının yerinin ev olduğu ve asli görevinin annelik olduğu söyleminin kadınlar tarafından desteklendiğini görmekse hem üzücü hem de korkutucu.
 
Son düzenleme:
Hayat sizin...Nasıl isterseniz öyle yaşayın...Onlarada gülün
 
Şermin kocasının durumu iyi olan ve çalışmayan kişiler akıl veriyor. Kocası o kadar maaş almasa haftada 2 gün çalışma ( çalışmama) lüksünü görürüm
İnsanlar 2024 yılı teknolojisi ile 1950'li yıllardaki zengin, varlıklı bir insanın hayatını yaşamak istiyorlar biraz da.

Rezerv alan yasası sonrası tap.u güve.ncesi de yok artık. Yani öyle atadan kalma, başımı sokacak bir evim var. Artık yaşlılık aylığı mı olur, yoksulluk aylığı mı onu alırım; bu ev köy - kasaba gibi bir yerde ve düz ayak bahçe içindeyse ihtiyacım kadarını da bahçeme diker, ordan çıkanla nefsimi köreltirim vb deme şansı da yok.
 
Şermin kocasının durumu iyi olan ve çalışmayan kişiler akıl veriyor. Kocası o kadar maaş almasa haftada 2 gün çalışma ( çalışmama) lüksünü görürüm
Hayır işin komiği kocamın 50 bin geliri var diyen konu sahibine yürü be koçum çalisma tabii diyenlerin kocaları babaları muhtemelen 500 bine para demeyen adamlar...Konu sahibi aç gözünü, kirilmayasin diye ben soylemedim ama yukarıda bir üye demiş zaten, babanın evinde yatamadiysan hiçbir yerde rahat yatirmazlar seni, bedelini ağır odetirler...Doğduğun ev kaderindir, koca evini de o kader belirler...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…