Sevgili hülya,
Sana bu mektubu Gaziantep den gönderiyorum.Nasılsın?İyi misin?İyi olmanıdilerim.Sana yazdığım ilk mektup olduğundan ne yazacağımı bilemiyorum.
Hülya beni sorarasan eğer burda yaşayıp gidiyorum.Arada kadınlar klübüne uğruyorum.Biliyormusun bu kadınlar klübü beni çok dinlendiriyor.Günün yorgunluğunu atıyorum.
Senin mesajını henüz gördüm ve çok tuttum.Mektup yazmak çok güzel bir duygudur bence.Gençliğimiz mektup yazmakla geçti.Bana yazılmış mektupların bir kısmını hala saklıyorum.Birde aileye gelen mektupları da biriktirmişim öyle ki elimde 50 yıl önce yazılmış mektuplar var.Arada onları okurum,döner tektar takrar okurum.Mektup okumayı yazmayı çok seviyorum.Senin mesajını okur okumaz yazmaya başladım.Bakalım nereye kadar yazacağım.
Bizim gençliğimizde mektup hemen hemen tek iletişim aracıydı.Özellikle de gençler ve sevgililer arasında trenddi.Edebi mektup yazmak ise sanattı.Hatta resmi dairelere yazılan dilekçeler bile çok düzgün ifadelerle yazılırdı.
Gelelim gençlerin aşk mektuplarına onlarda çok düzgündü.İfadeler derin anlamlar içerirdi,öyleki kise kimseye seni seviyorumu bir türlü söyleyemezdi.Seni seviyorumu anlatan mecazi manalı cümlelerden anlardı okuyan.Örneğin(Müşterek saadetimizin başlangıcı) gibi bu cümle 1957 tarihli bir nişanlı mektubundan alıntıdır.
Hülyacım sıkılmadığını umarak müsaadenle devam etmek istiyorum.
Asker mektuplarının üzerinde kırmızı bir yazı olurdu ER MEKTUBU GÖRÜLMÜŞTÜR.Diye.
Ha bide ben yazdığım mektupların zarflarının üzerine TEŞEKKÜRLER BAY PIOSTACI cümlesini süslü bir şekilde eklerdim ki,postacılar memnun olsun biran önce mektubumu yerine ulaştırsın diye.
Hülyacım bu mektup burda bitmez ama seni sıkmamak için bitirmek istiyorum.Yazdılarımı beğenirsen arada devamını yazarım.Bende mektup hikayeleri çok.
Yazılarıma burada son verirken sana ve kadınlar klübüne kucak dolusu sevgiler
Öpüldünüz efendim.
Hoşçakalın.