Lütfen bana ne yapmam gerektiğini söyler misiniz?

ynotengo

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
28 Eylül 2024
9
-10
24
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
 
Kafayi yemeyeceksin, dunyada ilk ask acisi ceken, ayrılık acisi yasayan sen degilsin, pek az insan delirmistir ask acisindan onlarda muhtemelen ask acisindan oncede sinirda geziyorlardir.

Kaldi ki ortada ne ask var ne ayrilik...
 
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Numaranı değiştir. 1.5 yıl hiç görmediğin adama Leyla olmak ne ? Dışardan kendi yazını bir oku ve kendini elestir. Hiç arkadaşın yok mu kafana vura vura sen ne yapıyorsun dirn ? Adam 1gun boş vaktini dolduruyor diğer 6 gün de keyfine bakıyor. Nasılsa bekleyen , telefonu açan var ! Ki açık açık istemiyorum diyor çok özür dileyerek sana bir ask-i memnu repliği söyleyeceğim ; salak mısın Cemile !
 
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Adam sizi sevmiyor ve muhtemelen başka bir ilişkisi var.
 
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Bir kere bir kaç kez görüştüğünüz ve hatta yüzünü bile görmediğiniz bir insana sadece telefonla konuşarak bu şekilde aşık olamazsınız. Siz o adama değil kafanızın içinde ki hayali kişiye aşıksınız. Sadece o hayali kişiyi o adam sanıyorsunuz. Ve buna o.kadar inanmişsiniz ki konuştuğunuz kişinin yanlış kişi olduğunu anlayamiyorsunuz. Yazarken bile sevgilim diyemediniz çünkü öyle bir durumda değilsiniz. Siz bir hayalin peşinden gidiyorsunuz. O adam da sizinle sadece vakit harcıyor belki ilginiz onun hoşuna gidiyor ama asla sizinle bir gelecek düşünmüyor, düşünse bu durumda olmazdı zaten. Bir an önce hayalinizi bırakın ve gerçek dünyaya dönün. Eminm karşınıza sizi hak edecek çok daha iyi insanlar çıkar. Bir süre canınız yanar ama çok az bir süre. İlerde daha çok canınızın yanmasından iyidir.
 
Kafayi yemeyeceksin, dunyada ilk ask acisi ceken, ayrılık acisi yasayan sen degilsin, pek az insan delirmistir ask acisindan onlarda muhtemelen ask acisindan oncede sinirda geziyorlardir.

Kaldi ki ortada ne ask var ne ayrilik...
estağfurullah, ben öyle bir şey iddia etmedim. hatta dünyadaki acıların yanında bu hislerimin hiçbir şey olmadığını telkin ediyorum kendime. ama sizin yazdığınız da çok doğru, ayrılık yok gibi. sanki kullanıldım da zamanım artık geçtiği için istenmiyor gibiyim. ama tam istemiyor gibi de değil o.
 
Kendi içinde dolduramadığın bir boşluk var ve bunu o adamla doldurmaya çalışıyorsun ancak o boşluk o adamla asla dolmayacağı gibi daha da büyüyecek. Bu aşk veya sevgi değil, bu takıntı.

Ben seni haketmiyorum, çok iyisin ben kötü zırvaları, ghostingler, exinden bahsetmesi… aman aman düşman başına.

Gizemli olmak, şöyle olmak, böyle olmak bunlar klişeleşmiş psikolog(!) sözleri. Doğru adamı bulduğun zaman googledan arayıp bulduğun sözde işe yarar hiçbir taktiğe ihtiyacın olmayacak.
Doğru adam değil işte ne diye diretiyorsun? Takıntılı mısın?
 
Adam istemiyor açık ve net belirtmiş. Dahası var mı?
mantıklı söylediniz ama yaşadıklarımızın üstüne böyle demesi çok üzüyor. ve yine mantıklı düşününce benim hislerim anlamsızlaşıyor çünkü o istemiyor, ama keşke bunu kabullenebilsem. inanın ki burası zor. ben güçsüz bir insan olduğumu kabullendim.
 
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Evli değilsin , nışanlanmamışsın, cinsel ilişki yaşamamışsın , adam istemediğini dile getirmiş başta açıkça söylemese bile sonunda söylemiş .. in midir cinmidir bilmiyorsun !!!!!!!

Belki evli ? Belki kandırıyor seni ? Belki *t kopuğun biri kızım sen niye zorla belaya yapışıyorsun ? Hayatta herkesten kaçtane var ? 1Tane var niye kendini böyle takıntılı yaptın bak bu saplantı hiç iyi değil.

Hoşlanmış umutlanmış olabilirsin ama zaten baştan beri sana hayırlısı hayırlısı deyip erteleyen adamı da anlamalıydın o anda da bırakmalıydın konuşmayı tamamen saçmalık. Sana ne yapacağımızı söylesek de sen hep oturup düşünüp niye böyle diyeceksin. Yat kalk dua et kurtulmuşsun. Allah iyi insan çıkarsın karşına daha nice kaç kişi tanıyacaksın doğru kişi karşına gelene kadar ohoo..herşeyin vakti var
 
Senin çektiğine ask acısı bile denmez. Gerçek hayatta kaç kere buluştunuz ne yaşadınız hangi sorunları atlattınız. Bu bir ilişki bile değil. Seninle boş olduğu ve canı sıkıldığı günler konuşuyor çünkü sen hazır bekliyorsun.
Dışarı çık, gerçek birseyler yaşa, illa kendine aci cektirmek istiyorsan bari gerçekten yaşadığın ilişkinin acısını çek.
 
ne bu drama Allah aşkına bir kaç kez gördüğün adam için girdiğimn haller hiç sağlıklı değil.
adam istemediğini söylüyor ısrarla ben onsuz yapamam gelecek düşünememler. bu psikoloji iyi bir psikoloji değil tedavi olmanızı tavsiye ederim.
 
İlk aşkınız olduğu için acı verici bir süreç olacak sizin için ancak atlatılamayacak şey yok. Üzülmeyin, kendinizi oyalayacak şeyler bulmaya çalışın. Belki yanlış ama 13-14 yaşlarındayken kendimce büyük problemler yaşıyordum ve unutmak için kendimi kitaba verebilecekken sürekli sitcom izlemeye başlamıştım. Bana yararlı olmasa bile psikolojik olarak iyi gelmişti. Belki düşünüp taşınıp içimizde bu sorunu çözmek daha iyidir bilemiyorum psikolojiyle ilgilenenler daha iyi yorum yapabilir bu söylediğime ancak bana dertlerimi unutturan şeylere sarıyorum ben o durumlarda. Size de önerim kendinizi parçalamadan ilginizi daha başka şeylere yöneltmeniz.
 
haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor
Yedektesin, diğer günler asıl sevgilisi ile beraber. Adam seni istemiyor işte biraz gururlu ol ayrıl. Doğru düzgün seninle ilgilenecek birisini bulabilirsin. Bırakamıyorsan profesyonel destek alabilirsin çünkü normal değil yaptığın.
 
Adam size hayır diyor,ne zaman anlayacaksınız bunu? Aynısını erkekler yapsa tacizci diyoruz

Acı verici bir süreç olacak sizin için ancak atlatılamayacak şey yok. Üzülmeyin, kendinizi oyalayacak şeyler bulmaya çalışın. Belki yanlış ama 13-14 yaşlarındayken kendimce büyük problemler yaşıyordum ve unutmak için kendimi kitaba verebilecekken sürekli sitcom izlemeye başlamıştım. Bana yararlı olmasa bile psikolojik olarak iyi gelmişti. Belki düşünüp taşınıp içimizde bu sorunu çözmek daha iyidir bilemiyorum psikolojiyle ilgilenenler daha iyi yorum yapabilir bu söylediğime ancak bana dertlerimi unutturan şeylere sarıyorum ben o durumlarda. Size de önerim kendinizi parçalamadan ilginizi daha başka şeylere yöneltmeniz.
anlattığım herkes boş bir hayatım olduğu yönünden vuruyor beni, burda olduğu gibi. bir yandan okul, bir yandan iş, bir yandan aileme bakmakla yükümlüyüm. kendimi bikaç aydır kitaplara verdim ancak onunla ilgili düşünmekten kurtulamıyorum. takıntılı bir hasta çıkmaktan korkuyorum. ben bir daha eskisi gibi olamamaktan da çok korkuyorum çünkü en azından huzurluydum, kendi kendimeydim. şimdi her şeyi bırakıp gitsem bile ilerde bir gün onu unuttuğumu sanmaktan ve onun kafamda hortlamasından korkuyorum. siz tavsiye verenler, olaya rasyonel baktığınızda elbette haklısınız. ne de olsa o istemiyor ve benim bu üzüntülerim, buhranlarım ve kendimi yıpratmalarım gereksiz. anlamsız. ancak tam istemiyor gibi de. ne düşünüyorum biliyor musunuz, sanki gitsem bikaç ay o gelecek gibi, olacak gibiyiz çünkü ben ona baskı yapıyorum. ama bu da belirsiz. bu da bakıldığında beyhude bir düşünce.
 
ne bu drama Allah aşkına bir kaç kez gördüğün adam için girdiğimn haller hiç sağlıklı değil.
adam istemediğini söylüyor ısrarla ben onsuz yapamam gelecek düşünememler. bu psikoloji iyi bir psikoloji değil tedavi olmanızı tavsiye ederim.
birkaç kez gördüğüm adam değil yanlış anlamayın, sağlıklı davranmadığımın da farkındayım. geçen süreçte yaşadıklarımıza tanık olabilseydiniz keşke. ama evet, o istemediği için bunlar anlamsızlaşıyor.
 
Kendi içinde dolduramadığın bir boşluk var ve bunu o adamla doldurmaya çalışıyorsun ancak o boşluk o adamla asla dolmayacağı gibi daha da büyüyecek. Bu aşk veya sevgi değil, bu takıntı.

Ben seni haketmiyorum, çok iyisin ben kötü zırvaları, ghostingler, exinden bahsetmesi… aman aman düşman başına.

Gizemli olmak, şöyle olmak, böyle olmak bunlar klişeleşmiş psikolog(!) sözleri. Doğru adamı bulduğun zaman googledan arayıp bulduğun sözde işe yarar hiçbir taktiğe ihtiyacın olmayacak.
Doğru adam değil işte ne diye diretiyorsun? Takıntılı mısın?
direttiğim için çok kızıyorum kendime, hayatımda hiçbir şeyde üzülmediğim kadar üzüldüm bu duruma. ben bir daha eskisi gibi olamamaktan çok korkuyorum, bu eksiklik ve huzursuzluk ile yaşamaya mahkum kalacağım gibi.
 
anlattığım herkes boş bir hayatım olduğu yönünden vuruyor beni, burda olduğu gibi. bir yandan okul, bir yandan iş, bir yandan aileme bakmakla yükümlüyüm. kendimi bikaç aydır kitaplara verdim ancak onunla ilgili düşünmekten kurtulamıyorum. takıntılı bir hasta çıkmaktan korkuyorum. ben bir daha eskisi gibi olamamaktan da çok korkuyorum çünkü en azından huzurluydum, kendi kendimeydim. şimdi her şeyi bırakıp gitsem bile ilerde bir gün onu unuttuğumu sanmaktan ve onun kafamda hortlamasından korkuyorum. siz tavsiye verenler, olaya rasyonel baktığınızda elbette haklısınız. ne de olsa o istemiyor ve benim bu üzüntülerim, buhranlarım ve kendimi yıpratmalarım gereksiz. anlamsız. ancak tam istemiyor gibi de. ne düşünüyorum biliyor musunuz, sanki gitsem bikaç ay o gelecek gibi, olacak gibiyiz çünkü ben ona baskı yapıyorum. ama bu da belirsiz. bu da bakıldığında beyhude bir düşünce.
Derdinizi küçümsemedim unutabilmeniz için kendimce tavsiye verdim. Sizinle benzer şeyler yaşadım bence, ara sıra gelip gitmeli bir ilişkim benim de oldu çok eskiden ve o zamanlar hayatımdan asla temelli çıkmayacağını ve bir şekilde hep irtibat halinde olacağımızı düşünüyordum. Aradan yıllaar geçti ve o da başka hayatlar kurdu bende. Hatta şu an evliliğimde o kadar mutluyum ki benzer şeyler okuduğumda bile aklıma gelmiyor geçmiş sorunlarım. Şimdi de başka başka dertlerim var. Dediğim gibi siz de size mantıklı geleni yapın duygusal olarak istediğiniz şeyi değil.
 
X