Merak edip okumak isteyenler için birkaç detay paylaşayım;
Doğuştan mı değil mi, karar okuyanlara ait.
2010’da İsveç’te 7,600’den fazla ikiz üstünde yapılan bir araştırmada eşcinsel davranış hem genetik faktörlerle hem de kişiye özgü çevresel faktörlerle (örneğin doğum öncesi ortam, hastalık ve travma, akran grupları ve cinsel deneyimler) açıklanabileceğini bulmuştur.
Araştırma aynı zamanda ailesel çevre, toplumun tutumu gibi paylaşılmış çevresel faktörlerinde zayıf ama yine de kayda değer derecede etki ettiğini bulmuştur.
Bugüne kadar yapılan araştırmaların sonucuna bakılırsa;
Eşcinsellikte en etkili faktörler şöyle sıralanıyor:
1. Bireysel tecrübeler
2. Genetik (doğuştan gelen özellik)
3. Aile ve toplum
Bence 4. Madde olarak gıdalar ve beslenme de bu araştırmalara dahil edilmeli.
Paketli ürünlerde o kadar çok katkı maddesi var ki, insan vücudu normalin dışına çıkıyor.
Ör; msg tok olduğumuz halde, açlık hissi yaşamamıza neden oluyor.
Tavuğu fazla tüketmenin, hormonlar ve eklemler üzerinde olumsuz etkileri olduğu söyleniyor.
Eşcinsellik hormonal mi, doğuştan mı, psikolojik mi bence net bir şeyler söylemek mümkün değil.
İnsan psikolojisi önce reddeder, sonra alışır, sonra benzer davranışlar sergiler. Toplumun genelinin reddettiği veya kabul ettiği şeyler için, kesin doğrudur veya yanlıştır denilemez çünkü herkesin hayat görüşü, tarzı, inancına göre şekilleniyor ahlak, iyi, kötü, doğru, yanlış.
Başka bir araştırmaya göre;
Bearman ve Brückner, 289 tek yumurta ikizi ve 495 çift yumurta ikizi üstünde yaptığı araştırmada tek yumurta erkek ikizlerinde sadece %7.7, tek yumurta kız ikizlerinde ise sadece %5.3 oranında eşcinsellik bakımından uyum bulmuştur.
Yani eşcinsellik doğuştandır iddiası için, bu değerler çok az değil mi?
Bu iki araştırmacı, bulgular neticesinde sosyal çevreden bağımsız bir genetik etkiden söz edilemeyeceği öne sürmüştür. Yani çevresel faktörlerin etkisi sanıldığından fazla olabilir.
Birçok tek yumurta ikizinin cinsel yönelimlerinde farklılıklar görülmesi yüzünden cinsel yönelimin tamamen genetik olamayacağı sonucuna ulaşmak mümkündür.
Çünkü son araştırmalara göre;
cinsel yönelimin tamamen genetik olduğunu açıklayabilmek için ek olarak başka genlerinde var olmak zorunda olduğunu göstermektedir.
Yine araştırmacılar bu konuya dair akrabalar üzerinde de araştırmalar yapmışlardır. Her etkenin farklı sonuçlara ulaştırdığı görülmüştür.
(Ör: kromozomlar, antikorlar, nöronlar bazında yapılan araştırmalar)
Kimi doğuştan derken, kimi çevresel faktörler etkindir sonucuna ulaşmıştır.
Çevresel faktörlerde kastedilen; anneden bebeğe geçen kromozomlar, antikorlar, oksijen miktarı, beslenmesi, hormonlar, kullanılan ilaçlar, stres vb.
Özetle; eşcinsellik doğuştan gelen bir durum mudur?
Yoksa anne karnına düştüğü anda oluşan çevresel faktörler yüzünden mi açığa çıkar?
Net bir şey söylemek mümkün görünmüyor.
Benim fikrim; anne karnından itibaren ortaya çıkan, çevresel faktörler olarak adlandırılan durum, bence çok mühim bir konu.
Gebelikte yediğimiz, içtiğimiz, yaşadığımız duygu durumları, hormonlar, sağlığımız vs çocuklarımızın hem bedenini hem ruhunu etkiliyor demektir.
Bu yüzden çok dikkat etmek gerekiyor.
Ayrıca kişilerin geçmişte yaşadığı travmatik olaylar, psikolojik sorunlar, baskı, şiddet, cinsel sorunlar, özendirici yayınlar, arkadaş/çevre etkisinde kalmak vb pekçok faktör de etken olarak kabul edilmektedir.