- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.558
- 598
- Konu Sahibi esmergizmo
- #21
Ben anlamadım. Kuzeni ile iliskisinde uslubunda nasıl bir sıkıntı var?
Üslup değil; yazının genelinden edindiğim izlenim hoş değil. Konu sahibi sorsaydı açıklardım; siz sorma nezaketi göstermişsiniz, size açıklayayım:
Küçüklükten beri, sevgililikler dahil konuşulan, samimi bir kuzen düşünün. Erkek arkadaşlık ilişkileri konusunda uyaran, anlatan, yorumlayan-destekleyen bir abi gibi kuzen.
Anneler küs; ok, ancak onlar bu küslüğe takılmayacak kadar samimi birer arkadaş olmuşlar.
Benim samimiyet anlayışımca, düğüne davet gerektirmeyen hatta sürekli iletişimde olunup "Abi, ne yaptınız? Yardıma ihtiyaç var mı?" tarzında bir iletişimde olmalılar ki yok. Olabilir. Aynı şekilde düğün koşuşturmacasında davet işi atlanmış, unutulmuş da olabilir. Olağandır. Sonrasında kuzen evine davet ediyor, arıyor. Konu sahibi gitmiyor, sorun varsa, çözmek adına kendinden yana bir adım yok.
Bunu da geçelim; konu sahibi, kuzenini sallamazken, kendi dertleşmek istediğinde iletişime geçiyor. Yani salt kendi işi düşünce kuzenini arayan biri diyebilirim, cümleleri beni bu düşünceye itti.
Zaten konu sahibi kuzenini sallayan biri değil, kendi canı sıkıldıkça yaklaşan biri.
Artı kuzeninin eşini de alakasız bir konuda gömmüş geçmiş; arabaları bile yokmuş, ama kızın babası zenginmiş. Cümle böyle devam ediyor. Sonra da Fransız dadılar filan... Bu konu sahibine niçin dert oluyor? Kızı çekemediğini düşünmedim değil. "Ağzı bozuk insanlardan hoşlanmam ve kız küfür ediyor ya" demek ayrı "Asil bir hali yok" demek ayrı. Hoş elektrik almadım.
Araba konusuna gelene kadar, ben bu kısımlara takıldım özetle. Bu yüzden kuzenler arası ilişkilerinde samimiyet sorununun konu sahibinde olduğunu düşündüm.