En nefret ettiğim şey mesai saati bittikten sonra özel telefonuma atılan iş mesajıdır.
Size göre hayati öneme sahip bir konu ama emin olun hayati önemli birşey değil, ölüm kalım meselesi değil,çözülemeyecek mesele hiç değil.
cuma gecesi tüm haftanın yorgunlugunu atmak icin belki arkadaşlarıyla bara gitti -okudugunu anlayacak modda değil, belki sevgilisi şehir dışından geldi onla zaman geçiriyor, belki evde kendi çocuğuyla oynuyor.
Sizin mesaj atmanız onbeş saniyenizi alacak. Ama onun (mesai saati dışında) diğer insanlara ulaşması,derdini anlatması,gelen mesajlara nezaketen dönmesi,sonra da size geri dönmesi falan... İş modundan çıkmış birisi için çok sinir bozucu uğraşlar.
Keşke hickimse hiçbir müşterisine özel telefonunu vermek zorunda kalmasa. Hatta biliyor musunuz Fransa'da
mesai sonrası çalan telefonlar yasaklandı. Çünkü kimse iş sonrası iş sorunlarıyla uğraşmak zorunda değil.
Kaldi ki ayakkabi çalınmamış ,başkası giyinmiş.
Nasil sizin ayakkabı ona olmadıysa onunki de size olmamıştır. Zaten kendi ayakkabılarını almak üzere okula geleceklerdir. Çünkü neden bu karda kişta çocuğunun ayağına olmayan botu kullansınlar?
Sorununuz zaten cozulecek. Yine isterseniz öğretmeni eleştirin, hatta müdüre gidin,yukarıda arkadaşın dediği gibi 'bu ne sorumsuzluk bugün ayakkabıyı yanlis kişiye veren yarın çocuğumu da verir' deyin. En doğal hakkınız.
Amaaa bunları mesai saati içinde yapın :)