Köylülüğüm nasıl geçer

Ay bence çok tatlısınız. Evime gelen misafir hazır bir sey yerine emek vererek yaptığı bir sey getirse havalara uçarım. Siz kompleks yapmissiniz valla kurban olsunlar böyle köylülüğe. Ama rahatlamak adına online terapi uygulamalarından destek alabilirsiniz çünkü bu şimdilik çok soft bir sorun gibi gözüküyor :) Hızlıca aşmanızı dilerim.
 
Konu sahibine kendini düzeltme öyle kal şehirliler b.kunu yesin galan demedik ki elbette uyum sağlasın yanlışlarını düzeltsin de şunu yapabilirsin diyoruz ama öyle değil bunu yap ay ben kültürlüyüm aslında adabı muaşeret videoları var diyoruz nokta atışı eğitim değil diyor arasından seç bak bacım geliştir yani.
 
Bu tartışma bitmez, ben lafı attım çekildim. :KK45: Altıpatlar gibi ağzına doldurup karşısında kim varsa alnından çekirdekle vursun isteyen.
Yanlış hatırlamışım. Çataldan düşebilir. Ben kaşığa koyacağım 🤣
 
Apartmanda kapı önünde ayakkabı olması ne kadar hoş değilse, başkasının ayakkabısına tekme atmak, alıp saklamak da o kadar hoş değil bence. Bizim de iş yerinde kirli bardak, kupa bırakanların bardaklarının atılması mevzusu olurdu, bir nöbet çıkışımda sorumlum bana kızdı neden atmadın diye ben kimsenin kirlisi alıp yıkamam ama çöpe de atmam dedim.
 
Ne yalan söyleyim bende bu kasinti insanlari anlamiyorum. Kuru fasulye (sulu olani) kaşikla yenir. Ben evde kati olanida kaşikliyorum.
Her Kitada bulundum ve insanlarin yemek yeme şekli ve sofra kültürü farkli.

Yemende bir restoranda adamlar tabak vermedi. Ortaya koydular. Biz 6 kişi (iş gezisiydi) yedik. Herkes önünden ilerledi :)
Ben tatil beldesinde yaşayıp kuru fasulyeyi ya da diğer bütün sulu yemekleri çatal kaşık asla kullanmadan elleriyle ekmekle ala ala yiyen aile gördüm ,hem de 3 kişi bir tabaktan🙂
Bu arada çorbayı da kaseden bardaktan su içer gibi içiyorlardı
 
Bu köyde büyümekle alakalı tamamen mesela çat kapı girilir yüksek sesle konuşulur sofra adabı yoktur çinkü tarlada bağdaş kurup ortadaki tabağa ekmek banarsınız ben böyle büyüdüm en azından şehirde işçi ailede bile olsam bunların yerini daha medeni hareketler alacaktı , babam örneğin oturduğum binaya bağıra çağıra girer espri sanır ama kaba şeyler söyler,
Buraya kadar olan kısım görgü kurallarını bilmemekle veya farklı kültürde yetişmekle ilgisi olabilir. Ortadan yeme, kültür meselesi mesela. Bağırarak konuşmanın da kültürle alakası var ama görgüsüzlükle de var. Doğuda bazı yerlerde bağırarak konuşulur. Sanırım konuşulan dille veya sadece kültürle alakalı. Bazı yerlerde küfürlü konuşmak da normal sayılıyor. İltifat olarak şerefsiz demek gibi 😅 Bu açılardan evet haklı olabilirsiniz.

eşantiyon ürün için açılışlara gider ben bunları tasvip etmesem de mesela market market gezerim indirimli ürün için oysa arada az fark var başkası alıp geçer hepsi olmasa da çoğu köylülük ruhuyla alakalı
Eşantiyon toplamanın köylülükle alakası yok. Genelde bu tip şeyleri toplayanlar kıtlık görmüş veya çekeceğini sanan kişiler. Bir de beleş ürünü sevenler 🤪
Geçen gün konferansın birinden eşantiyon ürün aldım. İnsan bir mutlu oluyor ki sormayın. Sanki gram altın vermişler 😆 Köylü babam tenezzül etmez hatta aldığımı görse bana tip tip bakar 🤣🤣

İndirimli olup olmadığına bakmadan alan para harcamayı önemsemeyen biridir. Genelde de zengindir. Köylülükle alakası olsaydı babam gidip de indirimlisi varken uğraşmamak için eline geçeni hatta pahalısını almazdı. Köyde ömrü hayatım boyunca 6 ay bile kalmamış ben ise birim fiyata bile bakarım.
şimdi herkesin köylü güzelleşmesini şaşırmıyorum klasik toplum ikiyüzlülüğü marketteki çalışan bile köylüye özensiz davranırken diğerine daha hoş konuşuyor kimse kimseyi kandırmasın
O market çalışanı da şehirli (!) gibi görünmek veya köylü (!) görünmemek için çabalıyordur da daha hoş konuşuyordur. Kimin nesi olduğuna bakmadan eşit davranmalı oysa ki.
 
Buyuksehırde buyumus 90 lar cocuguyum. Hemde tam buyıksehır çankaya da buyudum. Ozmn oetam daha rahattı. Suan kucuk ılcedeyım. Burdakı rahatlık anlatamm buyuk nımet. Okukadn cıkıyor cocuklarım bakkala gıtse haberım oluyor. Elımdem gelse koye yerlesırım okadar sevıyorum. Cocuklar serbest yetisiyor. İsve, İsviçre, fınlandıya mutlu ulkeler. Ama ego sıfır, gosterıs sıfır özguvenlı hepsı. demkkı neymıs ego, guvensızlık mutsuzluk getırıyormus
Aynen yaa tamamen kompleks yapmış köylülükle şehirli olmakla ne alakası var gerçekten rahatlık küçük sehir de olmak eşimle bizde tayin.yerimizi hep küçük şehirlerde olmasına dikkat ediyoruz büyük şehir resmen stres sıkıntı bunalım 😊
 
Ben tatil beldesinde yaşayıp kuru fasulyeyi ya da diğer bütün sulu yemekleri çatal kaşık asla kullanmadan elleriyle ekmekle ala ala yiyen aile gördüm ,hem de 3 kişi bir tabaktan🙂
Bu arada çorbayı da kaseden bardaktan su içer gibi içiyorlardı

Evet, asya ülkelerindede genelde corba iciliyor.
Yemek kültürü ülkeden ülkeye farklilik gösteriyor.
 
İlber Ortaylı şey demişti “senin görgülü olabilmen için senden önceki üç neslin de görgülü olması gerekir.”

Atatürk’te “köylü milletin efendisidir demişti.”

Onun dışında ben çikolata götüren tarafım mesela annem kendi yaptığı şeyleri götürmeyi sever. Bence çok takılacak bir şey değil.
 
ben diyorum ki koye gidip topuklu ayakkabi giyelim, koske cikip lastik ayakkabi giyelim :21: sefamiz olsun :KK50:

bu arada alinmaya darilmaya gerek yok canlar, koyden geldik sehire bir cogumuz. Ama o koylulugu atamayinca sehirlerimiz de cirkin oluyor iste. Bilinclenip bazi davranislari degistirmekten bir zarar gormeyiz, faydalaniriz toplumcak.

Onun disinda tam tersi de sorun olabilir. Gidip sehir hayatinin dinamigini de koyde yasamaya kalkismayin mesela, o zaman da koyun guzelligini mahvedersiniz.
 
Bir de şu var ben de diksiyonum tam İstanbul Türkçesi değil şive yok ama vurgu ve tonlamalar istediğim kadar düzgün değil konuşma şekli de bence önemli ailesi öğretmen ya da okumuş olanlar daha güzel konuşurken ben bunlar için düşünmek zorundayım
İstanbul Türkçesi konuşmak evet memur çocuklarına özgüdür çünkü tayinle dolaşmaktan hiçbir yerli olamazlar. Ben de memur çocuğuyum ve her gittiğim yerin şivesini vurgusunu önce anlamazdım. Ülkenin en önemli devlet üniversitelerden birinde okudum memleketin her yanından gelen öğrenci vardı ve bazı şive özelliklerinden kimin nereli olduğunu anlardık ama buna kültürel zenginlik olarak bakardık biz kaybolması çok üzücü olur böyle zenginliklerin. Sizi anlıyorum kendinizi yabancı bir ortamda işaret direği gibi duruyor olmaktan korkuyorsunuz ama inanın değiştirmek istediğiniz bazı şeyler sorun değil zenginlik, bazı şeylerin de kentle köyle değil empati ve ruhsal nezaketle ilgisi var
 
Merhaba arkadaşlar ben memurum aktif çalışıyorum ailem çiftçi atanana kadar da köyde yaşadım o ortamda büyüdüm ailem genel nezaketten yoksundu köyde nezaket olmaz zaten bilirsiniz ben çok kitap okudum büyükşehirlerde yaşadım ama özümdeki o köylü kızı silinmiyor sanki o üstüme yapışmış modern birisi olsam da ailesi memur olan öyle yetişmiş biriyle aynı ortamda bazı detaylarda geri kaldığımı hissediyorum misal ben birine misafir giderken ev yapımı şeyler ( reçel , evde yapılan ekmek vs ) götürmeyi hoş bulurum ama diğerleri daha şık ( çikolata, paketli bişi ) götürüyor, sohbette de içimdeki kısıtlı görmüşlük acaba belli olıyor mu diye düşünüyorum diğerlerinin sanki duruşu bakışı bile daha kendinden emin hatta sokakta kim köylü bi aileden gelmiş kim modern bi ortamda büyümüş anlıyorum bakışından duruşundan yanlış anlaşılmasın köylülükle bir derdim yok zaten her fıssatta köyde büyüdüğümü söylerim ama her ortamın farklı bir dokusu oluyor ya ben bi tık üst ortamlarda kendimi pek iyi hissetmiyorum, kendimi her açıdan geliştirmiş olmama rağmen, sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz, benim gibi hisseden varsa dertleşmek isterim.
Kendinizi niye bu kadar hakir gördüğünüzü anlamlandıramadım. Herkes illa aynı kültüre sahip olsun, aynı şekilde mi hareket etsin? Herkesin bir kökü, özü, benimsemiş olduğu bir yaşam tarzı vardır. Birisi bnm evime gelirken çikolata yerine kendi yaptığı bir şeyi getirse misal bn çok mutlu olurum ve gözümdeki değeri de ona göre olur. Düşünmüs, üşenmemiş, uğraşmış, yapmış, getirmiş derim.

Kendinizi onların yanında rahat hisstemiyorsanız, onlara kamufle olmaya veya benzemeye çalışmak yerine daha kendiniz olabileceginiz ortamlarda bulunmaya gayret edin bence.
 
Benim anlamadığım şu. Konu sahibi memurum demiş ama cok daha farkli bir cevre tanimliyor sanki 60larin monser disisleri bakanligi çevresini anlatıyor. Ben her gün sürekli memurlarla beraberim uzmanlar isciler üniversite mezunlari lise mezunlari mudurler vali yardimcilari soforler dahil her kesimle. Ve yani seren serengil diyelim kentli bir insan değil mi bilmem kaç kuşak. Seren serengil gelse bu kamu kurumu ortamlarında barınamaz. Hiç sevilmez ve yadırganir. Hadi seren serengil olmasın pelin batu olsun. O da şu an mesela maras valiliğine girse şu an ortam yapmaya çalışsa yapamaz. Hayır memurlar görgüsüz insanlar demek istemiyorum tabi ki ama pelin batu tarzında bir insanı çok toplumdan kopuk bulur bence ülkemizde ortalama bir kamu kurumu çalışanı. Bu da kötü bir şey değil ama yani kamu kurumları sanki bana yemekhanede havyar servis eden sampanya otomati olan yerler. Yani her kesimden insan var koylusu de var sehirlisi de demek istiyorum. Koylu bulunan insana kasiyerin bile kotu davrandigini ben görmedim. Baska ulkelerde mi yasiyoruz ki acaba? Şehirden şehire değişebilir tabi bilemiyorum ama benim yaşadığım yerlerde ben öyle bir şey görmedim. Umarım yanlış anlasilmamisimdir şu an.
 
X