korkuyorum

curiouss

Guru
Kayıtlı Üye
11 Ağustos 2011
5.846
3.394
beni bazılarınız bliyor
bekarım 27 yaşındayım

korkuyorum bebeğim olmayacak biri minicik elleriyle yumuk yumuk elleriyle yüzüme dokunmayacak diye
anne sözcüğüyle boynuma sarılan olmayacak diye

yarım yamalak sözcüklerle bana derdini anlatan bir süt kokulu varlığı koklayamayacağım diye
korkuyorum
yavrum ilk adımı attı diye ellerimi çırpıp hadi anneciğim bir adım daha deyip afferin deyip o düşmeden kollarımda saramayacağım diye

evet evlilik için pek de açıkçası hevesim yok ya da adaylarımın kafa yapısı uygun değil gibi
geneli baskıcı tipler
evet ben çok açık seçik değilim çok da gezenti değilim ama gezmeye giderken annesini peşimize takacak insanla da aman ne bileyim
işte istemiyorum evlenmeyi en azından evlenmek için görüştüklerimi

geçen yakın arkadaşım doğum yaptı bir süt kokuyor birkaç gün sonra gece sanki burnumda o kokuyla uyandım ve ağladım

Allah ım isteyen herkese sağlıklı hayırlı evlat nasip eylesin İnşallah

aşağıda ki yazı facebook da gördüm etkilendim galiba birazda ağladım, evet ben daha bebek yapma çalışmasında bile bulunmadım ama içimde ki o bebek isteği sanki o çabalayan anneleri anlar gibi oldum


#ALİNTİDİRRR
#kiymetbilinHemdecokkbilin
Siz hiç tüp bebek tedavisi için toplanmış aileleri bir arada gördünüz mü?
Görmediyseniz ben anlatayım…

Tüp bebek merkezlerinin kocaman salonları olur. O salonda üçlü, ikili, tekli koltuklar olur. Tekli koltuklara genelde o salonda bulunmaktan çekinen ve bu sebepten ötürü bir içeri bir dışarı girip çıkan adamların eşleri oturur. Ortada kocaman bir sehpa, sehpanın üzerinde bir takım gazeteler ve çocuk dergileri bulunur.
Salonun duvarlarında, o merkezi tercih eden ve tercihlerinde haklı çıkan bir sürü ailenin bebekleri ile birlikte, kimi bebeklerinde doktorları ile sevgi yumağı fotoğrafları olur.

Beklemekten sıkılan kadınlar o fotoğraflara sayısız kere bakar dururlar. Ve içlerinden “belki bir gün benimde burada fotoğrafım olur.” diye iç geçirirler. Onlar içinden diler ama o salondaki herkes bu dileği duyar ve "Amin"der.

O salonda bakışarak konuşabilirsiniz, bakışarak anlaşıp, bakışarak “inşallah” diyebilirsiniz. Bakışmanın da ötesinde konuşmaya karar verdiğinizde ilk sorunuz “Adınız ne?” olmaz, “Bu kaçıncı denemeniz?”dir. Çünkü o salonda malını, mülkünü, varını, yoğunu satan ve bu hayattaki tek dileği anne olmak isteyen kadınlar oturur.

Ellerine boş bir bardak tutuşturulup odaya alınan erkeklerin, bir müddet sonra o bardak elinde çıktığında hasbelkader hemşire oralarda yoksa elindeki bardağı bir yere mi koysa, arkasını dönüp tekrar odaya mı girse yoksa o bardağı fırlatıp atsa mı şaşkınlığı ve mahcubiyeti bütün bir salona yayılır. Ve herkes o adam daha fazla mahçup olmasın diye yoktan yere sohbete başlayabilir, sehpanın üzerindeki dergiyi kucağına alıp okuyormuş gibi yapabilir, yorgunluktan uyuyormuş gibi gözlerini kapatabilir, olmayan manzarayı seyredilir camdan.
Bari bu kez olsun, bari bu kez tutsun!

Yumurtalarınız uyarılsın diye göbeğinizden, bacağınızdan vurulduğunuz iğnelerden, aldığınız sayısız hormon ilacından sonra oturamaz, otursanız da kalkamaz hale gelirsiniz. Oturmanızdan anlaşılır tedavinin hangi aşamasında olduğunuz…

Toplanan yumurtalar sonrası belden aşağınız yok sanarak açarsınız gözlerinizi, öncesinde kapattığınız odada.
O kadınlar yürüyemez merkezden çıkarken. Eşleri tutar kollarından, kanadından...
Bari bu kez olsun, bari bu kez tutsun!

Transfer sonrası o merkezden ayrılırken o ana dek adını sormak aklınıza gelmeyen ama artık tanıdık ve can yoldaşı olduğunuz nice kadınla telefon numaralarını alıp verirken öğrenirsiniz adını. Ne de olsa müjdeli haberi vermek için arayacaksınızdır birbirinizi.

Siz hiç tranfer sonrası bir kadın gördünüz mü?
Görmediyseniz ben anlatayım…

Merkezden yavaş yavaş yürüyerek çıkan kadın, artık eve hangi arabayla gidecekse onun arka koltuğuna uzanır.
Yolda herhangi bir tümseği görmeyen ve o tümsekte yavaşlamayıp, arabayı zıplatan kocaya veyahut şoför her kimse ona çemkirilir. Arabanın içinde yaşanan kriz bir süre sonra, defalarca yapılan uyarılar sonrası çözümlenir.

Evine varan transfer sonrası kadın şanslıysa annesi yoksa eşinin dostunun onun için hazırladığı yatağa yatar. Ve önündeki 15 kritik gün için dua etmeye başlar. Bir de yanında hiç kimsesi olmayan ve bu sancılı süreci tek başına geçirmek zorunda kalan kadınlar vardır. O kadınların bizim dualarımıza ihtiyacı daha fazladır.
Yemeğini o yatakta yer, suyunu o yatakta içer, o yatakta uyur, o yatakta uyanır.

Çişini son raddesine kadar tutan bu kadınlar işemeye,
Gaz çıkarmaya,
Öksürmeye,
Hapşurmaya korkarlar.
Hapşuruğunu tutamadığı için saatlerce ağlayan bu kadını yanında kim varsa teselli etmekten o sorumludur.
Beden ve zihin sürekli tartışma halindedir.
Beden; “ Bu şey de neyin nesi, ben yapmadım, o yüzden bir an önce atmam gerek!” derken,
Zihin; “Ne olursun çeneni kapat ve bir kere de senin kontrolün dışında gelişen bu şeye sahip ol, ne olur der, yalvarırım.” der.
Daha ne desin!
O yatakta beklemek çok zordur...

Bu zorlu süreçte sona yaklaşılırken yapılan gebelik testi sonucuna göre iki şey söylenebilir;

Sonuç Pozitif mi?
Ne mutlu size.
Sonuç Negatif mi?
Evlat edinme de bir doğum şeklidir.
 
Çok etkiledi yazi benide.
Rabbim isteyen herkese nasip etsin inşallah
 
Okuyamadım yazıyı çabuk etkileniyorum böyle şeylerden
Allah isteyen herkese nasip etsin...
30 lu yaşlarda anne olan bir çok kadın tanıyorum sıkmayın canınızı en hayırlı zamanda olur inşallah..
 
4 tüp deneyip olumsuz sonuç alan biri olarak sanki kendim yazdım sandım yazıyı inanamadım içim buruldu gözlerim doldu aklıma geldi tüm yaşadıklarım
yaşın çok küçük daha bu kadar vesveselenme hakkında hayırlısı olsun
 
Benim anlamadığım şu: daha evli bile degilmissiniz yani bebek için bir girişiminiz de olmamış, olmamasi için bir hastalığınız da yok(sandığım kadarıyla) neden böyle dusunup dünyayı kendinize dar ediyorsunuz? Düşünceler insanın yaşantısını etkiler. Nasıl niyet ederseniz ona göre amel edersiniz. Bir de anliyorum ben de zamanı gelince anne olmak isterim ama neden bu kadar dramatize ettiniz ki bu olayı? Her daim hayırlısıni isteyin..
 
Evli degilsin neden boyle konu aciyorsun madem cocuk istiyorsun evlen o zaman o yazdigin duygulari sen anlayamazsin .
 
Evli degilsin neden boyle konu aciyorsun madem cocuk istiyorsun evlen o zaman o yazdigin duygulari sen anlayamazsin .
 
Yazıyı okurken üzüldüm ama anlayabiliyor muyum? Hayır. Bir bebek için ne ömrümü yerim nede birşeylerimi satıp savururum. Anlamasamda isteyen herkesin bir bebeği olsun inşallah diyebilirim. Daha evlenmeden bu konulara fazla egilmeyin bence eziyet ediyorsunuz kendinize bence evlenincede boyle yapmayin ama ne denir ki
 
Allah isteyen herkese nasip etsin ama çok erken olumsuzluğa kapılmışsınız.Anne olmaktan önce babalığı hakeden birini bulman lazım,en önemli kısım o. Sen mutlu ol,gerisi gelir inş.
 


troidim var (yeni çıktı 3 aydır var herşeyi bu bozdu zaten bundan sonra korkularım başladı)
migrenim var (10 yıldır)
mememde kitle var (6 yıldır)
bir de guatr takibindeyim

ama ne olduysa troid hastası olduğumu öğrendikten sonra çoştum sürekli aklımda ya bebeğim olmazsa korkusu
 
çocukları sevmen anne istemen çok güzel ama bunun için endişelenmen çok çok çok erken,hemde henüz bekarken..
bunu kafanda kurup kurup takıntı yaparsan ilerde evlenıp çocuk sahibi olmak istediginde karşına cıkabılır stres olarak..
şimdiden bukadar kasma,çocuk isteyenler bilir en önemli şey stres yapmamak ve akışına bırakmak..
sen şimdiden böylesin ilerde ne yapacaksın
 
Bu saydıklarından hiçbiri Bebek olmaması için engel değil.
 
Tek birsey soylemek istiyorum ne alaka
Evli misin? "Hayir"
Evlendin cocugun mu olmadi "hayir"
Tek caren tup bebek mi "hayir"
Tup bebek yaptrdin mi "hayir"
Tup bebekde mi olmadi "hayir"

Ee peki neden bu konuyu actiniz ..
 
Allah şifa versin inşallah . Ama nerden bilebilirsiniz ki artık pko lu hastaların bile kendiliginden çocukları olabiliyor, belki bu durum sizi cok etkilemeyecek. Bir de burda bir yerde okumuştum tiroid sorunu insanı depresyona bile surukleyebiliyormus, yani psikolojiyi derinden etkiliyormus. Belki de bu ruh halinde olmanızın nedeni budur? İyi dusunun iyi olsun :)
 
doğrudur anlayamam

bilmiyorum bende alıntı yazıyı okuyunca etkilendim galiba bu aralar nedense çokçabuk bebek konularında hassas oluyorum
Ben yasadim bu yazdiklarini 23 yasinda yasadim tek carem tup bebekti o da olmadi gercekten cok zor buraya yazmasi kolay ama yasamasi omre bedel..
 
bunları dusunmek ıcın bıraz erken degıl mı ?
ben 28 de evlendım 29 da anne oldum :)
30 da da evlensem olurdu 35 de de
bunun yası yok
cocuk yapmanında yası kalmadı artık
cocuk ıcın de evlenılmez
karsınıza sızınle yasamayı hakedecek bırı cıkınca dusuncelerınız degısır ...
 
Annem tiroid hastası,5 çocuğu var. Bebeği olan bir arkadaşımda da tiroid vardı.
Allahtan başkası neyin ne olacağını bilemez ama senin şuan tek yaptığın kötüyü çağırmak
 
Size kızanlar olmuş yok anlayamazsın yok daha evli değilsin de bilmem ne. Ben de 25 olmak üzereyim, evli de değilim. Ama bazen çevremdeki bebekleri severken ben de diyorum ki ya ben beceremezsem? ya da keşke benim de olsa vesaire vesaire.
Biyolojik saat diye bir şey var, içgüdüsel olarak üremek istiyoruz. Günümüzde çoğunluk 30 yaş üstünde çocuk sahibi oluyor kafanıza takmayın derim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…