Eşimle flört ettik ve severek evlendik. 7 yıldır evliyiz iki çocuğumuz var. Evlenirken ailesinden sağa sola kapora vermesi dışında her hangi bir destek görmedik. Maddi durumları elveriyor muydu? derseniz evet isteseler elbette birşeyler yapabilecek durumdaydılar ama onlar kendi lüks daire ve arabalarının taksitlerini ödemekle meşgullerdi. Babacığım sağolsun, kiralarda sürünmeyin diye lokasyonu iyi olmasa da bize bir ev verdi hem de üzerimize. Kendisi de ortalama öyle bir evde oturuyor. Karı koca çalışıyor evimizi çeviriyorduk. Velhasıl gel zaman git zaman çocuklar oldu ben çalışamadım. Elimizdeki paralar eridi. borç ödedik sürekli çünkü düğündü, eşyaydı. Gelen takılar hep borca girdi. Ev alacak olduk borcumuz var dediler sırtlarını döndüler. Umursamaz tavırlarını tek tek anlatmıyorum bile. Evi sattık kredi çekerek aldığımız evi ödeyemedik aldığımız evi de sattık. Elimizdeki para eridi bitti, yok oldu. Eşin çalışmıyor muydu derseniz işte esas mesele orada. Eşim gece gündüz çalışan biri. Yani deyim değil gerçekten gece gündüz. Sabah gider işine, akşam yemeğe gelir sonra yine gider gece yarısı ya da sabaha karşı gelir. Akademik araştırma işinde olan biri. Hatta hafta sonları da gider birkaç saatte olsa yine gider. Böyle bir iş hayatı ve ortada kazanılan kayda değer bir para yok. Aldığı zaten kiraydı şuydu buydu gidiyor. Bana sürekli benim de çalışmam gerektiğini ancak bu kadar olduğunu söylüyor. Hayır yani yanlış anlaşılmasın sırtımı kocama dayayım da yaşayayım derdinde biri değilim. Ama ister istemez düşünüyorum; Bir kadın olarak bugünün parasıyla bir evle gelin geldim. Çocuklar olana kadar çalışıp para kazandım. Düğündür eşyadır ödemelerine çocuk olana kadar destek oldum. Çocuklarıma kendim baktım, büyüttüm. Annem sağlık problemleri olan bir insan, eşimin annesi deseniz kendi işinde gücünde. Yani tek başıma büyüttüm. Evde eşofmanı çekip elimde kumanda keyif yapmadım. Çocuk büyüttüm. Evin herişini ben yaptım. Çalışıyor yoruluyor diye hiç bir iş yaptırmadım. Eşim hep çalıştı, yapayalnızdım. Şimdi bunları düşününce ben ne yaptım diyorum. Para herşey değil elbette ama mal canın yorgasıdır demişler. Bir erkek olarak eşim çok zayıf bir hale geldi gözümde. Hala ona yaptığım onca şeye rağmen benim çalışmamdan medet umması. Bir gün ordan bir gün buradan esmesi. Bencil ailesi ve onlara acıması “ onlar hiç kendi oğullarının hayatına dair hiç kaygı duymadılar ama” Eşimin garip iş hayatı. Hayatımda hiç bu kadar saçma bir iş görmedim. Yani insan pazarda elma satsa şu harcadığı zamanı oraya harcasa daha çok kazanırdı sanırım. Ve cinsel hayatımız. Cinsel hayatımız hiç yok yani gerçekten yok. Evlendiğimiz zamandan beri erken boşalma problemi var dolayısıyla bir cinsel hayat yok. Bu konuda da hiç tedavi olmadı, gerek görmedi sanırım. Evde ev arkadaşı gibiyiz. Cinsellik artık benim için hiç birşey ifade etmiyor. Bende de istek kalmadı. Evde hiçbir şeye elini atmaz, işten geç geldiği için sürekli orda burda uyuklar. Haftasonları yataktan yalvar yakar kalkar. Kendimi bazen onun annesi gibi hissediyorum sanki okula gidecek geç kalma diye tepesinde sürekli söyleniyorum. Yemek yapmaktan anlamaz öyle bir merakı yok. Hasta olsam bir çorba yapamaz. Baba olarak sürekli bana akıl verir. İki dakika çocuğuyla yalnız kalsın birbirlerine girerler. Bunların dışında insan olarak iyi biridir. Ama o kadar sıkıldım ki. Bıktım artık. İşinden gücünden bıktım, fakirlikten bıktım, çocuğum mu?, ev arkadaşım mı?, kocam mı? Artık tanımlayamamaktan bıktım. Çok mutsuzum, geleceğe dair çok kaygılıyım. Sanki bitmek bilmeyen, çıkışı asla bulamayacağım bir labirentte sıkışmış gibiyim. Ben mantıksız mı düşünüyorum. Mantıksız bir beklenti içersinde miyim? Siz benim yerimde olsanız bu şartlarda ne düşünür ne yapardınız?