• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

KK'da ve Hayatta Yalnızlık

selam rast,

nasılsın? umarım iyisindir.

arada bir sorarım böyle alış şimdiden :101: :119:
 
selam rast,

nasılsın? umarım iyisindir.

arada bir sorarım böyle alış şimdiden :101: :119:

Bazen umduğumuz şeyler olmuyor, pek de iyi sayılmam. Şükür diyelim en iyisi.
Arada bir sormanı isterim elbet ben de. Unutulmak istemem dersem ukalalık etmiş olur muyum bilmem ama insan bir şekilde bir yerlerde unutuluyor ve kaçınılmaz olan bu unutuluş daha toprağa girmeden gözler önünde sergileniyor.
 
Öyleydi işte. Kimi zaman insanlar ilgiye muhtaç olurlardı. Birbiriyle mesajlaşan iki sevgilinin bir gün ara verip mesaj atmamasıyla kıyamet kopabilirdi. Sevgili durumları ilginin en üst düzeyde olduğu zamanlardı. İnsan bu ve buna benzer zamanlarda hep karşı cinsten olsun veya olmasın birilerinden ilgi görmeye muhtaçtırlar. İnsanın fıtratında vardır ilgi. Yukarıda da olduğu gibi sevgiliyle iki gün mesajlaşmayın üçüncü gün ilgisizlikten ilişkinizi bitirebilir. Böyledir çoğu insan, ilgi ister. Kimi zaman dinlenilmek, kimi zaman yaslanılacak bir omuz arar, arar da durur hayatı boyunca. Ve hep sıkılır insan. Verilen ilgi ne derecede olursa olsun fazla sürmez uzunluğu. Bir yerlerde yanlış olan bir şeyler vardır. İpler asla kopmaz diye bir şey yoktur, zincirler koparken iplerin kopması hiç de imkansız bir olay değildir. Dedim ya sıkılır insan, sevgilinin ilgisinden. Her gün seni seviyorum diye gelen mesajlardan. Her gün telefonda aynı sesi duymaktan, vaatlerden, evlenme planlarından, henüz doğmamış çocuklara isim aramaktan. Evlilikte de sıkılır insan. Aynı yastığa baş koyduğunda yarın aynı şeylerin olacağını bilmek insanı sıkar, boğar bazen. Hepsinin kaynağı araştırılsa da insanoğlunun fıtratında vardır sıkılmak. İlgisizlik kadar ilgi görmekte sıkar bir süre insanı.
Yalnız en acı verici nokta da şudur ki:
Bazen insanlar ilgiyi hiç görmemiş olabilir, bu durumda hep o ilgiyi ararlar. Hep o ilgiyi arayıp bir gün bulacağını ümit ederek yaşarlar, bulduklarında asla kaybetmeyeceğini asla sıkılmayacağını söylerler verilen ilgiden. Haksız da sayılmazlar. Çünkü ilgisizlik kolay bir kelime değildir.
Bir annenin yavrusuna ilgisiz olması cam parçaları içinde çırılçıplak ayaklarla yürümek kadar acı vericidir. İşin diğer bir boyutu da; bir yavrunun bir kız çocuğunun ilgi bekleyecek bir annesinin bir babasının olmayışı cam parçalarını yutmaktan daha acı verici bir olaydır...
Farkındayım bir paragrafta o kadar çok bir sözcüğü var ki...fakat bu kimin umrunda, düşünsenize cam parçaları boğazınızdan geçiyor kimisi geçmeden kanlar fışkırıyor, fışkıran yerlerden buğulu bir ses, ya anne ya da baba diyor. Şimdi söylesenize kimin umrunda bir kelimesi. Kimin umrunda sevgiliyle mesajlaşmak evlenmek çoluk çocuk sahibi olmak kimin umrunda geleceğini düşünmek. Kalp o buğulu sese takılmışken bütün uzuvlar o sesleri duyarken...
...
 
tabi ki unutulmayacaksın!
unutanlar sahte olanlardır rast, eğer karşındaki insan içtense, samimiyse asla unutmaz. bu arkadaşlık olsun, kadın erkek ilişkisi olsun, komşuluk olsun, akrabalık olsun hep böyledir.

yazını okudum, seni çok iyi anlıyorum. hissediğin şeyleri tahmin edebiliyorum. ama lütfen şunu unutma, sen üzgün olduğun sürece anneni ve babanı da üzersin. nasıl mı? ruhlar herşeyi hisseder ve görür. ölüm bedenin ölmesidir, ruhun değil! o yüzden asla ve asla mutsuz olmamaya çalış. annen ve babanı çok seviyorsan ki sevdiğine eminim bunu onlar için yap. çünkü onlar senin mutsuz olmanı hiç istemezler.

sana bir önerim var. eğer gerçekten bakabileceğine inanıyorsan bir evcil hayvan edinmeye ne dersin? benim 2 yıl öncesine kadar bahçede baktığım birçok kedim vardı. sıkıldığım dönemlerdi. onlara bakmak bana o kadar iyi geldi ki anlatamam sana. resmen terapi gibi.
 
Son düzenleme:
...bakmayan bilemez. bir de kediler nankör derler. yalan! sadece çok unutkanlar. hafızaları anlık. ailem ve ben öyle mutlu zamanlar geçirdik ki onlarla anlatamam sana. hepsinin birer adı vardı. hangisini adıyla çağırsam o geliyordu, yani isimlerini biliyorlardı resmen. :) bizi görünce hep peşimize takılıyorlardı. götürsen köpek gibi sahibiyle, yani bizimle birlikte dolaşmaya çalışıyorlardı. tabi biz de kötü niyetli insanlardan ve arabalardan korktuğumuz için hep onlardan saklanarak gidiyorduk. halimizi görseydin tam komedi. :) bebekken bakmaya başladım onlara, sonra tabi ki zamanla büyüdüler, dişi olanlar doğurmaya başladı. gittikçe büyüdü ailemiz. :) ben bakkmaya başladığımda 3 yavruydu. ikisi kardeşti. anneleri onları biraz büyüdükten sonra bıraktı gitti doğası gereği. ama benim yavrular, yemek aramak denir bilmedikleri için -ki günde 3 öğün kedi mamasıyla bazen ciğerle, sütle besiyorduk onları- bahçeyi terk etmediler. yavrularının da yavrularının olmasıyla ve hiçbirinin bahçeyi terk etmemesi sonucu artık etraftan şikayetler gelmeye başladı. neyseki apartman, aile apartmanımızdı da birşey yapamadılar. yani sonuç olarak ailem de kedilerim de çok mutluyduk. ama gelgelelim derin acılar da yaşattı kedilerimiz bize. onlara o kadar çok alışmışık ki... bir yerden sonra insanın çocukları gibi oluyorlar çünkü. kimisi köpekler yüzünden, kimisi hastalıktan, kimisi araba çarpması yüzünden ölünce nasıl üzüldüğümüzü anlatamam sana. çok can yakıcı birşey. aklıma geldikçe hala ağladığım olur. ama hayat işte, hayatta çaresi olmayan tek şey ölüm! onun dışında herşeyin vardır ya da olabilir. işte benim kedilerim aileme ve özellikle bana terapi gibi geldi ve bu yüzden sana evcil bir hayvan bakma fikrini vermek istedim. eğer evde bakamam dersen hayvan barınakları gönüllüler aramakta. haftasonu oraya giderek hayvanlarla ilgilenebilir, bu şekilde de onlara yardımcı olabilirsin istersen. (köpek almak isteyenlerin de kesinlikle barınaktan alması taraftarıyım, barınakta o kadar çok terk edilmiş köpek var ki...)
 
tabi ki unutulmayacaksın!
unutanlar sahte olanlardır rast, eğer karşındaki insan içtense, samimiyse asla unutmaz. bu arkadaşlık olsun, kadın erkek ilişkisi olsun, komşuluk olsun, akrabalık olsun hep böyledir.

yazını okudum, seni çok iyi anlıyorum. hissediğin şeyleri tahmin edebiliyorum. ama lütfen şunu unutma, sen üzgün olduğun sürece anneni ve babanı da üzersin. nasıl mı? ruhlar herşeyi hisseder ve görür. ölüm bedenin ölmesidir, ruhun değil! o yüzden asla ve asla mutsuz olmamaya çalış. annen ve babanı çok seviyorsan ki sevdiğine eminim bunu onlar için yap. çünkü onlar senin mutsuz olmanı hiç istemezler.

sana bir önerim var. eğer gerçekten bakabileceğine inanıyorsan bir evcil hayvan edinmeye ne dersin? benim 2 yıl öncesine kadar bahçede baktığım birçok kedim vardı. sıkıldığım dönemlerdi. onlara bakmak bana o kadar iyi geldi ki anlatamam sana. resmen terapi gibi.

Bu dünyada çoğu şey zaten sahte değil mi. Bütün her şey unutulmaya mahkum.
Benim üzgünlüğüm...nasıl anlatsam bilemiyorum ama olmuyor, elimde değil. Annem babam şuan beni izliyorsa, ya da ablam belki de şuan dertleşecek tek insanım beni şuan izliyorsa, dayanamadığımı bilmelerini isterim. Gerçekten dayanamıyorum. Artık ayaklarım taşıyamıyor bedenimi. Elbetteki onlar sabırlı olmamı gülmemi ileriye daha iyi bakmamı hayata daha sıkı sarılmamı isteyecek ama bunu yapamıyorum. Dedim ya elimde değil.

Evcil hayvan olarak ileride köpeği düşünüyorum bahçemde yarış yapabileceğim bir köpeğim. Ama ileride, güzel bir evim olunca, tabii o zamana çıkarsam. O zamana kadar ayakta kalmayı başarabilirsem.
 
...bakmayan bilemez. bir de kediler nankör derler. yalan! sadece çok unutkanlar. hafızaları anlık. ailem ve ben öyle mutlu zamanlar geçirdik ki onlarla anlatamam sana. hepsinin birer adı vardı. hangisini adıyla çağırsam o geliyordu, yani isimlerini biliyorlardı resmen. :) bizi görünce hep peşimize takılıyorlardı. götürsen köpek gibi sahibiyle, yani bizimle birlikte dolaşmaya çalışıyorlardı. tabi biz de kötü niyetli insanlardan ve arabalardan korktuğumuz için hep onlardan saklanarak gidiyorduk. halimizi görseydin tam komedi. :) bebekken bakmaya başladım onlara, sonra tabi ki zamanla büyüdüler, dişi olanlar doğurmaya başladı. gittikçe büyüdü ailemiz. :) ben bakkmaya başladığımda 3 yavruydu. ikisi kardeşti. anneleri onları biraz büyüdükten sonra bıraktı gitti doğası gereği. ama benim yavrular, yemek aramak denir bilmedikleri için -ki günde 3 öğün kedi mamasıyla bazen ciğerle, sütle besiyorduk onları- bahçeyi terk etmediler. yavrularının da yavrularının olmasıyla ve hiçbirinin bahçeyi terk etmemesi sonucu artık etraftan şikayetler gelmeye başladı. neyseki apartman, aile apartmanımızdı da birşey yapamadılar. yani sonuç olarak ailem de kedilerim de çok mutluyduk. ama gelgelelim derin acılar da yaşattı kedilerimiz bize. onlara o kadar çok alışmışık ki... bir yerden sonra insanın çocukları gibi oluyorlar çünkü. kimisi köpekler yüzünden, kimisi hastalıktan, kimisi araba çarpması yüzünden ölünce nasıl üzüldüğümüzü anlatamam sana. çok can yakıcı birşey. aklıma geldikçe hala ağladığım olur. ama hayat işte, hayatta çaresi olmayan tek şey ölüm! onun dışında herşeyin vardır ya da olabilir. işte benim kedilerim aileme ve özellikle bana terapi gibi geldi ve bu yüzden sana evcil bir hayvan bakma fikrini vermek istedim. eğer evde bakamam dersen hayvan barınakları gönüllüler aramakta. haftasonu oraya giderek hayvanlarla ilgilenebilir, bu şekilde de onlara yardımcı olabilirsin istersen. (köpek almak isteyenlerin de kesinlikle barınaktan alması taraftarıyım, barınakta o kadar çok terk edilmiş köpek var ki...)

Güzel. Ben evde beslemeyi düşünmüyorum bahçemde genişliği iyi olan bahçemde büyütmek isterim. Ama ölüm bu saatten sonra bana çok acı verir. O yüzden kimseye bağlanmam. Haliyle sadık dost köpek olunca, öyle bağlanmamak da olmaz. Bakalım zaman ne gösterecek.
O acıyı ilk kez bir filmde yaşamıştım, içim parçalanmıştı; Cüneyt Arkın'ın bir filmiydi hatta, köpeği ölüyordu, Cüneyt Arkın bir kızı kaçırıyordu filmde, bahçesi falan vardı sanırım. Hatırlarsan çok sevinirim bir kez daha izlemek isterim. ???
 
Güzel. Ben evde beslemeyi düşünmüyorum bahçemde genişliği iyi olan bahçemde büyütmek isterim. Ama ölüm bu saatten sonra bana çok acı verir. O yüzden kimseye bağlanmam. Haliyle sadık dost köpek olunca, öyle bağlanmamak da olmaz. Bakalım zaman ne gösterecek.
O acıyı ilk kez bir filmde yaşamıştım, içim parçalanmıştı; Cüneyt Arkın'ın bir filmiydi hatta, köpeği ölüyordu, Cüneyt Arkın bir kızı kaçırıyordu filmde, bahçesi falan vardı sanırım. Hatırlarsan çok sevinirim bir kez daha izlemek isterim. ???

ben izlemedim o filmi. hiç bilmiyorum.
ölüm var diye kimseye veya bir hayvana bağlamama fikri yanlış bence. hayatın içinde var ölüm. biz de bunu kabul etmeliyiz.
 
Son düzenleme:
ben izlemedim o filmi. hiç bilmiyorum.
ölüm var diye kimseye veya bir hayvana bağlamama fikri yanlış bence. hayatın içinde var ölüm. biz de bunu kabul etmeliyiz.

Bazen kabullenmek zordur. Alışamaz insanoğlu. Tıpkı gözlerinin önünden gitmeyen bir olay gibi. Belkilerle yaşamaya başlar insan, hani belki düzelirim umuduyla. Belki de bu sebeptendir nefes alması, her şeyde bir hayır var.
 
Bazen kabullenmek zordur. Alışamaz insanoğlu. Tıpkı gözlerinin önünden gitmeyen bir olay gibi. Belkilerle yaşamaya başlar insan, hani belki düzelirim umuduyla. Belki de bu sebeptendir nefes alması, her şeyde bir hayır var.

umudun varsa zaten birgün gelir herşey düzelir. yeter ki umut et!

bu arada dur, daha birlikte imza günlerine katılacağız sen yazdığın romanlarla ben de yazdığım gazetecilikle ilgili kitaplarla :D
 
umudun varsa zaten birgün gelir herşey düzelir. yeter ki umut et!

bu arada dur, daha birlikte imza günlerine katılacağız sen yazdığın romanlarla ben de yazdığım gazetecilikle ilgili kitaplarla :D

Bakalım, yaşayacak günlerimiz varsa neden olmasın ;)
 
cüneyt arkın hülya koçyiğitle mi oynamıştı o filmde?
eğer öyleyse ''gırgır ali'' olabilir.
araştırdım buldum :D
tabi doğru filmi bulduysam.
 
Son düzenleme:
Back