Kitabını Al da Gel

Ben Türkçesini okumuştum. Şahane bir kitaptır.

Eh ticari açıdan bakıldığında haklılar da. Aslında dünya genelinde zaten "tür" kitaplarının kalitesi düştü. Türkiye'de nasipleniyor.
maalesef kaliteli denilecek kitaplar 5 parmağı geçmiyor. ergen edebiyatı diye tabir ettiğim edebiyat had safhada
 
Merhaba. Artık ben de kitabımı alıp gelmeye karar verdim. Kendi başıma kaldıkça okumak için zaman ayırmamaya başladığımı fark ettim. Burası bir vesile olur umarım.

Ilk kitabım lise edebiyat hocam tarafından hediye edilmiş olan "Duruşma Gecesi" olacak. Aslında daha önce okudum kitabı ama o zaman hazırlık sınıfındaydım. Ceza hukuku almaya başladıktan sonra tekrar okumak istiyordum, bu döneme kısmetmiş.


Kitabım epey eski bir basım, biraz dağılmış durumda toparlamam da gerek.

Çok minik bir öykü zaten, 80 sayfacık. Emekli birer savcı yargıç ve avukat tarafından kurulmuş bir oyuna tesadüfen sanık olarak dahil olan Traps'ın öyküsünü anlatiyor. Adalet nedir, hangi durumda nasıl ve kim tarafından verilmelidir soruları kafamda dönüp durmuştu ilk okuduğumda. Bakalım bu sefer neler değişmiş kafamda. Okuduktan sonra tekrar görüşmek üzere.
 
maalesef kaliteli denilecek kitaplar 5 parmağı geçmiyor. ergen edebiyatı diye tabir ettiğim edebiyat had safhada
Evet, maalesef. Üstelik yabancı Genç-Yetişkin Edebiyatı'nın yanına bile yaklaşamıyor işin kötüsü. Tabii bunda o kitapları eğitim almış pedagog-Edebiyatçı vs'nin yazarken bizde ise doğrudan 15-19 yaş grubu tarafından yazılması etkili.
 
Genç hukukçu için doğru bir seçim gibi görünüyor. Oku da bize de anlat.
 
maalesef yaş 12 ye vs kaymaya başladı birde bunların kaprisleri vs :) sanki küçük dağları onlar yaratmış hesabı davranıyorlar. onlardaki kapris çoğu ünlü yazarda yok mesela geçen hafta izmirde kitap fuarı vardı. bilindik bir yazarla facebook üzerinden konuşuyorduk zaten o kadar kaprissiz bir yazar ki ağabey sırf sana sarılmak için geleceğim dediğim için adam sımsıkı sarıldı mesela :) halen arada laf atarım kendisi de gülerek cevaplar. yda bilindik bir yayınevinin yazarlarından birinin imza kuyruğunda ortalardayken hoşgeldin sabahvesen nasılsın diye seslenen yazarın olduğunu bilmek var birde 12-19 yaş arası ergen dediğimiz yazarlar var
 
Ben şu yeni nesil yazarlarla aynı platformda yazıyorum, kendi çapımda. İnan sizler işin basım kısmındasınız, ben bizzat yazım kısmına tanık oluyorum.
Durum orada daha fena.
Yayınevleri "hit" sayısına baktıkları için sahte hesaplarla şişirilen okunmalar mı istersin, Edebiyat Dünya'sının adeta yeni Virginia Wolf'u olmuşçasına havalar mı istersin.
Üstelik ne yazık ki hepsi araya karbon kağıdı koyulmuş misali. Bağlaçlı cümle yok, kasıp bağlaçlı cümle kullanan ise özneyi ayrı yüklemi ayrı oynatıyor zaten cümlede.
Ve eleştiriye tahammülleri kat'a yok. E çocuğum Dostoyevski eleştirilmiş zamanında, bir sakin ol, soluklan yani.
Diyorum ya ben teşvik edilmelerini sonuna kadar destekliyorum ama bir laf vardır "Şeytan'ın en sevdiği günah, kibirdir."
 

mesela geçen bir kitap geldi bana edit için güneşi beklerken dizisinin oyuncularından kurgu 548 sayfa. ama o kitabı ben mi editledim başkası mı Allah bilir. yazmış ama nasıl yazmış muamma. Ara karakterlerden adamın biri bir koray olmuş bir Oğuz ee dikkat etmek gerekiyor. birde genel kurgu şu liseli ezik kız zengin oğlan altlarında ferrari olan oğlanlar gecenin yarısı barda gezen 16 yaşındaki zengin kızlar oğlanlar vs.

Birde üstüne bunları yazanlarda ki kibirler. Affedersin ama ağzı bozuk çoğunun. bir yazar duvarında küfürlü konuşur mu ? Yahut yazar dediğin siyasete karışmak. Hümanist olmalı ki kitlelere ulaşmalı. Ee sen a partisi b partisi diye taraf tutarsan okuyucunda azalır sonuçta.
 
Aynen.
Sorun şu ki, kendi yazdıklarını okumuyorlar, Yazar'ın Not Defteri, denen şeyden bihaberler. Çünkü yazmaya başlamadan önce bir karakter kurgusu yok, olay örgüsü yok.
Allah ne verdiyse çalakalem girişiyorlar, sonra da 1. Bölümde adı Yağız olan kumral yeşil gözlü adam, 30. Bölümde yoluna Yiğit adı altında, sarışın mavi gözlü olarak devam ediyor.
Kendi okudukları, yazdıkları türün yazarlarının bile nasıl yazdıklarından bihaberler.
Örneğin o türün ağababaları J. McNaught, Nora Roberts, Rachel Gibson... bunlar hep popüler yazan ama akışında sorun olmayan yazarlar.
Küfürlü konuşuyorlar, çünkü eleştiriye tahammülleri yok. Yeteksizsin lafını hakaret olarak kabul ediyorlar ki bence bakın ben bunu yazdım diyen birine yeteneğin yok demek tespittir, hakaret değil.
 


aynen öyle canım kurgu oluşmadan detayına kadar araştırmadan en önemlisi de okumadan yazıyorlar. karakter değişe değişe bir hal oluyor ve editör bunu görmüyor piyasaya giren kitap hatalı oluyor.
onlar için önemli olan wattpad de 1M ve üstü okuyucusu olsun yetiyor. bazıları da yazıyor sonra okuyucu artınca yarıda kesip kitap oluyor ee ne anladım ben o işten yarısını okuduğum bir kitaba neden 20 tl vereyim ki.
eleştiriye gelemeyenler yazar olmasın diyorum. her zaman daima pohpohlanacak değiller. zamanında franz kafkayı Antoine de Saint-Exupéry'i de eleştirenler olmuş daima.
 
Ben de hep Balzac'ı eleştiririm mesela
İşte o 1 m okuyucu yalan dolanla geliyor çoğunlukla. 10 arkadaşına 10 hesap açtırsa, 10 hesap da kendisinde olsa, bitti gitti. Çok zor bir şey değil yani. Basit bir matematik hesabı.
Wattpad bence iyi bir kaynak yeni popüler yazarlar bulmak için ama yayınevlerinin kullandıkları yöntemler doğru değil.
 

Okuyucu çok olmayan yada wattpad De yazılmayan şahane eserler maalesef basılmadan dosya olarak kalıyorlar çünkü yazarları pohpohlayacak kişiler yok oysa belki o ergen edebiyatı kitabindan daha çok satacak ama bunu dusunemiyor yayınevleri. Mesela kötü çocuk kötü oğlan vs tarzı o kadar benzer kurgular var ki
 
Evet, maalesef.
Büşra Küçük'ün Kötü Çocuğu iyi bir furya, klonlarına göre nispeten iyi bir kitap zaten. En azından kendi klasmanında düşünüldüğünde.
Yazar adı vermeyeyim, zaten biliyorsundur, Wattpad ablası vardır bir tane. Şimdi kitap olacak o yazdığı hikaye, daha önce de kitabı basıldı, bir ordu tasviri yapıyor ki, Türk Ordusunda öyle davranan subayı değil binbaşı yapmak, karargahtan içeri sokmazlar.
Gerçekçilik sıfır. Top Gun'ı almış, karakterlerin derinliğini 0' a çekmiş, yazmış. Bu kadın en az 35 yaşında.
Romantik Komedi yazabilir, sonuçta kitap bastırmak istiyorsa zaten yazabileceği 3-5 tür var, ne yazık ki ağır bir edebi eserle "keşfedilmek", mevcut koşullarda sıfıra yakın. Ancak yıllardır basın-yayın sektörünün içinde falan olacaksın, belki.
Ama ben bu kadar çalakalem yazmayı da yaptığın işe hakaret olarak görüyorum.
Aynı hikayeyi bir sürü grubun içinde geçirebilirsin ama zerre bilgin olmadığı bir konuda "ay benim hayal dünyam da bu işte" diye yazdığında ayıp oluyor.
Sonra 14-15 yaşında ergenler bu "Abla"larının kitabını okuyorlar, bakıyorlar, Abla'nın kitabı basılmış, biz de niye yapmayalım diyorlar.
Böyle böyle her klon bir öncekinden daha beter şekilde devam ediyor işte.
 

biliyorum bu abla denilen şahıs birde dizi senaryosu yazıyordu komedi. sanki ordu değil çocuk kreşindekileri yazıyor. Birde cinsel içeriği fazla. bunun birde +12+13 olup da cinsellik yazmaya çalışanlar var ve maalesef ensestizmi de yer alan hikayeler bile var bunları çocuklar okuyor o platformda özelden sapıkça mesaj atanlarda cabası. Zaten kitaplarında cinsellik yazanların çoğunun bastırılmış duygularının yüzeye vurması oluyor. yaşayamadıklarını yazma çabası.
ağır edebi eserler değilde mesela kaliteli eserler yazılabilir.
Piyasa da yüzlerce şiir kitabı var ama şöyle bir baksan Ahmet Telli, Nazım Hikmet vs bile çok satılmayan bir ülkede binlerce satılmayı hayal ediyorlar ki duygudan bir haber yazılan satırlar bunlar.
 
Yani tür gereği cinsellik koyulabiliyor zaman zaman, ama işte pornografi başka bir şey. Sorun orada. Bir de neyi ne kadar verdiğin önemli.
Örneğin bu Abla'nın yazdığı türden gidelim ki kendisi kötü bir Rachel Gibson kopyası aslında. Rachel Gibson'ın romanlarında max 3'er sahne olur ve kesinlikle Fifty Shades tadında değildir sahneler, iki yetişkinin ilişkisinin doğal bir sonucudur mesela. Ya da J. Macnaught
Ancak öyle kitaplar var ki seksin etrafında hikaye dönüyor, seks hikayenin küçük bir parçası değil.
Zaten Abime Aşık Oldum, Öğretmenimin Bebeği tarzı hikayeleri gördükçe, bu ergenlere Sihirli Mantar falan mı yediriyorlar diye düşünüyorum.
 
Eskiden kitap yazmak da basmak da zordu yani yazarlara saygı duyularak bakılıyordu çnkü önemli birşeydi yazar olmak ama şuan maalesef öyle bir şey kalmadı. sosyal medya hesabımın %90 ı yazar olamayacak yazarcık denilebilecek insanlarla dolu işim gereği. Ve yayınevimden bağımsız çalışma yapmıyor olmama rağmen özelden kitap yazıyorum bakar mısınız ne tavsiye edersiniz vs diyen yayınevi önerisi isteyen hatta ve hatta yayınevi önerisi vermene rağmen ayy benim adımı onlarla bir tutma onlar benim adıma layık değil diyen yazarcıklar var. Sorasım geliyor hayrola sen bir Ahmet Ümit misin İskender Pala mısın diye
 
Yani bu furya da elbet bitecek, iyiler kalacak, kötüler elenecek. Ama o zamana kadar senin mesaj kutun dolup taşmış olacak :)
Sanırım, sevdikleri şey, "yazma" eyleminin kendisi değil, çok okunmanın, popüler olmanın getirisi. Bir nevi popçu/topçu olma isteği işte.
 
yazar vs diye pohpohlayan kesim sevgili olmak için can atan insanlar oldukça maalesef bu popüler olma çabası devam edecek. çevremde çok yazar yayınevı sahibi vs var çoğuyla da ismen tanışıyorum. hatta ilişkimin olduğu yazar insanlarda oldu ama bazı kesimin burnu çok büyük. şuan zaten bayağı elenmeye başladılar. farkındaysan bir çok yazarın yayınevi ile sözleşmeleri iptal edilmeye başlandı çnkü popüliteleri bitmeye başladı.
 
Yani olacak olan o. Popüler olmak elbette Çok Satan kitapları sattırmak için önemli ama işte onu korumada zaten mesele. Onu da başarabilen çok az popüler yazar var zaten.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…