O köprünün altından çooook sular akmıştır. Yorma kendini diye dedim kııı.Farkındayım, ama konu sahibi en son geçen pazar girmiş.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
O köprünün altından çooook sular akmıştır. Yorma kendini diye dedim kııı.Farkındayım, ama konu sahibi en son geçen pazar girmiş.
Merak ettim işte, ne oldu, inş canına okumuştur herifin.O köprünün altından çooook sular akmıştır. Yorma kendini diye dedim kııı.
Şalvar böyle ise iyi yine.Şalvarlı kadın mı
Hem de öyle bi yerde
Zamanla ilk acısı kalmıyor, geçiyor, unutuluyor ama zor hazmediliyor. Ara ara aklına geliyor sonra. Boşver diyorsun, düşünmemeye çalışıyorsun.Hanimefendi. Suan bu icerikle ilgili yazi arayana kadar uykusuz kaldim. Ayni durum benim basimda kendimi o kadar kotu hissediyorum ki cevaplar sizi tatmin etmis olsasa ben hala kendimi yiyip bitiriyorum. Sizinle konusmaya ihtiyacim var. Size anlatmaya ihtiyacim var size nerden ulasabilirim. Bende bayanim.2.5 yillik evliyim. Psikolojik anlamda kendimi.kotu hissediyorum sizin esiniz yine durust davranmis ben bunu ogrenmek icin neler yapmadm ki. Lutfen bana donus saglayin
Doğru haklısınız aynen ben de öyle düşünmüştüm. Gerçi konuyu açalı 3,5 yıl olmuş, aştım bazı konuları. Artık çok umursamıyorum. Yorumunuz için teşekkürlerEşinizin 18 yaşında yaptığı eylemden de vahim olan şey kafa yapısı. Kadında geçmiş, erkekte gelecek aranırmışşş. Baksen. Bu adam sanmıyorum ki eski sevgilinizle birşeyler yaşasaydınız amaaan ne olmuş ki der hayatına devam ederdi. Ya siz de cinselliğini özgür yaşayan bir kız arkadaşınıza özenseydiniz, böyle bir bekarlık yaşasaydım keşke deseydiniz? Zindan ederdi size hayatı, zindan. O arkadaşınızı da ömürlük unutmak zorunda kalırdınız. Ne yaptıysanız az yapmışsınız o yüzden. Keşke ağzından burnundan getirseydiniz.
Bence bu çok garip bir takıntı.Kızlar, kimseyle paylaşmak istemediğim bir konu var. Burada çoğunlukla aklı başında, güzel yorumlar okuduğum için bu konuyu sizlere danışmak istiyorum.
8 yıllık evliyim, 2 çocuğum var. Biri 4 yaşında, diğeri 4 aylık. Öğretmenim, eşim de öğretmen. Aynı okulda çalışıyorduk eşimle, çıkmaya başladıktan 5,5 ay sonra evlendik. Yani toplamda kendisini 8,5 yıldır tanıyorum.
3 gün önce muhabbet ederken daha önce hiç sormadığım bir şey sormak geldi içimden. “Bir şey soracağım, ama kızmak yok” dedim. “Tamam” dedi. “Vereceğin cevap ne olursa olsun ben de kızmayacağım, söz veriyorum. O yüzden doğruyu söyler misin?” dedim. Kabul etti. “Benden önce hiç cinsel ilişkin oldu mu?” diye sordum. Bunu sorarken kesinlikle ve kesinlikle yüzde yüz vereceği cevaptan emindim. Çünkü benden önce doğru düzgün ilişkisi bile olmadığını söylemişti. Sorduğum soruya “Hayır, olmadı” diyeceğini düşünüyordum. Ama öyle olmadı. “Evet” dedi. Anlatmasını istedim, ayrıntılarıyla sordum, gayet sakin bir ses tonuyla sıkıştırdım, merak ettim, her ayrıntıyı öğrenmek istedim. “18 yaşına girdiğimde kerhaneye gittim.” dedi. Dünyalar başıma yıkıldı. Hiç ummazdım. Bunu yapmış olabileceği aklıma dahi gelmezdi. Eşim 5 vakit namazını kılan, yolla yürürken denk gelen kızlara başını çevirip bakmayan bir insan. Öyle bir yere gitmiş olduğunu 3 gündür sindiremiyorum.
Eşim 37 yaşında, ben 32 yaşındayım. 18 yaşında gitmiş o iğrenç yere, yani 19 yıl önce. Üzerinden 19 yıl geçmiş, ama ben kendimi şu an aldatılmış gibi hissediyorum. Benim masum sandığım kocam oraya gitmiş, aklım almıyor. O ilk gitmesinin ardında da gitmeleri olmuş dediğine göre ama içeri girmemiş. Sadece bakmış. Bir defa da komşusuyla gitmişler, komşu içeri girmiş o girmemiş. Israrla sordum ama sadece 1 defa odaya girdiğini söyledi. Buna pek inanasım gelmedi. Çünkü bence 1 defa giden, tekrar da o ortama gidiyorsa gittiğinde yine içeri girmiştir. Birkaç ayrıntı sordum. Nasıl bir kadındı dedim. Birisi tavsiye etmiş. İyi muamele yapar demiş. Şalvarlı bir kadınmış. Ben gayet sakince sorunca döküldü böyle. Birkaç ayrıntı daha var ama yazmaya utanıyorum artık. Tabi onun gördüğü sakinliğimin ötesinde içimde fırtınalar kopuyordu ama haberi yok.
Sonra konuşurken bir arkadaşından bahsetti. İsmi “Ahmet” olsun. Bu arkadaşı bekar. Sürekli farklı kızlarla gezip tozan birisi. Eşimin ise bekarken ufak tefek 1-2 görüşmesi dışında kız arkadaşı olmamış. Ahmet, kendi yaşantısından falan bahsederken, “bekarken bende böyle Ahmet gibi yaşasaydım” gibisinden nefsi istiyormuş. Bunu söyledi ve ben yine şok oldum. Bir insan bunu eşine nasıl söyler?
Benim de evlenmeden önce erkek arkadaşlarım oldu evet. Ben de sütten çıkmış ak kaşık değilim. Hatta çok aşırı ileri gitmeden yaşadığım şeyler de olmuştu. Keşke olmasaydı diyorum hep. Keşke ondan önceki erkek arkadaşlarım hiç olmasaymış diyorum. Ama adam bana ne diyor. “Nefis” diyor. Ne nefsi, ne saçmalıyor gerçekten hayretler içindeyim.
Konuşmak istedim onunla daha sonra. “Keşke bana yalan söyleseydin, anlatmasaydın keşke, çok sarsıldım” dedim. “Sen sordun, doğruyu söylememi istedin, ben de aklımda kalan yaşadığım olayı anlattım ki senden çok çok çok önce gençliğimde olan bir şey. Bundan sonra bu konu ile ilgili ne söylüyorsan söyle sana bir şey demeyeceğim” dedi.
Aslında burada bu tarz konular okuyunca düşündüğüm şey hep şuydu. Evlenmeden önceki hayatı sizi ilgilendirmez diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı. 18 yaşında gittiği yerde yaşananlar aklımdan çıkmıyor. Ahmet'e özenmesi aklımdan çıkmıyor. Benim kocam nasıl böyle bir insan olabilir. Nasıl midesi kaldırıp oraya gitmiş olabilir gençliğinde aklım almıyor. İçime bir öküz oturdu sanki.
Paylaşmak istediğim. Kırgınım, kızgınım, üzgünüm.
DÜZENLEME: Kızlar çok teşekkür ederim yorumlarınız için. İçimi ferahlattınız gerçekten. Tam 11 sayfa boyunca hemen hemen herkes 18 yaşında olan durum ile ilgili yorum yapmış. Bu konuda evet size hak veriyorum mantıken baktığımda ben de sizin gibi düşünüyorum ama duygularıma söz geçiremedim ve aşırı üzüldüm.
Ancak diğer mesele hakkında pek yorum yapılmamış. Bu konu da çok önemli benim için.
Evli bir erkeğin, bekar arkadaşının yaptıklarına özenmesi ne kadar doğru sizce? Ahmet yaşadıklarını anlatırken, “ben de evlenmeden önce bu şekilde bir hayat yaşayabilirdim” diye nefsinin istediğini bana söylemesi doğru mu? Zaten yanında bir eşi varken halen o nefsi neyi arzuluyor? Ona yetmiyor muyum yani? Ahmet’in yaşayıp da bizim yaşamadığımız ne kaldı? Farklı kadınlar, farklı tenler mi istiyor nefsi? Sonuçta şu an Ahmet’in bizden tek farkı farklı farklı kızlarla takılıyor olması. Onun dışında Ahmet’in yapıyor olup da bizim yapmadığımız bir şey yok sonuçta. Nefis istermiş. Bu saçma değil mi? “Kadında geçmiş, erkek de gelecek aranırmış!!!”
Bu çok gurur kırıcı bir durum benim açımdan. Ben “keşke şunları yapmasaydım” derken, eşim “bekarken şunları da yapsaymışım” diyor resmen. Bunu diyen nefsiymiş. Bunu ona sorduğumda; şu an arzuladığı bir şey olmadığını, sadece “bekarken acaba ben de böyle yapabilir miydim?” gibisinden nefsinin istediğini söylüyor ve bu konu hakkında bir daha konuşmak istemiyormuş. Bu normal mi yani?
19 tıl oncekı seye nıye takılıosunuz.Ahmet gezıp tozan hayatı eglencelı yasayan bırı ıse ozenebılır.Bende hıc bır seyı umursamayan borcun ıcınde ama hıc takmayan ınsanlara ozenıorum .Cunku benım gelecek kaygım cok fazla .Mutlu yuvanıza kotuluk sokmayın .O yaslarda erkek cocugu ole seylere cok meraklı oluyomuş .Etgenlık deyın gecın .Kızlar, kimseyle paylaşmak istemediğim bir konu var. Burada çoğunlukla aklı başında, güzel yorumlar okuduğum için bu konuyu sizlere danışmak istiyorum.
8 yıllık evliyim, 2 çocuğum var. Biri 4 yaşında, diğeri 4 aylık. Öğretmenim, eşim de öğretmen. Aynı okulda çalışıyorduk eşimle, çıkmaya başladıktan 5,5 ay sonra evlendik. Yani toplamda kendisini 8,5 yıldır tanıyorum.
3 gün önce muhabbet ederken daha önce hiç sormadığım bir şey sormak geldi içimden. “Bir şey soracağım, ama kızmak yok” dedim. “Tamam” dedi. “Vereceğin cevap ne olursa olsun ben de kızmayacağım, söz veriyorum. O yüzden doğruyu söyler misin?” dedim. Kabul etti. “Benden önce hiç cinsel ilişkin oldu mu?” diye sordum. Bunu sorarken kesinlikle ve kesinlikle yüzde yüz vereceği cevaptan emindim. Çünkü benden önce doğru düzgün ilişkisi bile olmadığını söylemişti. Sorduğum soruya “Hayır, olmadı” diyeceğini düşünüyordum. Ama öyle olmadı. “Evet” dedi. Anlatmasını istedim, ayrıntılarıyla sordum, gayet sakin bir ses tonuyla sıkıştırdım, merak ettim, her ayrıntıyı öğrenmek istedim. “18 yaşına girdiğimde kerhaneye gittim.” dedi. Dünyalar başıma yıkıldı. Hiç ummazdım. Bunu yapmış olabileceği aklıma dahi gelmezdi. Eşim 5 vakit namazını kılan, yolla yürürken denk gelen kızlara başını çevirip bakmayan bir insan. Öyle bir yere gitmiş olduğunu 3 gündür sindiremiyorum.
Eşim 37 yaşında, ben 32 yaşındayım. 18 yaşında gitmiş o iğrenç yere, yani 19 yıl önce. Üzerinden 19 yıl geçmiş, ama ben kendimi şu an aldatılmış gibi hissediyorum. Benim masum sandığım kocam oraya gitmiş, aklım almıyor. O ilk gitmesinin ardında da gitmeleri olmuş dediğine göre ama içeri girmemiş. Sadece bakmış. Bir defa da komşusuyla gitmişler, komşu içeri girmiş o girmemiş. Israrla sordum ama sadece 1 defa odaya girdiğini söyledi. Buna pek inanasım gelmedi. Çünkü bence 1 defa giden, tekrar da o ortama gidiyorsa gittiğinde yine içeri girmiştir. Birkaç ayrıntı sordum. Nasıl bir kadındı dedim. Birisi tavsiye etmiş. İyi muamele yapar demiş. Şalvarlı bir kadınmış. Ben gayet sakince sorunca döküldü böyle. Birkaç ayrıntı daha var ama yazmaya utanıyorum artık. Tabi onun gördüğü sakinliğimin ötesinde içimde fırtınalar kopuyordu ama haberi yok.
Sonra konuşurken bir arkadaşından bahsetti. İsmi “Ahmet” olsun. Bu arkadaşı bekar. Sürekli farklı kızlarla gezip tozan birisi. Eşimin ise bekarken ufak tefek 1-2 görüşmesi dışında kız arkadaşı olmamış. Ahmet, kendi yaşantısından falan bahsederken, “bekarken bende böyle Ahmet gibi yaşasaydım” gibisinden nefsi istiyormuş. Bunu söyledi ve ben yine şok oldum. Bir insan bunu eşine nasıl söyler?
Benim de evlenmeden önce erkek arkadaşlarım oldu evet. Ben de sütten çıkmış ak kaşık değilim. Hatta çok aşırı ileri gitmeden yaşadığım şeyler de olmuştu. Keşke olmasaydı diyorum hep. Keşke ondan önceki erkek arkadaşlarım hiç olmasaymış diyorum. Ama adam bana ne diyor. “Nefis” diyor. Ne nefsi, ne saçmalıyor gerçekten hayretler içindeyim.
Konuşmak istedim onunla daha sonra. “Keşke bana yalan söyleseydin, anlatmasaydın keşke, çok sarsıldım” dedim. “Sen sordun, doğruyu söylememi istedin, ben de aklımda kalan yaşadığım olayı anlattım ki senden çok çok çok önce gençliğimde olan bir şey. Bundan sonra bu konu ile ilgili ne söylüyorsan söyle sana bir şey demeyeceğim” dedi.
Aslında burada bu tarz konular okuyunca düşündüğüm şey hep şuydu. Evlenmeden önceki hayatı sizi ilgilendirmez diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı. 18 yaşında gittiği yerde yaşananlar aklımdan çıkmıyor. Ahmet'e özenmesi aklımdan çıkmıyor. Benim kocam nasıl böyle bir insan olabilir. Nasıl midesi kaldırıp oraya gitmiş olabilir gençliğinde aklım almıyor. İçime bir öküz oturdu sanki.
Paylaşmak istediğim. Kırgınım, kızgınım, üzgünüm.
DÜZENLEME: Kızlar çok teşekkür ederim yorumlarınız için. İçimi ferahlattınız gerçekten. Tam 11 sayfa boyunca hemen hemen herkes 18 yaşında olan durum ile ilgili yorum yapmış. Bu konuda evet size hak veriyorum mantıken baktığımda ben de sizin gibi düşünüyorum ama duygularıma söz geçiremedim ve aşırı üzüldüm.
Ancak diğer mesele hakkında pek yorum yapılmamış. Bu konu da çok önemli benim için.
Evli bir erkeğin, bekar arkadaşının yaptıklarına özenmesi ne kadar doğru sizce? Ahmet yaşadıklarını anlatırken, “ben de evlenmeden önce bu şekilde bir hayat yaşayabilirdim” diye nefsinin istediğini bana söylemesi doğru mu? Zaten yanında bir eşi varken halen o nefsi neyi arzuluyor? Ona yetmiyor muyum yani? Ahmet’in yaşayıp da bizim yaşamadığımız ne kaldı? Farklı kadınlar, farklı tenler mi istiyor nefsi? Sonuçta şu an Ahmet’in bizden tek farkı farklı farklı kızlarla takılıyor olması. Onun dışında Ahmet’in yapıyor olup da bizim yapmadığımız bir şey yok sonuçta. Nefis istermiş. Bu saçma değil mi? “Kadında geçmiş, erkek de gelecek aranırmış!!!”
Bu çok gurur kırıcı bir durum benim açımdan. Ben “keşke şunları yapmasaydım” derken, eşim “bekarken şunları da yapsaymışım” diyor resmen. Bunu diyen nefsiymiş. Bunu ona sorduğumda; şu an arzuladığı bir şey olmadığını, sadece “bekarken acaba ben de böyle yapabilir miydim?” gibisinden nefsinin istediğini söylüyor ve bu konu hakkında bir daha konuşmak istemiyormuş. Bu normal mi yani?